Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/756 E. 2022/206 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/756 Esas
KARAR NO: 2022/206
DAVA: Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali, özel denetçi tayini)
DAVA TARİHİ: 30/11/2021
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi Özetle; Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasındaki anlaşmazlıklar,şirket müdürü ve eşi olan —- arasındaki derdest boşanma davaları olduğunu, bilgi alma ve inceleme haklarının kısıtlandığını, kullandırılmadığını, boşanma aşamasındaki eşinin adına kayıtlı paylarını mal varlığını azaltma gayesi ile mal kaçırma kastıyla kız kardeşi ve önceki eşinden olan çocuğuna devrettiğini,davacının şirket maillerine bloke konulduğunu, kullandığı araca el konulduğunu,işten çıkartıldığını, derdest işçilik alacağı davası bulunduğunu, son olarak genel kurulda ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini, bir çok personelin işine son verildiğini şirkette huzursuzluk olduğunu,şirket muhasebecisinin şaibeli işlerde bulunduğunu,tüm bu nedenlerle ihtiyati tedbir yolu ile şirkete kayyım tayin edilmesini, müvekkiline inceleme ve bilgi, belge edinme hakkının kullandırılmasına, bu hususta gerekli yetkilerin ve ayrıca tüm belgelerin birer örneğinin verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı şirkete yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; Davacı —- olduğunu, davacı yan muhtelif zamanlarda müvekkili şirket ve şirket yetkilisi —- muhatap gösterilerek şirkette usulsüzlük yapıldığını, hesaplarda oynama yapıldığını, şirket yetkilisinin şirketi kasıtlı zarara uğrattığını bahisle şirketin ortaklar hesabı dahil tüm kayıt belgelerin tasdikli bir suretinin gönderilmesini ve verilmesini, ibraz edilmesini ve bilgi ve inceleme hakkının kullandırılmasını, — atanmasını,—– — üzerinden ihtarname keşide edildiğini, müvekkili şirket ve yetkilisi tarafından cevabı ihtarname ile cevap verdiğini, ihtarnamede ; —– tarihinden sonraki dönem olan—- aylarında yapılacağını , noter marifetiile —- bildirileceğini, bildirim ekinde ise —- ortaklara tebliğ edileceğini ve tüm ortakların ortaklar genel kurulunun yapılmasından en az — öncesinde —- —– ortaklar tarafından inceleyebileceklerini bildirildiğini, davacı yan ile şirket yetkilisi —- arasında devam eden boşanma sürecinde ve husumetli olması sebebiyle haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanağı olmayan bu taleplerinin müvekkil şirketin prestijini ve itibarını zedelediğini, dürüstlük kurallarına uygun olmadığını, şirket aleyhine açılan diğer davalar ile de ortaklık bağının zedelendiğini ve çekilmez hale getirildiğini, açıkça hakkını kötüye kullanıldığını ,TTK 614/2 maddesi uyarınca müvekkili şirketin zarar görebileceği durumlarda şirket müdürünün bilgi, inceleme ve belge verme hakkından kaçınabileceğini, müvekkili şirket yetkilisi noter marifetiyle —–davacı yana usulüne uygun çağrı yoluyla bildirdiğini ancak davacı yan —– yapıldığı —- tarihinden — öncesinde şirket merkezinde hazır bulundurulan bilgi alma ve belge inceleme çağrısını kasıtlı olarak kullanmadığını ve o tarih de genel kuruluna bizzat katılmadığını, davacı yan vekaletnamede ile yetkilendirmek suretiyle—– toplantıda temsil edildiğini, açıkça bilgi alma ve belge inceleme hakkını kasıtlı kullanmamak suretiyle müvekkili şirkete karşı bir dava daha açmak niyetiyle haksız taleplerini yenilediğini ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davayı açtığını, davacı yan kendisine bilgi verilmediğini ve belgelerin hazır edilmediğini iddia etmiş ise de bu husus hiç bir şeklide doğru olmadığını, şirket genel kurulu mevcut yasalara uygun ve şirket merkezinde yapıldığını, davacı yanın aksi yönde bir iddiası varsa, bunu delilleri ile ispatlaması gerektiğini, davacı yanın kayyum atanmasın ilişkin ihtiyat tedbir talebinin hiçbir yasal dayağının bulunmadığını, ihtiyati tedbir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkansız hale geleceği ihtimalinin bulunduğu süre istenebileceği, davacı yanın kötü niyetli olarak istenen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, yukarıda izah edilen nedenlerden ötürü davacı yanın haksız ve mesnetsiz davasının reddine, TTK da aranan şartlar oluşmadığından davacı yanın soyut iddialara dayanan kayyım atanması talebinin reddi ile yargılama ücreti ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava bilgi alma ve inceleme hakkı ile — istemine ilişkindir. Davacı yanca genel kuruldan önce —– davalı yana bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılması hususunda ihtarlar gönderilmiş, davalı yanca bu ihtarlara —– tarihli ihtarlar ile yanıt verildiği görülmüştür. Dosyada mübrez tüm ihtarnameler incelenmiş, okunmuş dosya arasına alınmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 635. Maddesi “397 nci maddenin beşinci ve altıncı fıkraları dışında kalan, Anonim şirketin denetçiye denetime ve —– ilişkin hükümleri limited şirkete de uygulanır.” hükmünü getirmiştir.
