Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/713 E. 2022/797 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/713 Esas
KARAR NO : 2022/797
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/11/2021
KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı aleyhine fatura alacağına dayalı olarak başlattığı icra takibinin davalı tarafın itirazı ile durduğunu, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin ——– yapılması hizmetlerinden kaynaklı—–fatura alacağının bulunduğunu, bu hizmetin——-belgesi ile sabit olduğunu, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca müracaat edildiğini ancak bu güne kadar olumlu netice elde edilmediğini, arabuluculık sürecinin de anlaşamama ile sonuçlandığını, müvekkili şirketin alacağının likit olduğunu davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, duran icra takibine devam edilmesi için iş bu davanın açılması zaruretinin doğduğunu belirterek davanın kabulüne, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı taraf aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı vekilinin —– tarihinde dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari nitelikte bir iş ve mutlak bir ticari dava olmadığından Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsiz olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin eser sözleşmesinden kaynakladığını, takibe dayanak faturanın ve alacak talebinin eser sözleşmesinden kaynaklandığının anlaşıldığını, müvekkilinin tacir olmadığını, mahkemenizin görevsiz olduğunu görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini; Takip alacaklısı ile müvekkili arasında herhangi fatura hizmet ilişkinin olmadığını takibe/davaya dayanak irsaliye ve fatura tebliğ edilmediğini, dava dilekçesi ekinde tebliğ edilen—– okunmaz durumda olduğunu, davacı yanın takibe/davaya dayanak fatura ile uyuşmayan çelişkili beyanlarda bulunduğundan borç alacak ilişkisini yazılı delillerle ispat külfeti altında olduğunu; Davacı yanın alacak iddiasını ve hukuki ilişkiyi kabul etmediklerini taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, fatura bedelinin ——- uyarınca piyasa rayiçlerine uygunluğunun bilirkişi raporu ile belirlenmesinin gerektiğini, likit olmayan bir alacağa itiraz edildiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddinin gerektiğini, takip tarihinden önce müvekkiline gönderilmiş bir ihtar olmadığından icra takip tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edileceğinin izahtan vareste olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Davacı —–davalı — defterlerinin, —— uyarınca sahipleri lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davacı —–yıllarına ilişkin kayıtlarına göre; Davalı —— herhangi bir kaydın bulunmadığı, takibe ve davaya dayanak —–icra dosyasındaki borçlulardan davadışı —- düzenlenen faturanın, icra takibinde borçlu görünen dava dışı —– kayıt edildiği, —-tarihinden itibaren —- alacaklı bulunduğu; Davalı —– ilişkin kayıtlarında, Davacı —– icra dosyasındaki borçlulardan davadışı —- rastlanmadığı, davalı —– yılında ticari ilişkisinin bulunduğu; Takibe ve davaya dayanak——- düzenlendiği, ancak davacı tarafından dava dışı – kayıt edildiği, doğal olarak davalı —– yer almadığı, Söz konusu faturanın —- kayıtlarında olup olmadığı tespitinin davadışı —— incelenmesi sonucunda anlaşılacağının takdirinin — olduğu; —- borçlulardan davadışı —- düzenlenmiş olması nedeniyle —– defter ve kayıtlarının incelenerek davacı kayıtları arasındaki farkın tespit edilebileceğinin takdirinin—- ait olduğu; Takibe ve davaya dayanak —- tutarlı faturanın davacı tarafından —–beyan edildiği, söz konusu faturanın davadışı ——- beyan edildiğinin görülebileceğinin takdirinin —- ait olduğu; —— davacı alt yüklenicinin —— şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR: Bilirkişi ek raporunda özetle;
“Davacı —- davalı —— incelenen ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle TTK. md. 85 ve HMK 222. madde gereğince sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğu; Kök Raporumzda da belirttiğimiz gibi, davacı—— yıllarına ilişkin kayıtlarına göre, davalı —- ait herhangi bir kaydın bulunmadığı, takibe ve davaya dayanak —- icra dosyasındaki borçlulardan davadışı —— düzenlenen faturanın icra takibinde borçlu görünen dava dışı —- kayıt edildiği, —–alacaklı olduğu; Davadışı —– incelenen kayıtlarına göre, takip ve dava konusu faturanın kayıtlarında yer aldığı, davacı —–tutarında alım yaptığını —– beyan ettiği ve tarafların beyanlarında mutabık oldukları, davacı tarafından —- edilen takibe ve davaya dayanak—– tutarlı faturanın davadışı —– dönemine ait —-beyan edildiği; Kök Raporumuzda da belirttiğimiz üzere, ——ettiği; Davacı vekilinin, —- ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan müteselsilen sorumludur. Alacaklı borçlulardan her birine yönelebilir. Adi ortaklığın taraf ehliyeti bulunmadığından, ortaklığa dahil olanlara yöneltilir.” —–bu ortaklığın tarafı olduğu, sorumluluğunun bulunduğu iddiası olan davalının borçtan sorumluluğu bulunduğu konusundaki takdirin——-ait olduğu;” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, adi ortaklığın ortaklarına karşı faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —— alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, dava dışı ——– Şirketi söz konusu icra takibine itirazda bulunmadığı, bu şirket yönünden takibin kesinleştiği ancak iş ortaklığının diğer ortağı davalı borçlu —— ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. ——– faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davalı—– olduğu —–bilirkişi marifetiyle incelenen kayıtlar neticesinde oluşturulan —-bilirkişi raporunda; ” Davadışı —–incelenen kayıtlarına göre, takip ve dava konusu faturanın kayıtlarında yer aldığı, davacı ——- alacaklı olduğu… ” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunduğu görülmüştür.
Davalı —– söz konusu iş ortaklığının müvekkilini sorumluluk altına alamayacağına dair itirazda bulunduğu görülmüştür. Ancak adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması sebebiyle icra takiplerinde taraf ehliyeti yoktur. Bu sebeple adi ortaklıkla ilgili takiplerde ortaklık taraf olamaz. Ortaklar, alacaklı ve borçlu tarafta takip arkadaşlığı kurallarına göre yer alırlar. Bu anlamda ortakların alacaklı tarafta bulunması hâlinde mecburi takip arkadaşlığı; borçlu tarafta bulunması hâlinde ise ihtiyari veya mecburi takip arkadaşlığı söz konusu olur. Adi ortaklık takibin tarafı olamadığı gibi, icra takip işlemlerinin de muhatabı olamaz. Bu yüzden ödeme emrinin ortaklara tebliğ edilmesi gerekir. Adi ortaklığın bir tüzel kişiliği olmadığı için ortaklar ortaklık borçlarından şahsen sorumludur. Bu nedenle ortaklığın kendisi borçlu olamaz.
Adi ortaklıkta ortaklar, ortaklık borçlarından birinci dereceden ve kendi malvarlıkları ile sorumludur. Sorumluluğun oranı ile ilgili olarak ——-şeklinde ifade edilmiştir. Ortaklar, ortaklığın üçüncü kişilere karşı olan borcu nedeniyle malvarlıkları ile ve sınırsız olarak sorumludurlar. Yani ortaklığa karşı koymuş oldukları katılma payları ile değil, bütün malvarlıkları ile sınırsız sorumluluk söz konusudur . Burada sözleşmeden değil, doğrudan doğruya kanundan doğan bir sorumluluk söz konusudur. Bu nedenle alacaklılar, alacağın tamamını ortakların tamamından veya her birinden talep ve tahsil edebilir. Bu noktada özellikle belirtmek gerekir ki; müteselsil sorumluluk sadece hukuki işlemlerden — değil;——— sorumlulukta da geçerlidir. ——
Dosya kapsamında yapılan incelemede davacı yanın— tarihinde —-ortaklarına karşı —–davalı borçlu — takip başlattığı, dava dışı —– söz konusu icra takibine itirazda bulunmadığı, bu şirket yönünden takibin kesinleştiği ancak iş ortaklığının diğer ortağı davalı borçlu —- ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu, davacı yanca işbu itirazın iptali davasını ikame ettiği, safahatta tarafların ticari defter ve kayıtları ile birlikte dava dışı ——– incelendiği, dava dışı iş ortaklığının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacının ortağı olduğu iş ortaklığının davacıya takip bedelinden fazla olacak şekilde borçlu olduğunun tespit edildiği, davalı vekilinin iş ortaklığının borçlarından müvekkilinin sorumlu olmayacağına ilişkin savunmalarının yerinde olmadığı hususları hep biri arada değerlendirilerek hesaplama yapan bilirkişi raporları esas alınarak hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit olması konusunu—— kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. —–kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir —— olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Somut olayımızda davacının talep ettiği alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı ——–icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın —-asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talep olmaması nazara alınarak bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan —— üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 23.463,46 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 3.340,36 TL harçtan mahsubu ile bakiye 20.123,1‬0 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 51.087,92 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 3.340,36 TL peşin harç toplamı 3.399,66‬ TL ile 2.706,10 TL —— olmak üzere toplam 6.105,76‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2022