Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/243 E. 2023/946 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/243 Esas
KARAR NO: 2023/946
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/04/2022
KARAR TARİHİ: 23/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin davalıya, ——— E. sayılı icra takibinden dolayı hiç bir borcu olmadığının tespiti ve müvekkillerinin telafisi imkansız mağduriyetlerine yol açmaması için icra takibinin durdurulması kararı verilmesini, kötü niyetli davalı aleyhine takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, masraf ve yargılama giderleri ile vekalet ücretimizin avukat olarak adımıza ödenmek üzere davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Fazlaya ilişkin talep, dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle davanın harç noksanlığı nedeniyle reddine, vekaletname eksikliği nedeniyle ve diğer nedenlerle dava şartı yokluğundan ve usulden reddine, davanın esastan reddine, davacıların kötü niyetli olması nedeniyle alacağın %20’si oranında ayrı ayrı icra inkar ve kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davacılara tahmil edilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava,——- Esas sayılı takibine konu bono ve takip nedeniyle borçlu bulunulmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.28/04/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; “Tespit edilen bu bulgular doğrultusunda 28.04.2023 tarihli raporumuzda belirttiğimiz üzere ; … karşılaştırma belgelerindeki imzalarına ve el yazılarına kıyasla, inceleme konusu senedin arka yüzünde “——–” kaşesi üzerine atılmış imza, ikinci ciranta imzası ve “——–” el yazısı ile ——– karşılaştırma belgelerindeki imzaları ve el yazıları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından benzerlik noktasında yeterli ve gerekli derecede bağlantı kurulamadığı, imzaların da basit tersimli imzalar olduğu göz önüne alındığında, mevcut verilerle söz konusu imzanın ve el yazısının … eli ürünü olduğunun söylenemeyeceği kanaatini bildirir ” şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür. Mülga 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir 6102 Sayılı TTK’nın 818. (eTTK.nun 730) maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 677. (eTTK.nun589) maddesi uyarınca ”bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez”. İmzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamaz. Diğer bir deyişle, “imzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, 6102 Sayılı TTK’nun 677 (eTTK 589) maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Çekteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Çekin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir. Ancak Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.Benzer konuya ilişkin ——— Sayılı ilamında;”Davacı şirketin takibe konu 28/02/2019 keşide tarihli ve 50.000,00 TL tutarlı çekin lehtarı göründüğü, davacının çekteki lehtar-birinci ciranta imzasının şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunduğu, mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan grafoloji raporu ile “Çekteki davacı şirket adına atılı ciranta imzasının davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı” sabit olmuştur. Sahtecilik iddiasının mutlak defi olması ve herkese karşı ileri sürülebilecek olması nedeniyle davalının iyiniyetli hamil olduğu iddiasının sonuca etkili olmadığı, benzer imzalı çeklerin aynı ticari ilişki kapsamında verildiği ve ödendiği yönünde bir iddia bulunmadığından bu konuda haricen araştırma yapılmasına gerek olmadığı, çekteki imzanın davacı tarafa ait olmadığının tespiti nedeniyle başkaca araştırılacak hususun bulunmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair vermiş olduğu kararının isabetli olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. ” şeklinde gerekçelere yer verildiği görülmüştür.Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde imzaya ilişkin iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir . Somut olayda davacı kendi imzasının sahteliğine dayandığından mutlak defi niteliğindeki iddiasını herkese karşı ileri sürülebileceğinden ve 28/04/2023 tarihli bilirkişi heyet raporu ile senette lehtar sıfatı bulunan davacı şirket kaşesi altındaki ve davacı … ismi altındaki imzaların (şirket temsilcisi sıfatı ve ciranta sıfatı olmak üzere ayrı ayrı) davacıya ait olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.Alacaklı hamil imzaya itiraz eden borçlunun imzasının sıhhatini bilemeyeceği nazara alınarak senedi takibe koymada kötü niyetli veya ağır kusurlu kabul edilemeyeceğinden senetleri takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu ispatlanamadığından davacı borçlu lehine davalı alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜNE,
2-Davacıların ——– sayılı dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
3-Kötü Niyet Tazminat Talebinin Reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.073,95‬ TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 768,49 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.305,46‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 768,49 TL peşin harç toplamı 849,19‬ TL ile 4.882,75‬ TL (Bilirkişi Ücreti, Kep Reddiyatı, Posta Masrafı, Elektronik Posta Masrafı) olmak üzere toplam 5.731,94‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
7———- Başkanlığı tarafından düzenlenen 10/11/2022 tarih ve ——– no’ lu fatura gereğince 2.210,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAD KAYDINA, eğer karar kesinleştiğinde davalı tarafından ——— Döner Sermaye Saymanlığının ——–Bankası ——– Şubesindeki ———- iban nolu, ——– Bankası ——— Şubesindeki ——– ve ——— iban nolu hesabına ilgili ——– fatura numarası belirtilerek yatırıldığı ve makbuzu sunulduğu takdirde bedelin tahsiline YER OLMADIĞINA,
8-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan teminat ve gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı asilin, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2023