Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/754 E. 2023/782 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/754 Esas
KARAR NO: 2023/782
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/11/2021
KARAR TARİHİ: 03/10/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin 30.11.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle taraflar arasında 20.12.2019 tarihinde imzalanan “——– Dijital Hizmet Sözleşmesi” ile web sitesi, e-ticaret yazılımı, tasarımı hizmetinin davalıya sunulması konusunda anlaştıklarını, davalının fatura içeriği hizmeti almasına rağmen eksik ve ayıplı ifa olduğu gerekçesi ile müvekkilinin alacağı talep hakkı olmadığı idiasıyla ödeme yapmadığını, davalının 8 günlük itiraz süresinde faturaya itiraz etmediğini ve iade etmediğini, davalının müvekkili şirkete süresinde ve hukuka uygun olarak ayıp veya eksiklik bildirimi yapmadığını, ayıp ihbarının yapıldığının ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, davalının 28.12.2020 teslim tarihinden 7 ay sonra aleyhine icra takibi başlatıldığında ayıp iddiasında bulunmasının TBK 474 md. hayatın olağan akışına göre makul süre olmamadığı ve TBK 477/2 md. gereği eseri kabul etmiş sayıldığını, davalının ———E. sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine itiraz ettiğini, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığını belirterek davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin asıl alacağa işlemiş ve işleyecek ticari reeskont avas faizi ile birlikte devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki arabuluculuk son tutanağı, e-fatura, mail yazışmaları, sözleşme, vekaletname görülmüştür.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin 20.12.2021 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle davacı şirketin kendi tarafından hazırlanan sözleşmede yer alan ve yapması gereken danışmanlık ve hizmetlerini yerine getirmediğini bu hususun yapılacak bilirkişi incelemesi ile de ispatlanacağını, tarafların anlaşmadaki iki web sitesi ve görsel tasarımlar için anlaştıklarını akabinde sosyal medya yönetimi içinde anlaştıklarını, sosyal medya hesabında görüleceği üzere paylaşılan tarifteki hiçbir ürünün satışının müvekkili şerkette bulunmadığını, sitenin kullanılabilir olmadığının 01.11.2020 tarihindeki ———- sitesinin ekran görüntüsü ile de sabit olduğunu, müvekkiline verilmesi gereken yazılımsal kodların da verilmediğini, fotoğraf çekimlerinin eksik yapıldığını eksik ürünlerin fotoğraflarını müvekkilinin çekerek gönderdiğini, bu ve buna benzer olayların yaşanmasından sonra müvekkilinin sosyal medya yönetimini başka bir firmaya vermek zorunda kaldığını, davacı şirketin yükümlülüklerinin tamamını yerine getirmediği sözleşmede eksklikler olduğu halde müekkili şirkete sosyal medya danışmanlık ücreti olarak 05.10.2020 tarihinde 11.800TL’lik fatura kestiğini yapılan iş tamamlanmadığı için müvekkilinin bu faturaya iade faturası kestiğini, davacının eksik husuları tamamlayacağına ilİşkin görüşmelerin faturanın müvekkiline gönderilmesinden sonra da devam ettiği için ve güven nedeniyle müvekkili şirketin faturaya itiraz etmediğini, davacının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, işi tamamlamadığı eksik teslim ettiği için 11.800TL’yı talep etme hakkının olmadığını belirterek mesnetsiz ve haksızca açılmış davanın reddine, davacı hakkında %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep ettikleri ve dilekçeleri ekindeki e-fatura, cari ekstre, ——— sitesinin ekran görüntüsü görülmüştür.

