Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/805 E. 2023/572 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/805
KARAR NO : 2023/572

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı —– idaresindeki, eşi davacı—-adına tescilli —– plakalı otomobili ile çift yönlü yolda seyrederken karşıdan zik zak yaparak gelen—- plakalı otomobil ile çarpışmamak için karşıdan gelen araçların şeridine geçtiği anda —- plakalı otomobil ile çarpıştığı; kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı; —–plakalı otomobilde 1 erkek ve 1 bayan olmak üzere 2 kişi bulunduğu; sürücü koltuğunda adını sonradan öğrendiği — oturduğu; kaza sonrasında —- kendisini yanına gelerek kendisine sözlü taciz ve başına vurarak darp ettiği; —–davranışlarından alkollü olduğunu anladığı; kaza tespit tutanağı düzenlenirken otomobilde yolcu olarak bulunan adını sonradan öğrendiği —–sürücü olarak bildirildiğini sonradan öğrendiği; —-ve kendisinin alkol kontrolü yapıldığı halde —-plakalı otomobilin gerçek sürücüsü —- alkol ve ehliyet kontrolünün kontrolünün yapılmadığı; soruşturma aşamasında —-sürücü olduğunu ve —- yolcu olduğunu kabul ve beyan ettikleri; Kaza anında sürücü—- yolcu ablası—-ve diğer aracın gerçek sürücüsü — ve gerçekte yolcu olan —– yaralandığı ve ambülans ile hastaneye götürüldükleri; Davacıların —-plakalı otomobilleirnin kullanılmaz hale geldiği ve değer kaybettiği; —- plakalı otomobilin sahibi ve—– ZMS Sigortacısı oldukları için maddi zarardan sorumlu oldukları açıklanarak; Fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla —–plakalı otomobilin hasar tutarının 500 TL kısmı ile değer kaybının 100 TL kısmının kaza tarihi 07.04.2021 itibariyle avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiştir.

CEVAP:
Davalı—-savunmasında, kazaya karışan —– plakalı otomobilin sahibi oldukları ancak kazadan önce 11.07.2020 – 31.12.2021 tarihleri arasında dava dışı —– 30 ay süre ile kiralanmış olduğu için işleten olmadıkları ve hukuki sorumluluklarının olmadığı; —–plakalı otomobil sürücüsünün kusurunun olmadığı açıklanarak davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı —-savunmasında, kazaya karışan—–plaklaı otomobilin ZMSS teminatları altında olduğu; sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı; kusur ve zararı bilirkişinin belirlemesi gerektiği açıklanarak davanın reddi talep edilmiştir.Davalı —– savunmasında, kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.

DELİLLER:
Hasar dosyası, araç trafik kayıtları, hastane evrakları, —-Asliye Ceza Mahkemesinin —–esas sayılı ceza dosya sureti, bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı hasar tazminatı ve değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı —–adına kayıtlı olan davacı—– sevk ve idaresindeki aracın trafik kazası neticesinde zarar görmesine ilişkin huzurdaki dava davacılar tarafından davalılara yöneltilmiştir.Yargıtay —-Hukuk Dairesinin —- Esas ve —– Karar sayılı ilamında: “Tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak malvarlığından doğrudan doğruya zarar gören kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs.) elinde bulunduran kişi, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmekle yükümlü olup, ödemek zorunda olduğu onarım giderlerini isteyebilecektir. Davacı vekili, araç hasarı nedeni ile maddi tazminat talebinde bulunmuş, davacının bu talebi mahkemece aracın tescil kaydının dava dışı 3. kişi adına kayıtlı olduğu gerekçesi ile reddedilmiştir. Dosyada, davacı .—- sürücü olduğu anlaşılmakla, kazaya karışan aracın sürücüsü olması, aracı aldığı gibi eksiksiz ve hasarsız olarak malikine teslim etmekle yükümlü bulunması nedeniyle, aracın zilyedi sıfatıyla, hasar tazmini yönünden dava açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyeti vardır.” şeklinde açıklanmıştır. Somut olayda davacı —araç maliki olup, diğer davacı—— araç sürücü olduğu, araç sürücünün aracı aldığı gibi eksiksiz ve hasarsız olarak malikine teslim etmekle yükümlü bulunması nedeniyle davacıların aktif husumet ehliyetinin olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir.Zarar bir eksilmeyi ifade eder. Haksız fiilin borç doğurmasının sebebi doğan zararı giderme yükümlülüğünden kaynaklanır. Haksız fiil faili bu fiili ile yaratmış olduğu eksilmeyi gidermek, zarar gören kişiyi fiilden önceki durumuna getirme borcu altına girmiştir. Haksız fiil failinin borcu doğan bu zararı tazmin etmeye dayanır. Buna göre haksız fiilden doğan tazminat borcunun üst sınırını doğan zarar oluşturur.——Zarar belirlenirken, uğranılan gerçek zararın dışına taşılamaz. Zarar görenin zararla ilgisi saptanamayan giderleri zarar kapsamının dışında tutulmalıdır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder. Araçta meydana gelen hasar bedeli gibi bu hasardan kaynaklanan değer kaybı zararı da ZMSS teminatı kapsamındadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi vd, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1, 85/1ile ilgili madde düzenlemeleri gözetildiğinde; davalı —- araç sürücüsü olarak, davalı —– araç maliki işleten olarak, davalı sigorta şirketinin diğer davalıya ait aracın trafik sigortacısı olup ZMSS poliçesi gereği, davacının aracında meydana gelen hasara ilişkin gerçek zarar miktarı ile sınırlı sorumludur.Davacılar tarafından davalı sigorta şirketine yazılı başvuru yapıldığı davalı sigorta şirketinin 24/01/2022 tarihindeki yazı cevabından anlaşılmıştır.Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlığın davaya konu trafik kazasının oluşumu, kazanın meydana geliş şekli ve kusurun belirlenmesi noktalarında toplandığı görülmüştür.
