Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/621 E. 2022/241 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/621 Esas
KARAR NO : 2022/241

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın —– sözleşme ile davalıya———— davalı/borçlunun kendisine tebliğ edilen faturalara itiraz etmediğini, başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığını, borçlu tacirin —— kapattığını, malları kaçırma tehlikesinin mevcut olduğunu, takip miktarı —— için dava sonuna kadar ihtiyati haciz talep ettiklerini belirterek ihtiyati haciz taleplerinin teminat ile kabulünü, borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtilen tüm alacak kalemleri ve faturaların hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, davacı yanca tek taraflı olarak düzenlenen faturaların kötü niyetli ve haksız olduğunu, sözde alacağa yönelik faturaların tek başına dayanak olması alacağın ispatına yeterli olmadığını belirterek haksız ve kötü niyetli olarak ikame edilen davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 23/02/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle, Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde bilirkişiye verilen taraflara ait defter ve belgelerin inceleme görevi ile sınırlı olmak üzere, yukarıda anlatılan görüş ve gerekçelerle, nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; Davacı —– ile davalı —- defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahipleri lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davacı —– kayıtlarına göre; davacı ——davalı ..——- takip tarihi —–dava tarihi——— olduğu görülmüştür. Ancak ——fatura iptal kaydında—– gerekirken bakiyeye hatalı olarak eklendiği tespit edildiğinden———–alacaklı olduğu; Davalı — kayıtlarına göre; davalı ..— davacı —- takip tarihi —- dava tarihi — itibari ile————– hesap toplamları olan—— bulunduğu; Davacı——- tarafından davalı .——- düzenlenmiş——–, davacı ve davalı ——– görülen faturalara davalı—— itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge —– bulunmadığı; Davacı ve davalının birbirlerine ——— mal ve/veya hizmet satım ve alımlarına——– ile beyan ettiği ve bu beyanların birbirini teyit ettiği; Davacı ve davalı kayıtları—— kayıtlar, davacı kayıtlarındaki kur farkı kaydı, ——- fatura iptal kaydı ile davalı ——- mutabakatı açıklamalı kayıttan kaynaklandığı görülmüştür, sonuç olarak— ödemeler dikkate alındığında davalı …’in davacı—- — Mahkemenizin davacı yan lehine hüküm vermesi halinde,———- oranları alınarak takip tarihinden ödeme tarihine kadar olan süre için davacı şirket tarafından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre hesaplanacak faizi talep edebileceği; sonuç ve kanaatine varmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisinden kaynaklı başlatılan takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak— alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, — borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının— —- alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde oluşturulan bilirkişi raporunda; “davacı—- davalı …— düzenlenmiş—, davacı ve davalı kayıtlarında yer aldığı görülen faturalara davalı—– itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı… davacı ve davalının birbirlerine yaptıkları ——- mal ve/veya hizmet satım ve alımlarına ait faturaları—- ettiği ve bu beyanların birbirini teyit ettiği… faturalar ve ödemeler dikate alındığında davalı —- şeklinde tespitlere yer verildiği görülmüştür.
Her ne kadar takip cari hesap alacağı adı altında başlatılsa da taraflar arasındaki ilişki açık hesap ilişkisidir
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip—alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaba değil açık hesap ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmış ve mahkememizce bu yönde yargılama sevk ve idare edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile—- ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz —- sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura ——– olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı konusunda bir ihtilaf bulunmadığından faturaların, taraflar arasındaki varlığı sabit bir akdi ilişki çerçevesinde verildiği kabul edilmiştir.
Davalı tarafından faturaların gerçeği yansıtmadığı yönünde yapılan itiraz açısından incelenmesi gereken husus fatura içeriğinin doğruluğu ve ticari defterlerin delil niteliğidir. Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. –sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş —-defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın —- ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde —, içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir. Nitekim eldeki davaya konu uyuşmazlığa ilişkin incelenen —göz önüne alındığında her iki tarafın—-ile uyumlu olduğu ve defter kayıtlarının davacı iddialarını tevsik edici nitelikte bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafın faturaları kayıtları altına alması nedeniyle faturaların gerçeği yansıtmadığı yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Hükme esas alınabilecek yeterli teknik nitelikte olduğu değerlendirilen bilirkişi raporu hükme esas alınarak faturaya dayalı alacağın davacı tarafça kısmen ispatlandığı, tarafların incelenen ticari defterlerinden davalının bir kısım ödemede bulunduğunun tespit edilebildiği anlaşılmış bilirkişi tarafından — faturaya bağlı olması nedeniyle belirli likid olduğu kanaatine varılmış kabul edilen asıl alacak miktarı olan –tarihi olan — oranı olan — sonucu oluşan —üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (41.529,77 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmiştir (—Tarihli kararı). Tarafların tacir olduğu ve alacağın — alacağı olduğu görülmekle —-üzerinden iptali ile kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin devamına karar verilmiştir. Vekalet ücreti ile harç hesaplaması —doğrultusunda dava tarihindeki —- esas alınarak yapılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1—-sayılı takip dosyasına yapılan itirazın– iptali ile kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan ——- 01/04/2021 —- satış oranı olan 8.1977 TL ile çarpılması sonucu oluşan 207.648,88 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (41.529,77 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 14.184,49 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 2.952,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.231,51‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 2.952,98 TL peşin harç toplamı 3.012,28‬ TL ile 1.089,10 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 4.101,38‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,87 ve red 0,13 oranına göre hesaplanan 3.568,20 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6—- kabul oranına 1.148,40 TL’sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7—-red oranına 171,6‬0 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 22.985,42 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan —ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.