DELİLLER:Banka dekont dökümleri,——— Esas sayılı dosya sureti, ba/bs formları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.23.06.2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisi, Nitelikli Hesaplama Uzmanı ile Yazılım alanında uzman Bilgisayar Mühendisi bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 05.11.2022 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir Bilirkişi raporunda özetle; Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, bilirkişi heyetine verilen görev ile sınırlı olmak üzere nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere taraflar arasında 20.12.2019 tarihinde imzalanan “——– Dijital Hizmet Sözleşmesi” uyarınca davacının faturaya istinaden davalıdan alacaklı olup olmadığı;———-E. sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın haklı olup olmadığı, davacının itirazın iptali davasını açmakta haklı olup olmadığı hususunda: Teknik yönden inceleme yapıldığında: Davacı yüklenicinin sözleşmeden doğan borcunu eksik ifa edip etmediği hususunda: Davacının sözleşme gereği hazırlamayı taahhüt ettiği siteleri eksiksiz teslim ettiğine dahil herhangi bir belgenin veya e-posta yazışmasının bulunmadığı, ——— sitesinin aktif olarak erişime açık olmadığı, ———- sitesinin ise erişime açık kullanıcılara açık olduğu, ——— sitesine davacının tasarım olarak veya kod kısmını hazırladığında dair görsel bir ibarenin bulunmadığı, Davacının dava konusu olan sözleşmede yer alan sitelere ait görsel tasarım ve bu tasarımlara ait kodlarına dava dosyasına sunmadığı, Mali inceleme yapıldığında: Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında açık hesap şeklinde ticari bir ilişkinin bulunduğu, Davacı ——— Şti. ile davalı ——— şirketinin incelenen defterlerinin TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahipleri lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu, Tarafların incelenen kayıtlarına göre davacı ve davalının mutabık oldukları, davacı ——— Şti.’nin davalı ——— şirketinden 31.12.2020 tarihinden itibaren 11.800TL. alacaklı olduğu, Davacının davalıya satımına, davalının da davacıdan alımına ait faturaları ———- Ba Bs Formları ile beyan ettileri ve bu beyanların birbirini teyit ettiği ve tarafların incelenen kayıtları ile de uyumlu olduğu, Borçlar mevzuatı yönünden inceleme yapıldığında: Taraflar arasında adi yazılı şekilde, 20.12.2019 tarihinde, “——– Dijital Hizmet Sözleşmesi”nin kurulduğu; sözleşmede davacının “hizmet veren”, davalının ise “müşteri” olarak anıldığı; sözleşmede yer alan irade beyanları değerlendirildiğinde sözleşme özgürlüğü ilkesince taraflarca TBK m. 1/I hükmüne göre “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları” ile kararlaştırılan sözleşmenin 2. maddesindeki “sözleşmenin konusu” incelendiğinde tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmenin, yazılım ve tasarım yapılması vb. (eser meydana getirme/eser imalatı) hususlarda TBK m. 470 hükmünce “eser sözleşmesi” olduğu, eser sözleşmesi hükümleri uyarınca davacının “yüklenici”, davalının ise “işsahibi” sıfatını haiz olduğu, Davacı yüklenicinin, sözleşmeden doğan borcunu gereği gibi ifa etmesine rağmen davalının üstlendiği bedeli ödemediğini; davalının dilekçeleri incelendiğinde ise davacı yüklenicinin sözleşmeden doğan borcunu “eksik ifa edildiği”nin iddia edildiği, Davalının dilekçelerinde (20.12.2021 tarihli dilekçesinin 3., 4. ve 5. sayfasında; 12.05.2022 tarihli dilekçesinin 3. ve 4. sayfasında) davacı yüklenicinin sözleşmeden doğan borcunu “eksik ifa edildiği”nin iddia edildiği; Türk borçlar hukuku kapsamında “eksik ifa” ile “ayıplı ifa”nın aynı kavram olmadığı; Yargıtay kararlarına göre de eksik ifanın, sözleşme konusu işlerin hiç yapılmaması anlamına geldiği, anılan kapsamda borçlar mevzuatı açısından değerlendirme yapıldığında eser sözleşmesinde eksik ifanın varlığı halinde, TBK m. 474 vd. hükümlerinde düzenlenen “ayıptan sorumluluk (ayıba karşı tekeffül)” hükümlerinin uygulama alanı bulamayacağı; ayıplı ifa ile eksik ifa farklı kavramlar olduğundan ayıp ihbarının da eksik ifaya ilişkin talepler bakımından aranmayacağı (TBK m. 474 hükmüne göre ayıbı bildirme külfetin de eksik ifa açısından bulunmadığı) kanaatine varılabileceği; Eğer Sayın Mahkemece davacının sözleşmeden doğan edimini eksik ifa ettiği sonucuna varılır ise bu halde davacı yüklenicinin borcunu