Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/24 E. 2022/509 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/24
KARAR NO: 2022/509
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 27/12/2018
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının hizmet alanında mevcut olan——ait geçici kabul işlemlerinin —- tarihinde yapıldığını, tanzim edilen geçici kabul tutanaklarının —– onaylandığını, anılan işlerin davalı tarafça uygun görülen proje kapsamında tesis edildiklerini ve geçici kabullerinin yapıldığını, söz konusu dağıtım varlığının —-yürürlüğe giren ——– —–gereği yatırım bedelinin iadesinin gerektiğini, davalı şirket yetkilileriyle çeşitli aşamalarda sözlü görüşmelerin yapıldığını,—-sayılı yazı ile yatırım bedelinin iadesinin talep edildiğini, anılan talebin —- reddedildiğini, davalının ilgi yazılarında —- yazısı gereği yatırım bedellerinin kat maliklerine ödeneceği, bu bedelle kat malikleri yönünde bilgi verilmesinin istenildiğini, bu nedenle müvekkilinin iade talebinin yerinde olmadığı yönünde değerlendirme yapıldığını, davalının red cevabına karşılık —- tarihinde —– yapılan yazılı başvuruya dava tarihine kadar herhangi bir yanıt verilmediğini, idari dava haklarının saklı kalması kaydıyla huzurdaki davayı ikame ettiklerini, —– yatırım bedelinin iade edilmesine ilişkin hükümleri içerdiğinden bahisle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla; davalının hizmet alanında mevcut olan —- işine ait —-tarihinden itibaren aylık —- oranında faiz güncellemesinin yapılarak dava tarihindeki güncel bedelinin tespiti ile yasal faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini taleple delillerini ibraz etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı talebinin yerinde bulunmadığını, reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının müvekkili şirkete müracaat ettiği —– yılında yürürlükte olan—— tarihli —–yürürlükten kaldırıldığını,——–sayılı yazılarıyla dava konusu talebe ilişkin uygulamaların ne şekilde yapılacağının gösterildiğini, davacı tarafından huzurdaki dava ile yatırım bedelinin talep edildiğini, talep edilen yatırımın bulunduğu parseldeki yapıya ilişkin davacı tarafın mülkiyetinin bulunduğunun gösterilmesinin gerektiğini, aksi halde ilgili mevzuat gereğince söz konusu yatırım bedelinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, davaya konu—–tesisine ilişkin —-tarafından müvekkili şirkete —–yapılacak yapıların ——- karşılanması amacıyla —– ihtiyaçlarının bulunduğu belirtilerek başvuru yapıldığını, bu başvuruyu teminen —- verildiğini, müvekkili şirketin bağlantı görüşüne istinaden—– tarafından hazırlanan projenin onaylandığını, geçici kabulünün yapıldığını——geçici kabul işlemlerinin tamamlandığını, davacı tarafından —– tarihli yazıları ile yatırım bedelinin iadesinin talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından—– talep edilen tesislerin bulunduğu taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkına ilişkin belgelerinin İletilmesinin istenildiğini, davacı tarafından cevap verilmediğini, —–mevzuatına göre davacının mülkiyeti tevsik edici belgeleri sunmaması nedeniyle talebin olumlu ya da olumsuz sonuçlandırılmadığını, davacının kötü niyetli olarak huzurdaki, davayı ikame ettiğini, davacının mülkiyetini ispat edici belge sunmasının gerektiğini, aksi takdirde işbu davanın aktif husumet yönünden reddinin gerektiğini, — geri ödemeye ilişkin yazıları ile dava konusu bedelin son malike ödenmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi gerektiğini, yazıldığını, —— söz konusu yazıya dair cevabının beklendiğinden bahisle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesi taleple delillerini ibraz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dosyada bozma öncesi mahkemmizin ——Dava eser sözleşmesinden kaynaklı yapılan, meydana getirilen eserin yatırım bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı yukarıda belirtilen nedenlerle alacağını talep etmiş davalı da yukarıda özetlenen hususlardan ötürü davanın reddini savunmuştur.
Davanın açıldığı ve ön incelemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı kanunun 141. Maddesi ” Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakatı ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez” hükmünü düzenlemiştir. Bu maddede ——– değişiklik yapılmıştır. Maddenin yeni hali “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” şeklindedir.
Davalının cevap dilekçesinde özetle aktif husumet itirazında bulunduğu, yatırım bedeli talep edilen tesislerin bulunduğu taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı olmayan davacının hak talebinde bulunamayacağını, —- ilgili mevzuat uyarınca yatırım bedelinin geri ödeme başvurusunun yapıldığı tarihte kullanım yeri maliki tarafından talep edilebileceğini,—- kendilerine bu şekilde yanıt verdiğini bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığını belirttiği görülmüştür. Davalının cevap dilekçesinde aktif husumet itirazı haricinde bir savunması olmadığı görülmüştür. Davalının —– Cevap dilekçesinde de yine yukarıdaki hususları belirttiği, başkaca bir hususa değinmediği görülmüştür.