Yine 6102 sayılı TTK’nın 614. Maddesi ” (1) Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.
(2) Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir.
(3) Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir. ” hükmünü getirmiştir.
Pay sahiplerinin en önemli haklarından biri genel kurulda oy kullanmaktır. Oy hakkının kullanılmasının bilinçli ve etkili olabilmesi pay sahiplerinin şirketin faaliyeti, ekonomik ve mali durumu, hatta büyük pay sahiplerinin şirketten elde ettiği menfaatler hakkında tam bir bilgi sahibi olmasına bağlıdır.
Bilgi edinme ve inceleme hakkı pay sahibinin bireysel vazgeçilemez ve feragat edilemez bir müktesep hakkıdır.Bilgi vermekle yükümlü olanlar şirket işleri hakkında yönetim kurulu, denetimin yapılış şekli ve sonuçları hakkında denetim kuruludur.
Pay sahibinin yönetim kurulundan şirketin işleri, denetçilerden denetimin yapılma şekli hakkında bilgi alabilmesi için aşağıdaki şartların mevcut olması gerekmektedir;
A-bilgi talebi, genel kurul toplantısında yapılmalıdır.
B-şirketin içinde bulunduğu durum hakkında bir kanaate varılabilmesine ve pay sahipliğinin kullanmasına yardımcı olmalıdır.
C-istemin şirketin yönetim işleri hakkında yönetim kuruluna, denetimin yapılma şekli ve sonuçlarına ilişkin olarak da denetçilere yöneltilmiş olmalıdır.
Bilgi alma hakkının sınırları kanunun 614/2 Madde ve fıkrasında açıklanmıştır. Bu ölçüt ortağın elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesinin bulunmasıdır. Asıl olan bilgi vermektir. Bilginin verilmemesi ise istisnadır. Yönetim kurulunun hiç gerekçe göstermeden talep edilen bilgilerin şirket sırrına girdiğini ileri sürüp bilgi vermemesi yeterli değildir.
Bilgi alma ve inceleme davası bir eda davasıdır. Davanın konusu ortaklıkta bir incelme yapmaktır. Bu nedenle bu tür davada bilirkişi tayini davanın amacı ve niteliği ile bağdaşmaz. Davanın basit yargılamaya bağlanmasının nedeni de budur. —–Verilecek bilgi pay sahipliği haklarının kullanılması bakımından gerekli ise cevaplandırılır. Merak gidermek veya ortaklık dışındaki çevrelere yarar sağlamak amacıyla soru sorulamaz. —–
Davacı aynı dava dilekçesinde aynı zamanda şirkete —— tayin edilmesini talep etmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 635. Maddesinin yollaması ile—— tayinine dair hükümler limited şirketler açısından da uygulanmaktadır. Türk ticaret kanunun 438. Maddesi ” Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların —-bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. —–onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir ——-atanmasını isteyebilir.” hükmünü düzenlemiştir. Kanunun 439. Maddesi ” Genel kurulun —–stemini reddetmesi hâlinde, sermayenin ——- şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı —- olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden —- isteyebilir.—- Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde ——atanır. ” Kanunun 440. Maddesi ” Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir. —-Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir ” hükümlerini düzenlemiştir.
