Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/624 E. 2022/32 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/624 Esas
KARAR NO : 2022/32

DAVA : Sebepsiz zenginleşme
DAVA TARİHİ : 03/02/2021
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkiline ait —- plaka sayılı aracın—- ile çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, işbu kazada hasarlanan — plakalı araç ve — plakalı aracın müvekkiline ait — plakalı aracın — poliçesini tanzim eden davalıdan hasara uğramış olduğunu, aracın kasko poliçesi tanzim eden davalıya müracaat edip zararlarını karşıladıklarını, davalı şirketin müvekkiline iki adet yazı göndererek belirtilen 2.182,00 TL bedelin ve 4.110,00 TL bedelleri ödemesini aksi haldi dava açılacağını belirttiğini ve müvekkilinin de icra tehdidi altında ödeme yaptığını, sigortacının sigortalıya rücu hakkının mevcut olmadığını, bu nedenle davalı sigortanın söz konusu bedeli ödememekte direnmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle trafik kazası sonucu müvekkiline ait araca davalı tarafından düzenlenen —- çerçevesinde yine davalı tarafından ödenen bedel hakkında yapılan haksız rücu hasarının ret tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle istirdatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yerleşim yeri itibarıyla davanın yetkisiz yerde açıldığını, işbu istirdat davasının şartlarının oluşmadığını, dava konusu ödemeye dayanak kazada müvekkili — davacıya ait —- sürücüsü olay yerini herhangi zaruri hal bulmadığı halde terk ettiğini, kırmızı ışıkta durmayarak kazaya ağır kusuruyla münhasıran sebep olduğunu, davacı tarafından herhangi bir cebri icra tehdidi altında olmadan kendi rızası ile ödeme yapıldığını, ödeme yapılırken borcu kabul etmediğine dair herhangi bir ihtirazı kayıt da ileri sürülmediğini, bu nedenlerle öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini, esasa girilmesi halinde istirdat şartları oluşmadığından haksız ve mesnetsiz davasının reddini, ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödeme yapan davacının istirdat hakkı bulunmadığından usule ve yasaya aykırı davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,sebepsiz zenginleşmeye dayalı iade davasıdır.
Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesi ile davanın istirdat davası olduğunu belirtmiş ise de maddi vakıaları açıklamak tarafların ,maddi vakıalara uygulanacak hukuki mesnedin belirlenmesi ise 6100 sayılı HMK’nın 33.maddesi uyarınca hakimin görevidir.Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı sigortanın akdi ilişki içerisinde bulunan müvekkili sigortacıya ödediği bedelin tazmini için başvurduğunu ve müvekkilinin sigortanın rücu talebine olumlu yanıt vererek ödeme yaptığını ancak müvekkilinin yapmış olduğu bu ödemenin — ihlali ve olay yerini terk nedeniyle ) haksız yere müvekkilinden tahsil edildiğini belirterek bedelin iadesini talep etmiştir.Öncelikle istirdat davasının şartlarını irdelemek gerekmektedir.Buna göre :
1)Geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması
2)Borcun cebri icra tehdidi altında ödenmiş olması
3)Borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir parayı ödemiş olması
4)Maddi hukuk açısından paranın istenebilir olması
5)Davanın İİK 72/7. Maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmasıdır.
İstirdat davası İİK 72.maddesinde düzenlenmiş olup TBK’da düzenlenen sebepsiz zenginleşme davasından farklılık arz etmektedir.Sebepsiz zenginleşme kaynaklı açılacak davada ödemenin hataen yapıldığının ispatlanması gerekmekte olup istirdat davasında bu şart bulunmamaktadır .Çünkü istirdat davasına konu bedel cebri icra tehdidi altında ödenmesi gerekmektedir.Davacının yapmış olduğu ödemenin herhangi bir takip başlamadan yapıldığı görülmekle eldeki dava istirdat davası olarak nitelendirilemez.Dolayısıyla hakimin Türk hukukunu resen uygulayacağını düzenleyen HK’nın 33.maddesi uyarınca dava sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı iade davasıdır.
6098 sayılı TBK’nın 78.maddesi ” Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.” şeklindedir.Kanunda belirtildiği şekliyle ödeme yapanın hataya düşmesi gerekmekte olup eldeki dosyada herhangi bir yanılma yahut hata durumu söz konusu değildir.
TBK 78 hükmündeki saik yanılması ,TBK 32 hükmündeki saikte yanılmadan bir bakıma daha dar bir bakıma daha geniş bir anlam taşır:Borç olmayan şeyin ifasındaki yanılma ,genel yanılma hükümlerinden farklı olarak ,sadece tasarruf işlemini etkileyen bir yanılmadır.Ayrıca bu saik yanılması ,ifası amaçlanan borç ilişkisini geçerli sanmakla sınırlıdır.Temel borç ilişkisini geçerli sanmak dışındaki saik yanılmaları,TBK 78 hükmü ile ilgisizdir.Bir dış olgunun veya karşı tarafın davranışının yanlış değerlendirilmesi şeklindeki yanılomalar böyledir.Bu duruma örnek olarak ifada bulunanın ,daha önce yaptığı ödeme üzerine aldığı makbuzu kaybederek ikinci defa ödeme yaptıktan sonra makbuzu bulması üzerine —- talep etmesi gösterilebilir.Eldeki davaya konu ödemede TBK 78 uyarınca hata bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 106,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 25,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte—– davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6—– davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı