Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/266 E. 2022/444 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/266
KARAR NO: 2022/444
DAVA: Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ: 12/04/2022
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri, davalı —– hissedarları olduğunu, şirket’in bir diğer hissedarı ise dava dışı—- olduğu, müvekkilleri şirket’in — oranında hissedarları ve toplamda — hisse oranını temsil etmekte olduklarını, müvekkillerinden —- şirket yönetim kurulu başkanı olarak, dava dışı —- vekili olarak görev yaptığı, dolayısıyla yönetim kurulu vasıtasıyla yapılacak olan çağrının, hem müvekkili —- beraber imzasıyla sağlanabilmekte olduğunu, ancak — sözlü ve yazılı taleplerine rağmen —— çağrılması hususunu kabul etmediğini ve—– alınamadığını, yönetim kurulu vasıtasıyla, —–çağrı hükümlerinin bu sebeple uygulanamadığından bahisle,— maddesi uyarınca paydaşların —- çağrı hakkını kullanma durumu hasıl olduğunu, bu kapsamda, müvekkilleri tarafından, —- hem şirkete hem de diğer paydaş olan —- ihtarname gönderildiği, bu ihtarnamenin — tarihinde şirkete tebliğ edildiğini, tebliğ tarihlerinden bu yana ne şirket tarafından, ne de—- tarafından ihtarnameye olumlu ya da olumsuz bir dönüş olmadığını, dolayısıyla —yapılması hususunu zımnen reddettiğinin anlaşıldığını, halihazırda —talep eden şirket hissedarı olan müvekkillerinin şirket — belirtilen — nisabını sağlamakta olduklarını, ancak— toplantının yapılmasından kaçındığı için buna engel olduğunu, bu engel olmanın altında, şirket — alınmış, hukuka ve yasaya aykırı, sadece paydaş —-haklarını korumaya yönelik yok hükmündeki—-değiştirilmesini önleme amacı olduğunu, defalarca Müvekkillerince bu hukuksuzluğun giderilmesi hususu kendisine iletilmiş olsa dahi dikkate katiyen alınmadığını, müvekkillerinin daha fazla hak mahrumiyetine uğramaması amacıyla, —- yapabilmek için mahkememize müracaat etme durumu zorunlu olduğunu, açıklanan sebeplerden dolayı hukuka ve yasaya aykırılığı giderebilmek için, —— adresinde yapılmasına dair karar verilmesini, —– çağrılmasına izin verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı ——-tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin üç hissedarı olduğunu, davacılar dışındaki diğer hissedar —- olduğunu, dava sonunda verilecek karar dava dışı hissedar —- etkileyeceğinden öncelikle davanın —- ihbarına karar verilmesini talep ettikleri, huzurdaki davada ileri sürülen iddialar usul ve esas hükümlerine aykırı olduğunu, davacılar keşide ettikleri ve davaya mesnet yaptıkları—- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; müvekkili şirket hissedarı olduklarını, —— yapılması kararı aldıklarını ihtar ederek dava dışı şirket ortağı —— müvekkili şirket tüzel kişiliğini, ihtarnamenin tebliğinden itibaren “bir ay içinde” toplantıya katılmaya davet ettiğini, ancak şirket hissedarlarının doğrudan genel kurul toplantısına çağırma yetkilerinin olmadığı hususu her türlü izahtan vareste olduğunu, ——çağrı gündemiyle” toplanamaması, toplanmaması ya da toplanmasına rağmen bu konuda bir karar alınmaması halinde davacılar huzurdaki davayı ikame edilebilirdi ancak dava dilekçesinde yönetim kurulu vasıtasıyla yapılacak çağrının hem davacılardan —– hem de dava dışı —- birlikte atacakları imzasıyla mümkün olacağı iddia edilmiş ise de bu iddia da mesnetsiz bir iddia olduğunu, kanun koyucu —-maddesi ile bu tür bir durum için hukuki yolu belirlediğini, üstelik davacı—- hem hissedar hem de şirket yönetim kurulu başkanı olduğunu, yönetim kurulu başkanı sıfatıyla yönetim kurulunu toplantıya çağırmak yetkisi dahi bizzat kendisinde olduğunu, bu itibarla davacı —- sıfatıyla yönetim kurulunu toplantıya çağırır, dava dışı ——toplantıya iştirak etmemesi ya da toplantıya katılıp da genel kurulu toplantıya çağırma kararına iştirak etmemesi halinde huzurdaki dava ikame edilebileceğini, tetkik buyurulacağı üzere anılan kararda hem genel kurulu toplantıya çağırma yetkisinin yönetim kurulunda olduğuna hem de toplantıya çağrı kararını almak üzere yönetim kurulunu toplantıya çağırma yetkisinin yönetim kurulu başkanlığında olduğuna hükmedildiğini, dava dilekçesinde davacıların——–uyarınca “azlık pay sahibi sıfatıyla” toplantıya çağırdıkları iddia edildiğini, ancak bu iddia da usul ve esas hükümlerine aykırı olduğunu, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacılar şirketin —— üzerinde bir oranda hissedarı oldukları, kaldı ki davacılardan —-hem hissedar hem de şirket yönetim kurulu başkanı olduğunu,—-yetkileriyle yönetim kurulunu “genel kurulu toplantıya çağırma” gündemiyle toplantıya çağırmak yetkisi bizzat kendisinde olduğunu, Bu yetkisine rağmen yönetim kurulunu toplantıya çağırmadan doğrudan —–yapma kararı alma ve genel kurulu toplantıya çağıma yetkisi olmadığını, tüm bunların yanında kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava mesnedi ihtarname münderecatı itibariyle de usul ve esas hükümlerine aykırı olduğunu, zira anılan ihtarnamede olağanüstü genel kurul toplantısının “ihtarnamenin tebliğinden itibaren bir ay içinde” gibi muğlak bir sürede yapılacağı ihtar edildiğini, toplantının şirket merkezi dışında bir adreste yapılacağı ihtar edildiğini, Oysa ki Türk
Ticaret Kanunu’nun 409. maddesine göre genel kurul toplantıları ana sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde şirket merkezinde yapılır. Şirket ana sözleşmesinde genel kurul toplantılarının şirket merkezinde yapılacağı kararlaştırılmıştır.
