Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/789 E. 2022/373 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/789 Esas
KARAR NO: 2022/373
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2021
KARAR TARİHİ: 27/05/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile Davalı-Borçlu, uzun yıllar —-isimli adi ortaklık bünyesinde —- ortak olarak çalıştıklarını, Müvekkili ile Davalı-Borçlu arasında —–isimli bir protokol yapıldığını, bu protokole göre ortaklığın sona erdiğini, ——gereğince Davalı-Borçlu tarafından Müvekkile — tutarında para ödemesi yapılacağının kararlaştırıldığını, Davalı-Borçlu tarafından — tarihinde Müvekkilin ısrarları sonucunda kararlaştırılan ilk taksit, —- üzerinden Davalı-Borçlunun ortaklıkla ilgili harcamaları mahsup edilerek— olarak Müvekkilin banka hesabına ödendiğini, davalının — tarihinde ödenmesi gereken —taksit ödemediğini, davalıya ihtarname çekildiğini ancak davacının yinede borcunu ödemediğini, —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile davasının kabulünü talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görev yönünden reddi gerektiğini, taraflar arasındaki —– tarihli protokol iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, müvekkili davacıya bir kısım ödeme yaptığını ancak davacı taraf kendi edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle icra takibine konu bakiye tutar sebebi ile ödemezlik defini ileri sürdüğünü, huzurdaki davanın tarafları arasında bir adi ortaklık yürütülmüş olup bu adi ortaklık kapsamında taraflar birlikte spor okulları işletildiğini, taraflar yaşadıkları uyuşmazlık sonrasında bu adi ortaklığı tasfiye etmek için —- tarihli protokol imzaladığını, bu protokol kapsamında Müvekkil —- para ödeme borcu altına girerken —-borcu altına girdiğini, davacı tarafın müvekkili ile yaptığı protokolde —- davacı tarafa —- ödemeyi taahhüt ettiğini, davacı tarafın dosyaya sunduğu —- yazışmalarında da anlaşılacağı üzere müvekkili tasfiye sonrasında —-harcama yaptığını, bu tutar tarafların mutabakatı ile ilk taksit olan – mahsup edip bakiye tutar —-olarak davacı — hesabına gönderildiğini, buna göre taraflar arasındaki protokolde, davacı —- ortaklık sırasında yapmış olduğu harcamalara ilişkin olarak düzenlenen —- Madde’de yazılı bu tutar müvekkili tarafından ödendiğini, bu nedenle ———— taksiti bakımından müvekkili borcunu ifa ettiğini, Davacı taraf —–markasını kullanmama taahhüdünü yerine getirmediğini, Davacının halen bu markayı kullanmakta olduğu ekte yer alan —–görüntüleri ile sabit olduğunu, —- yer alan —–başlığı altında yer alan şekilde—-davacı tarafından müvekkile teslim edilmediğini, davacı tarafın müvekkiline teslim etmesi gereken—- toplarının mevcut olduğunu, davacı taraf bu demirbaş tesliminde üzerine düşen hiç bir teslimi yerine getirmediğini, —- Maddesi uyarınca —– için işlem yapılmaması taraflarca kararlaştırılmış olmasına rağmen Davacı taraf bu —- hesaplarını kullanmaya devam ettiğini, Tarafların —-olarak ortaklığına ait—– hesapları davacının sahibi olduğu —–olarak değiştirildiğini, bu şekilde davacı taraf —– hesaplarına dokunmama taahhüdünü yerine getirmediğini, karşı tarafın sosyal medyada ve sair internet ortamlarında müvekkili ile ortaklığına ait hesapları kendi okulu olarak değiştirdiği de görüldüğünü, bu durum bile başlı başına davacının sözleşmeyi yerine getirmediğinin ispatı olduğunu, — Numaralı maddesinde —– olup müvekkil birçok kez talep etmesine rağmen davacı taraf müvekilline evrak vermemiş ve müvekkilinin ofise almadığını, Davacı taraf —- Maddesinde yazan diğer tarafın öğrencilerinin velileri ile iletişime geçmemem taahhüdünü yerine getirmemiş ve müvekkilin öğrencilerinin velileri ile iletişime geçmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,taraflar arasındaki adi ortaklık fesih protokolüne dayanan alacağa ilişkin başlatılan —– sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
—-kayıtlarınında bulunup bulunmadığı hususunun sorulmuş olduğu görüldü.
—- Davacı —– tacir olup olmadığı hususunda ticaret sicil kaydının celp edildiği görüldü.
Adi ortaklığın —— tarihinde tasfiye edilerek son bulduğu görüldü.
