Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/99 E. 2021/360 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/99
KARAR NO : 2021/360

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 15/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ..— davalı—- %40 oranında pay sahibi olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda ———- —– kurucuları arasında yer aldığı, bu tarihten beri kesintisiz olarak —- üyesi olarak görev yaptığı, şirketin diğer pay sahipleri — %20 pay sahibi oldukları ve aynı zamanda yönetim kurulunun diğer üyeleri olduğunu, müvekkiline 10.02.2021 tarihinde –tarihinde aldığı karar ile — toplantıya çağırdığına dair çağrı kağıdı ve gündem maddelerini içeren belgelerin iletildiğini, —üyesi olan davacıya haber verilmeden alınan bu—– kararının yok hükmünde olduğunu, —-da— kurulu kararına dayalı genel kurulda alınan kararların iptali gerektiğine — olduğunu— tarihinde yapılacak genel kurul toplantısının engellenmesi yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı şirketin — hükümsüzlüğünün tespitini, haklı davalarının tümden kabulünü, vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirketin —- yönetim kurulu toplantısında şirket yönetim kurulu, şirket genel kurulunun —- saat — (açılış ve kapanış gündem maddeleri haricinde) “yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve mali haklarının belirlenmesi” şeklindeki tek gündem maddesiyle olağanüstü toplanmasına ilişkin çağrının TTK 414. maddesi,—Toplantılarda Bulunacak —gereğince– ilan edilmesine ve toplantı gününün ve gündemin şirket pay sahiplerine çıkacak ilan ile birlikte iadeli taahhütlü bildirilmesine karar verdiğini, yönetim kurulu kararı gereğince müvekkilince — olağanüstü genel kurul toplantısı çağrısının ilanı için başvurulduğu, çağrının — tarihinde—-ekinde ilgili — ile birlikte taahhütlü mektupla şirket pay defterine kayıtlı pay sahiplerine bildirildiğini, 23.02.2021 tarihinde müvekkili şirket olağanüstü genel kurul toplantısı tüm paydaşların ve vekillerinin katılımı ile toplandığı ve alınan—- —.sayfasında yayınlandığını; davada taraf teşkilinin sağlanmadığını, davanın —- kararının yokluk nedeniyle hükümsüzlüğünün tespiti talepli olduğunu, — davaya davalı olarak dahil edilmesini talep ettiklerini; davacının engellenmesini istediği olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığından davacının da bu toplantıya TTK’nın pay sahibine tanımış olduğu hakların tümünü eksiksiz olarak kullanarak bu olağanüstü genel kurula katıldığından TTK 445. maddesi gereğince genel kurul kararının iptalini isteyebilecek olduğu halde bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığından HMK 114. madde gereğince dava şartının eksik olduğunu; müvekkili şirketin — çağrılmasına ilişkin şirket ana sözleşmesinde özel bir hüküm veya bu konuda şirketin kuruluşundan bu yana çıkarılmış bir — veya alınmış bir — kararının bulunmadığını; davacının hükümsüzlüğünü talep ettiği yönetim kurulu kararının TTK 391. maddesine herhangi bir aykırılığı bulunmadığı, yönetim kurulu kararlarının ancak butlan nedeniyle hükümsüzlüğünün tespitinin mümkün olduğu yokluğunun tespit talebinin de TTK’ya aykırı bir talep olduğunu, davacının — toplantısına çağırılmamasının haklı nedene dayandığını, davacının —tarihinde gerçekleşecek olağanüstü genel kurul toplantısına çağrılmasına ilişkin müvekkili şirkete olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığı tarihe kadar da hiçbir itirazda bulunmadığını, olağanüstü genel kurul toplantı çağrısı usulüne uygun yapılması nedeniyle toplantıdan haberdar olan davacının ——üyelerinden biri olduğu için TTK 390. maddesi gereğince —- toplantıya çağırıp veya yönetim kuruluna öneri gönderip—- toplantıya o tarihte çağırılmasını istemiyor– bu konuda bir yönetim kurulu kararı alınmasını talep etmesi, olağanüstü genel kurul toplantı çağrısına ilişkin müvekkilinin şirkete itirazda bulunmasa da mümkün olduğu halde davacının yalnızca yapılacak olağanüstü genel kurulda payları tek başına karar nisabına yetmeyeceğini bildiği için bu davayı açtığını, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir. Davalı—– davacının da içinde olduğu 3 kişiden oluşmaktadır. —- davacının %40 hissedar ortak olduğu diğer pay sahiplerinin — (%40 pay) ve —-(%20 pay) olduğu anlaşılmıştır. Şirketin —- tarihinde yapılan genel kurulunda 01.08.2021 tarihine kadar
davacı ve yukarıda ismi yazılı diğer pay sahiplerinin yönetim —– seçildikleri anlaşılmıştır. —— kurulu kararı ile davacının temsil yetkisinin diğer iki ortakça alınan karar ile kaldırıldığı görülmüştür.