Davacı yan dava dilekçesinde; davacı —–sevk ve idaresindeki otomobili ile çift yönlü yolda seyrederken karşıdan zik zak yaparak gelen—– plakalı otomobil ile çarpışmamak için karşıdan gelen araçların şeridine geçtiği anda—– plakalı otomobil ile çarpıştığı, kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını savunmuştur.Davalı —-cevap dilekçesinde kullanmış olduğu aracın hiç bir kusuru bulunmadığı, trafik kaza tespit tutanağı ile aşikar olduğu, şeridine girip kazaya neden davacıların aracı olduğu, kusuru bulunmadığını belirtilmiştir. 07/04/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı içeriğinin ; kazanın 07/04/2021 tarihinde saat 05:15 sıralarında —-gece, açık havada, kuru, asfalt, düz, eğimsiz, çift yönlü, 50 km/sa hız limiti olan, çift yönlü yolda, 3 yol kavşağında, yolun 2 şeritli olduğu ve şerit genişliklerinin 3,5 metre olduğu, —- plakalı aracı kullanan —– karşı şeridi ihlal ederek karşı şeritten seyir halinde olan sürücü —–kullanmakta olduğu —— plakalı araca kafadan çarpması sureti ile kazanın gerçekleştiği tespit edilerek; kazanın oluşunda —–KTK 56/1/a maddesinde düzenlenen şerit izlem ve değiştirme kuralını ihlal ettiğinin belirtildiği,
—-Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —– soruşturma sayılı dosyasında alınan 17/05/2021 tarihli raporda: yol durumunun —-çift yönlü, tek şeritli, taşıt yolunun sağında ve solunda yaya kaldırımının, aydınlatma lambalarının bulunduğu, yol düz, görüş açık, zemin asfalt ve kuru, kazanın gece meydana geldiği, sürücü —– basit kroki ve olay yerini görüntülediğim fotoğraflarda da görüldüğü gibi yukarıda konumunu belirtilen kaza mahalli olan meskun mahalde yerleşik alan içinde dikkat ve özen yukumlu)ugune aykırı hareket ederek, —- istikametinden —- istikametine seyir ederken —-kavşağına geldiğinde, aracının hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmadan, aracının hızını aracının teknik özelliğini dikkate alarak görüş, yol, hava ve trafik durumuna göre ayarlamadan, şerit izleme kurallarına uymadan seyir edip karşı yönden gelen araçların şeridine girdiği sırada sevk ve idaresindeki —-plaka sayılı aracının sol ön kısımları ile — istikametinden — istikametine seyir eden —–plaka sayıl aracın sol ön kısımlarına seyir hızıyla sadmesi (çarpması) neticesi sevk ve idaresindeki —–plaka sayılı aracında yolcu —- ile—– plaka sayılı araç içinde yolcu —–araç içinde yaralanmalarına neden olduğu trafik kazasında tam ve asli kusurlu olduğunun bildirildiği,—- kusursuz olduğunun bildirildiği,
—-Cumhuriyet Başsavcılığı’nın—- soruşturma sayılı dosyasında 10/06/2021 tarihli kararında “toplanan bilgi belge ve delillerin incelenmesiyle, Trafik Kazası Tespit Tutanağında müşteki —– sevk idaresindeki araç ile seyir halindeyken karşı şeridi ihlal ederek kazaya sebebiyet verdiğinin belirtildiği, 17/05/2021 tarihinde düzenlenen Bilirkişi Raporunda ise müşteki —–tam ve asli kusurlu şüphelinin ise kusursuz olduğunun tespit edildiği, bu kaza neticesinde müştekilerin yaralandığı, müştekilerin yaralanmasının kendi kusurlu eylemi neticesinde gerçekleştiği, somut olayda başkasına atfı kabil kusur bulunmadığı, şüpheli hakkında üzerine atılı suçtan kamu davası açılmasına yönelik yeterli nitelikte delil ve kanaat elde edilemediği” gerekçeleri ile —-hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı verildiği,
Mahkememizce alınan 27/06/2022 tarihli bilirkişi —- raporunda; iddia, savunma, kaza tespit tutanağı, ceza dava dosyasındaki beyanlar irdelenerek davacı —– plakalı otomobilin zik zak yaparak geldiği yönündeki iddialar ispata muhtaç durumda olduğu, kaza—–plakalı otomobilin şeridinde meydana geldiği, Karşıdan gelen araçların şeridine giren ve karşıdan gelen araçlarla çarpışan sürücüler kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, karşıdan gelen araçların şeridine giren —- plakalı otomobil sürücüsü davacı —– kazanın meydana gelmesinde tam %100 kusurlu olduğu, Davacı sürücü —- tarafından kaza anında —–plakalı otomobil sürücüsü—– alkollü olduğu ve ehliyetinin olmayabileceği iddiası bakımından ise alkol yönünden tespit bulunmadığı, bir an için sürücü —— kaza anında alkollü olduğu kabul edilse dahi kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığı, Sürücü —- kazanın meydana gelmesinde kusuru olsa, söz konusu kusurların münhasıran alkol altında işlenip işlenmediği veya ehliyetinin olmaması ile illiyet bağının olup olmadığını araştırmak gerektiği, ancak sürücünün kusuru yoksa, olmayan kusurun münhasıran alkol etkisi altında meydana gelip gelmediğinin veya ehliyetinin olmaması ile illiyet bağının olup olmadığının araştırılması mümkün olmadığının bildirilmiştir.
