Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/205 E. 2023/93 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/267 Esas
KARAR NO: 2022/849
DAVA: Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ: 13/04/2022
KARAR TARİHİ: 22/12/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili ——–harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketle—— için elektrik parakende satış sözleşmesi imzalanmış olduğunu ancak sözleşme gereği fatura borçlarının ödenmemiş olduğu gerekçesiyle hakkında icra takibi başlatılmış olduğunu; elektrik kesintisi yapılacak iken davacı şirketin bahsi geçen 3. Şirketten bağımsız şirket olduğu ifade edilerek borçtan muaf sözleşme yapılması talebiyle müvekkil şirketle —– tesisat için elektrik parakende satış sözleşmesi imzalanmış olduğunu ve fakat davacı tarafından sözleşme sonrasında yapılan araştırma uyarınca gerek müvekkil gerekse davalı şirketin tek pay sahibinin——–olduğu tespit edildiğinden müvekkilin dava dışı 3. Şirketle beraber hareket etmek kaydıyla borçtan kurtulmak amacıyla gerçek iradesini saklayarak muvazaalı işlem gerçekleştirdiği iddia olunarak sözleşmenin iptalinin gerektiği dava edilmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; davacının, müvekkilin ticari işletmesinde elektrik aboneliği uyarınca kullandırdığı elektriğin aralarında yapılan muvazaalı sözleşmeye dayandığı ve dolayısıyla iptali gerektiği talebi tüketici mahkemesinin görev alanında olduğu sabit olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, Mahkeme huzurunda açılmış olan işbu davada sözleşmenin iptali için taraflar arasındaki sözleşmenin imzalanmasında muvazaanın var olduğu iddia edilmiş ise de müvekkili şirketin işleminde muvazaa olgusunun olmadığını, muvazaalı işlemde, gerçekler gizlenerek, belli bir durumdan kaçmak maksadı bulunduğunu, davacının da iddia ettiği müvekkili ile dava dışı——-anlaşma yapılmış olduğu ve dava dışı 3. Şirketin borcundan kurtulmak amacıyla müvekkili şirketin kendisiyle sözleşme imzalamış olduğunu ancak bahsi geçen şirketler arasında muvazaa olgusuyla birlikte hareket etme kastı bulunmadığını, Müvekkili şirket ve dava dışı borçlu şirket farklı şirketler olduğunu, bu durum ticari defterler ve her iki şirketin sicil kayıtlarının incelenmesiyle anlaşılacağını, Müvekkili şirket ana şirket sözleşmesi —— yılında tescil edilen—–bir firma olup borç ile de herhangi bir bilgisi ve ilgisi bulunmadığını, müvekkili şirket yetkilisi—olduğunu, —- tarihli devir temlik sözleşmesi uyarınca şirketteki payını —devrettiğini, yine —- numaralı tasdikle sabit olduğu üzere — tarihinde şirketi hissesini —- devrettiğini, Şirketin yönetimi hakkında davacının iddiaları gerçeği yansıtmayıp yetkili ve görevli kimse —– olduğunu, Müvekkili şirket sözleşme gereği üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmiş olup davacının işbu davayı açması kötü niyetli olduğunu, Davacı taraf müvekkili şirket ile dava dışı şirket arasında organik bağın varlığından söz etmişse de organik bağı ispatlayacak herhangi bir delil sunmadığını beyanla haksız ve kötü niyetli davanın reddini savunmuştur

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir.
—- müzekkere yazılarak; Davalı ——– muhasebe kayıtlarının hangi muhasebeci tarafından tutulduğu hususunda müzekkere yazıldığı görüldü.
—–müzekkere yazılarak; Dava dışı ——–muhasebe kayıtlarının hangi muhasebeci tarafından tutulduğu hususunda müzekkere yazılığı görüldü.
—-müzekkere yazılarak; Dava dışı———-çalışan bilgilerinin celbi hususunda müzekkere yazıldığı görüldü.
— müzekkere yazılarak; Davalı ——- çalışan bilgilerinin celbi hususunda müzekkere yazıldığı görüldü.
—— tesisat için oluşturulan abonelik sözleşmesinin celp edildiği görüldü.
—-yevmiye numaralı şirket hisse devri ödeme kayıtlarının bir fotokopisinin celp edildiği görüldü.
—- davacı ve davalı şirketlerin ticaret sicil kayıtlarının ve —- celp edildiği görüldü.
Muvazaa, 6098 sayılı yasanın 19. maddesinde düzenlenmiş olup, yasa metninde “ Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradelerinin esas alınacağı” belirtilmiştir. Buna göre; muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilecektirler.
Yukarıda yazılı yasal hüküm uyarınca; davacı, dava konusu abonelik üzerinden yararlandırılan elektrik hizmet bedelinin ödenmemiş olması nedeniyle alacağının bulunduğunu ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapıldığını, kendisinin zararlandırılmak istendiğini savunabilecektir.
——- benimsenen ilke gereği, kural olarak sonraki abonelik, önceki abonenin borcunun ödenmesine bağlı kılınamaz ise de; mahkemece, dosyadaki bilgi, belge, ve kayıtlara göre davacı/davalı ile borçlu arasında fiili, hukuki bir bağ olup olmamasının belirlenmesi ve davacının/davalının muvazaa iddiasının ispatlanması gerekir.
Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde; muvazaa iddiası nedeniyle aralarında organik bağ bulunduğu ifade edilen —– olduğu, —- ise yine aynı şekilde —— olduğu başkan ve üye sıfatlarının zaman zaman değişiklik gösterdiği ve devirler olduğu görülmüş ise de belirtilen isimler dışına çıkılmadığı, bu durumun —- kayıtlarına da yansıdığı, her iki şirket muhasebesinin merkez adresleri farklı ve uzak ilçeler olmasına rağmen —– tarafından tutulduğu, her iki şirket telefon numarasının dosyada mevcut sicil kayıtları, abonelik sözleşmelerinde görüleceği üzere —–aynı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ———- benimsenen ilke gereği, kural olarak sonraki abonelik, önceki abonenin borcunun ödenmesine bağlı kılınamaz ise de; dosyadaki bilgi, belge, ve kayıtlara göre davalı —– dava konusu taşınmaz üzerinde borç sahibi dava dışı ——- arasında fiili, hukuki bir bağ olduğu, bu nedenle davacının muvazaa iddiasının ispatlandığı gözetilerek, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davacı ile davalı arasında imzalanan ——perakende elektrik satış sözleşmesinin muvazaaa nedeniyle iptaline,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL Peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı ile 48,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 209,4‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 1,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2022