Davalının aktif husumet itirazının yerinde olup olmadığı incelenecektir. Bu hususta mahkememizce —– müzekkere yazılmış, — tarafından mahkememize verilen —– Elektrik piyasası bağlantı ve sistem kullanım yönetmeliği ve kullanıcı tarafından dağıtım varlıklarının —– —– mahsuplaşması başlamayan ve tesis sözleşmesi imzalanmayan veya imzalanmışsa bile bedel tespiti yapılmayan tesislerin geri ödemesinin yürürlükteki mevzuata göre yapılması gerekmektedir. …. Bu kapsamda şirketin mülga —— kapsamında olduğu halde mahsuplaşma yöntemi ile geri ödemesi başlatılmamış olan ve sonradan kullanıcılar tarafından geri ödemesi talep edilen tesislere ilişkin yapmış olduğu ret işleminin mevzuata aykırılık teşkil etmekte olduğu değerlendirilmektedir. … Bu noktada yapılacak geri ödemeye muhatap tarafın kim olduğu sorusu gündeme gelmektedir. Her ne kadar ——- hakkında konuya ilişkin henüz bir yaptırım kararı alınmamış olsa da şirketin diğer bazı elektirik dağıtım şirketleri hakkında alınmış olan ihtar yaptırımından haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada muhtelif kurul kararlarında “ilgili kullanım yeri malikinin ” geri ödemeye muhatap taraf olacağı” müşterek mülkiyet halinde pay sahiplerinin birlikte müracaatta bulunması gerektiği ” hüküm altına alınmış olmakla birlikte bazı şirketler hakkında soruşturma süreçleri devam ederken —- tarihinde ——- istişari görüşü çerçevesinde konuya ilişkin yaptırım kararında değişikliğe giderek;
1)———- döneminde tesis edilmiş, ancak mevzuatına uygun veya hiç tesis sözleşmesi yapılmamış tesislerin geri ödemelerinde,
-Mahsuplaşması başlamış olan tesislere ilişkin olarak —– yönetmeliği’nin geçici 2. Maddesi uyarınca mahsuplaşma işleminde devam edilmesi gerektiğinden, mahsuplaşma işleminin tarafının hak sahibi olduğu,
-Mahsuplaşması başlamamış olan tesislere ilişkin olarak , ———-ettiğini belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğunu
2)——döneminde tesis edilmiş ancak mevzuatına uygun veya hiç tesis sözleşmesi yapılmamış tesislerin geri ödemelerinde, yatırımı yaptığını/finanse ettiğini belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğunu
3)Her iki dönemde de mevzuata uygun olarak yapılmış tesis sözleşmesinin varlığı halinde tesis sözleşmesinin tarafı olan gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğu yönünde karar alındığını” belirtmiştir. Davacı yanca davalıca verilen —- belirtilen şartlara göre davalıca tasdiklenmiş projesine uygun olarak yapılan ve geçici kabulün —- tarihinde yapılan tesisin yatırım bedelinin iadesi talebine davalı yan yatırım bedelini “ödeme başvurusunun yapıldığı tarihte kullanım yeri maliki tarafından talep edilebileceğini”, —- da kendilerine bu şekilde yanıt verdiğini bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığını belirterek geri çevirmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere — konusu görüşünde değişikliğe gitmiştir. Mahsuplaşması başlamamış olan tesislere ilişkin olarak, — kullanım yönetmeliğinin —–çerçevesinde yatırımı yaptığını/finanse ettiğini belgelendiren gerçek veya tüzel kişinin hak sahibi olduğu yolunda karar alınmıştır. Davacının söz konusu yatırımı yaptığı hususunda zaten bir ihtilaf yoktur. —– yatırım bedeli iadesi talebini “ödeme başvurusunun yapıldığı tarihte kullanım yeri maliki tarafından talep edilebileceği” yolundaki görüşün kanuni bir dayanağının da olmadığı, kurulun görüşü olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu yatırımı kendi öz sermayesinden harcayarak gerçekleştiren ve davalıya teslim eden davacının hak sahibi olduğu hususu açıktır. Davalının bu nedenle aktif husumet yokluğu yolundaki savunmalarının —– eski ve hatalı görüşünden başka hukuki bir dayanağı yoktur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi, belge, yazışma, proje, geçici kabul tutanaklarına göre dava konusu —– kapsamındaki konutlara ait —- tesisi işinin davacı —- davalıca verilen —– belirtilen şartlara göre davalıca tasdiklenmiş projesine uygun olarak yapıldığı, geçici kabulün — tarihinde yapılarak, —- onaylandığı, tesiste herhangi bir özür, kusur ve eksikliğin bulunmadığı anlaşılmıştır. Yapılan tesisin keşif bedeli—-gösterilmiştir.
