Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/602 E. 2022/492 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/602 Esas
KARAR NO: 2022/492
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ: 08/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yüklendiği edime ilişkin faturasını keserek davalı sunduğunu, Edimin yerine getirilmesi ile—- fatura bedeli—- fatura bedeli —- olmak üzere faturalar tanzim ettiğini, davalı tarafın bu faturaları ödemeden imtina ettiğini, bu sebeple ——- dosya ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, ilamsız takip olarak başlatılan takibin, itiraz üzerine durduğunu, İş bu faturalardan da açıkça anlaşıldığı üzere karşı taraf ile müvekkil firma arasında çeşitli ticari ilişkiler yaşandığını ve davalı taraf, müvekkil firmaya karşı borçlandığını, müvekkil şirketin alacağı takip talebinde belirtmiş olduğumuz fatura alacaklarına dayandığını, Tarafların ticari defter kayıtları incelendiğinde davalı borçlu alacağın tamamını ödemediğini Alacak kayıtlarından da anlaşılacağı üzere takip tarihi itibariyle, davalının davacıya fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla —- borcu oduğunu takip tarihine kadar işlemiş faizi ile beraber—— ödemesi gerektiğini, Borçlunun itirazı son derece haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, Açıkça görüldüğü üzere borçluların itirazları zaman kazanmak amaçlı olup; bu —— alacaklı müvekkili zarara sokma, alacağına kötü niyetli olarak ulaşmasını engelleme niyetinde olduğu nun açık olduğu, davalının davacı alacaklıdan mal kaçırma olasılığı ve alacaklının alacağına ulaşmasının imkansızlığı tehlikesi bulunduğundan öncelikle teminatsız olarak sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise teminat karşılığında borçlu aleyhine borcu karşılayacak miktarda ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, yine bu hususta teminat miktarını yatırmaya hazır olduklarını, Tüm bu yukarıda açıklanan sebeplerle, davalının haksız ve kötü niyetli olarak, sırf takibi sürüncemede bırakmak ve alacağımızın tahsilini engellemek maksadı ile yapmış olduğu itirazının iptalini ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tarafımız lehine icra inkar tazminatı ile takibin yapıldığı tarihten itibaren başlatılmak üzere faize hükmedilmesini ve buna ek olarak davalı aleyhine ihtiyati hacze karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, müvekkilinin kendisine —- borcunun bulunduğu iddiasında olduğunu, belirtilen iddianın kabulü mümkün olmadığını, —- itirazın iptali davası açılması için sürenin geçtiğini, hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan huzurdaki davanın usulden reddi gerektiğini, ——olan faturalara dayandırıldığını faturaların—- yapım işleri, ——- yapım malzemeleri bedellerine istinaden oluşturulan faturalar olduğunun anlaşıldığını, Müvekkil yan ile davacı yan arasına yukarıda belirtilen hususlara ilişkin herhangi bir sözleşme akdedilmediğini, herhangi bir iş ilişkisine girilmediğini, bu husus müvekkili şirket kayıt ve defterleri incelendiğinde açıkça ortaya çıkacağını, belirtilen sebeplerle davacı şirketin iddiaları gerçeği yansıtmadığını, buna göre dava konusu iş hiçbir surette yapılmamış olduğundan davanın reddi gerektiğini, yargılama giderierinin ve ücreti vekaletin de karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Davacı —– muhasebenin temel kavram ve genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri ile yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olarak açılış ve kapanış onaylarının/beratlarının bulunduğu; Ticari defterlerinin muhasebenin temel kavram ve genci kabul görmüş ilkeler ile yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olarak tutulduğu, ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; Dosya içeriğinde taraflar arasında —– sözleşme bulunmadığu Davalı ———onaylanması——aldığı, Bu sertifikanın—– tarafından onaylanan bir örneğinin davacıda bulunduğu. Davacı —– defterlerinde Davalı —— cari hesabını —-koduyla takip ettiği, Davacı —- defterlerinde davaya konu faturaları, —— fatura düzenlendiği .davalı tarafından davacıya —-ödeme gerçekleştirildiği ve—— iade faturası düzenlendiği.—– müzekkerede davacı —–düzenlediği davaya konu faturaları, —– Beyan ettiği, Yine —– tarafından gönderilen—– davalı —- davacı —– düzenlediği davaya konu faturaları,——- Beyan ettiği, Dolayısıyla davacı ve davalının davaya konu faturaları —- beyan ettiği ve bu beyanların biririyle örtüştüğü, Taraflar arasında yapılan c-mail yazışmalarında; Davalı—– gönderdiği e mailde ——– belgelerini iletiyorum.——olduğundan faturalar —-muaf kesilecek iptal edip—- fatura kesilmesini rica ederim. —— belgesinin süresi ——– yani yarın doluyor. Lütfen faturanızı bu tarihten önce düzenleyiniz. Kalan bakiyenizin ——olmaktadır. Konuyu teyit etmenizi rica ederiz. ” Davacı —— “İade faturası elimize ulaştı kalan hakiye için acil bilgi bekli,yoruz. Muhasebe tara fından en geç yarma kadar konu hakkında bilgi verilmesi rica olunur. Aksi takdirde avukata verilecektir. Ödeme nakit olarak görüşüldü, “şeklinde olduğu —- uygulamasında,Ticari fatura senaryosunda düzenlenen faturalara itirazın, faturanın alıcıya iletildiği tarihten itibaren 8 günlük süre içinde —- sistemi içinden red uygulama yanıtı ile ya da harici yöntemlerle (TTK 18/3 te belirtilen noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile) yapılması gerektiği.dosya içeriğinde faturalara itiraz edildiğine dair her hangi bilgi yada belgenin bulunmadığı, Davacı tarafından —– işlemiş faiz olmak üzere toplam —- üzerinden takip başlatıldığı,davacı vekili tarafından —– havale tarihli beyan dilekçesinde,”takip ve davaya konu asıl alacak miktarı üzerinden —- asıl alacağa ve —– faizine yönelik olarak takip çıkışı üzerinden toplam —-talebimizden feragat etme zorunluluğumuz doğmuştur…Bakiye asıl alacak olan —- ile ferileri yönünden davamızın kabulüne,, şek ünde beyanları olduğu, Davacı —– itibariyle Davalı —– alacaklı olduğu; Faturalarda ödeme vadesinin belirlenmediği, davalıya ödemeyle ilgili herhangi bir ihtar yada ihbarın bulunulmadığı dolayısıyla alacakla ilgili faiz hesaplanmadığı,icra inkar tazminat tutarının—— hesaplandığı.icra inkar tazminatının takdirinin sayın mahkemede olduğu” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davalının defter ve kayıtlarının HMK 222. Maddesine göre lehlerine delil kabul edilebileceği, Davacının, başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini ——– kadar talep edebileceği, Dosya kapsamında Davalını Takip Öncesi Temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge mevcut olmadığından Davacının Takipteki İŞLEMİŞ FAİZ TALEBİNİN YERİNDE OLAMAYACAĞI, Davacının alacağına 3095 Sayılı Kanunun 2/2 maddesi gereği takip tarihinde itibaren avans faizi oranında faiz talep edebileceği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacı şirketin bilirkişi marifetiyle incelenen kayıtlarında takip tarihi itibariyle—- alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının bilirkişi marifetiyle incelenen defter kayıtlarında davacının —–kadar alacağının olduğunun tespit edildiği, davalı defterlerinin delil niteliğinde olduğu, —- ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde davalının davacıya takip tarihi itibariyle—— borçlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak,—- hazırladığı ——hazırladığı —- tarihli bilirkişi raporları nazara alınarak davacı şirketin davalıdan faturalardan kaynaklı —– alacaklı olduğu anlaşılmakla bu yönde hesaplama yapan bilirkişi raporları esas alınarak hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit olması konusunu—– Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir——Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Somut olayımızda davacının talep ettiği alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından——– icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 24.642,12 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 24.642,12 TL üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.683,30 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 1.804,25 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 120,95‬ TL’ nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 1.804,25 TL peşin harç toplamı 1.863,55‬ TL ile 2.552,80 TL (Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri ve dosyadaki diğer masraflar) olmak üzere toplam 4.416,35‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,23 ve red 0,77 oranına göre hesaplanan 1.015,76 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin % 0,23 kabul oranına göre 303,6‬0 TL’sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin % 0,77 red oranına göre 1.016,4‬0 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 12.961,36 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde — Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/09/2022