Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/651 E. 2022/376 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/651 Esas
KARAR NO : 2022/376
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında —- numarası ile abonelik sözleşmesi imzalandığını, Davalının, müvekkili şirketle yapmış olduğu sözleşme kapsamında müvekkilden elektrik enerjisi satın almaya başladığını, Müvekkil şirket taraflar arasındaki sözleşme gereği davalının tüketimlerini faturalandırıldığını, ancak davalının, müvekkil şirket tarafından düzenlenen —-borcunu ödemediğini, davalının yukarıda paylaşılan tüketim faturası borçlarını ödememesi üzerine —- dosyası ile borçlu aleyhine —tutarında icra takibi başlatıldığını, Davalı borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğini — tarihinde borca itiraz edildiğini, Davalı borçlunun itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, herhangi bir geçerli gerekçe sunulamadığını, Borçlunun takibe itiraz ettiğini bunun üzerine Türk Ticaret Kanunu madde 5/A hükmü uyarınca dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk müessesine başvurulduğunu, Gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmesinde taraflar anlaşmaya varamadığından huzurdaki davayı ikame etme zorunluluğunun hâsıl olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle;—— sayılı icra takibine yapılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, Takibe konu alacağın 6183 sayılı kanun uyarınca işleyecek gecikme zammı ve icra takibine konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ile birlikte davalıdan tahsiline, Yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve ilgili tüm masrafların davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu abonelik sözleşmesi, müvekkilim şirketin inşasını üstlendiği—- hayata geçirildiğini, son derece —–elektriği için akdedildiğini, bu nevi abonelik sözleşmelerinde, tüketilen elektrik enerjisine karşılık gelen borcun ödenmemesi riskine karşı, görevli elektrik tedarikçilerinden perakende elektrik satış sözleşmesi kapsamında tüketicilerden —- diğer mevzuat uyarınca güvence bedeli alındığını, Fatura ödemelerinin yapılmaması halinde, tüketicinin daha önce ödediği bu güvence bedelinden bahse konu borcun düşüldüğünü, davaya konu abonelik sözleşmesi akdedilirken, müvekkilim şirket de şantiyede kullanılacak elektrik için, —— sonra, şantiye elektriği olarak kullanılan elektrik aboneliği, yaşamaya başlanılan —-sakinlerinin kullanımına bırakıldığını ve öncelikle sosyal tesis elektriği için kullanılmaya başlanıldığını, nitekim ekte sunmuş olduğumuz,—-tamamlandığını ve sitede yaşamın başladığını kanıtlar nitelikte olan kuyu suyunun peyzaj suyuna çevrildiğini gösteren belge ile —– aboneliklerinin artık siteye ait olduğunu gösteren belgelerin, dava konusu elektrik hizmetinin site sakinlerinin ortak kullanım alanları için kullanıldığını, müvekkilim şirketin bahse konu elektrik kullanımı ile hiçbir ilgisi olmadığını kanıtladığını, yani davaya konu icra takibine dayanak olarak sunulan, —- borç olarak kaydedilen elektrik kullanımının müvekkili şirket ile hiçbir ilgisinin olmadığını, bu tarihte müvekkili şirketin çoktan —- tamamladığını ve şantiye için elektrik kullanımını bitirdiğini, Bahse konu tarihlerdeki elektrik — —-sakinlerinin ortak kullanımına ilişkin olduğunu, davaya konu borcun muhatabı müvekkili şirket olmadığını, kaldı ki, gerek mevzuat gerekse de hayatın olağan akışı gereği herkes tarafından bilineceği gibi, bir aboneliğin devralınması için ilk şartlardan biri, bu abonelik kapsamında mevcut ve muaccel borç var ise bu borcun kapatılması olduğunu, Bu durumda, devralınan aboneliğin borcu var ise, bu borç daha önce yatırılan güvence bedelinden düşürüleceğini,, bakiye borç kaldı ise tamamlatılacağı ve yeni devralandan da yine mevzuat kapsamında güvence bedelinin alınacağını, Davacı firmanın, üzerine düşen bu yükümlülükleri yerine getirmeden müvekkili şirketi muhatabı olmadığı bir borçtan dolayı sorumlu tutmaya çalıştığını, arz ve izah ettiğimiz nedenlerden dolayı, delillerinin toplanmasına, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, icra inkâr tazminatı talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davacı — davalı ——adresinde kurulu bulunan —numaralı tesisatta, —-imzalandığı, Davalı şirket tarafından, şantiye elektriği için yapılan abonelik sözleşmesinin, şantiyenin bitimiyle birlikte iptal ettirmesinin gerektiği, Fakat davalı şirket tarafından, aboneliğinin; davaya konu tüketimin yapıldığı —- arasında yada öncesinde iptal edildiğine dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, Bu nedenle dava konusu tüketimlerin davalı tarafından yapıldığının kabulünün gerekeceği, Davaya konu elektrik tüketiminin fiili kullanıcılarının, davalı şirketin iddia ettiği şekilde—-olduğunun varsayılması durumunda ise, ——kazanmış kararlarında, abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abonenin de müteselsilen sorumlu olacağının açıkça belirtildiği, Bu nedenle, davalı şirketin, dava konusu mahaldeki elektrik tüketimlerinden ve bu tüketime tahakkuk eden fatura bedelinden sorumlu olacağı, İcra takibine konu edilen alacak kalemlerinin içinde —- dönem faizi de olmasına rağmen, dava konusu faturada geçmiş dönem faizi olmadığı gibi bununla ilgili farklı bir belgede sunulmadığından, bu bedelin toplam alacağa dahil edilmediği, Davalı şirketin,—- şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davacı—- arasında —- numaralı—- imzalanmıştır. Davalı şirket tarafından şantiye elektriği için yapılan abonelik sözleşmesinin, davaya konu edilen tüketim tarihleri olan —- tarihleri arasında yada öncesinde iptal edildiğine dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, Abonelik sözleşmesini iptal etmeyen davalı şirketin, davaya konu fatura bedelinden sorumlu olup olmayacağının değerlendirmesi, Sayın Mahkemenin taktirindedir. Davaya konu elektrik tüketiminin fiili kullanıcılarının, davalı şirketin iddia ettiği şekilde, —–sakini olduğunun varsayılması durumunda ise, abonelik üzerinden tüketilen elektrik bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abonenin de müteselsilen sorumlu olup olmayacağının Hukuki değerlendirmesi, Sayın Mahkemenin taktirindedir. İcra takibine konu edilen alacak kalemlerinin içinde—— olmasına rağmen, dava konusu faturada geçmiş dönem faizi olmadığı gibi bununla ilgili farklı bir belgede sunulmadığından, bu bedel toplam alacağa dahil edilmemiştir. Sayın Mahkeme tarafından, dava konusu faturadan davalı şirketin sorumlu olacağına ve faiz hesaplamasının son ödeme tarihinde itibaren işletilebileceğine karar vermesi durumunda, —— şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, davanın kabulüne, —- dosyasına yapılan haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile takibin—- üzerinden devamına, davalı tarafın % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmış, icra dosyası celbedilmiş, davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.
— sayılı takip dosyası,—-, fatura, icra dosyası, dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Davac—– adresinde — numaralı tesisatta,—- imzalanmıştır.
—- incelendiğinde; davacının davalıdan, elektrik tüketim fatura alacağından kaynaklı, ——- üzerinden ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde, borca ve tüm fer’ilerine itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde, itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan, taraflar arasında imzalanan —– kaynaklanan fatura alacağına dayalı, takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup, alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Davalı yan cevap dilekçesinde ve safahattaki beyanlarında borcun muhatabı olmadığını, davaya konu —-vade tarihli fatura üzerinden kaydedilen elektrik kullanımının davalı şirket ile hiç bir ilgisinin olmadığını, bu tarihte, davalı şirketin yüklenicisi olduğu—– çoktan tamamlamış ve şantiye için elektrik kullanımını bitirdiğini, bahse konu tarihlerdeki elektrik kullanımın ——- sakinlerinin ortak kullanımına ait olduğu ve davaya konu borcun müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini savunmuş ise de davacı elektrik satış şirketine söz konusu aboneliğe ilişkin kullanım değişimini bildirdiğine dair herhangi bir bildirimde bulunmadığı, şantiyenin tamamlanmasın rağmen kullanım amacı sonlanın aboneliği sonlandırmadığı hususları hep bir arada değerlendirilerek bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Zira —- olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davacı kurum, —- tarihleri arası dönemlere ilişikin fatura bedellerinden oluşan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlatmıştır. Davalı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davacı kuruma karşı müteselsilen sorumludur.” şeklinde değerlendirmelerde bulunulduğu görülmüştür.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesine karar verilmiş, dosyamız, bilirkişi elektrik elektronik mühendisi — tevdi edilerek dosya kapsamında göre rapor düzenlenmesi istenilmiş olup mezkur bilirkişi tarafından — tarihli bilirki kök raporunu dosyaya sunmuş, rapora karşı taraf vekillerinin itirazlarının karşılanması amacıyla ek rapor istenilmiş, bilirkişi tarafından — tarihli ek rapor mahkememiz dosyasına sunulmuştur. — tarihli ek bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı elektrik dağıtım şirketinin icra takip dosyasına faiz talebinde bulunduğu görülmüştür.
— tarih, —- maddesine göre; aboneliğinin başlangıç tarihinin sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olduğu, başka bir yere taşınacak abonenin taşınma tarihinden en az bir hafta önce şirkete yazılı olarak başvurarak sayaç değerinin okunmasını istemek zorunda olduğu, bir hafta içinde sayaç değeri belirlenmediği takdirde abonenin bildiriminin esas kabul edileceği, — göre idarenin faturalama dönemlerinde abone sayacının kaydettiği değeri mahallinde ve zamanında okuyarak faturalamaya esas olacak şekilde kayda geçirilmesinin esas olduğu, —göre fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde— hükümlerine göre tebligat yapılacağı, “bu tebligattan sonra faturu bedeli —– içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir” hükmü getirilmiştir.
—- göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir.
—-tarihinde yürürlüğe giren —-müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az —– iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum— içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.
—–gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.
Para borçlarında borçlunun borcunu vadesinde ödememesi halinde kararlaştırılan gecikme zammının aslında bir faiz olduğu kabul edilmektedir —–
Faiz bilindiği gibi; Para borçlarında borcun zamanında ödenmemesi -borçlunun temerrüde düşmesi- halinde kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüd devam ettiği sürece varlığını koruyan, alacaklının zararın varlığını ve miktarını aynı zamanda borçlunun kusurunu ispat etmek zorunda kalmaksızın borçlunun ödemek durumunda olduğu ve miktarı yasalarca belirlenmiş asgari ve maktu bir tazminattır. Temerrüt faizinin miktarı yasalarca belirlenmiş olduğundan, alacaklının bir zararının olup olmadığı veya zararın temerrüd faizi oranından daha düşük olup olmadığı tartışmalarına meydan vermeksizin, borçlunun faiz ödemeye peşinen zorlanması yargı organlarını da büyük bir yükten kurtarmakta ayrıca borçluyu zamanında ödemede bulunmaya sevk etmektedir.
Borçlar Kanunun 105. maddesinde; alacaklının uğramış olduğu zararın geçmiş günler faizinden fazla olması halinde, borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bu zararın tazmininin dahi istenebileceği hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü gibi alacaklı geçmiş günler faizini -yasal faizi- talep ederken bir zararının varlığını ve miktarını ispat etmek zorunda değildir. Zira bu kısım yasada hüküm altına alınmıştır. Ancak zararının yasal faizden fazla olduğunu iddia ederse, bu miktarı ispat etmelidir.
Somut olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davacı kurum—- elektrik tüketim fatura bedelinden oluşan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlatmıştır. Davalı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davacı kuruma karşı müteselsilen sorumludur. Davacının uzun sayılabilecek bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının—- gecikme zammı ve işleyecek faizden kusur oranında indirim gerektirir. Aksine düşünce davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar. —–
Davalının ödemesi gereken elektrik bedelinin —- Yönetmeliği ve sözleşme hükümlerine göre denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekir. Alacaklı elektrik şirketi, elektriği zamanında kesmeyerek sözleşmede kararlaştırılan yasal faizin üzerinde bulunan gecikme cezasını talep etmektedir. Yönetmeliğin açık hükmüne aykırı davranarak zararın artmasına -yasal faizin üzerinde olan gecikme cezası miktarının artmasına- kendi müterafik kusuru ile yol açan şirketin bu davranışının sonucuna katlanması gerekir. Ancak ceza miktarı indirilirken de yasa tarafından maktu olarak hiçbir ispata gerek olmaksızın varlığı kabul edilen yasal faiz oranının da dikkate alınması gerekir.
Davalının ödemesi gereken faturanın son ödeme günü —- belirlenmiştir.— eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az -ş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilmesi gerekmektedir. Son ödeme gününe—- iş günü eklendiğinde—-günü elektriğin kesilerek zararın artmasına engel olunması gerekilir. Davalının —- gecikme zammı ve işleyecek faizden kusur oranında indirim gerektirmiştir. Davacının son okuma tarihi ile—tarihinden başlayarak son ödeme tarihine— eklenmesi neticesinde— günlük gecikmeye karşılık — ceza hesaplanmıştır. —-gecikme faizine davacı şirketin — müterafik kusuru nedeniyle yarısı oranında indirim yapılmıştır. Böylece davalı şirketin — gecikme zammına ilave —— olarak belirlenmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyası, taraflar arasında imzalanan ——, davacı şirket tarafından düzenlenen fatura ve tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, taraflar arasında, imzalanan sözleşmeden kaynaklanan ticari ilişki olduğu ve davacının fatura düzenlediği, davalı tarafça, faturadan kaynaklanan bedelin ödendiğinin ispat edilemediği, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle, faturaya dayalı, alacaklı olduğu kanaati oluştuğu,—asıl alacak ile birlikte —- gösterilen yol çerçevesince mahkememizce hesaplanan faiz alacağı hep bir arada değerlendirlerek davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının—-, mahkememizce yapılan hesaplama sonucunda—- üzerinden yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle, İİK 67/2. maddesi kapsamında % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, davalının— sayılı dosyasından,—- olmak üzere toplam —-üzerinden yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen —- miktarın %20’si olan icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 566,51 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 110,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 456‬,00 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 110,51 TL peşin harç toplamı 169,81‬ TL ile 1.810,00 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri ve dosyadaki diğer masraflar) olmak üzere toplam 1.979,81‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,90 ve red 0,10 oranına göre hesaplanan 1.781,82 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin %90 kabul oranına 1.188‬,00 TL’sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin %10 red oranına 132‬,00 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 856,55 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde———– Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.26/05/2022