Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/11 E. 2022/181 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/11 Esas
KARAR NO : 2022/181

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2022
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirketin sabit olan alacağına ilişkin olarak —– dosyasından icra takibi başlatıldığı, gönderilen ödeme emrinin davalı borçluya tarafa tebliğ edildiğini, davalı borçlunun sadece zaman kazanmak adına borcun tamamına itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, bu itiraz mukabilinde yapmış —başvurusunda da davalı borçlu şirket ile anlaşma sağlanamadığını, İcra takibi konusu alacaklarının müvekkili şirket ve davalı borçlu şirket arasında— sabit olduğunu itirazın tamamı ile kötü niyetli olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle; davanın kabulü ile davalı borçlu şirketin icra dosyasına vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeni ile davalı borçlu şirketin %20’den az olmamak üzerefcra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davalı – borçlu yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Taraflar arasındaki sözleşme gereği yargılamaya yetkili bölge — Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetki itirazlarının değerlendirilmesinin talep edilmekte olduğunu, İcra takibinde bu itirazlarının ileri sürülmemiş olması hakkın ortadan kalktığı anlamına gelmemekte olduğunu, Sözleşmenin 15. Maddesi ile yargı çevresi — Mahkemeleri şeklinde belirlenmiş olup, kesin yetki kuralı ile taraflarca belirlendiğini, dosyanın yetki itirazları gereği yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ettikleri, —- — için birim fiyat usulü ile anlaşma akdetmiş olduklarını, bu çerçevede yüklenilen işlerin hakedişlerini düzenli olarak ödenmiş olduğunu ve her iki tarafın da birbirlerinin edimlerinden mutabık kaldıklarını, 13.09.2018 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 85 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’da değişiklik yapılması ile işin niteliğinin dövizle sözleşme yapma yasağı kapsamında olması sebebiyle tarafların sözleşmeyi revize ettiklerini, anılan yasal değişiklik ile taraflar —— konusundaki işin sözleşme ile belirlenen birim fiyat kurunu sabitlediklerini, müvekkilinin anahtar teslim sözleşme ile birim fiyat üzerinden anlaşmış olması ve tüm hakedişleri davacıya ödemiş olması, davacının bu hakedişleri ihtirazi kayıt olmadan kabul etmiş olması, —–sözleşme yapma yasağının yürürlüğe girmiş olması ile tarafların sabitlenen kur konusunda mutabakata varmış olmaları ve detaylandırılan hususlar nedeniyle icra takibine itirazlarının hasıl olduğunu, ikame edilen davanın esastan reddine karar verilmesinin gerekmekte olduğunu, açıklanan ve Sayın Mahkememiz tarafından re’sen dikkate alınacak hususlarla davacı tarafından ikame edilen davaya karşı cevaplarını sunduklarını, yetki itirazları gereği davanın usulden reddedilerek yetkili Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış huzurdaki davanın davacının ispat yükü ve davasını sadece takibe dayanak olarak dayandığı faturalar üzerinden yargılanmasını, sair delillerinin lehe delil olma vasfının bulunmadığından taraflar arasında imzalanmış hakedişler üzerinden değerlendirilerek esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı aleyhine takip konusunun %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve masraflarının davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;—–, sözleşme gereği yetkili yerin — Mahkemeleri ve İcra Daireleri olmakla yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1.fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”
6100 sayılı HMK’nin Yetki Sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinin 1.fıkrasına göre; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
Davaya dayanak teşkil eden taraflar arasında — Sözleşmesinin 15.maddesinde “Uyuşmazlık durumlarında, ihtilafların çözümü için görüşmelerden bir sonuç alınamazsa ihtilafların halli için —ve İcra Daireleri yetkilidir.” yönünde yanlar arasında sözleşme düzenlendiği görülmüştür.
Sonuç olarak—- tarihinde —sözleşme gereğince — İcra daireleri ve Mahkemeleri yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
Benzer konuya ilişkin—- karar sayılı ilamında; ” Dava, tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davalı taraf, cevap dilekçesinde usulüne uygun yetki ilk itirazında bulunmuş olup mahkemece HMK 17. Maddesi uyarınca yetkili mahkeme — Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre “Tacirler veya —kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin 37. Maddesinde bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkları—-yetkili kılınmıştır. Taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Sözkonusu kanunun yetki sözleşmesi başlıklı 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin, sözleşme ile yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri öngörülmüştür. Dava konusu olayda tarafların ikisi de tacir olduğu takdirde yetki sözleşmesi geçerli olacaktır. Tarafların tacir olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı istinaf dilekçesinde yetki sözleşmesine riayet edildiğini, sözleşmede belirlenen—– tercih edildiğini, davalının yerleşim yerinin —- sebebiyle davanın —-Mahkemesi’nde açıldığını, davalının merkezi itibari ile mahkemenin yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de; taraflar arasındaki yetki sözleşmesinde, yetkili mahkemenin — mahkemesi olduğunun belirtildiği,—- mahkemesinden anlaşılması gerekenin — mahkemeleri olduğundan ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. ” şeklindeki — tarafların tacir olması, aralarında kesin yetki sözleşmesi bulunması, taraflar arasında imzalanan— tarihli sözleşmenin 15. Maddesinde açıkça tacirler arasındaki ihtilafların — görülmesi gerektiğinin imza altına alınmış olması, 6100 sayılı HMK’nın 17. Maddesinde —- taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemenin yetkili olması hususları hep bir arada değerlendirilerek işbu davada —-yetkili olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine ve kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde istemde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili— Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının yetki yönünden REDDİNE ,
2-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
3-Karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili ve görevli—-Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi halde davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA
5-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında yetkili mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.