Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/179 E. 2022/182 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/179
KARAR NO : 2022/182

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle dava dışı —– tarafından mükekkili şirket aleyhinde icra takibine başlandığını, ancak tebligatın usulsüz olması nedeni ile takibin iptali istemi ile —davası açıldığını, mahkemece 23.02.2022 tarihli ara karar ile şirkete kayyım atanması hususunda kendilerine süre verildiğini belirtmiş, söz konusu dava ile sınırlı olmak üzere şirkete kayyım atanmasını talep etmiştir.
İlgili mahkemenin ara kararı incelenmiş ” Davacı borçlu şirket ile davalı— menfaat çatışması olduğu anlaşılmakla davacı şirket —davada temsil edilmek üzere kayyım atanması için yetkili ve görevli mahkemeye müracaat edilmesi için…” şeklinde olduğu görülmüştür. Söz konusu dava dosyası — celp edilerek incelenmiş takip alacaklısının —– borçlusunun davacı — takip çıkışının — olduğu görülmüştür.
Davacının davayı şirket adına açtığı, hasımsız olarak dava ikame ettiği görülmüştür.—— açık kaynaklarından yapılan incelemede bahsi ——- şirket —–olduğu anlaşılmıştır.
—— ilamında “….TTK’nda —–atanmasına ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, talebin TTK 1.maddesi yollamasıyla TMK’nda yer alan kayyıma ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekecektir. TMK’nun 403/2. maddesinde kayyımın—–malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, maddede yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atayacağı, 427. maddesinde ise ———- atananacağına ilişkin ilişkin düzenlemeler mevcuttur. TMK 427/4 maddesinde —- yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa, ———- öngörülmüştür.Anılan düzenlemeye göre——– atanabilmesi için ——- bir şekilde oluşturulmasının mümkün olmaması ve bu boşluğun başkaca hukuki yollarla giderilmemiş olması şarttır. Ne var ki, TMK 427/4 maddesine dayalı bu davanın kendisine kayyım atanması talep edilen şirkete karşı yöneltilmesi gerekir, ancak hasımsız olarak açılmıştır—— —— emsal kararı). Bu durumda ilk derece mahkemesince davanın usulden reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” belirtmiştir.
—— ilamında “….Mahkemece; esas sermaye—–halinde tüm haklar ve borçlar kendiliğinden mirasçılara intikal edeceğinden şirketin yönetimine dair karar almak için izin ya da onay almaları gerekmeyeceğinden ve şirkete kayyım atanmasına dair davanın hasımlı açılması gerektiği de gözetilerek—-kayyım olarak atanmasına dair talebin reddine karar verilmiştir….Mevcut düzenlemeler ve yukarıdaki açıklamalarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesinin talebin reddine ilişkin ret gerekçesi de göz önünde bulundurulduğunda verilen ara kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek..” belirtmiştir.
Somut olayda davacı şirket kendisine kayyım tayin edilmesi hususunda hasımsız bir dava açmış ise de yukarıda alıntılanan —- belirtildiği üzere —- atanmasına ilişkin talepler —- kişiliğine karşı ( şirketin davalı olarak yer aldığı) hasımlı olarak açılacak davalarda görülüp karara bağlanmalıdır. Öte yandan esasen ilgili mahkemece de davacı—- söz konusu icra davasında şirketi temsil etmek üzere kayyım tayin ettirilmesi hususunda süre verilmiş ancak davayı şirketin kendisi açmıştır. Söz konusu kayyım atanmasına dair dava şirket ortaklarından biri tarafından şirket tüzel kişiliğine karşı hasımlı olarak açılmalıdır. Anlatılan bu nedenlerden ötürü davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı yanca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının iadesine,
4-Yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair davacının yokluğunda iş bu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.