Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/242 E. 2022/615 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/242 Esas
KARAR NO : 2022/615

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı / Borçlu ile müvekkili arasında akdedilen sözleşme ile müvekkilinin davalıya ait —-, sözleşme gereği müvekkilinin üzerine yüklenen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, — süresince sözleşme kapsamı dışında — sözleşmede hüküm altına alındığı üzere — bedeli de ayrıca müvekkile ödenmesinin gerektiğini, davalı tarafından— işlere ait faturalar ödenmediğini, sözleşme kapsamında mutabık kalınan tutar dahi tam olarak ödenmediğini, bu sebeple davalı/borçluya karşı icra takibi yapıldığını davalı tarafından borca itiraz edildiğini dava —- görüşmeleri yapılıp sonuç alınamadığını, davalıya ihtarname gönderildiğini, davalı/borçlunun haksız şekilde ödemeler yapılmadığını söz konusu alacağın—- işlere ilişkin olduğunu kalan kısım ise sözleşme bedelinden bakiye ödenmeyen tutar olduğunu, davalı/borçlunun takip dayanağı faturayı —– kayıtlarında kullandığını, bu doğrultuda —— beyannamesi verdiğini, Alacağın likit, belirlenebilir ve davalı tarafça bilinebilir olmasına rağmen takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalının takibe yaptığı haksız itirazın iptaline, haksız, gerekçesiz ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğinden alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, alacağa, faturanın davalıya ulaştığı tarihi izleyen 30.günden itibaren fiili tahsil anına kadar ticari temerrüt faizi uygulanmasına, tüm yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı firma tarafından müvekkil —-aleyhine —– sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, haksız ve mesnetsiz olarak açılan icra takibine ilişkin itirazların dosya kapsamına sunulduğunu, Davacı tarafından itirazın iptali davası ikame edildiğini, davacı tarafın sözleşme doğrultusunda faaliyetlerine başladığını, davacı tarafından müvekkil firmaya —- içerisinde yapılan —— arasında akdedilen sözleşme kapsamında yapılmış olmasına rağmen, haksız ve sözleşmeye aykırı biçimde sözde ilave imalatlara ilişkin fatura kesildiğini, müvekkil firmanın sözleşme kapsamında mutabık kalınan iş ve imalatların karşılığı olan bedeli eksik ödediği iddia edilmişse de, işbu beyanın hakikate aykırı olduğunu, sözleşmede belirlenen ödeme planı dahilinde eksiksiz bir biçimde ödeme yapılmış olup, davacı firmanın bakiye alacağı bulunmadığını, izah edilen nedenlerle davacı tarafın mesnetsiz taleplerinin bütünüyle reddi gerektiğini, haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen huzurdaki davanın reddine, davacı tarafn kötü niyetli olması hasebiyle %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve davacıdan tahsiline, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Davacının ve Davalının defter ve kayıtlarının HMK 222. Maddesine göre lehlerine delil kabul edilebileceği, Davacın Ticari defter kayıtlarına göre Davalıdan — alacaklı olduğu, Davalının — alacaklı olduğu, Davacı Ticari Defter Kayıtları ile Davacının Ticari defterler kayıtlarındaki farkların : Davacının ticari defteri —-hesabının — borç bakiyesi verdiği, Davalı ticari defter kayıtlarında——— olduğu, —- yılında Davalı tarafından düzenlenen —– işleminin davacı ticari defterler kayıtlarında bulunmayıp davalı ticari defter kayıtlarında bulunduğu, Davacı Ticari defterlerinde— Davalı Ticari Defter Kayıtlarında bulunmadığından kaynaklandığı, Davacı ve Davalı tarafın — örtüştüğü, Yerinde yapılan inceleme sonucu davacının dosyaya sunmuş olduğu — formlarından yapılan iş ile kesilen faturaların uyumlu olduğu, Taraflar arasında imzalanan sözleşme dışı ek iş olarak yapılan— işveren vekili (— tarafından imzalanmış olarak — raporlarına eklendiği, — faturaya konu edilen alacak ile uyumlu olduğu, ancak servis formlarında belirtilen ekleme parçaları —- % —- Keşif tablosundaki % arasında % 5 lik bir maddi hata olduğu, yaklaşık 400,00 TL olan bu farkın sözleşme harici ek işler toplam bedelinden düşülmesi gerektiği, ——- tarafından temin edilen —- vanaları için, ana sözleşme bedelinden — belirtilen elektrik işlerinin, Sözleşmenin 11. Maddesi kapsamında ilave/ek iş olarak değerlendirilmesi gerektiği, — faturaya konu edilen — tutarındaki alacak ile uyumlu olduğu,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturalardan kaynaklı açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, — varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak — Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre — takip tarihi itibariyle davalının — olduğu,
Davacı ve davalının —— uyuştuğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce ihtilafın — ara kararları uyarınca davacının iddialarının yerinde olup olmadığı hususunun —-amacıyla davacının davalı için düzenlediği faturaların davalı şirkete tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmiş ise 8 günlük sürede her hangi bir itiraz olup olmadığı, davalının faturaları ilgili vergi dairesine bildirip bildirmediği, davacının dosyaya sunmuş olduğu servis kayıt formlarından yapılan iş ile kesilen faturaların uyumlu olup olmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme dışı ek iş olarak yapılan işlerin tespiti, ek iş olarak yapılan iş ve hizmetler ile faturaya konu edilen alacağın yerinde olup olmadığının bilirkişi marifetiyle ortaya konulması bilirkişi heyet raporu tanzim ettirilmiş,— tarihli bilirkişi heyet raporunda konu ile alakalı olarak; ” davacının dosyaya sunmuş olduğu servis kayıt formlarından yapılan iş ile kesilen faturaların uyumlu olduğu” tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, davalı tarafından davacıdan mal veya hizmet alımı yapıldığını —böylece bilirkişi davacı tarafın ticari defterleri—– mahkememize göndermiş olduğu taraf —– incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan — alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının davalı için düzenlediği —- hakkında 8 gün içerisinde itiraz edildiği davalı tarafça —- davalının davacıdan fatura alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu ———– ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. —- “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın—- oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın—- üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan — üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan —- harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan — harcın mahsubu ile bakiye —karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan— harcı,—- Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, Dosya ücreti) olmak üzere toplam —- giderinden davanın kabul —- davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti —- oranına göre— davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7—– davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden —ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte—- davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan — vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.