Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/620 E. 2022/240 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/620 Esas
KARAR NO: 2022/240
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/10/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı—- vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı sigortalı ——müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, sigortalının müvekkili şirkete yapmış olduğu ihbar neticesinde —– tarihinde davalı —- davalı —- sevk ve idaresindeki — plakalı —- müvekkili şirket nezdinde sigortalı dava dışı — sevk ve idaresindeki —- plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen —— hasar bedeli müvekkili şirket tarafından dava dışı sigortalıya ödendiğini, huzurdaki davanın davalısı ——-sayılı dosyası ile takip başlatılmış olup borçluların söz konusu dosyalara yapmış olduğu haksız itiraz ile takibin durdurulduğunu, davalıların takip konusu miktardan sorumlu olduğu, yapılacak yargılama ile de ortaya çıkacağını, belirtilen nedenle davalının haksız itirazın iptali ve takibin devamı amacıyla bu davanın açılması zarureti hâsıl olduğunu beyan ile, her türlü fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile, davalıların —-dosyasına ve ——- dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptaline ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takibin devamını, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalılar aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davalılara tahmiline karar verilmesini Sayın Mahkemeden arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dosyaya sunmuş olduğu—- tarihli dava dışı — tarihli dava dışı —- ifadeleri incelendiğinde; müvekkilinin ve çalışanı —- kazada kusuru olmadığının ortada olduğunu,—- bir kusuru olmadığını, trafikte seyir halinde olan başka bir aracın kapısının birden açılması suretiyle motordan düştüğü ve yaralandığı, sonrasında da derhal ambulansla hastaneye kaldırıldığı anlaşıldığını, zarardan dolayı asıl sorumlu tutulması gereken —-yaralanmasına sebebiyet veren aracın sürücüsü olduğunu, davacının hasar dosyası incelemesinde basiretli bir tacir gibi davranarak kazaya asıl sebebiyet veren kişiyi ve araç sahibini araştırmadığı ve onun sorumluluğuna gitmediğini, dava dışı —- park edilmemesi gereken yere aracını park ettiği, aracın park edildiği —- önünde yaya geçidi olduğu ve araç geçişini ciddi derecede kısıtladığı anlaşıldığını, hal böyle iken —– park edilmemesi gereken yere araç park etmekte kusurlu olduğu ve kusuru nedeniyle de öncelikle bilirkişi marifetiyle kusur araştırması yapılması gerekirken zararın tamamının davacı tarafından talep edilmesi de yerinde olmadığını, müvekkilinin çalışanı —– aracına kendi kusurlu davranışı ile çarpmadığını, başka bir aracın kapısının kendisine çarpması dolayısıyla dava konusu araç hasarı oluştuğunu beyan ile, haksız ve kötü niyetli olarak açılan itirazın iptali davasının reddini ve tarafları lehine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
CEVAP: Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının bir sigorta şirketi olması sebebi ile kusur durumunun somut bir şekilde tespiti yapılmadan rücu ödemelerinin yapılmadığını bilebilecek bir durumda olduğunu, meydana gelen kaza da sigortalı araç sürücüsü trafikte seyir halinde iken, önünde bulunan plakasını bilmediği bir aracın sağ tarafında seyrine devam ederken, plakası bilinmeyen aracın sağ ön kapısını açması ile birlikte direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile yine trafik akışını engelleyecek şekilde park halinde duran davacı tarafın sigortalısı bulunan aracın çamurluk kısmına vurduğunu, bu durumda plakası bilinmeyen aracında trafik akışına engel olacak şekilde park halinde duran aracında kusuru bulunduğunu, bunun aksini ispat edecek bir delilde bulunmadığını, ne olay yeri fotoğrafı ne trafik ekiplerince düzenlenmiş bir kaza tespit tutanağı ne de tarafların kendi araların düzenlenmiş oldukları bir kaza tespit tutanağı bulunmadığını, kusur durumuna ilişkin somut veri sunması gerektiğini, davanın reddi gerektiğini, yedek parça ve işçilik bedellerine iskonto uygulanması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun kaza tarihini itibari ile benzer hasarlardaki onarım uygulamasına göre, eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki parça bedelleri ile sınırlı olduğunu, tüm bu sebeplerle müvekkili şirketin hasarı yönetim ve iskontolu yedek parça tedarik hakkı bulunduğundan—- tarafından yapılacak hesaplamalarda Eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal ve muadil parçalar da göz önüne alınarak, yedek parça ve işçilik ücretlerinde iskonto uygulanması gerektiğini beyan ile, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin dava aleyhi sonuçlansa dahi dava açılmasına sebebiyet vermemiş olmaları nedeniyle karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —-tarihli bilirkişi raporu özetle, Mevcut dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmesi sonucu; —- tarihinde meydana gelen ve hasar ile neticelenen olayda;