Kaza ile ilgili resmi görevli polis memuru tarafından kaza tespit tutanağı tanzim edildiği, kaza tespit tutanağının aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu trafik kazasının oluşumu ve kazanın meydana geliş şekli bakımından taraflara tanık delili için süre verilmiş, davacı yanca bildirilen davacının sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak bulunan —–tanık olarak beyanlarının alındığı, davacı tanığının araçta yolcu olarak bulunması ve kazadan kaynaklı tazminat davası açma ihtimalinde yarar sağlama ihtimali bulunduğundan beyanlarına objektif olarak değerlendirilemediği, bu haliyle araçlara ilişkin kaza resimleri, araçların kaza sonrası duruş pozisyonları ve hasarlandığı bölgeler bakımından teknik incelemeyle de değerlendirme yapılması sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın bilirkişi —- tevdi edilerek rapor alındığı, davacı —-hakkında taksirle yaralama suçundan yapılan —-.Asliye Ceza Mahkemesi’nin—– Esas sayılı ceza dava dosyasında —-Kurumundan alınan raporunda değerlendirilmesi gerektiğinden dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor tanzim edildiği, —– Kurumu raporunda seçenekli hesaplama yapıldığı, kaza tespit tutanağının esas alındığında davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, davacı —–beyanlarına göre her iki araç sürücüsünün kusurlu olduğunun bildirildiği, belirtilen ceza dava dosyasında ” mahkememizce sanık ve tanıkların, katılanın beyanları ile tüm dosya kapsamından —- plakalı otomobili —–kullandığı, kazanın bu sırada meydana geldiği kabul edilmiş, kazanın nasıl meydana geldiği ile ilgili gerek önceki bilirkişi raporunda gerek —- raporunda benzer açıklamaların yapıldığı, buna göre kazanın—– plakalı aracın şeridi içinde gerçekleşmiş olmasına göre her iki durumda da sanığın asli kusurlu olduğu” gerekçesi ile cezalandırma kararı verildiği,
Bilirkişi —— kök ve ek raporlarında; kaza tespit tutanağı, kaza fotoğrafları, çarpma noktası ve oluşan hasar irdelenerek sürücü —- sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı aracı ile—- İstikametinden—- istikametine seyir halinde iken —–Sokak kavşağına geldiği esnada aracının ön kısımları ile —- üzerinde —- istikametinden—– istikametine seyir halinde olan ve karşı yönden gelmekte olan sürücü —– sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı araç ile çarpışması neticesinde meydana gelmiş olan maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasında; —- plaka sayılı araç sürücüsü —– meskun mahalde seyir halinde iken öncelikle aracının hızını aracın teknik özellikleri, hava ve yol durumu vb. etkenleri birlikte değerlendirerek ( Kaza mahallinde yol kenarında yüksek tonajlı araçların park etmiş olması nedehi ile yolun daralmış olduğu görülmüştür.) azaltması, ayrıca trafik güvenliğine yönelik gerekli tedbırlerı alması ve geçme, dönme, duraklama, durma ve park etme gibi haller dışında şerit değiştirmemesi veya iki şeridi birden kullanmaması gerektiği, iki yönlü trafiğin kullanıldığı taşıt yollarında karşı yönden gelen araçların geçişini zorlaştıran bur durum varsa geçişi kolaylaştırmak için aracını sağ kenara yanaştırması, gerektirdiğinde sağa yanaşıp durması ve durması, gerekli ve yeterli emniyet tedbirlerini alması gerekirken gerekli dikkat ve özen vükümlülüğünü yerine getirmeyerek sebebiyet vermiş olduğu kazada kazada tam ve asli kusurlu olduğu, davalı —-kusursuz olduğu,—- raporunun irdelenerek dava konusu —- plaka sayılı —– marka