Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/588 E. 2021/942 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/588 Esas
KARAR NO : 2021/942

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; müvekkilİ ile davalılar arasında—- aracının müvekkile teslimi hususunda sözlü anlaşma yapıldığını, müvekkil edimini yerine getirdiğini, aracı teslim etmediğini, parayı iade etmediğini, söz konusu alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine— numaralı dosyasıyla icra takibine başlanıldığını, icra takibine itirazda bulunduğunu, davalılara yapılan ödemenin müvekkile ödenmesine karar verilmesini, davalı —eşi olan davalı …—- Bankasından yukarıda bilgileri mevcut marka aracın alımı hususunda kredi kullandıklarını, davalıların ısrarları sonucunda müvekkilinin kefil olduğunu, davalı borçluların icra inkar takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmolunmasına, — plakalı, —– üçüncü şahıslara devrinin önlenmesini, aracın plakasına İhtiyati Tedbir Konulmasına, davalıların menkul ve gayrimenkul malları ve üçüncü kişilerde hak ve alacakları için ihtiyati haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kefilin yapmış olduğu ödeme nedeniyle alacaklının haklarına halef olarak esas borçluya yönelik rücuen tazmin talepli başlatılan takibe yönelik itirazın iptali davasıdır.
Dosyanı—-. Sayısı ile mahkememize tevzi edildiği görüldü.
— tarihli yazı cevabında —– mükellefiyet kaydına rastlanmadığına ilişkin cevap verildiği görüldü.
— yazı cevabında …—- gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığına dair cevap verildiği görüldü.
— tarihli müzekkere ile mahkememize bilgi verildiği görüldü.
—tarihli yazı cevabı ile istenilen bilgi ve belgelerin mahkememize sunulduğu görüldü.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya — kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, —ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Eldeki uyuşmazlık incelendiğinde ,davacı, davalılar ile kredi— arasında akdedilen kredi sözleşmesine kefil olduğunu ve kefalet nedeniyle yapmış olduğu ödemeleri kredi asıl borçlularından rücuen tazminini talep etmektedir.Kefilin rücu hakkını düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 596.maddesi ” Kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olur. Kefil, bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabilir. ” şeklindedir.Kefil yapmış olduğu ödeme çerçevesinde alacaklının haklarına halef olacağından ,haklarına halef olunan dava — — hangi mahkeme görevli olacak ise eldeki uyuşmazlıkta da o mahkeme görevli olacaktır.Dosyanın görevsizlik ile mahkememize gelmesi akabinde kredi sözleşmesi celp edilmiş ve kredinin tüketici kredisi olduğu ve davalıların (kredi asıl borçlusu) tacir olmadıkları anlaşılmıştır.Kefilin ödeme yapmış olduğu kredinin tüketici kredisi olması nedeniyle yukarıda belirtilen tüketici mevzuatı ve gerekçeler ışığında görevli mahkemelerin tüketici mahkemeleri oldukları anlaşılmış ve mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevl—MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.