Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/66 E. 2023/486 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/66 Esas
KARAR NO : 2023/486

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalıya iş güvenliği hizmeti verdiğini, bu kapsamda davalının cari hesaptan doğan borcunu ödemediğini ve davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını ancak takibe itiraz edildiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalı malları üzerinde ihtiyati haciz uygulanmasını ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini iddia ve talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının resmi kayıtlarda görünen borç tutarının çok üzerinde bir tutarı icra takibine konu ettiğini zira davacıya elden ödeme yapıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

DELİLLER:
—– İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı dosya sureti,—— Vergi Dairesi Müdürlüğünün 26/10/2021 tarihli yazı cevabı, bilirkişi raporu, bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı.06/07/2021 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 05/10/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Her iki tarafa ait ticari defterlerin Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtların usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde alındığı, dolayısıyla her iki taraf ticari defterlerinin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı, Davacının düzenlediği faturaların iş güvenliği hizmetine ilişkin olduğu, bu nedenle davalıya teslim edilecek herhangi bir ürün olmaması nedeniyle faturalara bağlı irsaliyelerin teknik olarak düzenlenmesinin mümkün olmadığının anlaşıldığı, davacının 2019-2020 yıllarında toplamda 36.515,80 TL tutarlı fatura düzenlediği, bu tutarın 29.835,80 TL’lik kısmının davalı nezdinde usulüne uygun olarak kayıtlı bulunduğu, 15.07.2020 tarih, —— sıra no, 6.680,00 TL tutarlı faturanın davalı nezdinde kayıtlı bulunmadığı ve ilgili faturanın davalıya teslim edildiğini gösterir herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı, Dosyaya 2017 yılına ait Form BA/BS beyannamelerinin celp edildiği, 2019-2020 yılları Form bA/BS beyannamelerinin dosyaya celp edilmesi halinde bile beyannamelerin uyuşmazlığın çözümü noktasında etkili olmayacağının anlaşıldığı, zira 6.680,00 TL’lik faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı bulunmamasının doğal sonucunun ilgili faturanın beyannamelerde yer almaması şeklinde olacağı, bu nedenle öncelikle ilgili faturanın davalıya teslim edildiği hususunun ispat edilmesi gerektiği, 31.12.2020 takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının takipte istendiği üzere 31.515,80 TL borçlu, aynı tarih itibariyle davalı nezdinde davacının 24.835,80 TL alacaklı olarak göründüğü, işbu raporda yer verilen nedenlerle mevcut durumda davalı ticari defterlerine değer verilerek takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir tutarın 24.835,80 TL olacağı, Takip ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.

25/01/2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 09/05/2022 tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; Davalının 2020 yılı Form BA beyannamelerinde yer aldığı kabul edilen kdv dahil —–sıra numaralı 10.020,00 TL, ——sıra numaralı 6.680,00 TL, ——- sıra numaralı 3.963,16 TL tutarlı faturalar yönünden hizmetin ifa edildiği kanaatinin Sayın Mahkemece benimsenmesi halinde davalıdan takiple istenebilir tutarın 17.096,13 TL olabileceği, Ticari defter delilinin Sayın Mahkemece benimsenmesi halinde ise kök raporda ayrıntılarıyla yer verildiği üzere davalıdan istenebilir tutarın 24.835,80 TL olabileceği hususlarını içerir işbu ek rapor Saygı ile Sayın Mahkemenin takdirine sunulmuştur. 14/06/2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisi ile iş güvenliği uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 12/09/2022 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; Her iki tarafa ait ticari defterlerin Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtların usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde alındığı, dolayısıyla her iki taraf ticari defterlerinin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı, İş Sağlığı ve Güvenliği kanun hükümleri kapsamında davalının davacıdan iş güvenliği hizmeti aldığını gösterir nitelikteki hizmet sözleşmesinin —— sisteminden tanımlandığı, bu itibarla taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğunun anlaşıldığı, 31.12.2020 takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının takipte istendiği üzere 31.515,80 TL borçlu, aynı tarih itibariyle davalı nezdinde davacının 24.835,80 TL alacaklı olarak göründüğü, aradaki fark sebebinin 15.07.2020 tarih —– sıra no 6.680 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı, ilgili faturanın davalıya ait Form BA beyannamesi ile davalı nezdinde davacı cari hesabında yer almadığı, faturanın davalıya teslim edildiğini gösterir tespite elverişli belgenin dosyaya ibraz edilmediği, İşbu raporda yer verilen nedenlerle mevcut durumda davalı ticari defterlerine değer verilerek takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir tutarın 24.835,80 TL olacağı,Takip ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesaba dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.

Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde tarafların ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı yanın ticari defter ve belgelerine göre davacının 31.515,80 TL alacaklı olduğu, davalı yanın ticari defter ve belgelerine göre davacının 24.835,80 TL borçlu olduğu, taraf defterleri arasındaki farkın 6.680 TL tutarlı faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığından kaynaklandığı, davacının 6.680 TL tutarlı faturanın davalıya tebliğ edildiğine ilişkin belge ve delil sunulmadığı, tarafların mal veya hizmet satışı yaptığı bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan ettikleri BA-BS formların birbiri ile örtüşmemektedir.

HMK 222/3.maddesine göre; usulüne olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Bu açıklamalar ışığında; HMK 222.maddesi uyarınca davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 24.835,80 TL alacaklı olduğu, davalının elden ödeme iddiasına yönelik yazılı delille ispatlanması gerektiği, bu hususta davalı yanca yemin teklif edildiği, davacı şirket yetkilisi tarafından yemin eda edildiği, elden ödeme savunmasının davalı yanca ispatlanamadığı, faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına yasal şartları bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —–. İcra Dairesinin ——- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 24.835,80 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz İŞLETİLMESİNE,
3-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 4.967,16‬ TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 24.835,80 TL lik kısım yönünden alınması gereken 1.696,53 TL harçtan peşin alınan 538,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.158,31 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
5-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 538,22 TL peşin harç ile 59,30 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 6.680,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan toplam 2.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 177,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.677,50 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 2.109,98 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
9-Kabul red oranına göre belirlenen 1.040,21 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 279,78 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.