Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/253 E. 2023/240 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/253 Esas
KARAR NO : 2023/240

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- müvekkili şirkete ait —- araç, —- tarihinde —- sınırındaki —– sahasında beklerken, başka bir araçta çıkan yangın nedeni ile tamamen yanarak kullanılamaz hale geldiğini, olayda ——- aracın tamamen yandığını, kazanın meydana gelmesine ilişkin olarak —- dava konusu aracın da içinde olduğu —— tamamen yandığının belirtildiğini, dava konusu aracın davalı —- ile yapılan —-” ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin hasarın kapsam dışında olduğu gerekçesi ile 03.12.2021 tarihinde gönderdiği yazı ile talebi ret ettiğini, —satışı ve teslimi yapıldıktan iki ay sonra davalı taraf hasarın teminat dışında olduğu gerekçesi ile – ibra sözleşmesinden vazgeçerek – hasarın ödenmesine ilişkin talebi ret ettiğini yazılı olarak bildirdiğini, hasarın teminat kapsamında olduğunu, davalı sigorta şirketi kasko poliçesini müvekkiline göndermediğini, müvekkili şirketin sözleşmeyi okumadığını ve imzalamadığını beyan ile, müvekkilinin belirsiz alacağı belirli hale geldikten sonra talebi artırma hakkını saklı tutarak, aracın hasara uğraması ile meydana gelen 20.000.00 TL maddi zararın (belirsiz alacak), davalı tarafın temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, aracın çalışmaması nedeni ile meydana gelen 100,00 TL maddi zararın ( belirsiz alacak), davalı tarafın temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davanın belirsiz alacak davası koşullarının bulunmadığı gerekçesi ile HMK’nın 107 ve 114/h maddeleri uyarınca hukuksal yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu hasarın meydana geldiği— araca ilişkin olarak, müvekkili şirket nezdinde 02/10/2020—–bulunduğunu, müvekkili — şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, meydana —-gerçekleşmiş olup müvekkili şirketçe düzenlenen poliçede — meydana gelen hasarlar açıkça teminat dışı olması sebebiyle müvekkili şirketin iş bu talep bakımından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, kaza dolayısıyla talep sahibi tarafından müvekkili şirkete yapılan —- dosyası açıldığını ve poliçe —- şartları gereğince talebin değerlendirildiğini,— poliçesi genel şartlarına göre ise — meydana gelen zararların ancak ek teminat ile — altına alınabileceğini,— meydana gelecek hasarların teminat harici olduğunu, gelir kaybı talebi müvekkili şirketçe düzenlenen poliçe teminattan dışında olduğunu, dolayısı ile müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu olmadığını beyan ile, müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığından, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, her halükarda fahiş olan talebin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;” HASAR YÖNÜNDEN: —meydana gelen olaya ait tespitlerin, dava konusu — araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olduğu ve hasarın durumunun olayın oluş şekline uygun olduğu, Dava konusu— toplam hasar tutarı ve aracın rayiç değerleri de dikkate alındığında, aracın tamirinin ekonomik olmadığı anlaşılmakla, aracın— kabul edilebileceği, Dava konusu— olay tarihi itibariyle dava konusu olaydan önceki piyasa rayiç değerinin———— uyumu), hasarlı değerinin ise ————– olabileceği, hasar-zarar tutarının—- olabileceği, Bu husustaki hukuki durumun nihai taktir ve değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere: Davaya konu —davaya konu olayın meydana geldiği yer olan —, —-kapsam dışı tutulması nedeniyle, davacıya ait aracın hasarından, davalı—- sorumluluğunun bulunmadığı, Davaya konu poliçenin başlangıç tarihi — açıklanmasının verilmemesi halinde sözleşmenin yapılmasına 14 günlük itiraz tarihi ise —tarihidir. Bu itibarla, davaya konu olay, davalı — kuruluşunun aydınlatma yükümlülüğünün sona erdiği tarihten sonra, — meydana gelmiş olması nedeniyle davalı sigorta kuruluşunun sorumluluğunun bulunmadığı, Davaya konu — plakalı aracın hasarı sebebiyle, olayın meydana geldiği yer itibariyle veya poliçenin davalıya verilmemesi iddiası nedeniyle davalı —sorumlu olduğunun kabulü halinde ise bu taktirde, davacı — aracın hasar görerek —– ayrılmasına bağlı olarak, davacı yanın davalı yandan talep edebileceği alacak miktarı — çalışmaması nedeniyle ise —- kapsamında, davalı —– kuruluşunun sorumluluğunun bulunmadığı,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

ISLAH: Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle;
Davalarını belirsiz alacak olarak —- üzerinden açtıklarını, bilirkişi raporuna göre dava konusu aracın kaza tarihindeki değerinin —– olduğunu, bu nedenle belirlenen değer üzerinden talep miktarlarını —- çıkarttıklarını beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava dosyasında mevcut—- numaralı —- —- göre sigorta ettiren—-araç, davaya konu — tarihleri arasında davalı —-, araç hasarı halinde teminat limit miktarının rayiç değer olduğu tespit edilmiştir.
