Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/813 E. 2022/90 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/813
KARAR NO : 2022/90

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 23/12/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, terkin edilen —–geçici olarak ihyasını talep ettikleri———- ve aynı zamanda ————– tarihinde —- dolması nedeniyle terkin edildiğini, şirketin —- —- silinme —ile sona erdiği, ancak ihyası istenen şirket —– araçların kayıtlı bulunduğu, müvekkilinin araç satışlarını yapabilmesi ve vergi borçlarını ödeyebilmesi amacıyla şirketin ihyasını talep etme zorunluluklarının hasıl olduğunu, —- numarasında——– yönünden —- yapılabilmesi için —- kaydının geçici olarak ihyasını ve—- olarak müvekkilinin atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- karar verilmesi talep edilen—- incelemede; —- tarihinde tescil —- sözleşmesinin —başlıklı 5. maddesinde—üzenlendiği, buna göre dava konusu şirketin— tarihinde sona ermesine rağmen gerekli işlemlerin yapılmamas—— — sona ermediğinden davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini; her ne kadar dava —– esas sözleşmesinde yer alan hüküm gereği sona erdiği söylenebilirse de, sona —— sona — gerçekleşmesiyle birlikte— edildiği, edileceği yönünde bir hüküm bulunmadığı, ve nitekim dava konusu—– edilmediğinin açık olduğunu; dava konusu — ermiş ise de ——– olduğundan —kaydının sona ermediğini, davacı tarafın, işbu davayı ikame etmeden önce —- — —üzerinden sorgulama yaparak—– talep edilen dava konusu şirketin,—- kişiliğini kaybetmediğini saptayarak kanun hükümleri gereği ve usulünce yahut da TTK m. 529 vd. hükümlerine göre, huzurdaki davaya dayanak teşkil eden hususların (şirket adına kayıtlı olduğu iddia edilen araçların satışının) gerçekleştirilebilmesinin mümkün olmasına rağmen huzurdaki davanın ikame edildiğini, davacı tarafından dava açılmadan önce, TTK. 35/2 maddesine göre ihyası istenilen şirketin — kaydını ve —–saklanan tüm senet ve belgeleri inceleme ve buna göre mahkemece verilen ara karara itiraz etme hakkı olduğu halde bu hakkını kullanmadan eldeki davanın açıldığının anlaşıldığını; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava şirketin ihyası istemine ilişkindir.Davacı yukarıdaki gerekçelerle şirketin ihyasını talep etmiştir.
Mahkememizce— ihyası istenen şirketin—— cevabının yapılan incelemesinde şirketin– yaptırdığı, şirketin—- kaydının faal olarak devam ettiği bilgisinin verildiği anlaşılmıştır. —- —– gelen tüm kayıtlar incelenmiş şirketin terkin edildiği veya faal olmadığına dair bir bilgiye ulaşılamamıştır. Nitekim kurumdan gelen— tarihli — faal olduğu bildirilmiştir.
—. Sayılı ilamında “…. ihyası istenen — olması dikkate alındığında HMK’nın 114/(1)-h.maddesi uyarınca açılan davada davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. ” gerekçesi ile karar verdiği görülmüştür.
–. Sayılı ilamında “…Somut olayda, ihyası istenen —– sürecinin devam ettiği ve hükmi şahsiyetini kaybetmediği gibi——– terkin edilmediği ihtilafsızdır. O halde, davacının ihya davası açmakta hukuki yararının bulunmadığının kabulü gerekir. Hukuki yarar, HMK’nın 114/1-h maddesine göre dava şartı olup, dava şartları yargılamanın her safhasında ve HMK’nın 355. maddesi uyarnıca istinaf aşamasında kendiliğinden dikkate alınır.” belirtmiştir.
—. Sayılı ilamında “….– —– şirketin ———kaydının terkin edilmiş olması gereklidir. Somut olayda —– müzekkere cevap ve eklerinden dava dışı şirketin faal durumda olup,— herhangi bir surette terkin edilmemiş olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi kararı isabetlidir. Davanın hukuki yarara yokluğundan usulden reddine karar verildiği gözetildiğinde, kendini vekil ile temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de yasaya uygun olup, aksi yöndeki davacı vekilinin istinaf başvuru nedeni yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” belirtmiştir—
Şirketin ihyası istemine ilişkin davalar herhangi bir neden ile — terkin edilen şirketin ihyası istenen iş ile sınırlı olmak üzere canlandırılması istemine ilişkin davalardır. Somut olayda ihyası istenen şirketin halen faal olması, hakkında herhangi bir terkin işleminin yapılmamış olması ,— faal olarak devam ediyor olması nazara alındığında davacının iş bu davada hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenden ötürü davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2. Maddeleri gereğince hukuki yarar yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu harcın peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
5-Davalı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan — maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.