gereği gibi ifa etmediğinden bahisle davalı işsahibinin beyanının da TBK m. 97 hükmünce ödemezlik def’i olabileceği; davacı yüklenicinin borcunu gereği gibi tam olarak ifa etmemesi sebebiyle eksik ifaya ilişkin eser bedeli yönünden alacak hakkının da muaccel hale gelmemiş sayılabileceği (bu tespitin teknik inceleme neticesinde yapılabileceği) kanaatine varılabileceği, takdirin, elbette münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğu şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.12.01.2023 tarihli ara karar ile dosyanın Yazılım alanında uzman Bilgisayar Mühendisi bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 30.05.2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi Ek Raporunda Özetle;. ——— sitesi farklı bir lik üzerinden inceleme yapılmıştır sözleşmede yer alan hükümler yönünden inceleme yapıldığında. Ödeme alt yapısı entegrasyonu yapılması ” site üzerinden herhangi bir ürün aldığında sepete ekleme yapıldığı ürünü ödeme ekranına yönlendiği tespit edilmiştir. “Toptan satış bölümün ayrılması ve ayrı bir giriş alanı oluşturulması “ maddesinde tarafıma gönderilen link üzerinde yapılan site tek bir giriş alanı olduğu ayrı bir giriş ekranı tespit edilmemiştir. “E- ticaret sitesinin 3 ayı dilde hazırlanacak ” yapılan teknik incelemede site üzerinde farklı bir dil seçeneğinin tespit edilmemiştir. “Site mobil uyumlu olacak” link üzerinde mobilde açılarak site ara yüzlerinden incelendiğinde mobile uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Sitenin ilk güncellemesi ——— dijital tarafından yapılacaktır. Maddesinde incelendiğinde her bir sayfada 9 adet ürün olmak üzere 13 sayfadan oluştuğu, toplamda 114 adet ürün yer aldığı ,ürünleri istersen farklı gruplara ayrılarak işlem yapılabildiği tespit edilmiştir. Ürünler sadece ——— olduğu tespit edilmiştir. Sözleşmede yapılan serlerin uygun teslim edilip edilmeği yer almadığı mail yazışmalarından ürünlerin teslim edilip edilmediği anlaşılmamıştır. Siteler üzerinde yapılan incelemede sözleşme yönünden eksik yönlerinin yer aldığı tespit edilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, açık hesaba dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——– Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ———-sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde tarafların ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı ve davalı kayıtlarına göre davacının 11.800,00 TL alacaklı göründüğü, tarafların mal veya hizmet satışı yaptığı bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan ettikleri BA-BS formların birbiri ile örtüştüğü anlaşılmıştır. Davalı yanca cevap dilekçesinde eksik iş savunmasında bulunmuştur. Eksik iş sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan işleri ifade ettiği, ayıplı ifa ile eksik ifa farklı kavramlar olduğundan ayıp ihbarının da eksik ifaya ilişkin talepler bakımından aranmayacağı, ayıp ise sözleşmede öngörülen unsurlArdan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olmasıdır. Eksik iş savunması bakımından yapılan teknik incelemede ek raporda site üzerinde tespit edilen hususların ayıp mahiyetinde olduğu, ayıp ihbarının yapıldığı ispat yükü davalıya ait oyduğu, aksinin dosyada ispat edilemediği, HMK 222.maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtların davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 11.800,00 TL alacaklı olduğu, form BA-BS beyannamelerinden davalının davacıdan fatura alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği, faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına yasal şartları bulunduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından ——– sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 11.800,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz İŞLETİLMESİNE,
3-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 2.360 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 806,058 TL harçtan, peşin yatırılan 59,30 TL harcın düşümü ile geri kalan 746,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 3.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 85.50 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.504,1‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 11.800,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
9-1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2023