Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/601 E. 2022/218 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/601 Esas
KARAR NO : 2022/218

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- tarihine—- tarafından söz konusu malların satış faturaları düzenlendikten sonra son dönemlerde davalı borçlunun müvekkili şirkete malların bedelini ödemediğinden ticari ilişkinin sona erdirildiğini, cari hesap alacağına istinaden— ödemesi adına davalı-borçlu ——- ile takip başlatıldığnı, davalı borçlu tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, davalının müvekkili aleyhine takibe konu olan cari hesap alacağı için iade faturası düzenlediğini, müvekkili şirket tarafından haksız ve kötüniyetli olarak hazırlanan iade faturasına ilişkin— numaralı ihtarnamesi ile faturaya itiraz edilerek iade edildiğini, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davalının itirazında haksız olduğunun açıkça görülecğini belirterek davalı borçlu tarafından yapılan borca, borç kaynağına, takibe, ferilerine ve faize yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, dava sonunda haksız bulunacak olan davalı-borçlunun %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri, arabuluculuk ve dava vekalet ücretinin davalıya tahmili yönünde karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki———- görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tebligatın usulsüz ——- dayanak yapılan taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde geçen davacıya ait faturalara konu bir kısım malların davalı müvekkiline teslim edilmediğini, davacının faturalarında geçen bu malların çeşitli oyalamalarla fiziki olarak teslim edilmediği için davalı —- faturasını kestiğini, davacının davalının kestiği iade faturasını müvekkiline iade etmesinin bir kıymeti olmadığını, davacının iade faturalarına konu malları davalı müvekkiline teslim etiğini usulen kanıtlaması gerektiğini davanın reddini talep ettiklerini, takip öncesi işlemiş faizin dayanağının olmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki İade — görülmüştür.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 28/01/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle, Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde Bilirkişiye verilen davacı ve davalıya ait defter ve belgelerin yerinde inceleme görevi ile sınırlı olmak üzere, yukarıda anlatılan görüş ve gerekçelerle, nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere;— belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğu; Davalı —– Mahkemenizde yapılan incelemede hazır bulunmamış ve Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı görülmüştür. Ticari defterlerini sunmayan davalının karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin — dayandığı belgeler——– olması nedeniyle TTK. md. 85 ve HMK 222. madde gereğince sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğu; takip ve dava konusu tutara dayanak yapılan faturaların davac——-aldığı anlaşılmaktadır. Davacı ve davalının söz konusu faturaları——- birbirini teyit ettiği; Davacı tarafından davalıya düzenlenmiş 10 adet e-faturanın davalıya elektronik ortamda tebliğ edildiği; davacı tarafından davalıya düzenlenen faturalara, davalı tarafın 8 gün içinde itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı; Davalı tarafından davacıya —- faturasının Türk Ticaret Yasasının 23/2 maddesi hükmüne göre 8 günlük kanuni süresi içinde düzenlenmediği, ——-Davalı tarafından davacıya düzenlenmiş —– numaralı iade faturasının, davacı—- düzenlenmiş İhtarname ile itiraz edilerek kanuni süresi içerisinde davalıya iade edildiği; Sayın Mahkemenizin davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde; Davacı tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden takip tarihindeki alacağı tutar için icra takip tarihi—%16,75 oranında avans faizi talep edebileceği; Sonuç ve kanaatine varmışlardır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, —- lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle —–düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre —- borçlu olduğu,
Davalının bağlı bulunduğu —– yazı ekinde bulunan —- dönemlerinde davacı —- alımı yaptığını —-
Mahkememizce —— defter incelemesine davalı vekilinin hazır olmadığı duruşma olan 1 nolu celsede karar verildiği, davalı vekiline duruşma zaptının tebliği ile inceleme gün ve saati ihtar edildiği, davalı şirketin ticari defterleri dosyaya ibraz edilmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirilmediği, 6100 sayılı Hmk’nın 222/3. maddesinde,—– yayımlanan — sayılı kanunla ticari defterlerin sunulmamasına ilişkin 23. madde ile değişiklik yapılmış ve ticari defterlerin davalı tarafından sunulmaması halinde davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil olacağı belirtildiği, davalı tarafından düzenlenmiş olan söz konusu takibe konu faturalara 8 gün içinde itiraz edildiğine dair dosyaya bir bilgi veya belge kazandırılmadığı, davalı şirket tarafından davacıdan — mal veya hizmet alımı yapıldığını bağlı bulunduğu —- bildirildiği, böylece bilirkişi davacı tarafın— mahkememize göndermiş olduğu taraf— formalarının incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan (taleple bağlı kalınarak) 113.499,38 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği,—- beyannamelerinden davalının davacıdan fatura alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu —-kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. —-Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından ———– takip dosyasına yapmış olduğu —– iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin 208,34 TL faiz hakkında talepte bulunulmadığı anlaşılmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 113.499,38 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.753,14 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 1.369,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.583,39‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre hesaplanan — ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 1.369,75 TL peşin harç toplamı 1.429,05 TL ile 1.568,50 TL ( Bilirkişi ücreti, —–üzere toplam 2.997,55‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- — davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı