Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/150 E. 2022/600 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/150
KARAR NO:2022/600

DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ:24/02/2022
KARAR TARİHİ :12/10/2022

DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ:09/03/2022
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili mahkememiz — Sayılı dosyasında dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ortaklarından olan müvekkili —yılı genel kurul toplantısının yapılmasını şirket müdürü — sözlü olarak istediklerini, bir sonuç alamadıklarını, dava konusu şirkette bulunan hisselerini —Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile üçüncü şahıslara devrettiklerini, müvekkili —devrettiğini; müvekkillerinin bu devirleri genel kurul onayına sunularak, karar defteri ile pay defterine geçirilmesi ve — ilan edilmesini şirket müdüründen talep ettiklerini; bu talepleri yerine getirilmeyince—yevmiye numaralı ihtarnameyle, davalı şirket müdüründen gündeminde şirket hisse devirlerinin görüşülüp karara bağlanması da bulunan konuların görüşülmesi için— yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın yapılması isteminde bulundukları, müvekkillerinin bu isteminin de yerine getirilmeyince —- Esas sayılı dosya ile şirket genel kurulunun olağan genel kurul toplantısına çağrılması istemiyle dava açtıkları, — tarihli kararıyla davalarının kabul edilip Olağan Genel Kurul Toplantı çağrısını yapmak üzere ——olarak atanmasına kesin olarak karar verildiği, bu karar uyarınca kayyımın — tarihli raporunda Genel Kurul Toplantısı’nın yapılamadığı, TTK 595/7 gereği, devir alan kişilerin şirket ortağı sayılabileceğini görüş olarak bildirdiği, mahkeme kararı ve — raporuyla birlikte — tarihli dilekçeyle davalı şirket hisselerinin devir alanlara geçirilmesi için başvuruda bulundukları, bu taleplerinin “.ortağın payının şirkette ne şekilde tasarruf edileceğinin tespitinin tescil ve ilanına ilişkin mahkeme karar aslı.” ile birlikte müracaat edilmesi gerekçesiyle reddolunduğu, (TTK. 595/7 ve ilgili maddeleri gereği) müvekkillerinin, davalı şirket nezdinde bulunan hisselerinin tamamını — düzenlenmiş —Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile .—– adındaki şahsa devrettiklerinden hisse devirlerinin genel kurul onayından geçmiş sayılarak kabulünü, pay defteri ve karar defterine geçirilmesini, — tescil ve ilanına karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
— Asliye Ticaret Mahkemesinin —Esas sayılı dosyasında;
DAVA: davacı vekili, birleşen — Asliye Ticaret Mahkemesinin — Karar dava dilekçesinde özetle; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin,— Şirket Pay Devri Sözleşmesi” ile — hissesinin tamamını davalıya devrettiğini, müvekkilinin bu hisse devrinin genel kurul onayına sunularak karar defteri ile pay defterine geçirilmesini, — ilan edilmesini dava dışı—müdüründen sözlü olarak talep ettiği, bu talebin yerine getirilmediği, müvekkilinin bu istemi yerine getirilmeyince, — Esas sayılı dosya ile Şirket Genel Kurulunun Olağan Genel Kurul Toplantısına çağrılması istemiyle dava açıldığını, açılan dava neticesinde—– tarihli raporunda Genel Kurul Toplantısının yapılamadığı, TTK. 595/7 gereği devir alan kişilerin şirket ortağı sayılabileceğini görüş olarak bildirdiği ancak—- talebi reddettiğini belirterek, dosyanın — Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesini, müvekkili tarafından devredilmiş olan şirket hisselerinin davalı adına pay defterine işlenmesi ve karar defterine geçirilmesini, —- tescil ve ilanına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı — davalı şirketteki— hissesinin devir edildiğinin tespit, tescil ve ilanına ilişkindir. İş bu dava usul ve yasaya aykırı bir şekilde aralarında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmayan — davacı tarafından açıldığından mahkememizin — esas sayılı dosyası tensip zaptının —-nolu ara kararı ile her bir davacı yönünden dava tefrik edilmiştir. Davacılardan — yönünden dava iş bu esasa kaydedilmiştir.Keza yine davanın usul ve yasaya aykırı bir şekilde sadece şirket tüzel kişiliğine karşı açılmış olması nedeni ile iş bu dosya tensip zaptı– nolu ara kararı ile —Sonuç olarak dava; pay devralana karşı doğru olarak yöneltilmiş olup ;kayıt ve tescil istemleri nedeniyle şirketin de taraf olması gerekmektedir.Her ne kadar davadışı şirket davaya sonradan dahil edilemez ise de şirket hakkında açılacak davanın bu dava ile birleştirilmesi mümkün olduğu ,husumetin eksik yöneltilmesi bu şekilde giderilebilecek iken davanın reddine gerekçe yapıldığı anlaşılmaktadır. Hüküm dava şartları gözetilmeksizin verildiği anlaşılmakla HMK hükümleri gereği dava açıldıktan sonra yapılacak usul işlemleri tamamlanarak ,davacının şirkete karşı da dava açması sağlanıp dosyaların birleştirilmesi temin edildikten sonra, tarafların delilleri değerlendirilmek suretiyle pay devrinin usulunce yapılıp yapılmadığı belirlenerek davacının talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken.” belirtmiştir. ) gereği davacıya payını devir ettiği kişiye karşı birleştirme istemli dava açması hususunda kesin süre verilmiş, birleşen dava da bu sebeple ikame edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret kanunu’nun 595. Maddesi ” (1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir.
(2)Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.
(3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.
(4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir.
(5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.
(6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.
(7) Başvurudan itibaren — ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır. ” hükmüne haizdir.
—-Ortaklık sıfatının sona erdiğinin tescil ve ilanına karar verilmemesi halinde davacının, aldığı tespit ilamıyla etkili bir hukuki koruma sağlaması imkansızdır. Kararın aleniyet kazanması ve —-gibi resmi kurumlara karşı dermeyan edilebilmesi açısından kararın tescil ve ilanı önemli olup, tescil ve ilan talebinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin buna ilişkin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
—- şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayının şart olduğu, şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebileceği, davalı şirket sözleşmesinde aksine hüküm bulunmadığı, bu nedenle hisse devrinin geçerli hale gelmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,” belirtmiştir.Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları incelenmiş, şirketin kurucu üyelerinin — isimli kişiler oldukları, şirket sermayesinin —- tarih ve 3623 sayılı sözleşmesi ile—- devrettiği görülmüştür. Davacı yanca söz konusu pay devir sözleşmesinin onaylanması hususunda davalı şirket müdürüne— tarihli ihtarnamesi gönderilmiş, ihtarname —tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından pay devrine dair olumlu veya olumsuz bir karar alınmamıştır. Davadaki ihtilaf bu husustan kaynaklanmaktadır. Davalı şirketin esas sözleşmesi incelenmiş pay devri geçişine dair özel bir hüküm ihtiva etmediği görülmüştür. Söz konusu devir yeni Türk ticaret kanununun yürürlükte olduğu dönemde gerçekleşmiş olup 6102 sayılı TTK’nın 595/2. Maddesi Esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayının şart olduğunu, ve devrin bu onayla geçerli olacağını düzenlemiştir. Maddenin devamında payını devreden ortağın devir sözleşmesinin onaylanması hususunda şirkete yapılan başvurudan itibaren — ay içinde şirket genel kurulunun açıkça red kararı almadığı taktirde onayı vermiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Şirket genel kurulunun toplantıya çağrılması husunda davacı yanca dava ikame edilmiş —- Sayılı dosyasında atanan— çıkarttığı tebligatların bila tebliğ döndüğünü genel kurul defteri ve pay defterinin müdür tarafından teslim edilmediğini, bu nedenle genel kurul toplantı işlemlerine başlanamadığını TTK’nın 595/7. Maddesi gereği hisselerin devredildiği kişilerin ortak sayılabileceğine dair rapor ibraz etmişir.
Tüm dosya kapsamı, celp edilen ticaret sicil kayıtları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının davalı şirketteki paylarını noterde yapılan —şirket pay devir sözleşmesi ile— isimli kişiye devrettiği, söz konusu devrin şirket tarafından onaylanması hususunda davacıların yine —- aracılığı ile şirkete müracaat ettikleri, davalı şirketin devre dair olumlu veya olumsuz bir karar almadığı, genel kurul icra etmediği, 6102 sayılı kanunun 595/7. Maddesi amir hükmü gereği başvuru tarihi olan ihtar tebliğ tarihi — tarihinden — ay sonrası olan — tarihi itibarı ile şirketin onay vermiş sayıldığı anlaşılmış davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KABULÜNE, — numarasında kayıtlı—isimli şirkette —hissesi olan davacının paylarını 6102 sayılı TTK’nın 595/7. Maddesi uyarınca — tarihi itibarı ile — devir ettiğinin tespit ve tesciline,
2-Kararın —masrafı davacı yanca karşılanmak kaydı ile ilan edilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan—başvurma harcı, —peşin harç, birleşen davada davacı tarafından yapılan —başvurma harcı, — peşin harç ile — tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam —yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, — maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren — (—) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, — Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.