Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/183 E. 2022/577 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/183 Esas
KARAR NO: 2022/577
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/03/2022
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- malzemelerin alım ve satımını yaptığını Davacı ile davalı/borçlu şirket arasında —– kaynaklı ticari bir iş ilişkisi bulunduğunu, Davalı/borçlu şirket, —– süresince de; davacıdan çoğunlukla —— olmak üzere tıbbi ürün alımı gerçekleştirdiğini, Davalı borçlu şirket, — ödemeler yaptığını ancak yapılan ödemelerin toplam borç miktarını karşılamadığı yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye borç ödenmediği, Davalı/borçlu şirket, müvekkil —– borcu bulunduğu noktasında mutabık kaldıklarını e-mail ortamında bildirmiştir. Davalı şirketin borcunu açıkça kabul ettiğinin sabit olduğu davalı aleyhine —- icra takibi başlatıldığını. Davalı borçlu şirketin, icra takibine —– tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak “Müvekkil şirketin dosya alacaklısına herhangi bir borcu bulunmamaktadır” demek suretiyle ödeme emrine, takibe, borca ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiğini Takibin durdurulması üzerine —–yoluna başvurulmuş, anlaşamama ile sonuçlandığını İcra takibine konu alacağın likit ve belirli bir alacak olduğunu Borç tutarı davalı şirket tarafından kabul edildiği halde icra takibine haksız ve dayanaktan yoksun şekilde itiraz edildiği gerçeği nazara alındığında, İİK 67. maddesi uyarınca davalı borçlu şirket aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, Davalı borçlu şirketin satın aldığı ürünlere ilişkin yaptığı ödemeler düşüldükten sonra kalan borç miktarını bildiği, borç tutarında karşılıklı mutabık kalındığı ve ödemediğinin sabit olduğunu, Açıklanan nedenler ile; davanınn kabulune, müvekkil şirketin alacağının tahsili için başlatmış olduğu icra takibine karşı davalı/borçlu şirket tarafından yapılan haksız ve dayanaktan yoksun itirazın iptaline, icra takibinin devamına ve davalı şirket aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hukmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini sayın Mahkemenin re’sen dikkate alacağı gerekçeler ile; davanın kabulune, davalı borçlu tarafından yapılan haksız, dayanaktan yoksun ve kötü niyetli itirazın iptaline, —— takibinin devamına, davalı borçlu şirket aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın—- arasında müvekkil—- alım-satımının gerçekleştirildiğini ve davalı müvekkil şirketin davacıya —-bakiye borcu bulunduğunu iddia ettiğini, Aynı zamanda davacı tarafın, müvekkili şirketin borcunu ikrar ettiğini, taksitlerle ödeyeceğini bildirdiğini ancak bu anlaşmanın sonuçsuz bırakıldığını iddia ettiğini, Huzurdaki davada, davacı tarafın dava dilekçesinde “…görüşmelerde davalı borçlu şirket borç miktarını kabul edip ödemek için kolaylık talep etmesi üzerine müvekkil tarafından ——- ödeme imkanı sağlanmasına karşın…” ibaresi ile açıkça, rızamız olmaksızın ve Kanun hükümlerine aykırı olarak arabuluculukta gizlilik ilkesi ihlal edildiğini, Bu hususta herhangi bir muvafakatlerinin olmadığını ve—— suç duyurusu başta olmak üzere, her türlü talep, tazminat ve dava hakkımızı saklı tuttuklarını, Davacının, huzurdaki davada haksız ve mesnetsiz iddialarda bulunduğunu davayı kötü niyetle açmış olduğunu davacı taraf ile müvekkil şirket arasında —– tıbbi malzeme alım-satımı yapıldığını, işbu ticaret kapsamında müvekkil şirket tüm borçlarını ödediğini, Davacının müvekkil şirket nezdinde herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, Bu nedenle, davalı müvekkil şirket hakkında haksız ve mesnetsiz olarak başlatılan icra takibine ve takibe konu borca itiraz edildiğini, , davacı taraf her ne kadar müvekkil şirketin söz konusu borç hususunda mutabık olduğunu ——- ikrar ettiğini belirtmiş olsa da, söz konusu e-mail ile ilgili olarak davalı müvekkil şirketin herhangi bir bilgi veya ilgisi bulunmadığını, söz konusu —– şirketin bilgisi dışında, yetkisiz kişilerce yapılmış olduğu, şirket yetkilisi tarafından—— yapılmadığını, Bu nedenle, davacı tarafın, müvekkil şirketin borcu ikrar ettiğine ilişkin beyanları gerçeği yansıtmadığını, izah edildiği üzere, davacı tarafın iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının arabuluculuk görüşmelerinde belirtilen hususları muvafakatimiz olmadan kullandığı ve —– ettiğini huzurdaki davayı açmasının kötü niyetini ispatlar nitelikte olduğu, iddialarının haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğu ve davaya esas alınamayacağı Bu nedenle haksız davanın reddini, davacı tarafı aleyhine alacağının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Sayın Mahkeme görevlendirmesi, dosya içeriği ve dosyada mevcut delillerin yukarıda detaylı olarak ele alınıp incelenerek değerlendirilmesi neticesinde, her türlü hukuki mütalaa ve takdir hakkı tamamı ile delillerle doğrudan temas eden —– kapanış tasdikini yapmadığı, defter ve kayıtlarının —– göre lehine delil kabul edilebilmesinin mahkemenizin takdirinde olduğu, Davalı —– kayıtlarının —— göre lehine delil kabul edilebileceği, Davacının ve Davalının defter kayıtlarının, —- örtüştüğü , Davacının Davalıdan —- alacağı olduğu, Davacının başlattığı takibe Davalının vaki itirazının iptalini —– kadar talep edebileceği, Dosya kapsamında Davalını——– düşürüldüğüne dair bir belge mevcut olmadığından Davacının —– maddesi gereği takip tarihinde itibaren —— faiz talep edebileceği,” şeklinde sonuç ve görüşlerine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
———– uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak —— şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. —– tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.—— faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —— takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl ve faiz alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davacı yanın ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapılmadığı, davalı yanın ise ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı şirketin davalı şirkete mal veya hizmet satışı yaptığı bağlı bulundukları — beyan ettikleri—- birbiri ile örtüştüğü, davalının ticari defter ve kayıtlarında davacıya —- borçlu göründüğü, davalı kayıtlarında yer alan davacının düzenlediği faturalara, davalının —- yasal süresi içerisinde itirazda bulunmadığı, sonuç olarak davacının davalıdan takip tarihi —- alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürmediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan — alacaklı olduğu, —- davalının davacıdan fatura alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği, faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla —- üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Davacının takipteki asıl alacağa işletilen temerrüd faizine ilişkin olarak davacının davalıya takip tarihinden önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamaması karşısında faize ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —-dosyasına yapmış olduğu itirazın—- üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan ——oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.511,94 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 1.195,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.316,83‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin 0,96 kabul oranına göre 1.267,2‬0 TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin 0,04 red oranına göre 52,8‬0 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 15.252,70 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan —– vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, reddedilen miktarın ——kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak davanın kabul edilen kısmı bakımından KESİN olarak; kabul edilen miktar—— bakımından kesinlik sınırının —- kalması nazara alınarak davanın kabul edilen kısmı bakımından gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde————–Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/09/2022