Davacı—- yapılarak davalı —- gerçekleştirilen davaya konu—- kapsamındaki konutlara ait —– fiyatlarına göre; —– olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu iş için davacı adına faturaların düzenlendiği görülmüştür.
Davaya konu tesislerin davacı tarafından yapıldığı, yapılan bu tesislerin Geçici Kabul Tutanaklarının da düzenlenerek davalıya devrinin yapıldığı, davalıya devredilen tesislerin ——— gerçekleştiği, tesislerin devrinden önce davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir sözleşmenin olmadığı, tesislerin yapımı aşamasında gerekli yazışma ve izinlerin alınmış olduğu, projelerin mevcut ve onaylı olduğu, kabullerinin yapıldığı, tesislerin kullanımda olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan ——- sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hallerde, söz konusu yatırım—— dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel kişi ile ——– dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler arasında yapılacak bağlantı—— anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim ve/veya dağıtım tarifesi bedelinden düşülür” hükmü düzenlenmiştir.
————– yürürlük tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından değerlendirmeye alınması mümkün olamamıştır. Bu nedenle işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan————— tarihinde yürürlüğe girmek üzere mezkur yönetmeliğin —– —-aşağıdaki biçimde değiştirilmiştir;
——– altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sisteme bağlantı yapılması için, sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle, genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hallerde, söz konusu yatırım——dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebilir. Bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı;
a) —sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel kişi ile—– yapılacak bağlantı ve sistem kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim tarifesi bedelinden düşülür.
b) Dağıtım ——- talebin karşılanabileceği tarihi, talebin yapıldığı tarihten itibaren — geçmemek üzere bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişiye bildirir. Bu durumda gerçekleşen yatırıma ait bedel;
1) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bağlantı görüşünde verilen bağlantı talebinin karşılanabileceği tarihteki yıl içerisinde en fazla—-aylık taksitte, yatırımı yapan veya finanse eden gerçek veya tüzel kişiye, muhataba ulaşılamaması halinde tesisin bulunduğu yerdeki en yakın banka ya da —– hak sahip veya sahipleri adına yatırılarak ödenir. Dağıtım tesisinin geçici kabulünün, dağıtım şirketinin bağlantıyı karşılayabileceğini öngördüğü tarihten sonra yapılması halinde ödeme bir sonraki yıl başlar. Dağıtım şirketi ilgili dağıtım tesisini, varlık kayıtlarına ödemenin yapıldığı tarihte ekler.
2) Yapılacak olan yatırımla ilgili işin başlangıcından kesin kabulünün yapılmasına kadar gerçekleştirilecek iş ve işlemler, alınabilecek avanslar, yatırım bedelinin hesaplanması, ödenmesi ve alınacak teminatlar ile ilgili olarak dağıtım şirketleri tarafından teklif edilen —— tarafından onaylanan metodoloji kullanılır.
3) Söz konusu dağıtım tesisinin dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar ——oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış tutara —— Kanuni —– Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır.” şeklinde değiştirilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya uzman bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi kök raporunda özetle “….Dava dosyası içerisindeki bilgi, belge, yazışma, proje, geçici kabul tutanaklarına göre dava konusu ——- kapsamındaki konutlara ait —– tesisi işinin davacı —-davalıca verilen —– belirtilen şartlara göre davalıca tasdiklenmiş projesine uygun olarak yapıldığı, geçici kabulün —-yapılarak, —– onaylandığı, tesiste herhangi bir özür, kusur ve eksikliğin bulunmadığı anlaşılmıştır. Yapılan tesisin keşif bedeli—-gösterilmiştir.
Davacı—-Tarafından yapılarak davalı —- devri gerçekleştirilen davaya konu ——–kapsamındaki konutlara ait —– yeraltı kablo elektrik tesisi işinin——olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu iş için davacı adına faturaların düzenlendiği görülmüştür.
Davaya konu tesislerin davacı tarafından yapıldığı, yapılan bu tesislerin —— düzenlenerek davalıya devrinin yapıldığı, davalıya devredilen tesislerin —— kapsamında gerçekleştiği, tesislerin devrinden önce davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir sözleşmenin olmadığı, tesislerin yapımı aşamasında gerekli yazışma ve izinlerin alınmış olduğu, projelerin mevcut ve onaylı olduğu, kabullerinin yapıldığı, tesislerin kullanımda olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı ——- yazı yazılarak dava konusu işe ait yatırım bedelinin güncel yatırım ve maliyet bedelinin ödenmesi için gereğinin yapılmasının istenildiği ancak dava dosyası İçerisinde ilgili kurum tarafından verilmiş cevabi yazı görülememiştir.
Dava konusu yapılan işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan ——-göre;
“(6) sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hallerde, söz konusu yatırım——– lisansı sahibi tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel kişi İle —– ve/veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler arasında yapılacak ——- anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim ve/veya dağıtım tarifesi bedelinden düşülür” denilmektedir.
Davalı Dağıtım şirketi tarafından, dava konusu tesislerin yapım koşullarının belirlendiği, projelerinin onaylandığı, geçici kabulünün yapıldığı, tesisin işletmeye alındığı ancak davacı ile davalı kurum arasında —- kapsamında yapılmış bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
—–Maddesinin —–yürürlük tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından değerlendirmeye alınması mümkün olamamıştır. Bu nedenle işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan —– değerlendirme yapılmıştır.
Dava dosyası içerisinde bulunan ——-Söz konusu dağıtım tesisinin dağıtım lisans sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar tüketici fiyat endeksi oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış tutara —— hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır, “denilmiştir.
Talep edilen —- dava tarihine kadar ——–
Yukarıda yapılan tüm açıklamalardan görüleceği gibi davacı Şirket tarafından gerçekleştirilen —— için davalı —— başvuruda bulunulduğu, davalının mevcut alçak gerilim şebekesinden bu talebi karşılanmasının mümkün olmadığını bildirerek talep edilen enerjinin karşılanması için gerekli tesisin davacı tarafından yapılarak bakım- işletme karşılığında devrinin istenildiği,
Dava konusu —— Davacı——-tarafından davalı kurumdan izin alınmak suretiyle davalı kurumun belirlediği şartlara ve projesine uygun olarak yapıldığı, geçici kabullerinin de davalı kurum elemanlarınca yapılarak tesisin davalı kuruma devredildiği ve işletmeye açıldığı,
Dava konusu tesisin davacı şirket tarafından davalı kuruma teslim edildiği tarihte yürürlükte bulunan —- tarihli ve ——şartlara uygun olarak yapıldığı ve davacı tarafından yapılan tesis için davacı tarafından —- talep edildiği,
Anılan—–bedelin ——-olduğu tespit ve müteala edilmiştir.” şeklinde görüş bildirmiştir. Davalı yanca kök rapora itiraz dilekçesinde yine aktif husumet itirazları dile getirilmiş, davacının mülkiyet hakkını tesvik edici bir belge sunmaması nedeni ile talebinin olumlu yada olumsuz sonuçlandırılamadığını, bilirkişinin —- güncelleme yapmasının son derece hatalı olduğunu,davacının yatırım bedelini talep edebileceğinin kabul edilmesi halinde dahi davacının talep edebileceği yatırım bedelinin— olduğunu,davacının talep ettiği —– bedelin geçici kabul tutanağındaki bedel olduğunu, bunun dava konusu yatırımın keşif bedeli olduğunu,güzergah değişikliği gibi nedenlerle değişiklikler meydana gelebildiğini, bu nedenle projede ön görülen ile gerçekte kurulan tesisin farklılık gösterebildiğini, gerçekte kurulan tesisin yatırım bedelinin belirlenmesini talep etmiştir.Davalı vekili kök rapora itiraz dilekçesinde ilk defa bu hususlarda beyanlarda bulunmuştur.—–oranında güncelleme yapılması yönetmeliğin—— belirtilmiştir. Aktif husumet itirazlarının da yersiz olduğu yukarıda detaylı açıklanmıştır. Ek rapor alınmışsa da kök rapordaki durum değişmemiştir. Davalı vekili kök rapora itiraz dilekçesinde keşif yapılmasını talep etmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere davalının cevap ve—– dilekçelerinde ileri sürdüğü savunmaların tamamı aktif husumete ilişkindir. Davacının söz konusu yatırımı gerçekleştirdiği ve davalı yanca kendi mühendislerinden oluşan kurulca geçici kabulünün yapıldığı sabit olup davalının da kabulündedir. Davalı yanca 1 ve 2. Cevap dilekçelerinde söz konusu yatırımın eksik yapıldığı, hatalı yapıldığı, ayıplı olduğu, projede gösterilen ile gerçekte kurulan tesisin farklı olduğu veya başka bir itirazda bulunulmamıştır. Davalının savunma içeriği dikkate alınarak ——tarihli duruşmada keşif talebi red edilmiştir. Bilirkişiden ek rapor alınmış bilirkişi ek raporunda “…Davalı vekilinin yukarda açıklaması yapılan itirazlarının önceki raporumda geniş ve kapsamlı bir şekilde incelendiği, itiraza konu olan hususların değerlendirmesinin yapıldığı,
Dava konusu yapılan işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan ——–Maddesine göre;
“(6) sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hallerde, söz konusu yatırım ——- dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel kişi ile ——-dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler arasında yapılacak bağlantı ve Sistem kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim ve/veya dağıtım tarifesi bedelinden düşülür” denilmektedir.
