Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/652 E. 2023/205 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/652 Esas
KARAR NO : 2023/205

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2021
KARAR TARİHİ : 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——— hakkında başlatılan takibin iptaline karar verilmesi için öncelikle mahkememizce icra veznesine giren paranın davalıya ödenmemesi hususunda alacağın yüzde onbeşi oranında teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalarının kabulü ile müvekkilin ..——- bedelli senetlerden davalıya borçlu olmadığının tespitine———– iptaline, varsa müvekkili adına tesis edilen tüm hacizlerin kaldırılmasına, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmaması nedeniyle, adi ortaklık hakkında başlatılan icra takibinin iptaline, davalının takibinde kötü niyetli olması sebebiyle alacağın %20’nden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, öncelikle mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, eksik harcın davacı yanca tamamlanması için 1 haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde davanın usulden reddine, neticeden, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, müvekkili lehine alacağın %20’nden aşağı olmamak üzere tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davalı Şirket —————senetleri defterlerinde senetli alacaklarına kaydetmemiş ve——– ——– adına ve yahut adi ortaklık adına bir fatura veya bir ————– düzenlememiştir. Buradan hareketle —- defterleri açısından firmanın defterlerine itibar edilemez.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
a)Davacılar vekili asıl dava ——– dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı ile aralarında ticari münasebet bulunduğunu ve bu kapsamda davalıya;
————— üç adet senedin davalı tarafa teslim edildiği, ancak davalının malları teslim etmediğini, bu nedenle verilen senetlerle ile ilgili davalıya borç bulunmadıklarının tespiti ile ——– esas sayılı dosyasının iptalini talep ve dava edildiği görülmüştür.
b)Davacılar vekili birleşen dava————– dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı ile aralarında ticari münasebet bulunduğunu ve bu kapsamda davalıya;
——-beş adet senedin davalı tarafa teslim edildiği, ancak davalının malları teslim etmediğini, bu nedenle verilen senetlerle ile ilgili davalıya borç bulunmadıklarının tespiti ile ——————esas sayılı dosyasının iptalini talep ve dava edildiği görülmüştür.
c)Davacılar vekili birleşen dava (—-) dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı ile aralarında ticari münasebet bulunduğunu ve bu kapsamda davalıya;
28/08/2019 düzenleme tarihli, 30/06/2020 vade tarihli ve—–iki adet senedin davalı tarafa teslim edildiği, ancak davalının malları teslim etmediğini, bu nedenle verilen senetlerle ile ilgili davalıya borç bulunmadıklarının tespiti ile — sayılı dosyasının iptalini talep ve dava edildiği görülmüştür.
d)Davacılar vekili birleşen dava (— dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı ile aralarında ticari münasebet bulunduğunu ve bu kapsamda davalıya;
28/08/2019 düzenleme tarihli,—–
iki adet senedin davalı tarafa teslim edildiği, ancak davalının malları teslim etmediğini, bu nedenle verilen senetlerle ile ilgili davalıya borç bulunmadıklarının tespiti ile —-dosyasının iptalini talep ve dava edildiği görülmüştür.
e)Davacılar vekili birleşen dava (—) dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı ile aralarında ticari münasebet bulunduğunu ve bu kapsamda davalıya;
—– —- bedelli iki adet senedin davalı tarafa teslim edildiği, ancak davalının malları teslim etmediğini, bu nedenle verilen senetlerle ile ilgili davalıya borç bulunmadıklarının tespiti ile —-dosyasının iptalini talep ve dava edildiği görülmüştür.
f)Davacılar vekili birleşen dava ——- dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı ile aralarında ticari münasebet bulunduğunu ve bu kapsamda davalıya;
—-iki adet senedin davalı tarafa teslim edildiği, ancak davalının malları teslim etmediğini, bu nedenle verilen senetlerle ile ilgili davalıya borç bulunmadıklarının tespiti ile —– dosyasının iptalini talep ve dava edildiği görülmüştür.
Davalı vekili asıl ve birleşen davaların söz konusu senetler üzerinde malen kaydının bulunmasından kaynaklı malın davacılara teslim edilmediğinin davacı yanca yazılı delil ile ispatlanamaması nedeniyle davaların reddini talep etmiştir.
Dosyaya kazandırılan ve taraflar arasında imzalandığı anlaşılan — — davalı —— teslimine ilişkin olduğu, ödemenin bir kısımının peşin bir kısmının — ayından itibaren başlamak üzere 12 eşit taksit olarak satıcıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından taraflar arasında imzalanan sözleşmeye— Makinasının üretilip davacılara teslim edildiğine ilişkin yazılı bir belge bulunmamaktadır. Söz konusu hususun irdelenmesi amacıyla — inceleme ara kararı kurulmuş olup, davalı Şirketin—- faaliyet göstermesi nazara alınarak—- talimat yazılmış olup, bilirkişiden; ” Taralar arasında imzalandığı ileri sürülen— takiplere konu kambiyo senetleri arasında rabıta olup olmadığının, yapılan ödemeler ile satış sözleşmesindeki bedelin uyumlu olup olmadığının, satış sözleşmesine istinaden ödendiği anlaşılması durumunda davalının üzerine düşen edimi ve teslimatı yerine getirdiğine dair her hangi bir bilgi ve belgeyi bilirkişiye ibraz edip edemeyeceği,” hususunun tetkik edilmesi yönünde ara karar kurulmuş, —– tarihli bilirkişi raporunda konu hakkında; “davalı — yılına ait olan — senetleri defterlerinde senetli alacaklarına kaydetmemiş ve alıcılar — ortaklık adına bir fatura veya bir irsaliye belgesi düzenlememiştir.. Buradan hareketle — açısından firmanın defterlerine itibar edilemez.” şeklinde tespitlere yer verildiği görülmüştür.
Aynı şekilde söz konusu hususun davacıların ticari defter ve kayıtları üzerinden irdelenmesi amacıyla — bilirkişi inceleme ara kararı kurulmuş olup, oluşturulan bilirkişi heyetinden; ” Taralar arasında imzalandığı ileri sürülen — takiplere konu kambiyo senetleri arasında rabıta olup olmadığının, yapılan ödemeler ile satış sözleşmesindeki bedelin uyumlu olup olmadığının, satış sözleşmesine istinaden ödendiği anlaşılması durumunda davalının üzerine düşen edimi ve teslimatı yerine getirdiğine dair her hangi bir bilgi ve belgeyi bilirkişiye ibraz edip edemeyeceği,” hususunun tetkik edilmesi yönünde ara karar kurulmuş ise de davacı yan bilirkişi masraflarını yatırmadığı için davacıların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamamıştır.
Davacıların bilirkişi incelemesi için gerekli masrafı yatırmamasından sonra —-nolu celsede dava dilekçesinde başvurduğu yemin delili hatırlatılmış olup, celse arası yemin deliline başvurulacağı hususu yazılı olarak mahkememize bildirilmesini müteakip davalı şirket yetkilisinin yeminli beyanı alınmak üzere — Mahkemelerine talimat yazılmış ise de davacı vekili —- tarihli ve —— celseye iştirak ederek ; “yemin teklifinden vazgeçiyoruz” şeklinde beyanda bulunduğu için talimatın bila ikmal iadesi istenilmiştir. Talep doğrultusunda talimatın bila ikmali için yazı yazılmıştır.
İİK 72. maddesinde; ” Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir” hükmüne yer verilmiştir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Dava, İİK 72. maddeye dayalı ve icra takibinden sonra açılmış olan MENFİ TESPİT davasıdır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, eş söyleyişle bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacıya düşer. Örneğin; alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer——-
Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Bedelsizlik ise, bir kambiyo senedinin ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmamasıdır —–Başka bir deyişle bir—-taahhüdünün temel alacağı geçersizse ya da sona ermişse, o kambiyo taahhüdü bedelsiz demektir. Bu anlamda senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir. Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır.
Bedelsizlik iddiası, eTTK’nın 599. (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6102 sayılı TTK) m.687) maddesi anlamında bir kişisel def’idir. Bedelsizlik bir kişisel def’i olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir. Ancak borçlu, hamilin senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak şartıyla hamile karşı da bedelsizlik def’ini ileri sürebilir.
Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasının yasal dayanağı 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 61 vd. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 77 vd.) maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmedir. Zira kambiyo senetlerinde geçerli olan mücerretlik (soyutluk) ilkesi gereğince, temel alacağın mevcut olmaması veya geçersiz olması, kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta; buna karşılık temel ilişkideki sakatlık, kambiyo borçlusuna, borçlu olmadığının tespitiyle birlikte, alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme def’ini dermeyan etme hakkını vermektedir.
Kambiyo senedi düzenlenmesine neden olan hukukî ilişkinin, karşılıklı borç yükleyen sözleşme olması ve bu sözleşmeden doğan borcun ifası için kambiyo senedinin düzenlenmesi hâli ise sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, temel borç ilişkisindeki para borcunun (kambiyo senedindeki temel alacağın) karşılığı olan edimin ifa edilmemesi hâlinde kambiyo senedinin bedelsizliğinden bahsedebilmek için, borçlunun BK 106 ve 108’deki (TBK m. 125) seçimlik haklardan borcun ifa edilmemesi sebebi ile olumlu zararının tazminini veya sözleşmeden dönerek olumsuz zararının tazminini talep yolunu seçmesi gerekir. Zira seçimlik haklardan ilki olan borcun ifası ve gecikme tazminatının talep edilmesi durumunda, sözleşmenin ifasını talep eden taraf kendi borcunu ifa ile yükümlü olduğundan, senet henüz bedelsiz kalmayacaktır. Borçlunun zaten var olan borcun ifası ile gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçmesi ile alacaklı (kambiyo senedi borçlusu) ifayı talep etmek hakkını kaybederken, borçlu da asli edim yükümlülüğünü yerine getirme borcundan kurtulur. İşte bu noktada senedin bedelsizliği bu hâllerde gündeme gelecektir.——-
Somut olayda asıl ve birleşen dava dosyalarına ve takip taleplerine konu senetlerin taraflar arasında—- imalatı, teslimi ile kullanımına ilişkin eğitim verilmesi konusunda yapılan anlaşmaya dayandığı, iş bu dava safahatında taraflarca imzalanan sözleşmenin her iki tarafça kabulünde olduğunun anlaşıldığı, bu hususun davalı yanca inkar edilmediği, —– Ticaret Mahkemesi— bilirkişi raporunda sözleşmeye konu makinaların teslimine ilişkin irsaliye belgesi düzenlemediğinin tespit edildiği, bedelsizliğin bir kişisel def’i olması münasebetiyle düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilileceği, müşahhas olayda da davacıların düzenleyen, davalının ise lehtar olduğu, bu bakımdan davacıların menfi tespit davası açmakta hukuki yararının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, dava İİK 72 maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğinde olup, menfi tespit davasında ispat yükünün, kural olarak davalı alacaklıya düştüğü, ancak alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğu yönünde iddia varsa ispat yükünün, davacıya (borçluya) ait olduğu, iş bu davada davacı (borçlunun) davaya konu senedin karşılıksız olduğu yönünde iddiasının bulunduğu, bedelsizlik bir kişisel def’i olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebileceği, davanın özünde de davacının düzenleyen davalının senet lehtarı olduğunun anlaşıldığı, özellikle davalı şirket ticari defter ve kayıtlarından davacının davalıya dava ve takip konusu ettiği bonolardan dolayı borçlu olmadığının açıkça ortaya konulduğu, bu haliyle davacının davalıya yönelik borçlu olmadığına ilişkin davasını ispatladığı anlaşılmakla aşağıdaki gibi karar hüküm kurulmuştur.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 72. maddesi uyarınca yukarıda açıklanan şekilde menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin 5. fıkrası aynen “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz” hükmünü içermektedir.
Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötü niyetli olmasıdır —–
Başka bir ifadeyle; İİK’nın 72. maddesinin beşinci fıkrası hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması hâlinde, istem varsa, davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davacının üzerindedir.
Nitekim aynı hususlara —— sayılı kararlarında da yer verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu 2 adet makinanın teslim edilmediği ileri sürülerek borçlu olmadığının tespitiyle birlikte davalıdan kötü niyet tazminatının tahsili talep edilmiştir. Davalı yan taraflar arasında imzalanan —-teslimi ile kullanımına —— verilmesi konusunda üzerine düşen edimi yerine getirmemesine rağmen kambiyo senetlerine istinaden tahsil talebinde bulunması kötü niyetli olduğu değerlendirmesi ile davacıların bu hususu ispatladığı vicdani kanaati ile davacılar lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a)Davacıların asıl davada —– davasının KABULÜ ile ;
———esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının TESPİTİNE,
1-b)Davalının takip başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 40.000 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiliyle davacılara VERİLMESİNE,
2-a)Davacıların birleşen davada —–esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının TESPİTİNE,
2-b)Davalının takip başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından birleşen davada —–kabul edilen asıl alacak olan 100.000 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiliyle davacılara VERİLMESİNE,
3-a)Davacıların birleşen davada—-davasının KABULÜ ile ;
—-düzenleme tarihli,— bedelli bonolardan kaynaklı — sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının TESPİTİNE,
3-b)Davalının takip başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından birleşen davada —- kabul edilen asıl alacak olan 40.000 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiliyle davacılara VERİLMESİNE,
4-a)Davacıların birleşen davada—- esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının TESPİTİNE,
4-b)Davalının takip başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından birleşen davada —kabul edilen asıl alacak olan 40.000 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiliyle davacılara VERİLMESİNE,
5-a)Davacıların birleşen davada — esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının TESPİTİNE,
5-b)Davalının takip başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından birleşen davada—- kabul edilen asıl alacak olan 40.000 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiliyle davacılara VERİLMESİNE,
6-a)Davacıların birleşen davada —–davasının KABULÜ ile ;
——düzenleme tarihli, —– tarihli ve 20.000 TL bedelli bonolardan kaynaklı —— esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının TESPİTİNE,
6-b)Davalının takip başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından birleşen davada —–kabul edilen asıl alacak olan 40.000 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiliyle davacılara VERİLMESİNE,
ASIL DAVA BAKIMINDAN;
7-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.732,4‬0 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.049,3‬0 TL karar ve ilam harcının davalı —– hazineye irat kaydına,
8-Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 683,10 TL peşin harç ve 104,00 TL tamamlama harcı toplamı 846,4‬0 TL ile —- ( Bilirkişi Ücreti, —- Reddiyatı, —–olan yargılama giderinin davalı —– tahsili ile davacılara verilmesine,
9-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– vekalet ücretinin davalı —- tahsili ile davacılara verilmesine,
10-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
BİRLEŞEN İSTANBUL—–BAKIMINDAN;
12-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.831‬,00 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.660,22‬ TL karar ve ilam harcının davalı —-tahsili ile hazineye irat kaydına,
13-Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 170,78 TL peşin harç toplamı 230,08‬ TL ile 3,00 TL (Dosya Masrafı) olmak üzere toplam 233,08‬ TL olan yargılama giderinin davalı — tahsili ile davacılara verilmesine,
14-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan— hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davalı — tahsili ile davacılaraa verilmesine,
15-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
16-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde davacılara iadesine,
BİRLEŞEN —– KARAR SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN;
17-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.732,4‬0 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.049,3‬0 TL karar ve ilam harcının davalı —- tahsili ile hazineye irat kaydına,
18-Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 683,10 TL peşin harç toplamı 742,4‬0 TL’ nin davalı ——- tahsili ile davacılara verilmesine,
19-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı —- tahsili ile davacılara verilmesine,
20-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
21-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
BİRLEŞEN ——BAKIMINDAN;
22-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.732,4‬0 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.049,3‬0 TL karar ve ilam harcının davalı —-tahsili ile hazineye irat kaydına,
23-Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 683,10 TL peşin harç toplamı 742,4‬0 TL’ nin davalı —- tahsili ile davacılara verilmesine,
24-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı —– tahsili ile davacılara verilmesine,
25-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
26-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
—- SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN;
27-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.732,4‬0 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.049,3‬0 TL karar ve ilam harcının davalı —- tahsili ile hazineye irat kaydına,
28-Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 683,10 TL peşin harç toplamı 742,4‬0 TL’ nin davalı—- davacılara verilmesine,
29-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı — tahsili ile davacılara verilmesine,
30-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
31-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
—- KARAR SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN;
32-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.732,4‬0 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.049,3‬0 TL karar ve ilam harcının davalı —- tahsili ile hazineye irat kaydına,
33-Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 683,10 TL peşin harç ve 7,47 TL tamamlama harcı toplamı 749,87‬ TL ile 27,50 TL —-olmak üzere toplam 777,37‬ TL olan yargılama giderinin davalı — tahsili ile davacılara verilmesine,
34-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davalı — tahsili ile davacılara verilmesine,
35-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
36-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.