Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/630 E. 2022/739 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/630
KARAR NO : 2022/739

DAVA :Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı ——-arasında ————- kredi sözleşmesi imzalandığı, şirket yetkilisi ve—————borçlu ve müteselsil-kefil olarak sözleşmeyi imzaladığı, borçluların sözleşme hükümlerine uymayarak tümü muaccel hale gelen borçlarını müvekkili —-gönderilen —— rağmen ödemeyerek ihlal ettikleri, borçlulara ——————- keşide edildiği ve borçlarını ödemelerinin bildirildiği, borçlarının tamamını ödemedikleri, ihtarname ekindeki tebliğ şerhleri uyarınca ilgililerin kredi sözleşmesindeki ve —– adresine ihtarname gönderildiğinin ve tebliğ edildiği, —– toplam alacağın tahsilini teminen ——sayılı dosyasından ilamsız takibe geçildiği, borçluya ödeme emriyle birlikte dayanak belge suretlerinin gönderildiği, borçlunun tüm borca ve ferilerine itiraz ettiğini; ———– uyarınca davalı borçlu ile anlaşılamadığı, anlaşma olmaması nedeniyle itirazın iptali davası açılmak zorunda kalındığı, borçlunun itirazlarının hiçbir haklı ve hukuki dayanağı olmadığı, itirazları kabul etmedikleri, davalı ile müvekkili banka arasında imzalanan ——-Sözleşmesi’nin Muacceliyet ve Temerrüt Halleri ile Uygulanacak Gecikme Faizi Oranı başlıklı 10.5 maddesinde; “.————- borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan ———- uygulanan en yüksek cari fazi oranının 2 katı oranında gecikme faizi ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder…” hükmü yer aldığı,———– uyarınca —– kaynaklanan alacaklarına uygulanan temerrüt faizi oranı takip tarihinde yıllık %54 (%27×2) olarak belirlendiği, davalıların faize yönelik itirazlarının bir geçerliliği bulunmadığını; ——- sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine takip tarihi itibariyle ——- kadar itirazlarının iptali ile takibin devamını, davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya herhangi bir cevap vermediği, davayı inkar ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanmış olan —– kaynaklı başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davacı yanca davalı aleyhinde———— tarihinde icra takibine girişilmiş, davalının —– itiraz dilekçesi ile duran takibin devamını sağlamak amacı ile eldeki iş bu dava———- açılmıştır.
Yapılan incelemede davacı —– borçlusu dava dışı şirket arasında ———- ——– imzalandığı, davalının iş bu sözleşmelerde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeleri imzaladığı görülmüştür. Davalının davalı şirket ortağı ve yetkilisi olduğu, dolayısı ile eş rızasına gerek olmadığı, kefaletin diğer şekli koşullarının da yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı kefile gönderilen ihtarnamenin——- tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname ile verilen sürenin hitamında kefil olan davalının—-temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Yargıta——–.——— uygulamasında—– müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.O hâlde, davacı —üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir.” şeklindeki ilamı ile temerrüt faizinin belirlenmesindeki izlenmesi gereken yolu belirtmiştir.Davacı banka tarafından davaya konu taksitli krediye %18,83 oranında akdi faiz uygulandığı,—— hükmünü düzenleyen 10.5. Maddesi gereği istenebilecek temerrüt faizi oranının krediye uygulanan akdi faiz oranının 2 katı fazlası ile %37,66 olduğu anlaşılmıştır. Davacı bankanın ise takipte %54 oranında temerrüt faizi talep ettiği, talebin tespiti aşan kısmının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
—— dava konusu—— dayalı kredi borcunun hesaplanmasında, ———– kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması..”— “… hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi——– temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun — isteyebileceği —————- asıl alacağın ne şekilde hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.Mahkememizce dosya uzman bankacı bilirkişiye tevdii edilmiş denetime uygun bulunan rapor doğrultusunda davacı bankanın davalıdan —olduğu sonucuna varılmıştır. Bilirkişi raporu yukarıda atıf yapılan — kararlarına uygun ve hesap yöntemi itibarı ile denetime uygun olduğundan rapora itibar edilmiştir. Davalı itirazında haksız olduğundan ve asıl alacak likit olduğundan davalı icra inkar tazminatına mahkum edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıda yapılan açıklamalar, denetime uygun bulunan bilirkişi raporu birlikte değerlendirilmiş davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile Davanın kısmen kabulü ile;
A-Davalının —– dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile; Takibin———————– devamına,
B-Likit asıl alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile asıl alacak üzerinden hesaplanan —— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
C-Asıl alacağa takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %37,66 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi işletilmesine,
D-Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 60.962,10 TL nispi harçtan peşin alınan 11.342,57 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan — harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, —- nispi harç olmak üzere toplam 11.401,87 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 321,75 TL posta ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.821,75 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.711,36 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ——- nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
8————- arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.241,01 TL sinin davalıdan, 78,99 TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.