Eldeki uyuşmazlık incelendiğinde davacının alacağa konu ettiği bedel taraflar arasındaki—- düzenlenmiştir.—taksit olacağı kararlaştırılmış olup ilk —taksitten davalı tarafın ortaklıkla ilgili harcamaları mahsup edilip — ödendiği ve ödenmemiş — bulunduğu taraflar arasında ihtilafsızdır.Taraflar arasındaki ihtilaf —– davacı tarafından talep edilip edilemeyeceğidir.——-davalı taraf cevap dilekçesi ile ödemezlik defini ileri sürmüştür.Davalı tarafın ileri sürmüş olduğu ödemezlik define konu hususlar taraflar arasındaki ——- yer alan hususlardır.Uyuşmazlığın nihayete erdirilmesi için öncelikle ödemezlik defi konusunda açıklamalar yapılacak ve davalı tarafın ödemezlik definin neden yerinde görülmediği açıklanacaktır.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan biri, daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmeden veya ifasını önermeden, ifayı talep ederse, karşı taraf, bir “karşı hakka”, özellikle “defi hakkı”na dayanarak ifadan kaçınabilir. Bu tür sözleşmelerde karşı tarafın ifadan kaçınma hakkına, “ödemezlik defi” denir. Ödemezlik definin amaç ve fonksiyonu, Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde birbiriyle değiştirilecek karşılıklı edimlerin aynı anda ifasını sağlamaktır. Ödemezlik defini düzenleyen TBK. m. 97’in amacı, karşı edim ifa edilinceye kadar alacaklıya kendi edimini ifadan kaçınma hakkını vermek suretiyle onun açısından bir teminat fonksiyonu arzetmektedir. Söz konusu maddenin ikinci amacı ise, karşı taraf üzerinde bir baskı fonksiyonu icra etmektir. Gerçekten, kendisinden ifa talep edilen borçlu, ödemezlik defini ileri sürmek suretiyle dolaylı da olsa alacaklı üzerinde baskı kurmuş olur.——-
Ödemezlik defi kısaca yukarıda açıklanmakla birlikte aşağıda ödemezlik definin şartları açıklanacaktır.Buna göre:
1-Karşılıklı Borç Yükleyen Sözleşme Olmalıdır
A)Edimler arasında karşılık ilişkisi bulunmalıdır.
B)Edimler arasında değişim(mübadele)ilişkisi bulunmalıdır
2-Karşılıklı edimler mevcut ve muaccel olmalıdır
3-Tarafların edimleri aynı zamanda ifa yükümlülüğü bulunmalıdır
Taraflar arasındaki adi ortaklığın feshi protokolü her iki tarafa da karşılılı edimler yükleyen sözleşme olup davacının alacak talebine konu —— davalının ileri sürdüğü ödemezlik defiine konu edimler karşılık ve değişim içerisinde olup olmadığı irdelenmelidir.
TBK madde 97’in uygulanması için, ortada sadece karşılıklı (iki tarafa) borç yükleyen bir sözleşmenin, dolayısıyla karşılıklılık ilişkisinin bulunması yeterli değildir. Ayrıca, bu sözleşmenin içerdiği edimlerin birbiriyle bir değişim (mübadele) ilişkisi içinde de bulunması gerekir. Sözleşmenin içerdiği her iki edim yükümlülüğü temelini aynı ve tek bir sözleşme ilişkisi içinde bulduğu takdirde, değişim ilişkisi gerçekleşmiş olur. Karşılıklı edimleri içeren sözleşmeler ilke olarak ——sözleşmelerdir; ancak bileşik sözleşmeler de bu tür sözleşmelere konu olabilir.——–
Değişim ilişkisi içinde ilke olarak aslî edim yükümlülükleri yer alır. Bununla beraber, yan edim yükümlülükleri de değişim ilişkisi içinde yer alabilir. Yan edim yükümlülüğünün değişim ilişkisi içinde yer alıp almadığı, somut olay göz önünde tutularak çözümlenir. Yan edim olmaksızın aslî edimin herhangi bir değer arzetmediği sözleşmelerde, yan edim değişim ilişkisi içinde yer alır. Örneğin satın alınan bir makinenin bağlanması, aslî edim yükümlülüğüne oranla bir yan edim yükümlülüğü olmakla birlikte, makine bağlanmadıkça bunun satın alınması hiçbir değer arzetmeyeceğinden, böyle bir satışta satıcının bağlama yükümlülüğü değişim ilişkisi içinde bulunur. Yan yükümlülüklerde genel bir ilke koymak mümkün değildir. Ancak, bunlardan ifaya yardımcı bazı yan yükümlülükler de değişim ilişkisi içinde yer alır. Buna karşılık bağımsız olarak dava edilebilen yan yükümlülükler ilke olarak değişim ilişkisi içinde yer almazlar. Değişim ilişkisi içinde bulunmayan yan edim ve yan yükümlülükler hakkında ödemezlik def’i kullanılamaz. Aynı şekilde bazı sözleşmelerin sona ermesi halinde doğan talî edim niteliğindeki iade borçlan da aslî edimle değişim ilişkisi içinde bulunmadığından bunlarda da ödemezlik def’i söz konusu olmaz. Örneğin kira sözleşmesinde kiracının kira sözleşmesi sona erince kiralananı kiralayana iade etme borcu doğmaktadır. Bu borç, kiralayanın aslî edim borcu olan kiralananın kullanılmasını teslim borcu ile değişim ilişkisi içinde değildir. Kiracının değişim ilişkisi içinde bulunan aslî edim yükümlülüğü, kira parasını ödeme borcudur.
Sözleşme ilişkisi mevcut olduğu sürece, edim veya karşı edimin içeriğinin değişmesi, değişim ilişkisini, dolayısıyla ödemezlik defini etkilemez. Örneğin karşı edim konusu şey yerine kamulaştırma, sigorta parası veya tazminat gibi bir ikame değer geçmişse, değişim ilişkisi varlığını korur.
Edim ve karşı edimin aynı türden olması halinde hak sahibi, ödemezlik defi yerine takas hakkını ileri sürebilir. Örneğin bir sözleşme ilişkisinde taraflardan birinin borçlandığı edim başından itibaren para borcu iken, diğer tarafın edimi, bunun yerine getirilmemesi nedeniyle tazminata dönüştüğü takdirde durum böyledir.
Değişim, ilişkisi içinde bulunan edimlerin biri ani edim; diğeri sürekli veya dönemli edim olabilir. Örneğin kira ve hizmet edimlerinde kiralayan ve işçinin edimi sürekli edim iken, kiracı ve işverenin edimi, ani veya dönemli edimdir. Ard arda teslimli edimler de iki tarafa borç yükleyen sözleşmelere konu olabilir. Bu itibarla ödemezlik defi, ani, dönemli veya sürekli edimleri içeren iki taraflı sözleşmelerde de uygulanabilir.—–
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere ödemezlik defi karşılıklı sözleşmeden doğan bütün borçlar için değil ancak karşılıklı ve değişim içerisinde olan borçlar için ileri sürülebilir.Aynı sözleşme içerisinde tarafların birden çok edimi yükümü olabilir ancak aralarında değişim ilişkisi bulunmayan edimler ve yan borçlar için ödemezlik defi ileri sürülemez.Örnek : ücretli vekalette ücret yapılan işin karşılığı olup ücretin ödenmemesi halinde vekil hesap vermekten ödemezlik defiine dayanarak kaçınamaz.Ücretli saklamada ücret saklama borcunun karşılığı olup saklananın geri verilmesi bir karşılık borç değil malın teslim edilmiş olmasının sonucudur.Bu nedenle ücretin ödenmemesi saklayanın ödemezlik defiini ileri sürerek saklananı iadeden kaçınmasına imkan vermez —–Saklama ilişkisinde verilen örnekte saklayan ödemezlik defiini ileri süremese de diğer hukuki kurum olan hapis hakkına dayanabilir.Eldeki dosyada alacağa konu bedelin karşılığı —-maddesinde belirtildiği üzere değer olarak daha az değerli salonları aldığı için davacı lehine öngörülmüştür.Taraflar arasındaki sözleşme bir bütün olarak incelendiğinde —- olarak belirlenen bedel ödeme borcunun karşılık borcu ve bununla değişim içerisinde bulunan edimi,—-maddesinde yer alan ve daha fazla değerli olduğu belirtilen spor salonlarının davalı tarafından kullanılmasıdır.Söz konusu spor salonlarının,adi ortaklık tasfiye edildikten sonra davalı kullanımında olduğu açık olup davacının bedel alacağı muaccel hale gelmiştir.Davalı tarafından ödemezlik defii olarak ileri sürülen ve sözleşmede belirlenen diğer edimler bedel borcunun karşılıklı edimi ve değişim içerisinde bulunduğu edim olmayıp davalının ödemezlik defiini ileri süremeyeceği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın miktarı hususunda anlaşmazlık olmadığından alacak belirlenebilir ve likit olup icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Adi ortaklığın işlettiği işletmeler ticari işletme vasfında olduğundan ve uyuşmazlık adi ortaklık tasfiye protokolüne ilişkin olduğundan 6102 sayılı TTK’nın 12/1.maddesi uyarınca mahkememiz görevli kabul edilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; —– dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebi doğrultusunda devamına,
2- Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 60.000,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 4.098,6‬0 TL harçtan, peşin yatırılan724,65 TL harcın düşümü ile geri kalan 3.373,95‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 724,65 TL Peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı ve 37,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 821,7‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 8.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7- 1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/05/2022