Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10 TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/778 Esas
KARAR NO: 2022/825
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/12/2021
KARAR TARİHİ: 13/12/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin sigortalısı —-satın alınan——- cinsi emtianın —-sevkini üstlenen davalı —–sorumluluğundaki nakliye sırasında —– şehrinde araç seyir halindeyken çıkan yangın sonucu tamamının yanarak zayi olduğunu, meydana gelen hasar sonrası müvekkilinin poliçe gereği sigortalısına ödediği bedelin hasarın meydana gelmesinde sorumluluğu olan davalı taşıyıcıdan ve onun sorumluluk sigortacısı olan diğer davalı —- şirketinden rücuen talep edilmiş, davalıların cevap vermemesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe davalı/borçluların itirazı üzerine takibin durduğunu, haksız olan itirazın iptali ile, borçluların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ——– tarihli cevap dilekçesinde özetle şu ifadelere yer vermektedir: Dava konusu nakliyede meydana gelen hasarın, yangın raporuna göre de taşınana emtia olan pamuk ipliğinin sürtünerek ısınması sonucu meydana geldiği, bu nedenle müvekkiline atfedilebilecek bir kusur olmadığından, hasarda sorumluluğu olmayan müvekkilinin borçlu olamayacağı, takibe itirazın yerinde olduğunu ileri sürerek, davanın reddini ve davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı —- vekili tarafından——- tarihli cevap dilekçesinde özetle şu ifadelere yer vermektedir: Dava konusu nakliyede meydana gelen hasarın, yangın raporuna göre de taşınana emtia olan pamuk ipliğinin sürtünerek ısınması sonucu meydana geldiğini, davacının poliçe kapsamında olmayan bir hasar için sigortalısına yaptığı ödeme nedeniyle aktif husumet ehliyetinin olamayacağını, CMR 17/2 gereği müvekkili şirket ve sigortalısının zarardan sorumlu tutulamayacağı, kabul anlamına gelmemek üzere taşıyıcının sorumluluğunun sınırlı olacağını, müvekkili şirket tarafından düzenlene poliçede muafiyet tenzilin – 2 -hesaplanması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini ve davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı sigortanın taşıma sırasında meydana gelen zarar nedeniyle dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu bedelin TTK 1472. Maddesi uyarınca zarar sorumlularından tazminine ilişkin rücuen tazminat davasıdır.
—- şirketinden; —- araç yanması olayı nedeniyle davacı sigortanın ödemiş olduğu bedelin rücuen tazminine ilişkin —- davalı sigorta şirketiniz arasında tanzim edilen —— poliçesinin bulunup-bulunmadığı başvuru var ise hasar dosyası ve poliçenin celp edildiği görüldü.
— tarihli ara karar ile dosyanın bir CMR konusunda uzman bilirkişi, bir tekstil mühendisi bilirkişi ve 1 yangın konusunda uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —– tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“1.Dava konusu olayda, davalılardan —– akdi taşıyıcı olduğu, taşıma işinde meydana gelen hasarın CMR Konvansiyonu 23’üncü ve 25’inci madde kapsamında —- olduğu, zararın davalı akdi taşıyıcının sorumluluğunda çıkan yangın sonucu oluştuğu,
2.Raporda ayrıntılı olarak değerlendirildiği üzere, yangının meydana gelmesinde CMR Konvansiyonu 17’nci madde 2.paragrafta yer alan eşyaya has kusurun söz konusu olamayacağı, davalıların bu madde kapsamında sorumluluktan kurtulabileceği beyyinelerin mevcut olmadığı,
3.Meydana gelen zararın davacı tarafından düzenlenen poliçelerle teminat altına alındığı,
4.Davacı sigorta şirketinin 6102 sayılı TTK 1472’nci maddesine göre şartlarının varlığının yerine geldiği sübuta ermiş olması nedeniyle halefiyet hakkı elde ettiği, elde etmiş olduğu halefiyet gereğince CMR 25’inci madde hükmünce hesaplanan gerçek zarar tutarının; davalılardan —- düzenlediği sorumluluk sigortası poliçesi dahilinde —-, diğer davalı akdi taşıyıcı —- (meydana gelen gerçek zararın kendi sorumluluk sigortasının muafiyetinde kalan) —- rücuen talep edebileceği,
5.Davacının —- dosyası nezdinde başlatmış olduğu takibin; takip borçlusu ve davalı —- asıl alacak kısmına, takip borçlusu ve diğer davalı —— asıl alacak kısmına yönelik vaki itirazların iptalini talep edebileceği,
6. Davacının yukarıda hesaplanan toplam alacak tutarlarına, takip tarihinden itibaren ——–vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranında ——faiz talep edebileceği sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı, keyfiyetin nihai takdiri ve her cenahtan bilcümle hukuki tavsifi tamamıyla muhterem ——- ait olmak üzere arz olunur.” şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.