——– tayini talep edebilmek için Pay sahiplerinin genel kuruldan daha önce bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olmaları gerekir. (TTK m.438/1)ikinci olarak —denetimin konusunu belirli olaylar oluşturmalıdır. Belirli olaylar,içeriği ve sınırları belirli olan, genel nitelik taşımayan anlamına gelir. Üçüncü Koşul. –denetime müracaat için, “pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olmalıdır.” Burada pay sahipliği hakkı ile ——– konusu arasındaki ilişkinin kanıtlanması, —— atanması isteminde bulunan pay sahibine aittir.Belirtmek gerekir ki, sadece merak saikiyle —– atanması istenilemez.—— atanması ile bilgilerin doğrulanması denetimi değil, anonim ortaklık faaliyetleri kapsamındaki belirli bir konu hakkında gerçeklerin ortaya çıkarılması amacı doğar. Diğer yandan —– kurumu, anonim şirketi etkileyecek sonuç veya etki ortaya çıkaran bir müessese olmayıp, pay sahiplerinin başvurabileceği bir araştırma ve inceleme aracıdır.
TTK. m. 348 ile amaçlanan, —– hakkında tazminat ve ceza davaları açılabilmesine olanak sağlayacak işlem ve eylemleri ortaya çıkarmak, bilançonun gerçeklik ve doğruluk ilkesine uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğini anlamak, esas sermaye artırımı, azaltılması ve tasfiye gibi işlemlerin kanun ve anasözleşme çerçevesinde yapılıp yapılmadığını saptamak, yolsuz işlemlerin delillerini toplamaktır. Bilindiği üzere, TTK. m. 363 uyarınca, anonim ortaklıkta pay sahiplerinin ortaklığın defterleri ve hesapları ile diğer belgelerini doğrudan doğruya inceleyebilme yetkileri ve bireysel denetleme hakları bulunmamaktadır. Bu nedenle, TTK. m. 348’in önemi TTK. m. 363 ile birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkmaktadır. Kurucular ve yöneticiler ile denetçiler aleyhine tazminat davaları ve bu kimselerin işlemleri hakkında da iptal veya hükümsüzlüğün saptanması davalarının açılabilmesi ancak güvenirliğinden şüphe duyulan işlemlerin incelenmesi ve bu suretle bir takım şeylerin su yüzüne çıkması ile mümkündür. TTK. m. 348 ile pay sahiplerine ve azınlığa verilen söz konusu hukuksal yolun kullanılması sonucu atanan ——, talep edilen faaliyetleri inceleyecektir. Azınlık pay sahipleri, yolsuz işlemleri ve bunların delillerini bu sayede saptayarak, tazminat ve hükümsüzlüğün tespiti davalarını açabileceklerdir. Böylelikle “azınlığın korunması” nihai amacına ulaşmış olacaktır.
TTK. 348/f. 2 hükmüne göre, azınlık pay sahiplerini tarafından ——- tayinine ilişkin nedenlerin varlığının, kesin biçimde kanıtlanması şart değildir. Kanun koyucu —— tayinine ilişkin olarak öne sürülen vakıaları az çok doğrulayan delil ve emareleri yeterli saymıştır. Söz konusu madde metninde yer alan hususların olayda var olup olmadığı yönü, ——- yapacağı inceleme ve araştırma sonucu ancak ortaya çıkacaktır. Ayrıca —— tayinine dayanarak yapılacak vakıalar yönünden kesin hüküm de söz konusu edilemeyeceğine göre, kesin delil aranmasının dayanağını bulmak güçtür.—
— kararında, ——- kararında özetle; “azınlık pay sahipleri tarafından ——tayinine ilişkin nedenlerin varlığının kesin bir biçimde kanıtlanmasının şart olmadığını ve ——- tayinine ilişkin olarak öne sürülen vakıaları az çok doğrulayan delil ve emarelerin yeterli olduğu belirtilmiştir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında —– tayin edilmesini talep edebilmek için;
A) Daha önce bilgi alma ve inceleme hakkı kullanılmış olmalı,
B) belirli olayların açıklığa kavuşturulmasını amaç edinilmiş olmalı
C)——– talebi pay sahipliği haklarının kullanılması için gerekli olmalıdır.
