Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/663 E. 2022/335 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/663 Esas
KARAR NO : 2022/335

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;Müvekkili —- —-numaralı aracın, —-tarihinde davalının sigortacısı olduğu—- aracın %75-asli kusurlu olarak neden olduğu —– meydana gelen yaralanmalı-maddi hasarlı kaza sonucu hasara uğradığını, davalı şirket kaza tarihinde —- numaralı aracın — Sigortası poliçesi ile trafik sigortacısı olduğunu, meydana gelen trafik kazasından sonra —-numaralı —-ihbarında bulunulduğunu, yapılan inceleme neticesinde Müvekkili Şirket tarafından—- plakalı aracın maddi zararı tespit edilerek, — hasar ödemesi gerçekleştirildiğini, — sonrası tutulan —-bu kazanın oluşumunda—sürücüsü —-2918 sayılı KTK’da belirtilen 57/1 -A kavşaklara —- şartlara uyacak şekilde yavaşlamamak geçiş hakkı olan araçlara —- plakalı araç sürücüsü —– 52/1—–ihlal ettiği” tespit edildiğini, müvekkili — tarafından yapılan hasar ödemesinin kusur oranına göre —- teminatları nispetinde ödenmesi için davalıya rücu mektubu gönderilmiş olup, işbu rücu mektubu kapsamında davalı şirketten herhangi bir ödeme gelmemesi üzerine yapılan hasar ödemesinin rücuen tahsili için— icra takibi başlatılma zorunluluğu hasıl olduğunu beyan ile, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından haksız ve yersiz olarak yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına ve ayrıca davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalılara— üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla tebligat icra edilmeksizin ve teminatsız olarak HMK m. 389 ve m. 392 uyarınca ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkili — plakalı araç sürücüsü meydana gelen kazada kusurlu olmadığını, davacı tarafından her ne kadar dava dilekçesinde davalı—– sigortaladığı araç sürücüsünün %75 kusurlu olduğunu iddia etmiş ise de davacı tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün tamamıyla kusurlu olduğunu, davacı tarafından trafik kazası tespit tutanağının tamamı değil, sadece — araca ilişkin kural ihlallerinin olduğu sayfa sunulmuş, kendisi tarafından sigortalanan—-sunulmamış— sürücüsünün —– kavşağa kontrolsüz bir şekilde girerek kazaya neden olduğunu, hasar tazminatı bedeli belirlemesi konusunun uzman/uzmanlar tarafından yapılması gerektiğini, davacının hasar tazminatı talebinin hiçbir somut delile dayanmadığını, davacının kaza ile hasar arasındaki illiyet bağını ispat edemediğini beyan ile Sayın Mahkeme tarafından re’sen nazara alınacak hususlara binaen, fazlaya ilişkin her türlü talep, delil, dilekçe, dava ve alacak haklarımızın saklı kalması kaydıyla, davanın görevli olmayan mahkemelerde ikame edilmiş olmasından dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddini, davaya ilişkin taleplerin tamamının zamanaşımına uğramış olmasından dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesi gereğince yapılması —- olmasından dolayı davanın dava şartı yokluğundan usulden reddini, Sayın Mahkemenin usule ilişkin itirazları hususunda aksi kanaatte olması halinde ise, asılsız ve mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddini, davacının icra takibini haksız ve kötü niyetli olarak açmış olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle;” Sayın Mahkemeye takdim edilen açıklamalar çerçevesinde, hukuki değerlendirme, takdir ve karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Sayın Mahkemece tarafımıza verilen görev çerçevesinde; Mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu;— meydana gelen olayda; Dava konusu— sürücüsü dava dışı —-% 25 (Yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu, Davalı—- araç sürücüsü dava dışı — % 75 (Yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, — tarihinde meydana gelen kaza sonucu oluşan hasara ilişkin tespitlerin, — meydana gelen maddi hasar ile uyumlu olduğu, Hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan —uygun olduğu, Dava konusu——–meydana gelen toplam hasar tutarının —- hesaplanan tutarın serbest piyasa koşullarında kabul edilebilir makul fiyat aralığında ve günün rayicine uygun olduğu, davalı —— kusur oranı dikkate alındığında;—- x %75 kusur oranı] = 25.112,95 TL olabileceği, Davacı ——- dosyasından yapılan icra takibinde, dosya borçlu tarafından borca ve faize yapılan itirazın iptali ile —- asıl alacak 5.051,31 TL. işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 30.164,26 TL. üzerinden icra takibinin devamı gerektiği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, sigortacının sigortalısına ödediği tazminat bedelinin kusurlu 3. Kişinin sigortalısına karşı açmış olduğu rücu olacağına dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
—– esas sayılı icra dosyasının incelemesinde; alacaklı—- tarafından borçlu — tarihinde yönelik toplam —- ilamsız takipte bulunulduğu, borçlunun süresinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu, mahkememizce bilirkişi raporu tanzim ettirilerek kusur ve zararın tespit edildiği, oluşturulan bilirkişi raporuna göre kazanın çift taraflı trafik kazası olduğu, davacı — —-sigortalı araç —— sürücüsü — % 25 oranında kusurlu olduğu, dava dışı —- şirketine sigortalı araç —– sürücüsü —% 75 oranında kusurlu olduğu, bu haliyle davalı şirket —-araç sürücüsünün % 75 kusurlu— —- alacaklı olduğu, böylece davacı – alacaklı —- tarafından dosya borçlusu— tarihinde —–sayılı dosyasından yapılan icra takibinde, dosya borçlu tarafından borca ve faize yapılan itirazın iptali ile—işlemiş avans faizi olmak üzere toplam —üzerinden icra takibinin devamı gerektiği, — alınabilecek mahkememiz vicdani kanaatine uyumlu şekilde hazırlanmış bilirkişi raporundaki tespitler nazara alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının alacağının likid olmadığı kanaati ile icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir. — sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. ——, hesaplanabilir alacaktır”—, alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut olayda; davaya konu uyuşmazlıkta tarafların kusurunun belirlenmesi gerektirdiğinden alacağın likit olmadığı, bu nedenle davacı kurumun istinafının yerinde olmadığı, aracında davalı — tarafından sigortalı olduğundan davalınında istinafı da yerinde görülmemekle istinaf istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklinde karar verildiği görülmüştür. Sonuç olarak davaya konu uyuşmazlıkta tarafların kusurunun belirlenmesi gerektirdiğinden alacağın likit olmadığı değerlendirilerek icra inkar tazminat talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından — Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
2-Davacının icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.060,52 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 515,14 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 515,14 TL peşin harç toplamı 574,44‬ TL ile 2.069,70 TL ( Bilirkişi ücreti, Kep reddiyatı, —– dosya masrafları) olmak üzere toplam — olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6—— davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
7-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.