Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/272 E. 2022/855 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/272 Esas
KARAR NO : 2022/855

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu şirket ile müvekkil şirket arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenen ve davalı şirkete tebliğ olunan 23/08/2021 tarihli——nolu 4.861,14 USD’lik e fatura alacağından bakiye 1.916,65 USD’si ile 23/08/2021 tarihli —— nolu 1.075,59 USD bedelli fatura borçlu şirket tarafından ödenmemiş olduğunu, faturalar ve müvekkil şirketin 2021 ve 2022 yıllarına dair cari hesap ekstresi borçlu şirket tarafından 13/01/2022 tarihinde müvekkil şirkete 40.000 TL tutarında ödeme yapılmış olup iş bu ödemenin 13/01/2022 tarihindeki efektif satış kuruna göre I3.584,USD üzerinden dolar karşılığı olarak hesaplanan 2.944,49 USD kadar 4.861,14 USD’lik faturdan mahsup edilmiş olduğunu, iş bu faturadan bakiye 1.916,65 usdlik alacağın takibe geçilmiş olduğunu, takibe konu faturalara ilişkin malzemelerin davalı şirkete teslim edildiğini, davalı firmanın malzemelerin montajının yapılmasının akabinde müvekkili şirketten servis hizmeti alındığını, ——Sayılı dosya ile takibe geçilerek öde emrinin borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun haksız bir şekilde takibe itiraz ettiğini, davalının tarafın haksız be mesnetsiz olarak yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalılar hakkında %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu faturalardan görüleceği üzere müvekkili şirketin davacı yandan cihaz soğutma cihazı satın almış olduğunu, davacı yanın tarafından müvekkil şirkete kesilen faturalar işbu cihaza ve cihazın kurulumuna için kullanılacak sarf malzemelerine ilişkin olduğunu, ancak fatura konusu cihazın ne müvekkili şirkete çalışır halde teslim edilmiş ne de kurulum için faturaya konu edilen sarf malzemelerinin hepsi kurulum aşamasında kullanılmış olduğunu, işbu sebeple müvekkili şirket tarafından söz konusu faturalara ilişkin iade faturası kesilmediğini, müvekkili şirket tarafından iade faturası kesilmiş olması müvekkil şirketin fatura içeriğini en başından beri kabul etmediğini göstermekte olduğunui müvekkili şirketi davacı yan tarafından faturaya konu edilen hizmeti tam ve eksiksiz bir şekilde alamadığını, aksini ispat külfeti davacı yanın üzerinde olduğunu, davacı yan söz konusu cihazın çalışır vaziyette müvekkile teslim edildiğini ve fatura konusu sarf malzemelerinin hepsinin cihazın kurulumu esnasında kullanıldığını ispat etmek zorunda olduğunu, ancak belirtilen üzere cihazın kurulumu esnasında fatura konusu sarf malzemelerinin hepsinin kullanılmamış ve cihaz müvekkil şirkete çalışır halde teslim edilmemiş olduğunu, bu sebeple müvekkilin davacı yana borçlu olduğunun kabulüzşz mümkün olmadığı, arz ve izah edilen sebeplerle davacı yan tarafından haksız ve hukuka aykırı ikame edilen davanın reddine karar verilmesini mahkememizden talep etme zorunluluğunun hasıl olunduğunu, mahkememizin re’sen nazara alacağı diğer sair nedenlerle haksız ve hukuka aykırı ikame edilen davanın reddine, kötü niyetli olarak takibe girişen davacı aleyhine alacağın %20sinden aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Dosyada yer alan mevcut teknik servis formalarından davacının davalı firmaya ürünlerin teslimatına ilişkin teslimde ve teknik hizmette bulunduğu, aksi durumda ürünün çalışmadığı, çalışır durum da alınmadığının tespiti ile ilgi yetkili uzman bir kurumdan tespit yaptırılıp davalı tarafından davacı tarafa noter kanalı ile zamanında bildirmesi gerektiği, davalı tarafından bildirmediği için ürün ve hizmettin alındığı kanaatine varıldığı. Davacı tarafından ibraz edilen —— Sıra Nolu Elektronik Defter Genel tebliği 3. Maddesi gereği ise 2021-2022 Yevmiye ve Defteri Kebir e defter beratlarını süresi içinde —- sistemine yüklediği tespit edilmiştir. Vergi dairelerinden gelen cevap yazılarına istinaden yapılan incelemede Dava konusu faturaların davacı ve davalı —— bildirimin bulunmadığı, 20/01/2022 Takip tarihi itibari ile Davacı ticari defter kayıtlarında davalı cari hesap borç bakiyesinin 10.613,00 TL (3.021,47 USD) göründüğü, Davalı tarafından ticari defterler ibraz edilmediğinden ve söz konusu borç miktarının tespit edilemediği ve itiraz talebinin yerinde olup olmadığının değerlendirilemediği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR: Bilirkişi ek raporunda özetle;” 20/01/2022 Takip tarihi itibari ile Davacının alacak tutarı olan 3.021,47 USD’nin TL karşılığının 41.275,09 TL olarak hesaplandığı, (——. USD Alış kuru 13,6606 TL,) Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden gelen cevap yazılarına istinaden; Davacının 2021 dönemi ihraç kayıtlı —– bildiriminin toplu tutar göründüğü, Davalı —– bildiriminde söz konusu —— görünmediği.