Davalı —- davacıyı— çağırmadan ve hiçbir surette —-toplantısı yapılacağına dair bir bildirimde bulunmadan— toplanmış ve bu ——— seçimi ve mali haklarının belirlenmesi” gündem maddesi ile şirketin olağanüstü genel kurul toplantısının yapılmasına karar vermişlerdir. Davacıya—– toplantısının hiçbir suretle haber verilmediği davalının zaten kabulünde olup davalı yan yukarıda bahsedilen ve haklı neden olduğu ileri sürülen nedenlerle davacının çağrılmadığını, kaldı ——- ile karar aldığını bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı yan diğer yönetim kurulu üyelerinin de davalı olarak gösterilmesi gerektiğini bu nedenle taraf teşkili sağlanmadığından davanın reddini savunmuştur.
—–….Dava, dava konusu — olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Bu tür davalarda, şirkete husumet yöneltilmesi yeterli bulunduğundan, — davalıya husumet yöneltilemeyeceği nazara alınarak —- davalı aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, — davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. ” belirtmiştir. Yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespiti davalarında davalı tarafta şirketin bulunması yeterli olup davalı yanın bu itirazının hukuki bir temeli yoktur. Bu nedenle red edilmiştir.
Davalı yan —-emsal göstererek davacının toplantıya çağrılmamasının bu olaydaki gibi haklı nedene dayandığını savunmuş ve davanın reddini talep etmiştir. Bahsi geçen bu karar yönetim kurulu kararı ile göreve getirilen bir müdüre ilişkin olup —— —oldukça eleştirilmektedir.
TTK’nun 408. Maddesi ——-yetkilerini düzenlemiştir.Şirketin yönetim kurulu üyelerini seçmek de bunlardan biridir. — toplantıya nasıl çağrılacağı da TTK’nın 410. Maddesinde düzenlenmiştir. Davanın konusu — kararının yok hükmünde sayılmasına ilişkindir.
Yönetim kurulu üyelerinden biri veya birkaçı toplantıya çağrılmaksızın toplanmış veya toplantıya bir veya birkaç yönetim kurulu üyesinin temsilci veya vekili katılmış yada biri diğerini temsilen oy kullanmış ise bütün bu hallede alınan kararlar TTK’nın 391/1-b hükmü uyarınca —- uymadığı için alınan bu kararlar batıldır.—–
— tarihli kararında “….Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette hissedar ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkiline hiç haber verilmeden çağrısız ve usulsüz bir biçimde—yönetim kurulu kararı alarak müvekkilinin bilgisi dışında hukuken hiç gerekmediği halde davalı şirketin 31.10.2014 tarihinde genel kurulunun toplanması için karar alındığını ve —- kurulunda alınan kararlardan —-kararların kanuna, usule ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ileri sürerek, anılan yönetim kurulu kararının geçersizliğinin tespiti ile genel kurulda alınan— iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı — tarihli olağanüstü genel kurulunun 5.maddesinin kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiştir.Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.(1) Dava, —- kurulunda alınan — kararların iptali ve bu kararların alındığı genel kurulun toplanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacı genel kurul çağrı kararının alındığı —— kararının yok hükmünde olduğunu ve bu nedenle bu karara dayalı olarak yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların da iptalinin gerektiğini iddia etmiştir.— tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 410/1. maddesine göre genel kurul, görev süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davalı Şirket’in — bulunduğu, TTK’nın 390/1. maddesi gereğince toplantıda — katılımı ve oyuyla karar alındığı gerekçesiyle yönetim kurulu kararının usulüne uygun olduğu kabul edilmiş ise de, yönetim kurulu üyesi davacı— toplantıdan haberdar edildiğine dair bir delil bulunmamaktadır. TTK’nın 390/4. maddesi gereğince, üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış önerisine en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle verilebilir. Aynı önerinin tüm —- üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. TTK’nın bu hükmüne göre çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılması mümkün ise de, önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Bu durumda, mahkemece, TTK’nın 390/4 ve 392/7. maddeleri gereğince geçersiz yönetim kurulu kararına dayalı olan ve TTK’nın 416. maddesi uyarınca toplanmadığı da sabit bulunan davalı ——- alınan kararların da geçersiz olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.” belirtmiştir.