Dosya kapsamı incelendiğinde; uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalılardan rücuan tahsiline ilişkindir. TTK’nın 1472/1 maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak —– Kararında da belirtilmiştir. ——- Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği açıktır.
Eldeki uyuşmazlık incelendiğinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da teknik yönden tespit yapıldığı üzere pamuk elyafın yanması için — sıcaklığa ulaşılmasının gerektiği üretim aşamasında —— edilen yüzeylerde sürtünme ile ısınma meydana gelse de çıkan ısının pamuk ipliğinin yanmasına veya tutuşmasına sebebiyet vermediği bu sebeple davaya konu —- yanma sebebinin sürtünme etkisi olmadığı yangının emtianın taşındığı —– alt kısmında ki bir aracın —- aksamdaki kızışma sonucu ———- tentesini tutuşturması veya dışardan atılan bir sigara izmariti gibi bir yakıcı nesne ile başladığı tespitine yer verildiği görülmüştür.
Eldeki uyuşmazlık uluslararası taşıma olmakla uygulanacak hükümler CMR konvansiyonudur.CMR’nin 17. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğranılan ziya ve hasardan mesuldür. Emtianın tamamen kaybı nedeniyle davalı taşıyıcı ile birlikte taşıyıcı sorumluluk sigortası kapsamında davalı sigorta şirketinin müşterek ve müteselsil sorumluluğunun bulunduğu ve husumet itirazının yerinde olmadığı tartışmasızdır. Bu haliyle de emtiada meydana gelen zıyanın CMR 17/2 de belirtilen eşyaya has kusur olarak nitelendirilemeyeceği ve emtiada meydana gelen zıyadan davalıların sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.CMR madde 23/3e göre uluslararası taşımacılık konusunda uzman bilirkişi tarafından yapılan üst sorumluluk sınırı olarak hesap edilen —– sınırının talep edilen zarar miktarından az olmadığı görülerek davacının zarar bedelinin tamamını talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Dava konusu hasarın CMR Konvansiyon hükümlerinin uygulanacağı, ancak sigorta sözleşmesi kapsamında davalı sigortanın sorumluluk bedelinden —- muafiyet tenzilatı yapılması gerektiği ve davacının sigortalısına ödeme yaptığı gün geçerli kur üzerinden yapılan hesaplamada muafiyet tenzilatının —-karşılığının — olduğu ve bu miktarın zarar bedelinden mahsubu sonrası davalı sigortanın sorumluluk miktarının —-olduğu, diğer davalı ——- miktarla sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
CMR 27’nci maddesi gereği takip öncesi davalıların temerrüde düşürüldüğüne dair bir belgenin mevcut olmaması nedeniyle işlemiş faiz talebinin yerinde olamayacağı değerlendirilerek aşağıdaki şekilde talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Alacağa konu hasara ilişkin emtiaların hasar bedeli belirlenebilir ve likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davalı sigorta ve diğer davalı ——– açısından davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; —— sayılı dosyasına davalı —- yapmış olduğu itirazın — asıl alacak üzerinden kısmen iptaline, diğer davalı —– asıl alacak üzerinden kısmen iptaline, takibin —– yönünden takip talebi doğrultusunda takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faiz uygulanarak devamına, diğer davalı ——– yönünden 310.015,38 TL üzerinden takip tarihinden itibaren avans faiz uygulanarak devamına,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 312.629,10 TL lik kısım yönünden alınması gereken 21.355,69 TL harçtan peşin alınan 3.903,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.452,44 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, ———
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 3.903,25 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 46.768,07 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, ———
6- Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 3.600,00 TL bilirkişi ücreti ve 72,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.672,70 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 3.552,75 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,———
8- Kabul red oranına göre belirlenen 1.276,89 TL Arabulucu ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 43,10 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,——–
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı ——– vekili ve davalı —– vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022