Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/666 E. 2022/79 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/666 Esas
KARAR NO : 2022/79

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2021
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili—– harç tarihli dava dilekçesinde özetle; —— bulunan —– olduğunu, —- hasar nedeniyle mühürlendiğini, binanın —– bu nedenle —– dosyayla açtıkları dava ile ilgili tazminat davasına esas olmak üzere tespit yaptırdığını,—– gelerek —- çatlağı olduğunu ve oturulabilir olduğunu raporu verdiğini,—–ödeme yaparak konuyu kapattıklarını, halbuki binanın depremde ağır hasar görmüş ve kolonları patladığını, e-devlet üzerinden itirazda bulunduklarını,—– başvuruyu bir yazıyla dosyayı kapatmak istediklerini, ——müracaatta bulundum.———- ödeme yapmayı kabul etmediğini beyan ederek; depremin ——– birlikte tahsiline ve mahkeme masrafları ile avukat tutulması halinde ücretinin vekalet davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; —— Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuş ve 6305 sayılı —– Sigortaları Kanunu kapsamında faaliyetlerine devam eden kamu tüzel kişiliğini haiz bir kurum olduğunu, —- sosyal işlevi olan, kâr etme amacı bulunmayan, —- —-mali yükü önemli ölçüde azaltacak olan ve esas gelirlerini sigorta primleri ile bunlardan elde edilen mali gelirlerin oluşturduğu bir kurumdur.
Binada meydana gelen hasarın deprem sebebiyle meydana gelip gelmediğinin nasıl ve kimlerce yapılacağı ise yasal düzenlemelerle (Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları, Doğal Afet Sigortaları Kurumu Çalışma Esasları Yönetmeliği) açıkça belirlenmiştir.
Somut olayda ise binanın yıkılmasına karar veren kamu otoritesi yalnızca yıkıma karar vermekte, binanın deprem öncesi durumu ile deprem sonrası durumu arasındaki deprem güvenliği farklılığına ilişkin bir değerlendirme içermediğini, Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartlarının A.3.6 maddesi “Belirli bir deprem hadisesine bağlı olmaksızın binanın kendi kusur ve özellikleri nedeniyle zamanla oluşan zararların teminat dışında kalacağı hükmüne havi olduğunu beyan ederek; yukarıda arz ve izah edildiği üzere ; haksız ve hukuka aykırı davanın hukuki yarar bulunmaması ve dava şartı yokluğu gerekçesiyle reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline dair karar verilmesini vekâleten arz ve talep etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf; evinde deprem sebebiyle meydana gelen hasarı, müvekkili şirketten talep ettiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacı taraf hmk 121.maddesine göre dava ile ilgili delillerini müvekkil şirkete tebliğ etmesi gerektiğini, davacının talepleri zamanaşımına uğramış olup, zamanaşımı itirazımız havi olduğunu, davacının müvekkil şirket nezdindeki ——-ıslah talebi ile talep ettikleri alacakları zamanaşımına uğradığını, olay tarihi —- tarihindedir. —-doğan tazminat talepleri, konut yangın sigortası genel şartlarının c.10 maddesine göre, olay tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabidir. davacı işbu davayı 2 yıllık zamanaşımı sonunda yapmış bulunduğundan, iddiası dinlenemeyeceğini, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini beyan ederek; müvekkili şirket tarafına açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddini, her halükarda davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan tazminat davasıdır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan,—- sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Eldeki dosya incelendiğinde davacının sigortalı ,davalı ——sigortacı olduğu ve taraflar arassında sigorta sözleşmesinden kaynaklı akdi ilişki olduğu görülmüştür.Tazminata konu taşınmazın ticari işletme olmadığı görülmekle davacının 6502 sayılı kanun uyarınca tüketici vasfı olduğu anlaşılmış ve görevli mahkemeler olan Tüketici Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden REDDİNE,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ —-TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı asilin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.