Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/173 E. 2022/648 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/173 Esas
KARAR NO:2022/648

DAVA:İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/03/2022
KARAR TARİHİ:20/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı özetle taraflar arasında ticari ilişkilerinin bulunduğunu, takip dosyasına konu edilen 2018 vadeli, 50.000TL. tutarlı, —numaralı çekin tahsil edilemeyen kısmının ödenmediğini beyan etmiş ve itirazın iptalini, takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, vekalet ve yargılama giderlerinin tazmin edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalı özetle davacının 22.12.2018 tarihinde icra takibi başlattığını, icra takibine konu edilen çekin 22.12.2018 tarihli, — numaralı, 50.000TL: bedelli çek olduğunu, söz konusu çek bedeline 2.500TL. vade farkı da eklenerek ve yeni bir çek verilerek ödenmesi hususunda anlaşarak taraflarca borç yenilenmesinin yapıldığını, yeni çekin davalı tarafından davacı şirkete keşide edildiği, davacının çeki —ciro ettiği, çekin ibraz tarihi olan 15.02.2019 tarihinde hesapta bakiye olmadığından garanti tutarı olan 2.030TL.nin—ödendiğini, çekin ibraz anında davalı tarafından çekin karşılığı bankada bulundurulamadığından sonradan bakiye 35.000TL.nin 06.03.2019 tarihinde; geri kalan 15.480TL.nin ise 26.03.2019 tarihinde —banka hesabına ödendiğini, böylece tüm borcun ödendiğini, borç yenileme belgesinin dosyaya sunulduğunu belirtmiş ve davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının ödenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Dosya kapsamı incelendiğinde —- sayılı dosyasındaki takipte davacının davalıdan alacağının olup olmadığı; taraflar arasında borç yenilemesi sözleşmesinin kurulup kurulmadığı,— numaralı çekin, davalı tarafından davacıya takibe konu çek yerine verilip verilmediği, — numaralı çekin, karşılıksız çıkmasından kaynaklı çek teminat bedeli olarak 2.030TL.nin banka tarafından davalı şirketin dava dışı (hamil) —- iki parça halinde yapmış olduğu (06.03.2019 ve 26.03.2019 havale/eft tarihli) ödemelerden kaynaklı davacının alacağının itfa edilip edilmediği, netice itibariyle davacının 50.000TL. bedelli, 22.12.2018 keşide tarihli,—- seri numaralı çekten kaynaklı olarak davalıdan alacağının kalıp kalmadığı, alacağı kalmış ise TL. cinsinden alacağın tespiti hususlarında: Borçlar mevzuatına yönelik değerlendirme yapıldığında Davacı tarafından davalı aleyhine 05.02.2020 tarihinde,—- sayılı dosya ile başlatılan ilamsız icra takibinde borcun kaynağı olarak 50.000TL. bedelli, 22.12.2018 vadeli, —-seri numaralı çekin tahsil edilmeyen tutarının gösterildiği, buna göre 50.000TL.nin tahsil tarihine kadar işleyecek %9 oranındaki yasal faiziyle ödenmesinin talep edildiği; Dosya kapsamına sunulan belgeler incelendiğinde Davalı şirket tarafından davacı şirkete 22.12.2018 tarihli, 50.000TL.tutarlı çekin keşide edildiğinin, —-tarafından gönderilen yazının ekinde bulunan —- numaralı, 52.500TL. tutarlı çekin davacıya keşide edildiği, — isimli şahsın “aslını elden aldım” yazısının ve imzasının bulunduğu, sayfanın en altında ise el yazısıyla “—nolu 22.12.2018 vadeli çeke istinaden 2.500TL. vade farkı hesaplanarak —- çeki verilmiştir.” beyanının ve davalı şirketin kaşesinin üstünde imzasının bulunduğunun; çekin arkasında çekin —-ciro edildiği; — çalışanının el yazısıyla, kaşeli ve imzalı olarak “Çek, 15.02.2019 tarih, 15.05 saatte ibraz edildi. Hesapta bakiye bulunmamaktadır. Yasal garanti tutarı olan 2.030TL.