Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/590 E. 2022/129 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/590 Esas
KARAR NO : 2022/129

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin—– ——- —————- ürettiğini, —– gösterdiğini,——— davacının ———- ——- gerçekleştirdiğini, davacının ——- itibaren——- göre anılan ———- tarafından belirlenen şartlara—— yetki alarak —— gösteren —— ——— aldığını, davacı ile davalı arasında——- tarihli —–imzalandığını,davacının davalıya —– karşılığını ödediğini, davalının davacıya — gönderdiği ——– bildirim yolladığını, sözleşmeye aykırı olarak uygunsuzluk ve askıya —bildirimlerini ——- gönderdiğini —– kurallarını ihlal ettiğini, bu — ettiklerini ancak bir yanıt alamadıklarını, davacının ——– bu yolla engellendiğini, müvekkiline ait malların —– bekletilmesine, ——- bekleme ücretleri gibi çok büyük zarar ve kayıplara neden olduğunu,—- tarafından davalı firmanın ——— itibaren — alınmasına karar verildiğini, davalının —-olan bilgi belge ve dökümanların —— haksız biçimde teslimden kaçınılması nedeni ile başka bir firmaya geçiş yapılmasının fiilen engellendiğini, davacının ve —- nedenlerle zarara uğradığını ve oldukça yüksek faiz yükü altında kaldıklarını, önceden —- öncesi — yapılan ürünlerin satışlarının yapılamadığını, davacı ——– zararının ve şirketin —- değerinin değer kaybının —– olduğunu, davalı şirketin mallarını kaçırma ihtimali olduğunu,——- — — satın adlıklarını,—— yürütmeye devam ettiklerini tüm bu nedenlerl———- tahsilini ile birlikte yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının————– müvekkili —— husumet ehliyeti bulunduğundan davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, —- tarihinden sonra gerçekleştiği iddia edilen hiçbir zararın bu davaya konu edilmesi mümkün olmadığını, faaliyet zararlarının ve kar mahrumiyetinin tazmini taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilmesininde mümkün olmadığını, taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi akdedildiğinden dava bakımından mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacının —— alınması ————– şekilde yürütüldüğünü, dava —- raporunun davacı tarafa iletilmediği iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacı taraf uğradığını iddia ettiği zararları ispat edemediğini, dava konusu iddia ile soyut zarar talepleri arasında illiyet bağı da bulunmadığını, davacı tarafın — sözde usulüne aykırı gerçekleştirdiği — — alamadığı iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın ———— kendilerini haklı bulduğu beyanın doğru olmadığını, davacı ———- yazısı ile sözleşmeyi sona erdirdiğini/feshettiğini bildirdiğinden işbu davaya konu olumlu zararları isteyebilmesi mümkün olmayacağını, taraflar arasındaki sözleşmelerin ve bu sözleşmelerdeki çeşitli yükümlülüklerin hukuki nitelemeleri doğru olmadığını, Sonuç olarak, her ne kadar davacı, Müvekkili — ilgili mevzuata aykırı —– neticesinde ——— gerçekleştiremediğini ve bu nedenle zarara uğradığını iddia etmekte ise de, somut durum değerlendirildiğinde, eğer gerçekten bir zarar söz konusu olmuşsa, bu zarar davacı———— uygunsuz eylemleri sonucu gündeme geldiğini, dava dilekçesinde davacı, her ne kadar kendisi yanında dava dışı —–zedelenmesi dolayısıyla uğradığı zararın tazminini talep etmiş ise de huzurdaki davanın davacısı ———- olmadığını, bu nedenle haksız davanın öncelikle aktif husumet ve pasif husumet yokluğundan usulden reddine, davanın ———— ihbar edilmesi gerektiğini, hukuka aykırı olarak dava açan kötü niyetli davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı davalının sözleşmeye ve yükümlülüklerine aykırı bir şekilde usulsüz bir — alması nedeni ile müvekkilinin uğradığı zararların tazminini talep etmiştir.
Davalı yan süresi içerisinde sunulmuş cevap dilekçesinde taraflar arasındaki sözleşmede yetkili mahkemelerin çağlayan mahkemeleri olduğunun kararlatşrıldığını, görevli ve yetkili mahkemenin—— mahkemeleri olduğunu belirtmiştir.
Taraflar arasında imzalanmış olan ve davalı—– ibraz edilen —-tarihli sözleşme incelenmiş, sözleşmenin 14. Maddesinde “——- taraflar arasındaki ——- konusundaki tüm anlaşmazlıkların giderilmesinde —- mahkemeleri yetkili olacaktır. ” düzenlemesi bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan —- ek beyan dilekçesinde TBK 115 gereği davacının yetki ilk itirazında bulunamayacağını, arabuluculuk sürecinin ——- — yapıldığını, davalının yetki itirazında bulunmadığını bu nedenle mahkemenin de yetkili hale geldiğini iddia etmiştir. Davalı yan bu beyana karşılık— —nezdinde gerçekleştiğini, davacının iddiası doğru olsa idi dahi mahkemenin yetkili hale gelmeyeceğini belirtmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 17. Maddesi ” Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü getirmiştir.
Somut olayda taraflar tacir olup sözleşme ile getirilen yetki kaydı geçerlidir. Sözleşmenin 14. Maddesi ile ——- konusunda çıkacak tüm uyuşmazlıklarda —— Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. ———– iradelerinin, uyuşmazlığın çözümünde —– Mahkemelerinin yetkili olduğu yönünde birleştiği anlaşılmaktadır. Taraflar sözleşmede açıkça —— mahkemelerinin yetkili olduğunu kararlaştırmıştır. —– mahkemelerinin —— taşınmasının sonuca etkisi yoktur. Tarafların iradesi, —–sınırları —- adliyelerinden birisini yetkilendirmek yönünde olsaydı, bunu sözleşmede açıkça göstermeleri mümkündü. Taraflar açıkça —– mahkeme ve——seçtiklerine göre, ——- anılan mahkeme ve icra dairelerini yetkili kıldıklarının kabulü gerekir.” belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve süresi içinde sürülen yetki ilk itirazı nedeni ile mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle davanın 6100 sayılı kanunun 114/1-ç, 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan dolayı USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ——- ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, Aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtaratın gerekçeli kararın tebliği ile yapılmasına)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,— Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.