— Sayılı ilamın karşı oy gerekçesinde “….Ayrıca, yönetim kurulu toplantısına çağrıda, herhangi bir yöntem yasa ve ana sözleşme ile belirlenmemiş ise de; bu durum yönetim kurulu üyesinin toplantıya çağrılmayacağı sonucunu doğurmaz. Tüm yönetim kurulu üyelerine çağrı yapılması zorunludur. Çünkü yönetim kurulu toplantısına katılmak bütün üyeler için hem bir hak hem de bir görevdir. Kabul edilebilir bir hata olmadığı sürece yönetim kurulu üyelerinin bazılarına çağrı yapılmadan toplantı yapılıp karar alınması halinde bu kararın geçersizliği söz konusu olur —— belirtilmiştir.
—-. Sayılı ilamında “…. Somut olayda, öncelikle davacı tarafça kendisi davet edilmeksizin söz konusu yönetim kurulu toplantısının yapıldığı iddia edilmiş ise de, gerek 6762 sayılı TTK, gerekse de 6102 sayılı TTK’da yönetim kurulunun toplantıya çağrılma usulüne ilişkin herhangi bir yasal düzenleme olmadığı gibi, şirket ana sözleşmesinde de bu hususta bir hüküm bulunmamaktadır. Dosyaya sunulan — yazışmalardan, davacının yönetim kurulu toplantısından haberinin olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacı vekilinin davacı yönetim kurulu üyesinin yokluğunda ve kendisine usulüne uygun çağrı yapılmayan yönetim kurulu toplantısında alınan kararların —-gerekeceği yönündeki istinafı yerinde görülmemiştir. ” gerekçesi ile verdiği kararda yönetim kurulu üyesinin yönetim kurulu toplantısından bir şekilde haberdar olduğunun anlaşılması halinde söz konusu kararın —olduğunun istenemeyeceğini belirtmiştir.
—- Karar sayılı ilamı,— Karar sayılı ilamı,—– 6102 saylı TTK’nın 410/1. maddesine göre genel kurul, süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. TTK’nın 390/4. maddesi gereğince, üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış önerisine en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle verilebilir. Aynı önerinin—yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. TTK’nın bu hükmüne göre çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılması mümkün ise de, önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartıdır.
Somut davada Davacı— geçen yönetim kurulu kararlarının alındığı tarihlerde yönetim kurulu üyesi olduğu, kararların onun yokluğunda alınmış olduğu hususu sabit olup davacı — kurulu toplantı çağrısı yapıldığı davalı tarafça kanıtlanamadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Yönetim Kurulunun çağrısız yapılması mümkün ise de bu şekilde gerçekleşen yönetim kurulu toplantısının geçerliliği, önerinin yönetim kurulu üyelerine iletilmesi ve katılımlarının sağlanması koşuluna bağlıdır. Bu koşullar somut uyuşmazlıkta yerine getirilmediğinden yoklukla maluldür.” belirtmiştir.
6102 Sayılı TTK. 390 Maddesinde;” (1) Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda ——- çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun—- ortamda yapılması hâlinde de uygulanır.
(2) Yönetim kurulu üyeleri birbirlerini temsilen oy veremeyecekleri gibi, toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar.
(3) Oylar eşit olduğu takdirde o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılır.
(4) Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine,—- çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm —– üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir.
(5) Kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmalarına bağlıdır, ” hükmü düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 391. Maddesi ise ” (1) Yönetim kurulunun kararının — tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; a) —aykırı olan, b) — şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen,c) Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan —-, d) Diğer —- devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin, kararlar batıldır. ” hükmünü getirmiştir.
—– — kuruludur. Yönetim kurulu görev ve yetkilerini kural olarak kurul halinde kullanır. —– toplantı ve —– uyularak alınır. Bu toplantılara —- üyelerinin katılması hem bir hak hem bir yükümlülüktür. —–bakımından üyelerin toplantılara katılması önemlidir. Toplantıya—– başkanı veya başkan vekili yapar. —– başkandan toplantıya çağrı yapmasını talep edebilirler. Bu çağrının tüm üyelere yapılması gerekir. —– çağrı yapılmaması alınan kararların geçerliliğini etkiler. —–çağrı usulü, genel kurula göre daha esnektir. —- için yapılacak çağrının şekli TTK m.414’de düzenlenmiştir. Buna göre, —- en az iki hafta önceden, esas sözleşmede gösterilen—– ilan edilir. ——— çağrı bakımından ise, kanunda herhangi bir —– öngörülmemiştir. —- TTK m.367/1 uyarınca ————şeklini ve süresini düzenleyebilir. Böyle bir düzenleme yoksa toplantının gündemi de göz önünde bulundurularak, bilgi alma ——– yapılabilmesine ———– şekilde, dürüstlük kurallarına uygun olarak yapılmalıdır. Genel kurulda olduğu gibi bir gündeme ———— toplantılarında söz konusu değildir. Bu sebeple gündem önceden bildirilmiş olup,—– —— başka ——- görüşmeye açılabilir. —— olduğu gibi ———– tüm üyelere yapılmış olması gerekir.
Davalının cevap dilekçesi içeriğinde belirttiği —– kararında geçen, ‘toplantıya haklı nedenle çağrılmama’ şeklinde bir kavram hukukumuzda mevcut değildir. Zira TTK’da böyle bir düzenleme yapılmamıştır. ——— tüm üyelere yapılmış olması gerekir. Zira ——- —– bulunsa ve toplantıda sadece bu konu ———–olsa dahi,—– çağrılması, bir —— ——–haberdar olması gerekmektedir. Kaldı ki, —— toplantılarında gündeme —— olmadığından, her zaman için, başka konuların da görüşülme ihtimali vardır.
Müzakereye ——- yasağı,—– katılmamasının ——kuralının gereği olan durumlarda da uygulanır. Böylece dürüstlük kuralı,—– kapsamına alınmasını gerektirebilir. Zira —– alakalı olsa dahi, —– dürüstlük kuralına aykırı olabilir. Kaldı ki müzakereye katılma yasağı, toplantıya değil müzakereye katılmamak şeklinde uygulanır.—- çıkar çatışması olan karar müzakere edilirken, dışarı çıkmalıdır. Zira toplantıda, üyenin kendisi ve yakınının çıkarına olmayan başka kararlar da alınacak olabilir. Şüphesiz bunların müzakeresinde bulunabilir.
Toplantı ve karar —– sağlanmış olduğu halde toplantıya—- olması halinde -olaydaki gibi- kararın akıbetinin ne olacağıdır. —— almada,—–geçerlilik şartı olduğundan hareketle, çağrının tüm üyelere yapılmadığı toplantıda alınan kararın da geçerli olduğunun ileri sürülemeyeceğini belirtmiştir.——
Müzakereye katılma yasağının olduğu hallerde dahi üye, toplantıya çağırılmalıdır. —- müzakeresine katılmayacağı kararın tartışılması ve oylanması sırasında toplantıya katılmaktan men edilir. Aynı toplantıda alınan diğer kararların müzakere ve oylamasına katılabilir. Üyelerden bir veya birkaçının toplantıya çağrılmamış olması,—- kararlarının geçerliliğini etkiler. Alınan kararın yok hükmünde sayılmasına sebep olabilir. Somut olaya gelecek olursak davacı söz konusu —- toplantısının yapıldığı tarihte —— üyesidir. Davacıya —- toplantısı yapılacağı herhangi bir şekilde bildirilmemiş olup bu durum zaten davalının kabulündedir.Davacı söz konusu ——– toplantısından — davetiyesi ile —– olmuştur. Nitekim davacı aynı zamanda pay sahibi olup kendisine genel kurulun yapılacağı gün ve saat tebliğ edilmiş, anılan yönetim kurulu toplantısından da bu şekilde haberdar olmuştur. Davacının genel kurulda alınan kararlara da —– toplantısına davet edilmemiş olması nedeni ——-yazdığı görülmüştür. ——– toplantısına katılmak hem hak hem bir yükümlülüktür.—- toplantılarında —- gündem maddesi olmayıp —— başka konularda da karar alabilir.—– bazı durumları —-yasağı olan halleri 393. Maddede belirtmiştir. Belirtmek —— toplantısının hiçbir şekilde haber verilmemesi—–yok saymak anlamındadır.——yasağı olan bir konu dahi görüşülecek —— toplantıya davet edilmelidir. Aksinin ——- kurulunda çoğunlukta olan grupların diğer yönetim kurulu üyelerini toplantıya —– kaldırmak, genel kurulun münhasır yetkisinin yönetim kurulunun içindeki çoğunlukta —– vermek anlamına gelmektedir.Haklı sebeple —— — toplantıya çağrılmaması gibi —— değildir. Kaldı ki çoğunlukta olan ——- ——yasağı olan bir konu görüşmeleri halinde dahi ——toplantıdan çıkarma hakları da mevcut iken somut olayda—– davacı yok farz edilerek toplanılmış ve karar alınmıştır. Alınan karar yok hükmündedir. Nitekim yukarıda —— ———– kararlarına ——— alıntılanmıştır. Tüm dosya kapsamından davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KABULÜNE,
Davalı—– sayılı yönetim kurulu —- HÜKMÜNDE OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı yanca yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL nispi harç olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4- Davacı yanca yapılan 64,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan —– tarifesi uyarınca —- ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider/varsa delil avansının taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere,davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.