Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/748 E. 2023/233 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/748 Esas
KARAR NO: 2023/233
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ: 26/11/2021
KARAR TARİHİ: 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı——-Şubesi ile davalı/ borçlu—–arasında akdedilen—- davalı /borçlu ——- müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu sözleşmeye istinaden —–nolu ———kullandırıldığı, sözleşme hükümlerine riayet etmemiş olmalarından dolayı hesaplarının kat edilerek bu durumun borçtan sorumlulara ihtarname ile bildirildiği, ihtarname sonrası kredi borcunun ödenmemesi üzerine, ——— sayılı dosyası ile asıl alacağın fer’ileri ile tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/ borçluların takibe süresi içinde itirazda bulunmaları ile icra takibinin durdurulduğu, takibe yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu, açılan icra takibi ile talep edilen anapara, faizler ve tüm fer’ileri tamamen usul ve yasaya uygun olduğu, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunun yapıldığı ancak anlaşma sağlanamadığını, davalı /borçluların haksız itirazlarının iptal ederek takibin devamına ve davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerive vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmektedir.
Davalıların usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava banka —–sözleşmesinden kaynaklı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış alanında uzman bilirkişiden rapor alınmıştır.
Yapılan incelemede davacı banka ile davalılar arasında ——banka ——sözleşmesi imzalandığı, davalı—-sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, kefaletin şekil şartlarının yerinde olduğu ve davalı gerçek kişinin sözleşmelerin imzalandığı tarihte davalı şirket yetkilisi olduğu, dolayısı ile eş rızasına da gerek olmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “TEMERRÜT FAİZİ VE ORANI” başlıklı 13.maddesi, “Müşterinin temerrüdü halinde. Bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın % 50’sinin (yüzde ellisinin) ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi uygulanmasını ve bu şekilde hesaplanan faizi, bu faizin vergisini ve diğer eklentilerini ve Bankanın yapacağı her türlü masraflar ile birlikte ödemeyi kabul ve taahhüt eder..”hükmünde olduğu,Davacı banka tarafından icra takibinde —— bildirilen % 19,93 oranındaki en yüksek faiz oranı, yukarıda belirtilen —— nazara alınarak, %50 fazlası mertebesinde % 29.90 (19.93×1,50-) oranında temerrüt faizi talep edilmiştir.—– kararında ——- maddelerinin ticari işlerde uygulanamayacağı- —- uygulamasında bankaların ——- bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup, sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiş olması halinde, hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmedeki anlaşma uyarınca akdi faizin —— fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacağın tespit edilmesi ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerektiği…” hükmedilmiştir.
Davacı banka tarafından davaya konu taksitli krediye aylık % 0,62500 yıllık % 7,50 oranında akdi faiz uygulanmıştır. —— temerrüt hükmünü düzenleyen 13.md. uyarınca, istenebilecek temerrüt faiz oranı, krediye uygulanan % 7.50 akdi ——faiz oranının % 50 fazlası ile, (7.50×1,50) % 11,25 olarak belirlenmiştir.Davacı bankanın tespiti aşan talebi yerinde değildir.Davalılar gönderilen ihtarnamenin 10.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarda verilen 1 günlük sürenin sonunda 12.08.2021 tarihi itibarı ile davalıların temerrüdünün oluştuğu anlaşılmıştır.
——— Sayılı ilamında “… dava konusu ——– dayalı ——borcunun hesaplanmasında, bankanın hesap kat tarihine kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması———–Sayılı ilamında “… hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faiz kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanarak bankanın asıl borçludan isteyebileceği miktar saptanmalı ” gerekçeleri ile asıl alacağın ne şekilde hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.Denetime el verişli bulunan bilirkişi raporunda yukarıda belirtilen tespit ve değerlendirmeler bulunmakta olup davacı bankanın davalıdan 510.099,41 TL asıl alacak, 4.799,19 TL işlemiş faiz,239,96 TL bsmv ve 707,50 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 515.846,06 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Davalıların 30.07.2021 tarihli 26.500 TL ödemeleri icra takip tarihinden evvel olup denetime el verişli olmayan raporda belirtilenin aksine takip öncesi değildir. ——– tarafından davacı bankaya 10.11.2021 tarihinde 394.011,89 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce bu hususta ———- müzekkere yazılmış olup ———— değişik meri 6. maddesinde aşağıdaki hükmün yer aldığı;
“(1) Temerrüt sonrası takip işlemleri —-verenlerce yürütülür. Bu süreçte —–verenler Kurum adina takip işlemlerini yürütmekle yükümlüdür. Kurum tarafından yapılan tazmin ödemeleri, ——verenlerce alacağın tümü üzerinden yürütülen takip işlemlerinde takibe konu alacak miktarını düşürmez.”
“(7) Temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler ——verenler tarafından yürütülür ve ——verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilat tazmin edilen kefalet oranında Kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları ———–veren ile —— arasında sağlanan kefalet oranında paylaşılır.” hükümleri bulunduğu, —- tarafından yapılan işbu tazmin ödemesinin belirtilen esaslar Kapsamında olup Bankanın kurum tarafından ödenen tazmin tutarı dahil tüm tutar üzerinden borçlu ve teminatlar aleyhine takip başlattığı, —- kurum alacağının devam etmekte olduğu ve takip işlemlerinin Banka tarafından yürütülmesine devam edilmekte olduğu bilgisi verildiği anlaşılmıştır. Yazı cevabından da anlaşıldığı üzere —– tarafından yapılan ödemenin alacaktan mahsubu mümkün değildir. Nitekim denetime el verişli bulunan raporun 7 ve devamı sayfalarında da bu durum izah edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, hesap yöntemi ve içerik itibarı ile denetime uygun bulunan bilirkişi raporu birlikte değerlendirilmiş, davanın kısmen kabulüne ve likit asıl alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile davalıların hesaplanan asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
A- Davalıların —— banka alacakları İcra müdürlüğünün—— Sayılı dosyasına vaki itirazlarının kısmen İPTALİ ile ; takibin 510.099,41 TL asıl alacak, 4.799,19 TL işlemiş faiz,239,96 TL bsmv ve 707,50 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 515.846,06 TL üzerinden devamına,
B- Asıl alacağa takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık % 11,25 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi işletilmesine,
C- Likit asıl alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile asıl alacak üzerinden hesaplanan % 20 oranındaki 102.019,88 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2- Davacı kurum harçtan muaf olduğundan başlangıçta alınmayan ancak alınması gereken 35.237.44 TL nispi harç, 80,70 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 35.318,14‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.750,00 TL bilirkişi ücreti, 545,50 TL posta ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 3.295,5‬0 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 3.037,24 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya ödenmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca 74.743,07 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya ödenmesine,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde taraflara iadesine,
9-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
10-Adalet bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 106,63‬ TL sinin davacıdan; 1.253,37 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye gelir kaydına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,——- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2023