Davalı Dağıtım şirketi tarafından, dava konusu tesislerin yapım koşullarının belirlendiği, projelerinin onaylandığı, geçici kabulünün yapıldığı, tesisin işletmeye alındığı ancak davacı ile davalı kurum arasında —— kapsamında yapılmış bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
——-Tarafından —— yürürlük tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından değerlendirmeye alınması mümkün olamamıştır. Bu nedenle işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan —— göre değerlendirme yapılmıştır.
Dava dosyası içerisinde bulunan —— Söz konusu dağıtım tesisinin dağıtım lisans sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar tüketici fiyat endeksi oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış tutara ——denilmiştir.
Talep edilen—– olduğu tespit edilmiş olup geçici kabul tutanağpıda projede gösterilenler ile yerinde kurulan tesisin aynı olduğu tutanaktan anlaşıldığından davalı vekilinin ——— yönündeki talebinin Yüksek Mahkemenin takdirlerinde bulunduğu tespit ve müteala edilmiştir.” şeklinde görüş bildirmiştir.Söz konusu geçici kabule dair tutanaklar ve ekleri incelenmiş, heyet tarafından ” tesiste herhangi bir kusur veya noksanlık görülmemiştir.”, —— edilmiş ve herhangi bir aksaklıkla karşılaşılmamıştır.” denmek sureti ile söz konusu geçici kabul işlemlerinin tamamlandığı görülmüştür. Davalı vekilinin beyanının aksine geçici kabul heyeti tarafından yerinde kurulan tesisin projede ön görülen tesis ile aynı olduğu, herhangi bir kusur ve noksanlığının da olmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporu denetime uygun bulunmuştur. Kendi öz sermayesinden kullanarak söz konusu eseri meydana getiren ve davalının kullanımına sunan davacının yatırım bedeli iadesini talep edebileceği sonucuna varılmıştır.
—cevabının —— sayılı resmi gazetede yayımlanan yeni —— yönetmeliğinin kabul edilmesi ile yürürlükten kaldırılmış, yeni yönetmelikte dağıtım şirketi adına kullanıcı tarafından yapılan/finanse edilen dağıtım tesislerine yönelik yatırım bedelinin mahsuplaşma yöntemi ile geri ödemesine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Konu—– tarihinde yürürlüğe giren —— yönetmeliğinde düzenlenmiş bu çerçevede bir boşluğa yer verilmemesini teminen konu, söz konusu yönetmeliğin ” mahsup yöntemi ile geri ödeme ” başlıklı geçici ——-Maddede düzenlenmiştir. Mezkur yönetmeliğin —- süreyle yapılacak mahsuplaşmanın önüne geçilerek kullanıcıların mağduriyetinin önlenmesi ve yine yapılan düzenlemelerle hiç mahsuplaşmaya başlamayan yatırım tutarlarının —– geçmemek şartıyla belirlenen tarihte —— taksitte ödemesinin sağlanarak kullanıcıların korunması amaçlanmıştır.” denmiştir.
—- davalı tarafından —- döneminden başlayarak düzenlenmiş olan faturalarda dağıtım sistemi kullanım bedeli alınmayarak mahsuplaşma işleminin başladığı ve devam etmekte olduğu, yapılan bu işlemin mülga olan ——- uygun olarak yapıldığı ve halen mahsuplaşma işleminin devam ettiği, bu nedenle de davacının mahsuplaşma işlemi tamamlanmadan davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile verilen kararları onamıştır. Bu olayda taraflar arasında mahsuplaşma işlemi——— ayında başlamış ve halen devam etmektedir. Dolayısı ile —-ıllık süre koşuluna bakılmıştır. Somut olayda ise işin yapımı ve geçici kabulü eski yönetmeliğin yürürlükte olduğu dönemde yapılmıştır. Mahsuplaşma ve ödemeler hiç başlamamıştır.—- tarihli resmi gazetede yayımlanan —– yapılmasına dair yönetmeliğin geçici ——- hiç mahsuplaşmaya başlamayan yatırım tutarları için—— eşit taksitte ödemesinin sağlanarak kullanıcıların korunmasının amaçlandığı belirtilmiştir. Davacının söz konusu yatırımı gerçekleştirip davalının kullanımına sunduğu ve henüz hiç para tahsil edemediği anlaşılmıştır.
