Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/95 E. 2021/565 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/95 Esas
KARAR NO : 2021/565

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili hakkında—–. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığının ve müvekkiline hukuk dışı borç yüklenip ödetildiğini, dava konusu iş yeri müvekkili adına kayıtlı iken—— alan kişilerce bir müddet —- sözleşmesine uygun olarak satış yaptıklarını, ancak sözleşmeninn bitimine 6 ay kala —– sözleşmenin ihlal edildiği — sözleşmensinin cezai şartı olan 10.000 TL ödemesi için müvekkil adına takip başlatıldığını, davalının bu parayı devralanlardan tahsil etmesi gerekirken yasal olmayan ve kötü niyetli bir şekilde takibe giriştiğini ve neticede dosyadan bu parayı tahsil ettiğini, takibin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin cezai şartın haksız olarak tamamının ödemesi müvekkilin mağduriyetine yol açtığını, bu nedenle müvekkilin davalıya 8.334 TL borcunun olmadığının tespiti ile icra yolu ile ödemiş olduğu paranın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; —- sahibi olduğunu,—–adı altında aralarında davacının—- devrettiğinden bahisle artık sözleşmenin kendileri açısından bir bağlayıcılığı kalmadığını iddia edip başlatılan icra takibinin haksız olduğunu beyan ettiğini,—-Kişilere devredemeyeceğini, —– onay verip vermeme konusunda serbest olduğunu, ayrıca —- tarihine—- olmayı peşinen taaahhüt ettiğini, verilen bu taahhüte—- gönderildiğini, —-süresinde satışa faaliyetlerine ara veremeyeceğini, taahhüt ihlali halinde 10.000 TL para cezası uygulandığını, ayrıca teşvik amacıyla bedelsiz gönderilen ürünlerin bedellerinin tamamı nakit olarak —- ödendiğini, davacı yanın sıf ödemesi gereken bir borcu ödememesi için bu şekilde dava açması kötü niyetli bir davranış olduğunu, davacının haksız davasının usulen reddine—- dosyasından devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—- esas sayılı icra dosyası, dava ve cevap dilekçeleri ile tüm dosya kapsamı.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen— sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olduğu görüldü.
19.12.2018 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hlinde herhangi bir işlem yapılmakszın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü getirilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/(2). maddesine göre, ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesi gereğince; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
6102 sayılı TTK’ nun 4. maddesinde belirtilen uyuşmazlıklardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir.
“Somut olayda; itirazın iptali ve icra inkar tazminatı davasında davacının davasını görevsiz mahkemede (Asliye Hukuk) açtığı, mahkemece Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesinden sonra yargılamaya görevli Asliye Ticaret Mahkemesi’nce devam edilirken arabuluculuk son tutanağının ibrazı için davacıya 25.11.2020 tarihli ara karar ile 1 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin —– tarihli anlaşamama tutanağını ibraz ettiği ve tutanak tarihinin mahkeme ara karar tarihinden önce olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin Birinci fıkrası uyarınca ticari davalarda aranan, arabulucuya başvuru şartının yerine getirildiği, arabulucuya başvuru zorunluluğunun ilk davanın açıldığı ve görevsizlik kararının verildiği asliye hukuk mahkemesi yönünden ( müstakil ticaret mahkemelerinin bulunduğu, asliye ticaret mahkemelerinin ticaret mahkemesi sıfatıyla hareket etmediği ) dava şartı zorunlu arabulucuya başvuru şartının olmadığı ve önce bu görevsiz mahkemede dava açılması nedeniyle yerine getirilmemiş olduğu, aynı zamanda iş bu dava şartının Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen kişilerin hak arama hürriyetini, aşırı derecede zorlaştıracak, kişilerin haklarını elde etmesini güçleştirecek şekilde yorumlanmaması ve usul ekonomisinin de nazara alınması gerektiği anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne mahkeme kararının kaldırılmasına,..” —–
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; huzurdaki davanın görevsiz mahkemede açıldığı, görevsiz mahkemece verilen karar üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizin 08/04/2021 tarihli ara kararı ile davacı tarafa arabuluculuk son tutanağının aslının veya onaylı örneğinin dosyaya ibrazı için süre verildiği, celse arasında dosyaya sunulan arabuluculuk tutanağının incelenmesinde; arabuluculuk sürecinin başladığı tarihinin 04/05/2021 olduğu, yukarıda yer verilen— mahkememiz ara karar tarihinden önce arabuluculuğa başvurulmadığı ve dolayısıyla dava şartı arabuluculuğun yerine getirilmediği kanaatine varılarak 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince, istirdat talebine konu alacağa yönelik ticari dava niteliğindeki dava yönünden dava şartı yerine getirilmediği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1-Davanın 6102 Sayılı kanun 4. Ve 5/A maddeleri, 6325 Sayılı Kanun 18/A-2. Maddesi HMK 114/2. Ve 115/2. Maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 59,30 TL harcın başlangıçta alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan——uyarınca maktu 4080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.