Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/806 E. 2022/660 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/806 Esas
KARAR NO : 2022/660

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı firma arasında akdedilen —- başlangıç tarihli “—— davalı/borçlunun —- tarihinde sözleşmenin sona erdiğini, davalı firmanın sözleşmeden doğan ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, söz konusu bakiye bedel istenmesine rağmen borçlu tarafından—– vaatlerinde bulunulmak suretiyle müvekkilinin oyalandığını ancak kısmen dahi olsa herhangi bir ödeme yapılmadığını, başlatılan ilamsız İcra takibinin davalının yapmış olduğu İtirazı üzerine durduğunu, —– anlaşamama ile sonuçlandığını, davalı/borçlunun —- borcunun bulunduğunu, faturaya dayalı hesap alacağı toplamı olan ——– asıl alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile cebri icra üzerinden tahsili işlemlerine devam edilebilmesi açısından İİK. Mad. 67’ye göre iş bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, davalı/borçlunun faturalara dayalı hizmet bedellerini ödememek için mallarını kaçırma çabasına gireceğinden ötürü borçlunun ——- haczine karar verilmesini talep zorunluluğunun ortaya çıktığını belirterek muaccel ve teminatsız —- asıl alacaklarının dava sonuçlanıncaya kadar Mahkemenizce takdir ve tensip edilecek olan——- teminat karşılığında borçlu şirketin ———- haciz kararı verilmesine, davanın kabulü ile davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın asıl alacak tutarı yönünden takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin takip konusu fatura alacakları sebebiyle davacı yana borcunun bulunmadığını, davacı yan —– kararlaştırılan edimlerin yerine getirilmediğini, müvekkili şirkete —-bedelli fatura konusu hizmet alınmadığı için iş bu fatura bedeli kadar kesilen iade faturasının davacı yanın talep ettiği bedel içerisinde yer aldığını, davacı yan tarafından düzenlenen —– verilmediğini, davacı yanın sözleşme ile kararlaştırılan hiçbir edimini yerine getirmediğini, sözleşme konusu edim yerine
getirilmemesine rağmen —-tarafından bir kısım ödeme yapıldığını, davacı yanın sunmadığı hizmet bedelini talep etttiğini belirterek haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve suiniyetli olarak açılan ispat edilemeyen huzurdaki bu davanın reddine, davacı yanın müvekkili davalı şirkete %20 kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmili yönünde karar verilmesini talep ettkleri görülmüştür.
DELİLLER:
—– dosyası, Davacı ve davalıya ——– defterler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
——— tarihli ara karar ile dosyanın —— müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ——- kurulmuş ve ———– bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; Davacı —————- davalı ————————- defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahipleri lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu;
Davacı ———————- kayıtlarına göre,
davacı —– takip tarihi itibariyle davalı ———- olduğu; Davalı ———————— göre, davalı
————- borcunun/alacağının bulunmadığı, cari
hesabın kapalı olduğu; Davacı ile davalı———– aşağıdaki faturalardan kaynaklandığı; Davacının davalıya düzenlediği faturaların aylık beyan sınırı altında kaldığı, doğal olarak ——- beyan edilmediği; Dava konusu edilen faturalarda ödeme vadesi görülmemiştir, dava dosyasına davacı
tarafından herhangi bir ihtarname örneğinin ibraz edilmediği görülmüştür, davalının
takipten önce temerrüde düşürülmediği tespit edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —— icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde tarafların ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, faturaların miktarı itibariyle —————-yükümlülüğünün bulunmadığı, davacı kayıtlarında davalıdan ——– alacaklı göründüğü, davalının ise cari hesabının kapalı göründüğü, davalı kayıtlarında , —– hizmet verilmediği için kayıtlara alınmadığı, fakat davalı kayıtlarında davalının —- tarihli fatura yönünden 8 günlük kanuni iade süresi geçtikten sonra iade faturasının düzenlendiği, faturaları alıp faturayı aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmayan davalının faturaların içeriğini kabul etmiş sayılacağı, bu haliyle davacının takip tarihi itibariyle ——— faturanın davalı kayıtlarına işlenmediği, dosya kapsamına göre davacı taraça bu fatura yönünden hizmetin verildiğinin ispat edilemediği, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürmediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 2.147,00 TL alacaklı olduğu, faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına yasal şartları bulunduğu anlaşılmakla —- üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı tarafından ——-icra takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 2.147,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi İŞLETİLMESİNE,
3-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki —— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen ——- kısım yönünden alınması gereken 146,66 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 87,36 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden —————vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden——-ve kabul edilen miktar geçmeyeceğinden —– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 1200,00 TL bilirkişi ücreti ve 128,50 TL posta gideri olmak üzere toplam —- yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen —- yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
8-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9——-red oranına göre belirlenen 645,61 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, yine Kabul red oranına göre belirlenen —- Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.

TASHİH ŞERHİ
Her ne kadar kısa kararın yasa yolu kısmında “Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekillerinin yüzene karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” şeklinde yazılmış ise de gerekçeli karar yazım aşamasında, 6100 sayılı kanunun 304. Maddesi ” Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri —–, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir.” düzenlemesi gereğince kararın tebliğ edilmediği gözetilerek hükmün yasa yolunun “Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.” şeklinde resen tashihine karar verilmiştir.