araç üzerinde yapılan incelemede söz konusu araçta ön kısmından alınan darbe neticesinde ağır hasar meydana gelmiş olduğu, bu kapsamda söz konusu aracın çarpışmış olduğu —-plaka sayılı —– marka aracın ön ve sol ön kısımlarında hasar meydana gelmiş olduğu ancak—- marka araçtaki kadar ağır hasar olmadığı,( Menfi) ,söz konusu kazanın —– plaka sayılı aracın şeridinde meydana gelmiş olduğunu, Fizik kurallarına göre çarpılan aracın çarpmanın şiddeti ile geri ivme ile hareket edeceği ve çarpan araçta ağır hasar meydana gelmiş olması gerektiği, ayrıca hafif bir aracın kendisinden daha ağır bir araç ile çarpışması durumunda hafif olan aracın sekerek aynı hızı muhafaza etmesiyle yönünün ters olacağı ancak çarpılan aracın bulunduğu yerde kalacağı, nitekim dava konusu olayda —– plaka sayılı aracın çarpmanın etkisi ile sekerek sürücünün kontrolsüz şekilde fren yapması ile —–plaka sayılı aracın sol arka kapı kısmına geliş istikametine dik/ters şekilde bulunduğu tespit edildiği dikkate alındığında —- plaka sayılı aracın kural ihlali yapmış olduğu değerlendirildiği, davacı sürücünün kazanın meydan gelmesinde %100 kusurlu olduğunun bildirilmiştir.
Davalı —- trafik kazasına karışan araçta yolcu olarak bulunduğundan pasif husumet yokluğu nedeniyle davacıların davasının usulden reddine karar verilmiştir.
İddia, savunma, kaza tespit tutanağı, soruşturma dosyaları, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sürücü —- sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı aracı ile—- üzerinde —–istikametine seyir halinde iken—– kavşağına geldiği esnada aracının ön kısımları ile —- üzerinde —- istikametinden —–istikametine seyir halinde olan ve karşı yönden gelmekte olan sürücü —– sevk ve idaresindeki —— plaka sayılı araç ile çarpışması neticesinde meddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiği, kazanın —— plaka sayılı aracın şeridinde meydana geldiği, meydana gelen kazada davacı sürücünün aracın teknik özellikleri, hava ve yol durumu vb. etkenleri birlikte değerlendirerekazaltması, trafik güvenliğine yönelik gerekli tedbırlerı alması, belirtilen haller dışında şerit değiştirmemesi veya iki şeridi birden kullanmaması gerektiği, gerekli ve yeterli emniyet tedbirlerini alması gerekirken gerekli dikkat ve özen vükümlülüğünü yerine getirmeyerek sebebiyet verdiği kazanın meydana gelmesine % 100 kusurlu olduğu, davalı sürücünün kusursuz olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davalı —— ve davalı sigorta şirketi bakımından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.Davalı araç maliki şirket aracı uzun süreli kiraladığını savunduğu görülmüş ise de; kira sözleşmesinin uzun süreli ve üçüncü kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerindeki fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedellerinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği hususlarının araştırılmasına yönelik davalı işleten ve dava dışı kiracının ticari defter ve kayıtlar üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması gerektiği, davalı sürücünün kusursuz olduğu kanaatine varılmakla bu yönde araştırma yapılmadan aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların, hasar tazminatı ve değer kaybı taleplerine ilişkin olarak maddi tazminat taleplerinin davalı —– bakımından pasif husumet yokluğu nedeniyle ayrı ayrı USULDEN REDDİNE,
2-Davacıların hasar tazminatı ve değer kaybı taleplerine ilişkin olarak maddi tazminat taleplerinin diğer davalılar bakımından ayrı ayrı REDDİNE,
3-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 59,30 TL harcın düşümü ile geri kalan 120,60 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-Davalı —— kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 600,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davalılar —— kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 600,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
8-1.400,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketi ve ihbar olunan şirketi yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.