Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/832 E. 2022/403 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/832 Esas – 2022/403

ESAS NO : 2021/832 Esas
KARAR NO : 2022/403

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- Davacı Müvekkil — tarafından yürütüldüğünü, Davalı-Borçlu — plakalı araç ile 22.04.2018 tarihinde arasında ücret ödenmeksizin ihlalli geçiş yapıldığını, geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerine, 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 7. Fıkrası gereğince, ihlalli geçiş tarihinden itibaren on beş günlük süre içerisinde geçiş bedellerini cezasız olarak ödeyebilme imkânı verilmekte ise de, işbu davaya konu ihlalli geçiş ücretlerinin anılan süre içerisinde ödenmediğinin tespit edildiğini, geçiş ücretlerinin süresi içerisinde ödenmemesi üzerine Müvekkil Şirketçe; Davalı-Borçlu Şirket aleyhine—. sayılı dosyası ile ödenmeyen geçiş ücretleri ve geçiş ücretlerine 6001 Sayılı Kanunun 30/5 maddesi uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretinin 4 katı tutarındaki gecikme cezası alacağının tahsili amacıyla —- tarihinde icra takibi başlatıldığını, Davalı-Borçlu Şirkete ödeme emri —- tarihinde tebliğ edildiğini, ancak Davalı-Borçlu Şirketin, “borcun tamamına, faize ve her türlü ferilerine” itiraz ettiğini, İlgili İcra Müdürlüğünce de söz konusu itirazın süresinde olması halinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, Takibin durdurulması sonrası müvekkil şirket açısından mağduriyet oluşturduğundan ve zaruri olarak dava açmadan önce arabuluculuk başvurusu yapılması gerektiğinden, 30.07.2021 tarihinde yapmış oldukları ticari arabuluculuk başvuru sonucu karşı taraf vekili ile arabuluculuk görüşmesi kapsamında karşı tarafla anlaşılamadığını ve 02.08.2021 tarihinde anlaşamama tutanağı tutulduğunu, Davalı—-Çalışmasının Kabul Edilemez Nitelikte olduğunu, Davalı-Borçlu şirkete ait — araçla, işletme hakkı Davacı—– ücret ödenmeksizin ihlalli geçişler yapıldığını, Davalı— hesaplarının müsait olmadığını, Takdir edileceği üzere — hesabını müsait tutmak ve geçiş ücretini ödemeye yetecek bakiye bulundurmanın Davalı-Borçlu Şirketin sorumluluğunda olduğunu, Davalı-Borçlu Şirkete ait — plakalı ticari kullanım niteliği bulunan aracı ile — tarihinde mesleki ve ticari faaliyetini gerçekleştirdiği sırada,— hakkı Davacı-Alacakl— serbest geçiş bölgelerinden ücret ödenmeksizin takibe konu edilen ihlalli geçiş yaptığını, Davalı-Borçlu—.sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde; 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2’nci maddesi uyarınca işlemiş ve işleyecek dönem için takip tarihinde yürürlükte olan %19,5 ticari faiz oranı- değişen oranlarda ve faiz oranlarındaki artıştan doğan her türlü haklarının saklı tutularak talepte bulunulduğunu, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davamızın kabulü ile; davalı-borçlu şirketin –sayılı dosyası kapsamında yapılan itirazın iptali ile, takibin devamına, davalı-borçlu şirketin İİK.M.67/2.maddesi uyarınca takip konusu alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı-borçlu şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı —– dosyası ile ihlalli geçiş nedeniyle ödeme emri tebliğ ettirmiş ise de söz konusu ödeme emrinde asıl alacak miktarı ile para cezasının ayrıştınImadığını, müvekkilinin kabul anlamına gelmemek kaydıyla varsa ihlalli geçişi göremediğini, Bu bakımdan, ödeme emrine karşı yapılan itirazının haklı olduğunu, Davacının takip talebi ve ödeme emrinin anlaşılmaz ve meşkuk bir alacağa işaret ettiğini, müvekkilinin — kayıtlarından temin ettiği biçimiyle herhangi bir ihlalli geçişi olmadığı gibi, süresinde —–hesaplarına yatırdığı paralar nedeniyle davacının yetki sınırlarındaki mahallerden geçiş ücretleri tahsil edilebilecek durumda olduğunu, ödeme emrinde faiz de talep edildiğini, Müvekkilinin temerrüde düşürülmeden faiz talep edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, Bu bakımdan da takibe yapılan itirazın yerinde olduğunu, davacının dilekçesinin “İİİ.KDV Alacağına İlişkin” başlığı altında yaptığı açıklamalarda anlaşılmazlık olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini, Dava dilekçesinin bu bölümü HMK’na uygun olmadığını, meşkuk ve likit olmayan bir alacak nedeniyle icra inkar tazminatı talep etmek mümkün olmadığından, davacının bu taleplerinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, açıklamaya çalıştıkları nedenlerle, haksız ve her türlü hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle ;”Davacı—–plakalı aracın giriş-çıkış — plakalı—— gün içinde araca tanımlı —- geçişler için yeterli bakiye olmadığından, geçiş ücretlerinin tahsilatının yapılamadığı, Davacı tarafın takip tarihi itibari ile—- Davalı tarafın takip tarihinden önce ihtar veya tevsik edici bir belge ile temerrüde düşürülmediği, Davacı tarafın takip tarihinden itibaren avans faizi talep edip edemeyeceğinin Mahkemenin taktirinde olduğu,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı şirket, davalı şirkete ait olan—- veye — bedellerinin ödememesi nedeniyle geçiş ücreti ve 4 katı ceza bedelinin ödenmesi için davalı şirket aleyhinde —takip dosyasında genel haciz yolu ile icra takibi başlatmıştır. Davalı tarafından, borcun bulunmadığı ileri sürülerek borca, faize ve fer’ilere itiraz edilmiştir.
Davacı şirket, takipteki alacağını —ücreti ve geçiş ihlalinden kaynaklanan ceza bedeline dayandırmaktadır.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali başlıklı 30/5.maddesi gereğince; 4046, 3465 ve 3996 sayılı — devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir.—- müzekkere yazılarak ihlalli geçiş yapan araçların belirtilen tarihlerdeki —hesap hareketleri istenmiş ve araçların geçiş—- Gönderilen kayıtlar nazara alınarak dosyanın Elektronik Mühendisi bilirkişi —- bilirkişi raporu hazırlattırılmış olup, bilirkişi raporu göz önüne alındığında——-bakiyesinin geçiş ücretlerini karşılamadığı ve dolayısıyla geçiş sırasında yeterli bakiyenin hazır edilmediği anlaşılmıştır. — geçiş sonrasındaki 15 günlük zaman dilimi içerisinde yeterli bakiyeye eriştiği, ancak diğer geçişler sonrasındaki 15 günlük zaman dilimi içerisinde yeterli bakiyeye erişemediği sonuç olarak mezkur aracın 22/04/2018 tarihli geçiş esnasında ve geçişi izleyen 15 gün içinde —geçişler için yeterli bakiye olmadığından geçiş ücretlerinin tahsilatı yapılamadığı takip tarihi itibariyle 64.70 geçiş ücreti ve 258,80 TL ceza bedeli olmak üzere toplam 323,50 TL yönünden itirazın iptali gerektiği değerlendirilerek denetime elverişli, hükme esas alınabilecek nitelikteki— bilirkişi raporu esas alınmıştır.
Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Takip tarihinden önce davacı yanın davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispatlayamaması karşısında davacının faiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davada hükmedilen toplam miktarın 2022 yılı kesinlik sınırı olan 8.000,00 TL nin altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. Zira — karar sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” … karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında —– olan 5.880,00 TL’ nin altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından — dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN 323,50 TL üzerinden İPTALİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 22,09 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 37,21‬ TL’ nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç toplamı 118,60 TL ile 1.269,20 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri ve dosyadaki diğer masraflar) olmak üzere toplam 1.387,8‬0 TL yargılama giderinden davanın kabul 0,88 ve red 0,12 oranına göre hesaplanan 1.221,26 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6—- davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7—- davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — davanın kabul edilen miktarı üzerinden 323,50 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan –davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 42,80 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı dava değeri kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.