Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1002 E. 2023/501 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/1002 Esas
KARAR NO:2023/501
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/12/2022
KARAR TARİHİ:25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firmanın e-posta talimatları üzerine sipariş edilen ürünlerin davalının ——- adresinde davalının kaşesi ile çalışanlarına imzası ile teslim edildiğini, faturaların firma merkezine e-fatura şeklinde gönderildiğini, davalı şirketin kendilerine elektronik ortamda gönderilen faturalara yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini, davalı-borçlunun ürün bedellerinin ödenmesi için aramalar yapılmışsa da davalının bir müddet sonra telefonlara ve e-postalara dacevap vermediğini, sonuç alınamayınca toplam: 477.162,- TL alacak için ——- dosyasıyla faturaya ve cari hesaba dayalı başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini takibin durdurulduğunu, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak sadece zaman kazanmak için takibe borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi ve borcun likit olduğunu davalı firma vekilinin arabulucu tutanağında yer alan kabul beyanı ile müvekkili şirketin alacağının sabit olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, ——- sayılı dosyasına yapılan itirazının iptaline, icra takibinin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle; “Davacı —– incelenen defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davalı ——– günü saat ll:00’da yapılan bilirkişi incelenmesinde hazır bulunmadığı, Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı, kayıtlarını ibraz etmeyen tarafın defter ibrazından kaçınmış sayılacakları karşı tarafın delillerini kabul etmiş sayılacakları ve haklarında ——-Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca ticari defterlerin sunulmaması halinde sunan tarafın kayıtlarına delil olarak dayanılacağı hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu; Davacı —– incelenen kayıtlarına göre; ——– ticari ilişkisinin 31.10.2022 tarihinde başladığı, davalıya kestiği takip ve dava konusu edilen faturalardan başka da herhangi bir kaydın bulunmadığı, davacı —- davalı ———- takip tarihinde de 477.162,45 TL alacaklı olduğu; Davalı ————– yapılan bilirkişi incelenmesinde hazır bulunmadığı, Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı için tarafların defter kayıtları arasındaki farklar konusunda görüş bildirilemeyeceği; Dava dosyasında mevcut davacı tarafından davalıya kesilen e-arşiv faturaların e-arşiv fatura kapsamında elektronik ortamda davalıya iletildiği, davacı tarafından davalıya kesilen takip ve dava konusu edilen faturalara ait e-irsaliyelerde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiği, e- irsaliyelerin malları teslim alanlar tarafından kaşelenip imzalandığı; Davalı yanın davacı tarafından kesilmiş takip ve dava konusu edilen faturalara 8 gün içinde itiraz ettiğine veya iade faturası düzenlediğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı;” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Taraflar arasında 2 adet fatura bedelinin ödenmemesinden kaynaklı hukuki ihtilaf çıktığı, davacı yanın takip başlatıldığı, takibe itiraz üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı yan süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. Davalı yan ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine esas olmak üzere mahkememize ibraz etmediği görülmüştür.
Davacı şirketin davalı şirket aleyhine başlatmış olduğu ——- esas sayılı takipteki ödeme emri incelendiğinde 477.162,00 TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, borcun sebebi kısmına “—– bedelli faturalara ve irsaliyelere dayalı alacak 477.162,00 TL ” yazıldığı görülmüştür.Davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda; ” Davacı——– incelenen kayıtlarına göre; ——– tarihinde başladığı, davalıya kestiği takip ve dava konusu edilen faturalardan başka da herhangi bir kaydın bulunmadığı, davacı —-davalı ———– takip tarihinde de 477.162,45 TL alacaklı olduğu; ” tespit edilmiştir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Mahkememizce 24/03/2023 günü yapılması istenilen defter incelemesine davalı yanın hazır olmadığı duruşma olan 1 nolu celsede karar verildiği, davalı şirkete duruşma zaptının tebliği ile inceleme gün ve saati ihtar edildiği, davalının ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, 6100 sayılı Hmk’nın 222/3. maddesinde, 28/07/2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7251 sayılı kanunla ticari defterlerin sunulmamasına ilişkin 23. madde ile değişiklik yapılmış ve ticari defterlerin davalı tarafından sunulmaması halinde davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil olacağının belirtildiği, davacı ———— incelenen defter kayıtlarına göre, davacının davalıdan 477.162,45 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, böylece bilirkişinin davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 477.162,45 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Eldeki dosya incelendiğinde davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere ibraz etmediği ve bu nedenle usulüne uygun tutulmuş davacı kayıtlarının ticari defterlerin delil niteliği göz önüne alınarak davacı lehine delil teşkil ettiği görülmüş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu ————- kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir. Somut olayımızda davalı yan almış ödemeden bakiye kalan borcunun tespitini kendi ticari defter ve kayıtları üzerinden rahatça tayin ve tespit edebileceği hususu nazara alınarak söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilerek %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından ——- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline takibin DEVAMINA,
2-477.162,45 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (95.432,49) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 32.594,93 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 5.762,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26.832‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 69.802,68 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 5.762,93 TL peşin harç toplamı 5.843,63‬ TL ile 2.067,00 TL ( Bilirkişi Ücreti, Kep Reddiyatı, Posta Masrafı, Elektronik Posta Masrafı ve Diğer Masraflar) olmak üzere toplam 7.910,63‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti 3.120,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde————– Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/05/2023