Davacı yanca davanın ıslah edilmesi üzerine davalı yanca süresi içinde ıslah zamanaşımı defiinde bulunulmuştur. Davalının cevap dilekçelerinde dava zamanaşımı definde bulunmadığı görülmüştür. Bilindiği üzere kısmi davada zamanaşımı sadece dava konusu yapılan kısım için kesilmektedir. Davalının dava zamanaşımı defiinde bulunmamasına rağmen ıslah ile arttırılan kısma ilişkin ıslah zamanaşı defiinde bulunabileceği uygulamada kabul edilmektedir. Davalı ıslaha karşı verdiği dilekçesinde taraflar arasında bir tesis sözleşmesi olmadığını bu nedenle talebin sebepsiz zenginleşmeye dayandığını, 8 sene sonra davalının talepte bulunduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını belirtmiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. ——— 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
—- tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK’nın 147/6. maddesinde de yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında eser sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiştir. Bu maddelerdeki düzenlemeye göre eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda kural, zamanaşımı süresinin 5 yıl olmakla birlikte, yüklenicinin kasıt ve ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi işi ifa etmemesi halinde zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu’nun 125, Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi hükümlerine göre ——yıl olacaktır. Borçlar Kanunu’nun 128. ile TBK’nın 149. maddesinde zamanaşımı sürelerinin alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağı kabul edilmiş, BK’nın 132., 133., 135., ve 136. ile TBK’nın 153., 154., 156. ve 157. maddelerinde zamanaşımının durması, kesilmesi ve yeni sürenin başlaması halleri düzenlenmiştir.
——Sayılı ilamında “..Taraflar arasındaki uyuşmazlık alacak talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır. Eser sözleşmesinde kural olarak her alacak hakkı —-zamanaşımı süresine tabidir. Bu sürenin başlangıcı ise kural olarak işin teslimi tarihinden başlar. Ancak ihale edilen inşaatlarda bu sürenin başlangıcı işin kesin kabul onay tarihinden başlatılmaktadır. Açıklananlar ışığında somut olaya bakıldığında, dosya kapsamına göre inşaatın kesin kabulünün — tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu talep yönünden bu tarih esas alınmış olsa dahi dava tarihine —- dava zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılmakla mahkemece davanın zamanaşımına uğradığından bahisle verilen red kararı usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.”
—–Eser sözleşmelerinin feshi halinde açılacak geri alma davalarında Borçlar Kanunu’nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine ilişkin zamanaşımı değil, eser sözleşmesine ilişkin zamanaşımı hükümlerinin uygulanacağı istikrar kazanmış olup, bu husus——-benimsenmiştir.”
—— Eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin başlangıcı BK’nın 128. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. Somut olayda ise bu tarih sözleşme konusu işin kesin kabulünün onay tarihidir.”
——Somut olayda dava, eser sözleşmesi kapsamında tazminat talebine ilişkin olup, eser sözleşmelerinde ayıp dışında kalan alacak taleplerine ilişkin davalar TBK’nın 147/6.md. hükmüne göre—– yıllık zaman süresine tabidir.—— uygulamalarında zamanaşımı süresinin kesin (kabul) hesabın onayından başlayacağına ilişkin kabulüne göre”
——-Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesinde zamanaşımı süresi işin niteliğine göre, eserin tesliminden, kesin hesap onay tarihinden veya sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, taraflarca yapılmış bir kesin hesap olmadığı gibi, bilakis davanın da esasen mahkemece tasfiye yapılarak kesin hesabın çıkartılması talebine dair olduğunun anlaşılmasına göre ıslahla arttırılan miktar yönünden de henüz zamanaşımı süresinin başladığından söz edilemez. “
Somut olaya gelecek olursak söz konusu eserin tamamlanıp davalıya eksiksiz olarak teslim edildiği dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmıştır.Eser sözleşmesi feshedilmemiştir. Kaldı ki feshedilmiş dahi olsa uygulanacak zamanaşımı hükümleri yukarıda atıf yapılan emsal kararlar da dikkate alındığında sebepsiz zenginleşme hükümleri değil eser sözleşmesine dair hükümlerdir. Eser sözleşmelerinde zamanaşımın başlangıç anı alacağın muaccel olduğu andır.Mezkur yönetmeliğin 38/6 madde ve fıkrası incelendiğinde kesin kabulün yapılması gerektiği anlaşılmıştır.Söz konusu eserin eksiksiz olarak meydana getirilmesine ve yıllardır davalının kullanımında olmasına rağmen davalı yanca kesin kabulünün yapılmadığı görülmüştür. Kesin kabulün bu kadar uzun süre davalı takdirine bırakılamayacağı anlaşılmıştır. Yine yönetmeliğin 38/6. Maddesi ” Söz konusu dağıtım tesisinin dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar —– güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış tutara —- —– Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır” hükmünü getirmiştir. Bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrudur ve denetime uygundur. Yukarıda atıf yapılan——- belirtildiği üzere taraflarca yapılmış bir kesin hesap, kesin kabul bulunmamaktadır. Davacının talebi de zaten kesin hesabın çıkartılarak alacağın tespitidir. Bu nedenle ıslah ile arttırılan kısım için zamanaşımının başladığından da söz etmek mümkün değildir.Davalı vekilinin karar duruşmasından —-tarihli beyan dilekçesinde ileri sürdüğü hususların bir çoğu da savunmanın genişletilmesi mahiyetindedir. Öte yandan geçici kabul tutanağında projede gösterilenler ile yerinde kurulan tesisin aynı olduğu davalının kendi mühendislerinden oluşturulan geçici kabul heyeti tarafından imzalanan geçici kabul tutanağından anlaşıldığından davalının beyanlarına itibar edilmemiştir. Yukarıda yapılan tüm açıklamalar, yönetmelik hükümleri, —- cevabı, davacının iddiası, davalının savunma dilekçeleri, bilirkişi kök ve ek raporu, yukarıda atıf yapılan emsal kararlar bir bütün olarak değerlendirilmiş davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine eser sözleşmelerinden kaynaklı uyuşmazlıkları çözmekle görevli olan —- gönderilmiş, ilgili dairenin —– Sayılı ilamı ile dosya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı uyuşmazlıkları çözmekle görevli olan — gönderilmiştir.