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Taraflar arasında soğutma cihazının alım satımı ve kurulumuna ilişkin sözleşme yapıldığı, davacı yanın bu nedenle 23/08/2021 tarihli,—— nolu ve 4.816,14 usd’lik ile 23/08/2021 tarihli, ——- nolu ve 1.075,59 usd’lik faturalardan kaynaklı (bakiye) alacağını talep ettiği, davalı yanın eksik ifa itirazında bulunduğu, davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi heyet raporunda davacının davalıdan açık hesap ilişkisinden kaynaklı 3.024,47 usd alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 01/07/2022 günü yapılması istenilen defter incelemesine davalı yanın hazır olmadığı duruşma olan —— nolu celsede karar verildiği, davalı şirkete duruşma zaptının tebliği ile inceleme gün ve saati ihtar edildiği, davalının ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, 6100 sayılı Hmk’nın 222/3. maddesinde, ——sayılı kanunla ticari defterlerin sunulmamasına ilişkin 23. madde ile değişiklik yapılmış ve ticari defterlerin davalı tarafından sunulmaması halinde davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil olacağı belirtildiği, dava dosyasında yer alan takibe ve davaya konu edilen faturaların davalıya tebliğ edildiği, söz konusu faturalara davalı tarafın 8 gün içinde itiraz ettiğine ve iade ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı; davacı ——incelenen defter kayıtlarına göre, davacının 20//1/2022 takip tarihi itibariyle 2 adet faturadan kaynaklı davalıdan (asıl alacak olarak) (1.916,65 usd ve 1.075,59 usd ) 2.992,24 usd alacaklı olduğu, davacının takipten önce davalıyı temerrüde düşürmesi ile ilgili bir belgenin bulunmadığı, böylece bilirkişinin davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 2.992,24 usd alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu haliyle davacının davasını ispat ettiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Alacağın likit olması konusunu ——Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. ——-Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamaması karşısında takipteki geçikmiş gün faiz alacağına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.Davada reddedilen miktarın 2022 yılı kesinlik sınırı olan 8.000,00 TL nin altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. Zira ——- karar sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” ——-karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında 2021 yılı istinaf kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL’ nin altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki takibe konu miktar olan ücretin davacı tarafça ispatlandığı anlaşılmış alacağın faturaya bağlı olması nedeniyle belirli likid olduğu kanaatine varılmış kabul edilen asıl alacak miktarı olan 2.992,24 usd’nun takip tarihi olan 20/01/2022 tarihindeki ——oranı olan 13.4875 TL ile çarpılması sonucu oluşan 40.357,84 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (8.071,57 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmiştir —— Tarafların tacir olduğu ve alacağın yabancı para alacağı olduğu görülmekle ——–Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 2.992,24 usd üzerinden iptali ile kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin devamına karar verilmiştir. Vekalet ücreti ile harç hesaplaması ——Sayılı kararı doğrultusunda dava tarihindeki (14/04/2022) ——- oranı olan (14.6415) esas alınarak yapılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından ——sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak 2.992,24 usd alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- 2.992,24 usd’nun takip tarihi olan 20/01/2022 tarihindeki——olan 13.4875 TL ile çarpılması sonucu oluşan 40.357,84 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (8.071,57 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.985,95 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 547,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.438,77‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 547,18 TL peşin harç toplamı 627,88‬ TL ile 3.213,50 TL ( Bilirkişi Ücreti, Tebligat Gideri, Müzekkere Gideri ve Dosya Masrafı) olmak üzere toplam 3.841,38‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,99 ve red 0,01 oranına göre hesaplanan 3.802,96 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin kabul oranına 1.306,8‬0 TL’sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin red oranına 13,2‬0 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan—— davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, reddelen miktarın kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak davanın reddedilen kısmı bakımından KESİN olarak; kabul edilen miktar bakımından kesinlik sınırının üstünde kalması nazara alınarak davanın kabul edilen kısmı bakımından gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde——Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.