Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/618 E. 2023/42 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/618 Esas
KARAR NO : 2023/42

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —- tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı ——- firmanın —–olmak üzere —-sözleşmesi imzalandığını, imzalanan bayilik sözleşmesi süresince müvekkili pandemi koşullarında dahi sözleşme şartlarına riayet ederek sözleşmenin kendisine yüklediği edimleri yerine getirdiğini, —- tarihinde davalı tarafından kendisine davalı —- tarafından tebliğ edilen yazılı bildirimle sözleşmenin —- tarafından feshedildiği müvekkiline bildirildiğini, Sözleşmenin feshine ilişkin davalılar tarafından gösterilen nedenlerin kabulü mümkün olmayıp gerçeğe aykırı olduğunu, yapılan —- görüşmelerinden sonuç alınamadığından davalarının kabulünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; Davacının ve müvekkili davalının yerleşim yeri ve sözleşmenin akdedildiği yer ——–olmasına rağmen, dava yetkisiz ——–Mahkemelerinde açıldığını, yetki itirazında bulunduklarını, ——tarihinde —–akdetmiş ve —–devam ettiğini, davacı taraf ile davalı müvekkili arasında 05/09/2020 tarihinde ——-göstermek üzere —– —- oluşturulması yetkisi ile alt bayilik sözleşmesi akdedildiğini, diğer davalı —– müvekkile gönderilen dosyada mübrez —- tarihli yazı ile; davacı ile yapılan —- hakkında —-durdurulmasını ve sayılan sebeplerle sözleşmenin haklı sebepler nedeni ile feshini talep etmiş, bunun üzerine müvekkili tarafından—- tarafından verilen talimat doğrultusunda sözleşme feshedildiğini, Müvekkili üretici firmadan almış olduğu yetkiye istinaden davacı ile —- faaliyet göstermek ——akdetmiş, sonrasında——- talimatı ile sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, sorumluluk müvekkiline ait olmadığından, işbu davada husumetin müvekkili davalıya yöneltilmesi haksız olduğundan husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, tarafların sözleşmeyi iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak kurdukları tüm tarafların kabulünde olduğunu, davacı tarafça işbu davada iddia edilen sebepler ile sözleşmenin feshi dolayısıyla tazminat talebinde bulunulmasının haksız olduğunu, — sözleşmelerinde —– amaçlarından birisi üretici firmaca temin edilen malların sürümünün arttırılması olduğunu, —— özverili ve gayretli bir çalışma ile sürümü arttırma yükümlülüğü altında olduğunu, davacı ve davalı———arasında akdedilen —- sözleşmesinden, üretici şirketin beklediği menfaat sağlanamadığını, davacının —— sözleşmesini —- tarihli fesih yazısında belirtilen nedenler ile ihlal ettiğini, sözleşmenin kendisine yüklediği edimleri yerine getirmediğini, sözleşmenin devamı iradesinin sürdürülmesi üretici firmadan beklenmez hale geldiğini ve sözleşme haklı nedenlerle feshedildiğinden haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
CEVAP: Davalı — dilekçesinde özetle; iş bu davanın belirlenebilir bir dava olduğundan davacı tarafından belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davacı —– sözleşmesinin imzalandıktan sonra davacı tarafından sadece 05/09/2020 tarihinde —- —- mal alındığını, başkaca bir mal alımı yapılmadığını, davacının çalıştığı —–büyük ilçelerinden biri olduğunu ve diğer ilçelere yapılan satışların yükselirken davacı yanın satışlarının düşük olması davacının işini layıkıyla yapmadığının bir göstergesi olduğunu, davacının iddia ettiği gibi pandemi sürecinde iştigal olduğumuz iş alanında düşüş olmasının aksine yükseliş olmuştur, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını beyanla haksız davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki —- sözleşmesinin haksız olarak feshedilmesinden doğan zararın giderilmesi istemli tazminat davasıdır.
Davacı ile davalılar arasında— imzalanmış olduğu, davacının davalı şirketin —— üstlendiği dosyada mevcut sözleşmeyle sabittir.
Davalı —– sözleşme fesih yazısının diğer davalı —- tarafından —— davacı tarafa bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı, sözleşmenin haksız yere feshedildiğinden bahisle uğramış olduğu kar kaybı kaynaklı zararların giderilmesini talep etmiş, davalılar ise feshin haklı olduğu ve bu nedenle kendilerinden kaynaklı bir zarar olmadığı savunmasını yapmışlardır.
Mahkememizce yukarıda açıklanan taraflar arasındaki ilişki çerçevesinde öncelikle araştırılması gereken hususun, davalı tarafından yapılan sözleşmelerin feshi işleminin haklı yere olup olmadığı konusu olduğu anlaşılmıştır.
Fesih hakkının hakkın kötüye kullanılmasını teşkil etmeyecek şekilde kullanılması gerekir. Yani dürüstlük kurallarına uygun olarak kullanılmalıdır. Dürüstlük kuralına aykırı davranarak fesih hakkının açıkça kötüye kullanılması hukuken korunamaz. TMK 2/1.maddesine göre, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Fesih hakkı, başka bir kimseye zarar vermek, zora sokmak veya yasa dışı bir yarar sağlamak için kullanıldığı taktirde bu hakkın kötüye kullanılması söz konusu olmaktadır.
Davalılar fesih iradesini kullanırken sebep olarak, davacının satış ve alım yapmadığını, sözleşme sonrası sadece 3.115, TL mal alımı yaptığını bir daha da alım yapmadığını, taahhütlerine uymadığını, pandemi döneminde iddia edilenin aksine satışların üst seviyeye çıktığını bu sebeple sözleşmenin feshi yoluna gittiklerini beyan etmişlerdir.
Bu kapsamda tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması amacıyla öncelikle davacı yönünden yazılan talimatın davacı tarafın ticari defter ve belgeleri sunmadığından bila ikmal iade edildiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini ispat yükü davacıda olup HMK 219-222 maddeleri uyarınca yapılan ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini sunmadığı, taraflar arasında ki sözleşmenin 14.1 maddesine göre davalı tarafça tek taraflı olarak sözleşmenin feshedilebileceği hükmünün yer aldığı bu haliyle davacı tarafça sözleşmenin haksız fesh olunduğunun, fesih hakkının kötüye kullanıldığının kanıtlanamadığı bu durumda ispat yükü kendisinde olmayan davalı ticari defterleri incelemenin feshin haksız yapılıp yapılmadığına ilişkin bir konu olmayıp, feshin sonucuna ilişkin olacağı, feshin haksızlığı ispat edilmeden, davalı ticari defterlerinin incelenmesinin yerinde olmayacağı kabulüyle dava konusu uyuşmazlıkta sözleşmenin feshinin haksız olmadığı, ayrıca fesih hakkı da kötüye kullanıldığı kanıtlanamadığından, davacının zararı kapsamında maddi tazminat talebine yönelik davasının reddine dair aşağıda ki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 170,78 TL harcın düşümü ile geri kalan 9,12‬ TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6——— ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.