Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/197 E. 2022/424 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/197 Esas
KARAR NO: 2022/424
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 19/03/2022
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili—- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ——- plakalı araç, —– karşı tarafın sorumluluğunda bulunan yolda tuzlamanın yapılmaması nedeniyle kaymak suretiyle hasara uğradığını, Meydana gelen zarar sonucu —- araçta meydana gelen hasar nedeniyle sigortalısına toplam—– numaralı dosyanın ilamının icrası amacıyla başlatılan ———-sigorta tazminat ödemesinde bulunduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle hazırlanan kaza tespit tutanağında kazanın, yolun bakımından sorumlu kuruluşun kusuru nedeniyle gerçekleştiği tespit olunduğunu, Kaza Tespit Tutanağında yer alan açık değerlendirme ışığında karşı tarafın sorumluluğunun bulunduğunu, bu kapsamda müvekkili şirket tarafından davalıya rücu ihtarlarında bulunulduğunu, davalı, rücu ihtarına cevaben ilgili yolun sorumluluklarında olduğunu kabul edilmiş, ancak başka yolların bulunduğu gerekçesi ile sorumluluk kabul etmediğini, mevcut savunma ve rücu ihtarına itirazın hukuki mesnedinin bulunmaması nedeniyle hukuki sürece başlama zorunluluğunun hasıl olduğunu, müvekkili şirket tarafından—– kapsamında ödenen tazminatın TTK 1472 hükmü gereği davalıdan tahsili amacıyla———-Arabuluculuk numaralı dosyada uzlaşma sağlanamadığını beyanla davalarının kabulünü talep etmiştir.
CEVAP: Davalı—– vekili cevap dilekçesinde özetle; yargı yollu bakımından öncelikle davanın reddi gerektiğini, kazananın meydana geldiği yolun—- yönetiminde olmayıp——-sorumluluk alanında olduğunu, olayla ilgili ——– bir kusurunun bulunmadığını beyanla haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava Sigorta ödemesine dayanan rücuen tazminata dayanan davadır.
Dosya kapsamı incelendiğinde; uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir. TTK’nın 1472/1 maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ———- da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği açıktır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenir. Hangi davaların ticari dava olduğu 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde sayılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesiyle özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen veya kendi özel kanunlarında mutlak ticari dava olduğu belirtilen ve bu sebeple ticari nitelikte olduğu kabul edilen davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise davaya konu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır.
6102 sayılı TTK’nın 16/2.maddesi : ” Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar. ” şeklindedir.Yukarıda yapılan göreve ilişkin açıklamalar ışığında davanın mutlak ticari dava olmadığı ve davalı belediyenin tacir olmaması sebebiyle nispi ticari dava da olmadığı gözetildiğinde görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin TTK 16/2. Maddesi uyarınca davalı tacir olmadığından GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ ——- ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2022