Buna göre ——- talep hakkı ikincil karakterde bir haktır. Çünkü ——- isteyebilmek için pay sahibinin daha önce bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olması gerekir. —atanmasını isteme açık ve anlaşılır olmayan belirli konularda aydınlatılmak amacına yönelik olmakla birlikte kapsamlı bir bilanço incelemesi değildir. — yönetici ve denetçilere kaşı açılacak sorumluluk davasına bir hazırlık amacı taşımaktadır. —- aynı zamanda şirketin sevk ve idaresi hususunda amaca uygunluk veya yerindelik incelemesi de değildir. Yalnızca amaca aykırılıklar değil, kuralsızlıkların da açıklanması gerekir.
—– atanmasına ilişkin şekli ve maddi koşullar ise şunlardır;
A) Bilgi alma ve inceleme hakkı daha önce kullanılmış olmalı
B) bilgi isteminin konusu ——-konusunun aynı olmalı
C) Mutlaka — ilgili genel kurulun onay veya red kararı olmalı
D) Red halinde sermaye katılım oranı —– paya sahip olunmalı
E) Dava süresi içinde açılmış olmalıdır.
Doktrinde en fazla — sene önceki olaylar için ——- tayini talep edilebileceği belirtilmektedir. Doktrinde, söz konusu iki yıllık sürenin kapsamı hususunda tartışmalar mevcuttur. Ağırlıklı olan görüşe göre bahsi geçen sürenin en fazla iki yıl olarak anlaşılması gerektiğidir.———
Kanunda açıkça ifadesini bulan daha önce şartı pay sahibinin soru sorup cevaplarını aldıktan hemen sonra aynı genel kurulda ——- istemesi halinde gerçekleşmiş olmaz. Çünkü verilen cevapları değerlendirmeden ve diğer pay sahiplerinin de değerlendirmesine olanak bırakmadan hemen —- denetim talebini sunmak —— gibi bir önemli bir hukuki kurumun ciddiyeti ile bağdaşmaz.—–
—–tayini isteyebilmek için Ticaret kanununun 437/5. Maddesindeki davanın önceden açılmış olmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak Yukarıda da zikredildiği üzere —— ancak somut bir olay, belirli bir olayın aydınlatılması amacı ile istenebilmektedir. Aynı zamanda —— tayinine karar verebilmek için ikna edici delillerin davacı yanca ibraz edilmesi gerekmektedir. Kurucuların veya şirket organlarının şirkete veya pay sahiplerine zarar verdiğinin inandırıcı şekilde ortaya konması gerekmektedir.
—– aşırı ve ölçüsüz taleplerde bulunulması, —- civarındaki olayın ——- ile açıklığa kavuşturulması gibi istemler, şirketin piyasadaki genel durumunun araştırılması gibi muğlak konularda —- istenemeyeceği savunulmaktadır.——
Somut olaya gelecek olursak davacı yanca davadan önce davalı şirkete — gönderilmiştir. Yine dinlenen davacı ve davalı tanık beyanlarından da davacıların —– edinme hakkı kapsamında bir çok soru yönettikleri, genel kurulun —–saat sürdüğü anlaşılmıştır. Bilgi alma ve inceleme hakkını kullandırdığı hususunda ispat külfeti davalı şirket üzerindedir. — incelendiğinde genel kurulda davacıların sorduğu hiç bir sorunun geçmediği, verilen cevapların ve sorulan soruların tutanağa geçirilmediği anlaşılmıştır. Davalı yanca ispat külfeti yerine getirilememiştir. —ihtarnameye noter marifeti ile yanıt verildiğinden ve yasal dayanağı olmadığından —- çokluğu ile red edilmiştir” şeklinde yüzeysel bir ibare geçirilmiştir. — bu ibare olmasından hareketle davalının verdiği cevabi ihtarnameler incelenmiş, davacının ihtarlarında yönettiği soruların yanıtlarının olmadığı görülmüştür. Şirketin gönderdiği —- tarihli ihtarda ihtar içeriğindeki taleplerin şirketi zarara uğratması tehlikesi bulunduğundan bahisle talebin red edildiği yazmaktadır. Davalı cevap dilekçesinde davacının yeğenlerinin aynı işi yapan bir firmada görev yaptıklarına dair beyanda bulunmuştur. Davacının yeğenlerinin başlı başına aynı sektörden olmaları red nedeni olmamakla beraber öte yandan davalı yanca bu hususta da somut bir delil sunulmamış, tehlikenin varlığını gösterecek red ihtimalini kuvvetlendirecek hiç bir delil ibraz edilmemiştir. Davalının