Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/613 E. 2021/707 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/613
KARAR NO : 2021/707

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 29/09/2021
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde,—— ortasında şirketteki hisselerini devir ettiğini, şirket kuruluşunda ——-, şirketteki paylarını devir etmesi ile müdürlüğün de sona ereceğini düşündüğünü bu nedenle karar defterinde buna dair bir karar almadığını, bu şirketle ilgili —- tarafına borç çıkarılıp haciz uygulandığını, bu şirketin devirden sonra kötü amaçlarla kullanıldığını—- gösterdiğini, bu vergi ve borçların ilgili şahıs ve firmaca ödenmesi gerektiğini, borcu red ettiğini, müdürlük görevinin sonlanmasını ve ve tescilini talep etmiştir.
Davalı hasım ——– mahkemelerinde dava açılması gerekmekte olup davacının dava dilekçesinde davanın konusu olarak devredilen şirkette —- yetkisinin sonlanması, — olmadığının tespiti istemleri mevcut olup bu talebe ilişkin değerlendirme yapılacaktır.
Sıfat, dava konusu — (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı (husumet) dava konusu– hakka ilişkindir.
Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen (nitelendirilen) kişiler— o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez. Dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilmesi gerekmektedir.
Bir —-kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (davalı—- davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka — kişiye karşı açılırsa, davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere,— hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin — olduğu (yani bir davada, davacı ve davalı —– kimlere ait olduğu) tamamen maddî hukuka göre belirlenir. Bu sebeple, bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu ——- ilişkin bir maddi hukuk sorunudur.
Sıfatın usul hukuku bakımından önemi şudur: Bir davanın tarafları (veya taraflardan biri) o davada gerçekten (davacı veya davalı olarak) taraf sıfatına sahip değilse, — olmadığı) hakkında inceleme yapıp karar veremez. Mahkeme, davanın —- reddine karar verir. Bu karar, davanın —- olmadığına —- karar olmayıp, gene davanın esasına ilişkin bir karardır—- gösterilenlerden birinin —- tespit eden bir karardır).
Mahkemenin sıfat — yokluğunu kendiliğinden—-. Çünkü, sıfat yokluğu, —-, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın — olan bir itirazdır. — (davalı veya davacının bildirdikleri vakıalardan, yani dava dosyasından) bir itiraz sebebinin varlığını (sıfat yokluğunu) öğrenirse, bunu kendiliğinden (re’sen) gözetir. İşte bu sebeple, —-kendiliğinden gözetir.
—– kaynaklarından davacının ortak ——olduğu şirket araştırılmış—— bulunduğu, ——unvanının davacının dava dilekçesinde eklediği — —–olduğu gibi —– olduğu görülmüştür. Davacının bu şirkette —- kadar — kayıtlardan anlaşılmıştır. Şirketin hali hazırdaki —–. Davacının dava dilekçesinden anlaşıldığı kadarı ile davacı şirketteki hissesini devir ettiği tarih itibarı— olmadığının tespitini istemektedir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-d Madde ve fıkrasında tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartları arasında sayılmıştır. Dava şartları mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınmak zorundadır.
—– dava —– olmadığının tespitine ilişkin olarak açılmış ve şirkete de davada—- Davacı davalı —- tespiti amacıyla iş bu davayı açtığına ve şirket de davalı olarak bulunduğuna göre, şirket ortakları —– mevcut değildir. Husumet hususunun davanın her aşamasında resen gözönüne alınması gereken bir husus olması nedeniyle, mahkemece — aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. ” belirtmiştir. ——- açılacak bir davada davalı sıfatı ———kişiliğine ait olup—– bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan——-olmadığının tespiti istemli davasının, davalının ——– yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,—- nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.