Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/616 E. 2021/715 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/616 Esas
KARAR NO: 2021/715
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 04/02/2013
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarında özetle; müvekkil şirketin,———- olduğunu, müvekkil şirketin icra takibinde yer alan borçlular —— arasında —- satımından kaynaklanan ticari ilişki neticesinde borçlu şirketin müvekkil şirket nezdinde doğmuş olan borcunun bugüne kadar ödenmediğini, icra takip konusu borcun ödenmesi için borçlulara ihtarname çıkartılarak akabinde borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibine geçildiğini, borçlular tarafından yapılan icra takibine borçlular tarafından itiraz edildiğini beyanla davanın kabulünü etmiştir.
Davalılar vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; borcun dayanıldığı —- düzenlendiği anda garanti edilen edimin sınırlarının açıkça belirlenmemesi sebebiyle müvekkillerinin sorumluluğunun olmadığını, asıl borçlu —- itiraz etmemişse de borcun olduğu anlamına gelmediğini, yine kefalet limitini aşan kısmından kefilin sorumlu tutulamayacağını, borcun varlığı kabul edilse bile faiz miktarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
—- kararında “Tüm dosya kapsamından; davacı şirket ile davalı şirketin tacir olduğu, diğer davalıların ise borç ilişkisine kefalet ve garanti taahhütnamesi ile katıldıkları, davanın, davacı şirket ile davalı şirketler arasındaki seramik mamulleri alım satım ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın hükümden düşürülmesi için itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmeleriyle ilgili ve aralarında yaptıkları ticari işe ilişkin olduğundan bu yönüyle nisbi ticari dava olduğu değerlendirilmekle, yukarıda değinilen kanuni düzenleme uyarınca her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlığın ticari dava olarak asliye ticaret mahkemesinde görülüp çözülmesi gerektiği —– görevin dava şartı olması, yargılamanın her aşamasında resen mahkeme tarafından göz önünde bulundurulması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, görevsizlik nedeniyle 6100 sayılı H.M.K.nın 114/1-c. ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile görevsizlik kararı vermiştir.
Huzurdaki dava — tarihinde açılmış olup davanın—- yukarıdaki gerekçe ile ilgili mahkemece görevsizlik kararı verilmiştir.
—- ilamında —– Ticaret Mahkemesince ise davacı tarafından açılan asıl davanın 6762 sayılı TTK’nın yürürlükte olduğu —- tarihinde açıldığı, 6102 sayılı TTK nın —— tarihinde yürürlüğe girdiği, bu tarihten önce asliye hukuk mahkemesiyle asliye ticaret mahkemesi arasında iş bölümü ilişkisi bulunduğundan davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesinin davaya bakmakla görevli bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK hükümlerine göre, müstakil ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki —-işbölümüne ilişkindir. İşbölümü itirazı yalnız ilk itiraz olarak ileri sürülebilir. —– İlk itiraz olarak ileri sürülmeyen işbölümü itirazının mahkemece kabul edilmemesi gerekir. İşbölümü itirazının uygun bulunması halinde mahkemece dava dosyasının ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilir. Gönderme kararı nihai bir karardır. Mahkeme bu karar ile davadan elini çeker. Gönderme kararı ile dava sona ermeyeceğinden temyizi kabil kararlardan değildir. Gönderme kararı usûlüne uygun şekilde verilmesi halinde—– gönderilen mahkemeyi bağlar ve gönderilen mahkeme bu davaya bakmak zorundadır. Ancak, gönderilen mahkemenin davaya bakma zorunluluğu iş bölümü itirazının ilk mahkemede süresinde yapılması hali ile sınırlıdır.
TTK’nın 5/1. maddesinde, “Aksine hüküm olmadıkça dava olunan şeyin değerine göre Asliye Hukuk veya Sulh Hukuk Mahkemesinin ticari davalara dahi bakmakla vazifeli olduğu, 5/3 maddesinde, “Bir davanın ticari veya hukukî mahiyeti itibariyle iş sahasına girip girmediğinin yalnızca iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabileceği,” 5/son maddesinde ise, “vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tâbi oldukları müddetlere dair usûl hükümleri iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur” hükümlerine yer verilmiştir.
Yine TTK’nın 5. maddesinde, ikinci fıkrada yazılı hallerde, münhasıran iki tarafın arzularına tâbi olmayan işler hariç olmak üzere, bir davanın ticari veya hukuki mahiyet itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olabileceği hüküm altına alınmıştır. Münhasıran iki tarafın arzusuna tâbi olmayan işlerle ilgili davalara mutlaka kanunda gösterilen mahkemelerde bakılır ve bu davalara ilişkin işbölümü itirazı ilk itiraz değildir. Bu davalar, tarafların sulh olamayacakları ve üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalardır. İflas davaları ticaret mahkemesi bakımından münhasıran iki tarafın arzusuna tâbi olmayan davalardandır. Bu davalara ilişkin işbölümü itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi şart değildir. Taraflar yargılama bitinceye kadar işbölümü itirazında bulunabilirler. Mahkeme de davanın her aşamasında kendiliğinden ve dava dosyasının işbölümüne sahip mahkemeye gönderilmesine karar verir. —–Buna göre mahkemece sadece münhasıran iki tarafın arzularına tâbi olmayan işlerde yani tarafların sulh olamayacakları ve üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalarda işbölümü itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi şart değildir. Bu davalar dışındaki ikinci fıkrada yazılı hallerde bir davanın ticari veya hukukî mahiyet itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz olarak ileri sürülebilir.
Her ne kadar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile birlikte asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüşmüş ise de; Aynı Kanunun 9/1 maddesine göre “Bu Kanunun göreve ilişkin hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda uygulanmaz. Bu davalar, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine tâbidir.”Somut olayda; davacılar vekili,— davalının, —- bulunmayan — ettiğini, yakınlarını haksız olarak üye kaydedip cüz’i ödemeyle konut edindirdiğini, dava dışı — anılan kişiye vermediğini,—- ihraç edilen — ait dairenin satışından elde edilen — geçirmediğini, görevini ifa ederken titiz ve basiretli davranmadığını ileri sürerek, davacının sebep olduğu zararların tespitine, — havale tarihinden, yol açtığı diğer zararlara karşılık şimdilik —- tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle,— dava açılmıştır. Dava hakkında —–görevsizlik kararı verilmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan —— göre, asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişki görev değil, iş bölümü ilişkisidir. —- davaya —– sıfatıyla bakılmadığı gibi, işbölümü itirazında bulunulmadan kendiliğinden görevsizlik kararı da veremeyeceğinden, davanın ilk açıldığı—-görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” belirtmiştir.
———– döneminde açılan davada Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasında görev değil işbölümü ayrımı olduğu, taraflarca ileri sürülen herhangi bir işbölümü itirazının dosyada bulunmadığı, davanın esası hakkında verilen red kararının—- tarafından temyizen dosyanın incelenmesi sonucunda verilen bozma yönünde kararında görev konusunda herhangi bir karar vermeyerek ticaret mahkemesince dosyanın yeniden incelenmek ve deliller toplandıktan sonra karar verilmek üzere— gönderdiği;——- ilamı incelendiğinde göreve ilişkin herhangi bir bozmanın olmadığı dikkate alınarak mahkememizin görevli olduğu” na karar vererek yargılamaya ——- tarihine kadar devam edildiği ve sonra görevsizlik kararı verilmesinin usul ve kanuna uygun olmadığı, yeni TTK yürürlükte olmadığı bir dönemde açılan ve görev hususu açıklandığı üzere kesinleşen dosyada görevli mahkemenin ——–olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Bilindiği gibi asliye mahkemeleri, asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri olarak ikiye ayrılır. Asliye ticaret mahkemeleri, asliye hukuk mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir.
Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar asliye hukuk mahkemesince çözümlenir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 4. maddesinde hangi davaların ticari dava olduğu sayılmıştır. Bundan başka, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir (TTK’nın 5/2).
Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki görev değil iş bölümü ilişkisidir. (TTK’nın 4 ve 5. maddeleri) Asliye ticaret mahkemesi kanunla belirtilmiş olan ticari davalara bakar. Asliye hukuk mahkemesi ise ticari davalar dışında kalan hukuk davalarına—–
Somut olayda; davacı vekili, davalı —— müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları takibi sırasında borcunu karşılayacak haczi kabil malının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırma amacıyla kendisine ait taşınmazları diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan devir işlemlerinin iptalini talep etmektedir. Eldeki dava, — tarihinde açılmıştır.— tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen geçici 9. madde “Bu Kanunun göreve ilişkin hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda uygulanmaz. Bu davalar, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine tâbidir” hükmünü içermektedir.Bu durumda davalının iş bölümü itirazının bulunulmadığı gözetilerek uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” belirtmiştir.
—— sayılı kararı ile davalı—- açılan davanın husumet yokluğundan reddine, ——— açılan davanın ise kısmen kabulüne ve —- dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine dair kararı—-”Mahkemece kurulan hüküm usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki;6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca —- tarihinden sonraki uyuşmazlıklar bakımından asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, işbölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Eldeki dava ise—– tarihinde açılmış olup bu tarih itibari ile asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü ilişkisi olup, ancak süresi içinde itiraz edilmesi halinde mahkemece dikkate alınacak bir husustur.” belirtmiştir.
Yapılan incelemede davanın yukarıda da belirtildiği gibi —- tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.Cevap dilekçesi incelenmiş süresi içinde bir iş bölümü ilk itirazında bulunulmadığı anlaşılmıştır. Davanın açıldığı tarihte —– müstakil Ticaret mahkemeleri de faaliyette olup davalı yanca süresi içinde iş bölümü ilk itirazında bulunulmamıştır. O tarihte Asliye Hukuk mahkemeleri ile Ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi değil iş bölümü ilişkisidir. Nitekim ilgili mahkemece de uzun yıllar görevsizlik kararı verilmemiştir. Mahkemece süresi içerisinde ileri sürülmüş iş bölümü ilk itirazı olmadığı halde verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya ve ilmi içtihatlara aykırı olduğu kanaatine varılmış, mahkememizin karşı görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın mahkememizin görevsiz olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, Görevli mahkemenin —- Mahkemesi olduğuna,
2-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının da istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde, daha önce —– Mahkemesince de görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığı ortaya çıkacağından dava dosyasının merci tayini için —– Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin HMK m.331/2 fıkrası uyarınca görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda iş bu gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —-Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/10/2021