tanıkları da bu hususta bir beyanda bulunmamıştır. Yukarıda zikredildiği üzere asıl olan bilgi vermektir. Davalı genel kurulda — saat süren toplantıda tüm sorulara yanıt verdiğini iddia etmiş ancak buna dair bir delil ibraz edememiştir. ——- bilgi alma ve inceleme hakkının tanındığına veya neden red edildiğine dair somut bir ibare bulunmamaktadır. Davacının ihtar içeriklerinde —- yıllarına dair defter ve kayıtların da incelenmesi istemi bulunmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere bilgi alma ve inceleme hakkı ancak genel kurul ile ilişkili konularda kullanılabilir. —- yıllarına ilişkindir. Davacının geçmişte yapılan bir genel kurul için bilgi alma hakkını kullanamayacağı, keza henüz icra edilmemiş —- dair de talepte bulunamayacağı anlaşılmış bilgi alma ve inceleme hakkı kısmen kabul edilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere ——- talep etme hakkı ikincil bir haktır. —– tayinine karar verebilmek için ikna edici delillerin davacı yanca ibraz edilmesi gerekmektedir. Kurucuların veya şirket organlarının şirkete veya pay sahiplerine zarar verdiğinin inandırıcı şekilde ortaya konması gerekmektedir. Davacıya bilgi alma ve inceleme hakkı tanınmadığı için elinde henüz zaten somut bir bilgi yoktur. —–hususunda da somut bir delil ibraz edememiştir. Bu nedenle bu talebi red edilmiştir. Tüm dosya kapsamı, dava cevap ve dosyadaki mübrez deliller, dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirilmiş davanın kısmen kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
TASHİH :
Her ne kadar kısa kararda “Dair kısa karar, tarafın / taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —-Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” şeklinde kararın istinaf yolu açık olduğu belirtilmiş ise de sehven maddi hata yapıldığı, kararın 6102 sayılı TTK’nın 437 ve 614. Maddeleri uyarınca kesin mahiyete olduğu anlaşılmakla hükümdeki bu kısmın ” Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı 6102 sayılı TTK’nın 437/5.,614/3. Madde ve fıkraları uyarınca istinaf yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı” şeklinde tashihine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
a-Davacının davalı şirkete ——- tayin edilmesine dair isteminin REDDİNE,
b-Davacının bilgi edinme hakkına ilişkin isteminin Kısmen kabulü ile;
-Davacı yanca davalı şirkete keşide edilen—yevmiye numaralı ihtarnamede— bendde belirtilen belge ve kayıtlar üzerinde ( sadece —yıllarına dair kayıtlar üzerinde)
-Davacı yanca davalı şirkete keşide edilen —-yevmiye numaralı ihtarnamede — nolu bentde belirtilen “şirketin pay sahipleri ile yöneticileri ile, ve bunların yakınları ile veya bunların yakınlarına ait şirketlerle yapmış oldukları hukuki ve ticari ilişkilere dair ,şirket nezdinde bulunan tüm belgeler — üzerinde davacı yana malimüşaviri ve vekilinin de katılımı ile şirketin iş ve işlemlerini aksatmayacak şekilde –tarihinde —- saatleri arasında şirket merkezinde bilgi alma ve inceleme hakkı tanınmasına,
c-Fazlaya dair istemlerin reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı yanca dava açılırken peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA
3-Davacı yanca yatırılan 59,30 TL başvuru harcı 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60 TL harcın taraflardan eşit oranda tahsiline, bakiye 37,90 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 339,80 TL tebligat ve müzekkere masrafı olan yargılama giderinden 169,90 TL sinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Taraflarca yatırılan gider/delil avansınından arta kalan kısmın taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı 6102 sayılı TTK’nın 437/5.,614/3. Madde ve fıkraları uyarınca istinaf yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.30/03/2022