İstinaf incelemesini yapan—–Mahkemenin işlem tarihi itibarıyla yürürlükteki yönetmeliği baz alarak ,üstelik keşif yapmadan,sadece güncelleme ile alınan bilirkişi kök ve ek raporları doğrultusunda karar verdiği görülmüştür.Ancak dava tarihinde—–yılındaki yeni yönetmelik yürürlüktedir.
Buna göre,——mahsup yöntemiyle geri ödeme hususlarına ilişkin düzenleme aynı yönetmeliğin —— maddelerinde de kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıkları ile geri ödemeye ilişkin metodoloji usul ve esasları düzenlemeler gereği ,mahkemece, yatırım programı içerisinde davalının yapması gerekli olan yatırımın abone (davacı) tarafından yapılması nedeniyle talep edilebilecek yatırım bedeli ve tahsil şeklinin yapılan işler kalem kalem bedelleri ve metodoloji sistemindeki hesaplama tekniği ile birebir ayrıntı bedelleriyle birlikte yukarıda açıklanan yönetmelik hükümlerine göre belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, son yönetmelik hükümleri ve ilkeleri karşılar nitelikte olmayan yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verildiği görüldüğünden,mahkemenin kararının usul ve hukuka uygun olmadığı anlaşılmıştır.” gerekçesi ile verilen karar bozulmuştur.
Yapılan inceleme de mahkememizin iş bu dosyası ile —–Sayılı dosyasında bozma öncesi verilen kararların —- Tarafından keşif yapılması gerektiği ve dava tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, aynı mahiyette aynı sebepten ötürü, aynı taraflar arasında görülmüş olan mahkememizce verilen —- onandığı, mahkememizin—- ile onandığı, yine mahkememizin —– Sayılı kararı ile onandığı , onama kararlarında ise keşif yapılmasına gerek olmadığı ve işin kabulünün yapıldığı tarihteki yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapılmış olmasının hukuka uygun olduğunun belirtildiği, istinaf nedenlerinin red edildiği görülmüştür.
Örneğin onama kararlarından biri olan —- ilamında iş bu dosyada bozma konusu yaptığı dava tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair istinaf nedenini ——yürürlük tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından , işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan —- Maddesine göre değerlendirme yapılması hukuka uygun bulunmuştur.” gerekçe ile red etmiş keza keşif yapılmamış olması nedeni ile ileri sürülen istinaf nedenini de—davacının başvurusu üzerine davalı tarafından —- belirlenen şartlara göre hazırlanan projenin davalı tarafından onaylandığı,—— alçak gerilim şebekesinden karşılanması mümkün olmadığından ——— alçak gerilim şebekesinin tarafınızdan tesis edilerek şirketimize işletme – bakım karşılığında devredilmesi ile verilecektir.” şeklinde cevap verilmiştir.Bu sebeple,davalı tarafça alçak gerilim şebekesinin de imalatının yaptırılması ve devredilmesi öngörüldüğünden —— bedelinin davalıdan istenemeyeceğine ilişkin ve geçici kabul tutanağında projede gösterilenler ile yerinde kurulan tesisin aynı olduğu tutanaktan anlaşıldığı bilirkişi raporunda açıklanmıştır.Bu sebeple,bu yönlere istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.” gerekçeleri ile yerinde bulmamıştır.
Mahkememizce aynı mahiyette aynı hukuksal sebepten kaynaklı ve aynı taraflar arasında açılan — dosyada aynı mahiyette kabul kararı karar verildiği, verilen kararların —- yukarıdaki gerekçe ile bozulduğu, — tanesinin onandığı, —– dairesinde istinaf incelemesinde olduğu, her ne kadar —–verilmiş ise de yeni tarihli kararlarında mahkememizce verilen kararların usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf istemlerinin red edildiği, —— kararında işin yapıldığı ve geçici kabulünün yapıldığı tarihten sonrasında yürürlüğe giren yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirtildiği, esasen maddi hukuk ilişkisinin bu şekilde geleceğe yürütülmesinin mümkün olmadığı, usul kuralları derhal uygulanır ise de maddi hukuka dair düzenlemelerde böyle bir imkan bulunmadığı,keşif yapılmasına gerek olmadığının da yeni kararlarda belirtildiği, İstinaf mahkemesinin iş bu bozma kararlarındaki görüşten yukarıda belirtilen yeni tarihli kararlarda döndüğü, aynı hukuksal sebeple aynı taraflar arasında açılan davalarda farklı kararlar verilmesinin mümkün olmadığı, hukukta birlik ilkesini ve hukuka olan güveni sarsacağı açıktır.
Kanunların geçmişe etkili olmaması hukukta genel bir ilke olarak kabul edilmektedir. Bu ilkenin temelinde hukuki güvenlik ilkesi yatmaktadır. Hukuki güvenlik ilkesi kanunlarda yapılan sık değişiklikler yoluyla hukuki istikrarın ve belirliliğin yok edilmemesi, geriye yürüyen kuralların kazanılmış haklara dokunmadan bireylerin temel haklarını ve özgürlüklerini güvence altına alması gerektiğini ifade eder. Bireyler yürürlükteki mevzuatın süreceğine ve geçerli olacağına güvenmek ister. Kişilerin işleri ve eylemleri gelecekte çıkacak ve şimdiden bilinmeyen bir hukuk kuralı ile geçersiz sayılır ise hukuka olan güven sarsılır. Kimseden gelecekte yürürlüğe girecek bugünden bilinmeyen kurallara uygun davranış beklenemez. Usul kuralları derhal uygulanır ise de maddi hukuka dair kurallarda derhal uygulama ilkesi benimsenmemektedir. ——–Toplum barışının temel dayanağı olan hukuka ve özellikle kanunlara karşı güveni sağlamak ve hatta kanun koyucunun keyfi hareketlerine engel olmak için, öğretide kanunların geriye yürümemesi esası kabul edilmiştir. Buna göre, gerek —– Hukuku alanında kural olarak her kanun, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonra meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır; yürürlük tarihinden önce gerçekleşen olaylara ve ilişkilere uygulanmaz. Bu ilke ile güdülen amaç; hukukî güvenliği temin etmek, kişileri ancak işlemi yaptıkları sırada yürürlükte olan kurallara göre sorumlu tutmak, böylece kazanılmış haklara saygıyı ve kazanılmış hakların korunmasını sağlamaktır. Zira hukukî güvenlik; hukuk devletinin temel taşlarındandır.” bu ilkelerin tamamını benimseyerek bir içtihatta bulunmuştur.
Somut olayda İşin yapıldığı tarih — ve öncesi olup işin geçici kabulü de — tarihinde yapılmıştır. ——yılında yürürlüğe girmiş yönetmelik hükümlerinin somut olaya uygulanması mümkün değildir.Davalı yan bilirkişi raporu alındıktan sonraki süreçte, istinaf sürecinde ve mahkememizce onama ve bozma kararlarına karşı beyanda bulunmak üzere verilen sürede geçici kabul tutanaklarının proje keşif bedelini yansıttığını, projede meydana gelen değişiklikler nedeni ile tesislerde farklılık meydana gelebileceğini geçici kabul tutanağında davacı şirket sorumluluğunda olmayan kalemlerin olduğunu belirterek keşif yapılması talebinde bulunmuştur. Davalı yanın kendi mühendislerinden teşekkül ettirilen heyetçe geçici kabul tutanağında projede gösterilenler ile yerinde kurulan tesisin aynı olduğu tespit edilmiştir. Keşif yapılmasına gerek olmadığı İstinaf dairesinin yeni tarihli onama kararlarında da belirtilmiştir.——–tamamı aynı mahiyette olup —– iş bu bozma kararının maddi hataya dayandığı, dairenin aynı mahiyette, aynı taraflar arasında aynı hukuki sebepten kaynaklı açılan davalarda iş bu bozma kararındaki görüşünden de yeni kararlarında döndüğü anlaşılmış davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
—- alacağın, — dava tarihi olan — tarihinden,—- ise ıslah tarihi olan —— tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 200.176,81 TL nispi harcın, 23.674,06 ıslah harç ve peşin alınan 26.370,15 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 150.132,60 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 26.370,15 TL peşin harç, 23.674,06 ıslah harcı olmak üzere toplam 50.080,11 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 103,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı ile bozma sonrası yapılan 38,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı olarak toplam 1.141,50 TL’ nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 238.912,52 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
7- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ———- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2022