Sözleşmede bu konuda aksine bir hüküm olmadığı gibi ihtarnamede belirtilen adres dava dilekçesinin antet kısmında da yazılı olan davacılar vekillerine ait adrestir. Bu adreste toplantı yapılmasının istenmesinin hiçbir mesnedi ve anlamı olmadığını beyan ederek, öncelikle davanın dava dışı hissedar ———– ihbarını,
davanın reddini ve her türlü yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraf iddia ve savunmaları yukarıda özetlenmiş olup davanın konusu davalı şirketin 6102 sayılı TTK’nın 411 ve 412. Maddeleri uyarınca şirketin genel kurul toplantısına çağrılmasına izin verilmesi istemine ilişkindir.
Anonim şirketlerde genel kurulun toplanmasına ilişkin çağrı usulü TTK’nın 410. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ” Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Tasfiye memurları da, görevleri ile ilgili konular için, genel kurulu toplantıya çağırabilirler.
(2) Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Mahkemenin kararı kesindir. ” hükmüne haizdir.
Azlığın çağrı yapabilmesinin şartlarının düzenlendiği TTK’nın 411. Maddesi ” (1) Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Esas sözleşmeyle, çağrı hakkı daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabilir.
(2) Gündeme madde konulması istemi, çağrı ilanının——- yayımlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce ———-ulaşmış olmalıdır.
(3) Çağrı ve gündeme madde konulması istemi noter aracılığıyla yapılır.
(4) ——- çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurul en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılır; aksi hâlde çağrı istem sahiplerince yapılır. ” hükmüne haiz olup maddenin devamı niteliğindeki 412. Maddede ise ” Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir. Karar kesindir.” hükmü mevcuttur.
Her ne kadar davalı yanca davacıların azlık sıfatına haiz olmadıkları, davacının şirkette Yönetim kurulu başkanı olduğu ve bu nedenle öncelikle yönetim kurulunun toplanması ve karar alması gerektiği, yönetim kurulu çağrılmadan davanın dinlenemeyeceği yolunda iddialarda bulunulmuş ise de davacıların azlık sıfatına haiz oldukları, asgari sermaye şartını sağladıkları, davayı da pay sahipliği sıfatına dayanılarak açtıkları anlaşılmıştır—- usulü işleterek şirkete müracaat ettikleri görülmüştür. Davacı yan davacılardan—— olduğunu dava dışı—- de Yönetim kurulu başkan vekili olduğunu ——–vasıtası ile yapılacak çağrının bu ikisinin müşterek imzası ile yapılabileceğini, dava dışı bu kişinin sözlü ve yazılı taleplere rağmen genel kurul toplantısı yapılmasını kabul etmediğini belirtmiştir.Davacıların davalı şirkette ——- oranına sahip oldukları görülmüştür.Yapılan incelemede davacıların—– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile genel kurul toplantı gündemini de belirtmek sureti ile şirketin———– icra edilmesi hususunda davalı şirkete ve dava dışı —– müracaat ettikleri ancak ihtarname tebliğine rağmen davalının TTK’nın 412. Maddesinde belirtilen —- iş günü içinde talebin kabul edilmediği ve ——– toplantısı için gerekli çağrının yapılmadığı bu suretle TTK’nın 411 ve 412. Maddesindeki şartların oluştuğu anlaşılmış davanın kabullüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacıların davalı aleyhine açmış olduğu şirketin ———–çağırma izni davasının KABULÜNE, davalı ———–çağrılmasına,
2-6102 sayılı TTK’nın 412. Maddesi uyarınca toplantıya dair gündemi düzenlemek ve çağrıyı yapmak üzere mali müşavir——–kayyım olarak atanmasına,
3-Kayyım için 8.000 TL ücret takdirine, masrafın davacı yanca mahkeme veznesine depo edilmesine, kayyım ücreti yatırıldığı taktirde kayyıma görevinin tebliğine,
4-Kayyıma şirket genel kurulunun toplanması için gerekli her türlü belgeyi toplama yetkisi verilmesine, kayyıma gerekirse şirket defter, kayıt ve belgelerini de inceleyerek çağrı metni, başvuru belgesi vs. Belgeleri hazırlamak sureti ile TTK’nun 414. Maddesi gereğince yapmasına,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6- Davacılar tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç,yatırılacak 8.000 TL kayyım ücreti, 143,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 8.304,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-6100 Sayılı HMK.nın 333. maddesi gereğince, var ise bakiye gider avansının, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine,
10-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 411 ve 412. maddeleri gereğince KESİN olmak üzere, taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2022