—-ödenmiştir.” beyanının olduğu, —– el yazısıyla ve imzayla “Çekyasal tutarı olan 2.030TL.yi elden aldım'”. beyanının bulunduğunun, Davalı şirket tarafından— banka hesabına 06.03.2019 tarihinde, — nolu yazılan —- borçlu — yapı yazılan çeki kısmi ödemesi” açıklamasıyla 35.000TL.nin, 26.03.2019 tarihinde, — çek ödemesi kalan tutar” açıklamasıyla 15.480TL.nin ödendiğinin anlaşıldığı; Hal böyle olmakla — tarafından gönderilen yazının ekinde—numaralı, 52.500TL. tutarlı çeke ilişkin bulunan belgenin en altında ise el yazısıyla “—- nolu 22.12.2018 vadeli çeke istinaden 2.500TL. vade farkı hesaplanarak—- çeki verilmiştir.” beyanının ve davalı şirketin kaşesinin üstünde imzasının bulunduğu görülmüş olup (davalının “yenileme “ye yönelik savunması değerlendirildiğinde) “Yenileme” kenar başlıklı TBK m. 133 hükmü gereğince yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olacağı; özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedinin düzenlenmesinin, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmayacağı düzenlendiğinden borçlar mevzuatına göre (TBK m. 133 hükmünce) yenilemeden söz edebilmek için tarafların TBK m. 1 hükmü gereğince karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının açık (sarih) bir şekilde bulunması gerektiği; ancak anılan belge incelendiğinde davalının bu yöndeki açık irade beyanı bulunmasına rağmen davacının açık bir irade beyanına rastlanmadığı, dolayısıyla TBK m. 133 hükmü gereğince yenilemeden söz edilemeyeceği; dosya kapsamı incelendiğinde davacının icra takibindeki alacak bakımından alacaklı olduğu kanaatine varılabileceği, takdirin, elbette Sayın Mahkeme’ye ait olduğu Ancak eğer Sayın Mahkemece TBK m. 133 hükmü gereğince yenilemenin olduğu (yani TBK m. 1 ve 133 hükmü gereğince davacının ve davalının açık olarak yenileme iradelerinin bulunduğu), —-numaralı, 52.500TL. tutarlı çekin yenilemeden ötürü keşide edildiği kabul edilir ise bu takdirde çekin ciro edildiği anlaşılan dava dışı —-banka hesabına davalı şirket tarafından 06.03.2019 tarihinde, “—borçlu — yapı yazılan çeki kısmi ödemesi” açıklamasıyla 35.000TL.nin, 26.03.2019 tarihinde, “—nolu yazılan — çek ödemesi kalan tutar” açıklamasıyla 15.480TL.nin, ödenmesi nedeniyle borcun ifa ile sona erdiği; dolayısıyla icra takibine konu edilen çeke ilişkin borcun yenileme sebebiyle sona erdiği ve yenileme sebebiyle keşide edilen —- numaralı, 52.500TL. tutarlı çek bakımından davacının davalıdan alacaklı olmadığı, ödemenin yapıldığı kanaatine varılabilir;” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, kıymetli evraka dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak —Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davalı şirket tarafından davacı şirkete 22.12.2018 tarihli, 50.000TL. tutarlı çekin keşide edildiği, daha sonra — tarafından gönderilen yazının ekinde bulunan —numaralı, 52.500TL. tutarlı çekin davacıya keşide edildiği, —isimli şahsın “aslını elden aldım” yazısının ve imzasının bulunduğu, sayfanın en altında ise el yazısıyla —-nolu 22.12.2018 vadeli çeke istinaden 2.500TL. vade farkı hesaplanarak —çeki verilmiştir.” beyanının ve davalı şirketin kaşesinin üstünde imzasının bulunduğu; çekin arkasında çekin —- ciro edildiği; — çalışanının el yazısıyla kaşeli ve imzalı olarak “Çek, 15.02.2019 tarih, 15.05 saatte ibraz edildi. Hesapta bakiye bulunmamaktadır. Yasal garanti tutarı olan 2.030TL—-ödenmiştir.” beyanının olduğu, —- el yazısıyla ve imzayla “Çek yasal tutarı olan 2.030TL.yi elden aldım” beyanının bulunduğu, davalı şirket tarafından —banka hesabına 06.03.2019 tarihinde, “—-nolu yazılan —borçlu—- yapı yazılan çeki kısmi ödemesi” açıklamasıyla 35.000TL.nin, 26.03.2019 tarihinde, “— nolu yazılan —- çek ödemesi kalan tutar” açıklamasıyla 15.480TL.nin ödendiği anlaşılmaktadır.
Benzer konuya ilişkin —- karar sayılı alımında; ” Dava, 4 adet çeke dayalı borcun yenilenmesi için verilen 3 adet çekten dolayı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. 6098 sayılı TBK 133. maddesine göre, “Yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile belli olur. Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz.” Davacı her ne kadar dava konusu çeklerin, daha önceden kendisine iade edilmesi gereken çeklerin yenilemesi mahiyetinde verildiğini ve o çek bedellerinin de ödendiğini iddia ederek borcun sona erdiğini belirtmiş ise de, yukarıda bahsi geçen TBK 133. madde kapsamında, borç yenilemesi olduğunu usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır. Davalı da bu çeklerin öncekilerden bağımsız müstakil bir borç ilişkisi için kendisine tevdi edildiğini savunduğundan, senede karşı senetle ispat kuralına göre davacının iddia ve delillerinin sorularak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde değerlendirmelere yer verildiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerinin göstermiş olduğu tüm deliller toplandıktan sonra —Hukuku Alanında —bilirkişi—- 31/07/2022 tarihli bilirkişi raporu alınmış olup, bilirkişi raporunda; “TBK m. 133 hükmü gereğince yenilemenin olduğu (yani TBK m. 1 ve 133 hükmü gereğince davacının ve davalının açık olarak yenileme iradelerinin bulunduğu), — numaralı, 52.500TL. tutarlı çekin yenilemeden ötürü keşide edildiği kabul edilir ise bu takdirde çekin ciro edildiği anlaşılan dava dışı — banka hesabına davalı şirket tarafından
– 06.03.2019 tarihinde, “— borçlu — yapı
yazılan çeki kısmi ödemesi” açıklamasıyla 35.000TL.nin,
– 26.03.2019 tarihinde, “—nolu yazılan —- çek
ödemesi kalan tutar” açıklamasıyla 15.480TL.nin,
ödenmesi nedeniyle borcun ifa ile sona erdiği; dolayısıyla icra takibine konu edilen çeke ilişkin borcun yenileme sebebiyle sona erdiği ve yenileme sebebiyle keşide edilen — numaralı, 52.500TL. tutarlı çek bakımından davacının davalıdan alacaklı olmadığı” yönünde alternatifli tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, tüm dosya kapsamına ve alınan bilirkişi raporuna göre; Davalı cevap dilekçesinde dava konusu çek yerine borç yenilemesi mahiyetinde yeni bir çek verilerek ödendiğini savunduğu, suvanmasına dayanak olarak ödeme dekontları ve çek fotokopi suretlerini ibraz etmesine rağmen bu aşamadan sonra davacı yanca davalının savunmalarına karşı her hangi bir itirazda bulunulmadığı, davalının açık açık iptal edilen çek numarası ile yerine verilen çek numarasını bildirdiği “—-nolu 22.12.2018 vadeli çeke istinaden 2.500TL. vade farkı hesaplanarak—-çeki verilmiştir.” şeklindeki yazılı belgeye karşı davacının her hangi bir itirazının olmadığı, davacı yanca borç yenilemesi mahiyetindeki çek alınarak dava dışı—kişiye ciro edildiği, son ciranta —tarafından alacağın tahsil edildiği, bu haliyle davalı yanca davacı tarafa verilen ikinci çekten kaynaklı davacının alacağını tahsil ettiği, borç yenileme öncesi verilen ve takibe konu edilen çekten kaynaklı alacak hakkının sonlandığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı taraf alacak iddiasının kanıtlayamadığı sabit ise de davanın kötüniyetle açıldığının da sabit olmaması nedeniyle davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerektiği anlaşılmakla koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. —-
TASHİH:
Her ne kadar kısa kararın (1) no’ lu maddesinde “Davanın davasının REDDİNE,” şeklinde yazılmış ise de gerekçeli karar yazım aşamasında sehven “davacının” kavramının yazılmadığı fark edilmiştir. 6100 sayılı kanunun 304. Maddesi ” Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. ” hükmünü getirmiştir. Henüz karar tebliğe çıkartılmadan söz konusu hata fark edildiğinden resen tashih yapılmıştır. Bu nedenle hükmün 1. Maddesinde geçen “Davanın davasının REDDİNE, ” ibaresinin “Davacının davasının REDDİNE, ” şeklinde resen tashihine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalı tarafından talep edilen kötü niyet tazimatının yasal şartları oluşmadığından talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 755,89 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 675,19 TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan —göre tespit edilen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
7-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.