KUSUR YÖNÜNDEN; Davalı tarafın maliki olduğu motosiklet sürücüsü — %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Dava konusu —-park halindeki aracın olayda etkenliğinin-kusurunun bulunmadığı, Davalı tarafa sigortalı —–seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde kendi beyanında da belirttiği üzere; önünde seyir halinde olan plakası bilinmeyen——geçerken sağ ön kapısının aniden açıldığını ve bu kapıya çarptığını belirtmiş ise de; yolun çizgi ile bölünmüş iki yönlü yol konumunda olduğu, ——fiziki özelliklerini-boyutunu kullanarak önündeki—— sağındaki boşluktan geçtiği sırada kapının açıldığı ve—— bu kapıya çarparak direksiyon hakimiyetini kaybedip park halindeki dava konusu araca çarptığı dikkate alındığında, plakası bilinmeyen aracın sağ ön kapısının açılması hususunun hasar ile neticelenen bu olayın oluşumunda etken olmadığı,—- tarihinde meydana gelen kaza sonucu, olaya ait dosya kapsamındaki hasar onarım fotoğrafları, onarım faturası-beyanlar dikkate alındığında,—— araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olduğu, hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, HASAR YÖNÜNDEN; —- tarihinde meydana gelen kaza sonucu, olaya ait dosya kapsamındaki hasar onarım fotoğrafları, onarım faturası-beyanlar dikkate alındığında, — plakalı araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olduğu, hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, Söz konusu aracın toplam hasar tutarının — olabileceği, sürücünün kusuruna isabet eden tutarın; —-olabileceği, Davacı tarafından—- tarihli İlamsız takip başlatılmış olduğu, Davacı —- tarafından aracın onarımı ile ilgili sigortalısı adına olan —-ödeme dekont fotokopisi bulunduğu, —-Yönünden; Davacı alacaklı —tarafından dosya borçlusi — tarihinde başlatılan —- dosyasından yapılan icra takibinde, dosya borçlu tarafından yapılan borca ve faize yapılan itirazın iptali ile — işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam —-üzerinden icra takibinin devamı gerektiği, Davacı alacaklı — tarafından dosya borçlusu — aleyhine olarak —– dosyasından yapılan icra takibinde, dosya borçlu tarafından yapılan borca ve faize yapılan itirazın iptali ile — asıl alacak —işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam —üzerinden icra takibinin devamı gerektiği, Davaya konu olayda davacı —- tarafından, aynı olayda müştereken ve müteselsil sorumlu bulunan davalılar aleyhine olarak: — aracın sigortacısı davalı —- dosyasından icra takibi başlatıldığı, — araç sürücüsü —- sayılı icra dosyasından takip başlatıldığı tespit edilmiştir. Buna göre, müştereken ve müteselsil borçlular bakımından farklı icra dosyalarından başlatılan icra takiplerine ilişkin olarak, ayrı ayrı itirazın iptaline dair karar verilmesi halinde, icra dosyalarından tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere hüküm kurularak sonuca gidilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava; TBK’nın 49.maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat (hasar bedeli) talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; — tarihinde meydana gelen trafik kazasında ———sürücüsü trafik kazasının oluşumunda %100 ASLİ KUSURLU olduğu, diğer araç sürücüsünün kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru olmadığının bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi ile dava konusu kaza nedeniyle —– hasar bedeli belirlenmiş olduğu, rucuan alacak davalarında ödemenin yapıldığı tarihten itibaren faize hak kazanıldığı, bu haliyle davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortacısına yapmış olduğu ödemeye istinaden davalı/borçluları ayrıca temerrüde düşürmeden faiz talep edebileceği, bilirkişi tarafından —–talebinin yerinde olduğu değerlendirmesi, hususları hep bir arada değerlendirilerek davalılar hakkında başlatılan farklı icra dosyalarındaki itiralarının yerinde olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davada kabul edilen miktarın —- altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. Zira —– karar sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” … karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında —–altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Tahsilde tekerrür olmamak şartıyla;
2-Davanın KABULÜNE; davalı — takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
3-Davanın KABULÜNE; davalı —– sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 106,72 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 47,42‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.562,29 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç toplamı 118,60 TL ile 2.079,00 TL ( bilirkişi ücreti, Kep reddiyatı, posta masrafı, elektronik posta masrafı, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 2.197,6‬ TL olan yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davalılar tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, dava değerinin miktarı bakımından kesin olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/04/2022