Davaya konu hasarın—- yük taşımak için davacı — tarihinde —- sahasında beklerken, başka bir araçta çıkan yangın nedeni ile tamamen yanarak ve kullanılmaz hale geldiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Dava dosyasında mevcut — numaralı—- teminat kapsamına alındığı ancak—- tutulduğu anlaşılmaktadır. İhtilafın özünü ise—- teminat ve kapsamı hususunda sigortalıya gerekli bilgilendirmenin yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde söz konusu müvekkili şirketin —————-iştigal ettiğini, özellikle —-hasarlara ilişkin poliçe düzenlemek amacıyla —– hizmeti aldığını, davalı—- şirketinin teminat dışı halleri usulune uygun şekilde aydınlatmadığını,—- davacı şirkete göndermediğini ileri sürerek —- poliçesinde teminat dışı bırakılan özel şartlarla ilgili olarak davacının usulüne uygun şekilde bilgilendirilmediğini ileri sürerek zararın tazminini talep etmiştir. Davalı —-vekili ise cevap dilekçesinde poliçe kapsamında ——- meydana gelecek hasarların teminat dışında olduğunu, hasarın —- meydana geldiğini, —- yapılmasından itibaren 14 gün içinde bilgilendirmenin yapılmadığına yönelik herhangi bir itiraz yapılmadığından sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış sayılması gerektiğinden bahisle davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır.
Hazırlattırılan bilirkişi heyet raporunda davaya konu —– başlangıç —— olduğunu, aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde sözleşmenin yapılmasına 14 günlük itiraz tarihinin —- olduğu, davaya konu olay davalı ——–yükümlülüğünün sona erdiği tarihten sonra — meydana geldiğinin bu nedenle davalı —- sorumluluğunun bulunmadığı yönünde kanaat bildirdiği görülmüştür.
TTK 1424. Maddesine göre —- ettirene teslim edildiğinin ispat yükü sigortacıdadır. Sigortacının poliçenin teslim edildiğini ispatlaması halinde poliçe içeriğine —– içinde itiraz edilmemiş —- şartlarla geçerli olacaktır. Davalı —– dilekçesi ekinde —– ettirene teslim edildiğine ilişkin ispata yarar belge sunmadığı gibi davanın —- söz konusu ispata yarar belgenin davalı vekilinden istenilmesine rağmen ispata ilişkin belgenin mahkememize sunulmadığı tespit edilmiştir.
TTK m. 1423/2’de, süresi içinde itirazda bulunulmadığı takdirde sözleşmenin poliçede yazılı şartlarla kurulmuş olacağı hüküm altına alınmıştır. Esasen sözleşme, tarafların üzerinde anlaştığı; iradelerinin uyuştuğu şartlarla kurulur. Bu şartlar bakımından poliçe bir ispat aracıdır. Bu husus, TTK m. 1424/3’ten de anlaşılmaktadır.
Kaldı ki, TTK m. 1425/2 uyarınca —– içeriği teklifnameden veya kararlaştırılandan farklıysa,—–sigortalının ve lehtarın aleyhine olan hükümler geçersizdir. Bu hüküm kuşkusuz TTK m. 1423/2 bağlamında da uygulanır. Dolayısıyla düzenlemede yer alan “poliçede yazılı şartlar”, taraflarca kararlaştırılan, üzerinde anlaşılan, taraf iradelerinin karşılıklı olarak uyuştuğu şartları ifade etmektedir. Gerek poliçenin yalnızca bir ispat aracı olması, gerekse TTK m. 1425/2 hükmü karşısında, belirtilen cümleye bunu aşan bir anlam yüklenmesi mümkün değildir.
Şu hâlde, hiç itiraz edilmediği yahut itirazın 14 günlük süre içinde ileri sürülmediği durumlarda, ——— tarafların sözleşmenin müzakeresi safhasında üzerinde anlaştıkları koşullarla kurulmuş olacaktır. Bu koşullar —- ispatlanır. Ancak poliçede yer alan bazı hükümler kararlaştırılandan farklı —- aleyhine ise bu hükümler geçersiz sayılır. Bu ise, — açıklamasının verilmesinden bağımsız bir şekilde zaten ve her hâlde söz konusu olan hukuki durumdur. Dolayısıyla ve özellikle TTK m. 1425/2 karşısında, 14 gün içinde itiraz edilmemesinin sonucu, sözleşmenin aydınlatma yükümlülüğü hiç ihlal edilmemiş gibi hükümlerini doğurmasıdır.—- Yükümlülüğünü Düzenleyen TTK M. 1423 Hükmüne İlişkin Bazı Değerlendirmeler, sayfa 18 )
Yukarıda da açıklandığı üzere, —- tarafından başvurana teslim edildiği ispatlanamayan poliçenin yazılı şartlar ile yapılmış sayılması hatalı olacaktır.—- ise taraflarca getirilme ilkesi kapsamında poliçenin teslim edildiğine ilişkin ispata yarar bilgi ve belgeleri mahkememize sunmamıştır.
Sonuç olarak, araç üzerinden oluşan hasarın teminat dışı kabul edilerek davalı —- tarafından ödeme yapılmadığı, davacıya ait araçta meydana gelen—içerisinde gerçekleştiği, — işi ile ilgilenen davacı şirketin çalışma sahası içerisinde bulunan —— hasarları teminat dışında tutmasının —– yaptırmaktaki maslahata uygun düşmeyeceği,— teslim edildiğinin ispat yükü sigortacıda olduğu, bu haliyle teminat dışı ——davacı yana bildirildiğinin davalı — tarafından ispatlanması gerektiği, ancak bu durumda sigortacının poliçenin teslim edildiğini ispatlaması halinde poliçe içeriğine on dört gün içinde itiraz edilmemiş ise poliçe yazılı şartlarla geçerli kabul edilebileceği, aksi durumda poliçede yer alan bazı hükümler kararlaştırılandan farklı ve sigorta ettirenin aleyhine ise bu hükümlerin geçersiz olması gerektiği hususları hep bir arada değerlendirilerek davalı yanca poliçenin teslim edildiğini ispatlayamadığı, davacı yanca yurt dışı taşımalarını — teminat altına alır—– teminat dışı tutmasının —— uygun düşmeyeceği, bu haliyle davacı——uğraşan şirketin aleyhine olan söz konusu hükümler geçersiz kabul edilerek bilirkişi raporunun hukuki değerlendirmeleri yerinde görülmeyerek davacının talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Kazanç kaybına ilişkin — teminat kapsamına alınmadığından talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer yandan davacı vekilinin— — davalı yanın hasar bedeli olan —– yargılama safahatında harcın tamamlanmasından sonra kendilerine ödendiğini bildirdiği, bu haliyle söz konusu bedel bakımından davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla bu yönde hüküm kurulmuştur. —- davalı yanca yargılama devam ederken davacı yana ödemiş olması, bilirkişi raporu ile söz konusu bedel kadar davacının davalıdan alacağının varlığına ilişkin tespit ve değerlendirmeler nazara alınarak davacının dava açılış aşamasında haklı olduğu vicdani kanaati ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı üzerine bırakılmıştır.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile— tazminat alacağının 24/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-20.500 TL asıl alacağa ilişkin davanın konusuz kalması nedeniyle ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacının kazanç kaybı tazminat talebinin REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 28.007,1‬0 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 358,63 TL ve 6.661‬,00 TL Tamamlama harcından mahsubu ile bakiye –karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 358,63 TL peşin harç ve 6.661‬,00 TL Tamamlama harcının toplamı — ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, —– müzekkere gideri, dosya ücreti) olmak üzere toplam— giderinden davanın kabul 0,99 ve red 0,01 oranına göre hesaplanan —- davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7—— kabul oranına göre —- davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8——– red oranına göre 15,6‬0 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
10-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——-davanın kabul edilen miktarı üzerinden— vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı