Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/639 E. 2022/353 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/639 Esas
KARAR NO : 2022/353

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —— harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı ile arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalıya faturalı olarak satıp teslim ettiği ürün bedellerinin davalı tarafından ödenmeyen —. bakiyenin tahsili için davalı aleyhine —- yapılan icra davalı/borçlunun itirazına istinaden takibin durdurulmasına karar verildiğini, —- sürecinde anlaşma sağlanamadığı için iş bu davayı —- hasıl olduğunu belirterek fazlaya dair dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla davalının haksız itirazının iptali ile takibin, takip miktarı olan —- üzerinden devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, müvekkili lehine —- vekalet ücretine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve dava vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki—– görülmüştür.
CEVAP: Usulüne uygun tebligata rağmen davalının esas dosyaya sunduğu cevabi bir dilekçesi görülmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,açık hesap ilişkisine dayalı —–takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Her ne kadar takip cari hesap alacağı adı altında başlatılsa da taraflar arasındaki ilişki açık hesap ilişkisidir
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını —– istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları —–alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaba değil açık hesap ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmış ve mahkememizce bu yönde yargılama sevk ve idare edilmiştir.
—– sayılı dosyasının—- üzerinden celp edildiği görüldü.
—- tarihli —- ile dosyanın bir mali müşavir uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde bilirkişiye verilen taraflara —- ve kayıtlar ile tüm evrakları inceleme görevi ile sınırlı olmak üzere, yukarıda anlatılan görüş ve gerekçelerle, nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
1. İncelenen ticari defter kayıtlarında görüldüğü üzere taraflar arasında açık hesap şeklinde ticari bir ilişkinin olduğu;
2.Sayın Mahkemenizin——– kararında taraflara ait tüm defter ve kayıtlar ile tüm evrakların hazır edilmesi istenen inceleme günü olarak tayin edilen ——- davalı——- bulunmamış, ——dosyaya ibraz etmediği, dava dosyasında —- ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı, kayıtlarını ibraz etmeyen tarafın defter ibrazından kaçınmış sayılacakları, karşı tarafın delllerini kabul etmiş sayılacakları ve haklarında —- tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinin 3.fıkrası uyarınca——- dayanılacağının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu;
3.Davacı —-incelenen —-defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu;
4.Davacı —-ve kayıtlarına göre, davacı —— takip ve dava tarihleri itibariyle—- alacaklı olduğu;
5.Davacı —-davalı —- düzenlendiği faturalarda, ——– bulunduğu ve teslim alanlar tarafından imzalanmış olduğu;
6.Söz konusu faturalara davalı tarafın 8 gün içinde itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı;” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak —- Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın —- arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda —– ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. —- kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş —– kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın —– ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Eldeki dosya incelendiğinde,mahkememizin 11/01/2022 tarihli celsesinde taraf ticari defterlerinin incelenmesi için ara karar kurulduğu,ara kararda 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinin ihtar edildiği ancak davalı tarafın inceleme günü ticari defterlerini sunmadığı görülmekle davacı tarafın ticari defterlerinin usulune uygun olduğu ve bu yönüyle davacı lehinbe delil teşkil edeceği,davalı tarafın —– sunmaması nedeniyle ticari defterlerini sunan davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği görülmekle asıl alacak miktarı olan 12.776,05 TL miktarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.6098 sayılı TBK’nın 117.maddesine uygun temerrüt ihtarı bulunmadığından takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl alacak faturalara bağlı olduğundan belirlenebilir ve likit olmakla kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda beliritlen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ——- Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 12.776,05 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline, 12.776,05 TL asıl alacağı takip tarihinden itibaren avans faizi işletilerek takibin devamına, işlemiş faize yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Asıl alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen asıl alacak miktarı olan 12.776,05 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 12.776,05 TL lik kısım yönünden alınması gereken—— harçtan peşin alınan 156,70 TL harcın mahsubu ile bakiye—-harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 156,70 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan —– alınması gereken — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 91,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.091,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.074,01 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8- Kabul red oranına göre belirlenen 1.299,44 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen —- ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.