Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/609 E. 2022/375 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/609 Esas
KARAR NO: 2022/375
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2021
KARAR TARİHİ: 27/05/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle;Taraflar arasındaki ———-maddesinde, —– işbu sözleşme kapsamında yüklendiği edimlerini —- için aylık hizmet bedeli ——- olarak belirlendiğini, müvekkili tarafından sözleşme nezdinde düzenlenen tüm yükümlülüklerin sözleşme koşullarına uygun olarak yerine getirildiğini, hizmet bedeline istinaden —— tutarlı tanzim edilen faturalara ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu———- faturalarına binaen gerekli ödemelerin yapılması ihtar edilmiş ise de davalı tarafın bugüne dek müvekkiline ödeme yapmadığını, davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, arabuluculuk sürecinin anlaşamama le sonuçlandığını belirterek davanın kabulü ile, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ve takibin devamına, davalı aleyhinde %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vakalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki Faturalar, Sözleşme, Arabuluculuk Son Tutanağı ve Vekaletname görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Mahkeme ilgili icra dosyasında itiraz ve vekaletinin olmasına rağmen tensip zaptı ile dava dilekçesinin tarafına tebliğ edilmediğini, taraf teşkili sağlanmadan yapılan duruşmanın ve devamında tahkikat aşamasına geçilmesinin taraflarınca kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek usulsüz tebligat nedeniyle tarafımıza esas hakkında detaylı bir savunma yapma hakkı tanınmasını, davanın reddi ile Mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, iki adet faturaya dayalı — ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
—– Esas sayılı takip dosyasının —- sistemi üzerinden celp edildiği görüldü.
—- tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —– tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“1. Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğu;
2. Davacı — ile davalı ——– defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahipleri lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu;
3.Davacı ve davalının kayıtlarında mutabık kaldıkları, davacı — davalı——- takip ve dava tarihi itibariyle takibe konu —– adet fatura nedeniyle —–alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Eldeki dava incelendiğinde her iki taraf ticari defterlerinde de takibe konu faturaların kayıtlı olduğu,6100 sayılı HMK’nın 222.maddesind düzenlenen ticari defterlerin delil niteliği uyarınca her iki taraf ticari defterlerinde yer alan kayıtların uyuşması nedeniyle ticari defterlerin davacı lehine kesin delil teşkil etttiği,davalının faturaları ticari defterlerine işlemek suretiyle faturaya konu hizmetin davacı tarafından ifa edildiğinin dvacı tarafından ispatlandığı ve bu nedenle hizmet almadığını ileri süren davalı tarafın hizmet almadığını yazılı delille ispat etmesi gerektiği veya ödeme konusunu ispat etmesi gerektiği ancak bu yönde davalı tarafça ispat faaliyetinde bulunulmadığı görülmekle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacak faturaya bağlı olduğundan likit ve belirlenebilir olmakla icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile;——–sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilerek devamına,
2-) Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 28.910,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.974,84 TL harçtan, peşin yatırılan 493,72 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.481,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 493,72 TL Peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 40,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.593,52‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7- 1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/05/2022