Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/757 E. 2023/430 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/757
KARAR NO : 2023/430

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili 12/08/2020 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine —- İcra Müdürlüğü’nün—– sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine haciz yolu ile takibe başlatıldığını, müvekkiline—– şans eseri görerek 11.08.2020 tarihinde icra dosyasına muttali olduğunu, müvekkiline yapılan 02.07.2020 tarihinde yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, tebligat üzerine herhangi bir ibare belirtilmeden ve haber kağıdı yapıştırılmadan tebligatın muhtara bırakıldığını, davacı müvekkilinin —- İcra Müdürlüğü’nün —-. sayılı dosyasında takip mesnedi bonolarını tanzim etmemiş ve —-. ile davalı alacaklı ile hiçbir ticari veya akdi ilişki içinde bulunmadığını, takibin mesnedi bonolardaki imzalar davacı müvekkiline ait olmadığını, iş bu hususun çıplak gözle dahi çok açık net bir şekilde görülebileceğini, davacı müvekkilinin imzasını taşımayan bonoyu icraya konu yapan alacaklının tamamen kötü niyetli olduğunu, davalı tarafından ileri sürülmesi kuvvetle muhtemel iyi niyet iddiasını kabul etmediklerini, öncelikle dava sonuna kadar davacı müvekkilinin maaşına haciz konulmuş olup, çalıştığı şirket tarafından kesinti yapılıp icra dosyasına yatırılmakta olup ileride telafisi imkansız zararlara neden olmamak ve itirazlarının ciddiyeti karşısında teminatsız ve veya münasip bir teminat mukabilinde takibin icrasının tehirine, akabinde bonodaki imzaların davacı müvekkiline ait olmaması nedeniyle imzaya vaki itirazlarının kabulüyle takibin iptaline, davacı müvekkilinin maaşına haciz konulmuş olup, çalıştığı şirket tarafından kesinti yapılıp icra dosyasına yatırılmakta olup yatırılan miktarın istirdatına, davalının kötüniyetli olması nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Taraflara dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma gününü bildirir usulüne uygun meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, açık yargılamaya devam olunmuştur.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz mahkeme olduğundan görevsizlik kararı verilmesini, davacının süresi içerisinde imza ve borca itiraz etmediğinden imza incelenmesi talebinin reddini, davacı ile müvekkil arasında ticari ilişki sabit olduğundan haksız ve kötüniyetle açılan davanın reddi ile, davacının itirazlarında açıkça kötü niyetli olduğundan alacağın %20’ sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, —-İcra Müdürlüğünün—-Esas sayılı Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile takibine konu bono ve takip nedeniyle borçlu bulunulmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.Senette borçlu olarak gözüken kimse, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itiraz yoluyla itirazda bulunmayı ihmal etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle 2004 sayılı İİK’nin 72’de düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır (—-Menfi tespit davasında ispat yükü ise, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK madde 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir sebeple son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer —-Bilindiği üzere senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti ise, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK.nun 26.04.2006 tarih ve —–. sayılı kararı).
Senede karşı mutlak defiler senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.(Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2015 gün ve —–Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde imzaya ilişkin iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2015 gün ve—– Somut olayda davacı kendi imzasının sahteliğine dayandığından mutlak defi niteliğindeki iddiasını herkese karşı ileri sürülebileceğinden ve 30.06.2022 tarihli —— raporu ile senetlerde düzenleyen sıfatı bulunan davacı ismi altındaki imzaların davacıya ait olmadığı anlaşıldığından —-.İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı takip konusu 18.04.2019/26.06.2019 düzenleme/vade tarihli 3.500,00 TL tutarlı, 18.04.2019/27.07.2019 düzenleme/vade tarihli 3.500,00 TL tutarlı, 18.04.2019/31.08.2019 düzenleme/vade tarihli 3.760,00 TL tutarlı bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine dair aşağıda ki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacının 2004 sayılı İİK’nin 72/5 maddesi gereğince tazminat talebinin ise; davalı-alacaklı tarafından icra takibin haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığına dair davacının soyut beyan ve talebi dışında somut ve yeterli delillerle işbu husus ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; —İcra Müdürlüğünün —–esas sayılı takip konusu 18.04.2019/26.06.2019 düzenleme/vade tarihli 3.500,00 TL tutarlı, 18.04.2019/27.07.2019 düzenleme/vade tarihli 3.500,00 TL tutarlı, 18.04.2019/31.08.2019 düzenleme/vade tarihli 3.760,00 TL tutarlı bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine
2-İİK 72/4 md. Kapsamında talep edilen kötü niyet tazminatının yasal şartları oluşmadığı anlaşılmakla davacının bu yöndeki talebinin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 846,97 TL harçtan, peşin yatırılan 211,75 TL harcın düşümü ile geri kalan 635,22 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 211,75 TL Peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı 1.425,00 TL —- raporu ücreti ve 301,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.992,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca KESİN olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.