Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/582 E. 2023/777 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/582 Esas
KARAR NO: 2023/777
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/09/2021
KARAR TARİHİ: 28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ———- plakalı araç ———- poliçe numarası ile davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalanmış olup 11.12.2020 tarihinde ———– plakalı araçla gerçekleşen kaza neticesinde hasarlandığını, müvekkiline ait kasko poliçesinin kaza tarihinde geçerliliğini koruduğunu, dava konusu kaza nedeniyle müvekkiline ait ———- plaka numaralı araçta hasar oluştuğunu, kazaya müvekkiline ait ———– plakalı aracın %100 kusurlu hareketinin sebep olduğunu, müvekkili adına kayıtlı ———- plaka numaralı araçta meydana gelen hasarların onarımında yapılan giderlerin bedelinin belirlenmesi amacıyla rapor hazırlanması için eksper/bilirkişi atandığını ve tanzim edilen raporda müvekkiline ait oluşan toplam hasar bedelinin işçilik masrafları ve KDV dahil fiyatının 52.947,23TL olarak tespit edildiğini, müvekkilinin bu tespit için de KDV dahil 354TL ekspertiz ücreti ödediğini, hasar nedeniyle davalı sigortaya 14.01.2021 tarihinde yazılı olarak başvuru yapıldığını, davalı tarafça yasal süresi içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığından ve herhangi bir cevap verilmediğinden bu kez 05.02.2021 tarihinde ———— sayılı dosyası ile başvuru yapıldığını, ancak yapılan başvuru;”Somut olayda, trafik sigorta poliçesi bulunmayan başvuran aracının karıştığı iddia edilen kazada, kaza tutanağının resmi görevlilerce düzenlenmesi gerekirken, sürücüler tarafından düzenlendiği belirtilen anlaşmalı kaza tutanağının delil olarak sunulmuş olması, sigortalı araç sürücüsü olduğu belirtilen ———- kazadan haberi olmadığını belirtmesi, sürücü ismi ile yapılan araştırmada kaza kaydına rastlanmamış olması durumları dikkate alındığında, hasarın beyan edildiği şekilde gerçekleştiğinin ve hasarın poliçe teminatı kapsamında kaldığının başvuru sahibince kanıtlanmadığı anlaşıldığından, Uyuşmazlık Hakemi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmış ve itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde bir gerekçe ile haksız ve mesnetsiz olarak reddedildiğini, kararda itiraz hakem heyeti müvekkilinin kaza tarihinde geçerli bir trafik poliçesi olmadığını öne sürmüş ise de ekte sundukları poliçeden de görüleceği üzere müvekkilinin ———- Sigorta’da ———- poliçe numaralı ve 22.10.2020-22.10.2021 poliçe vadeli zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası bulunduğunu, ancak itiraz hakem heyetince müvekkiline ait aracın trafik poliçesi olmadığından bahisle kaza tutanağının resmi görevlilerce düzenlenmesi gerektiği ancak anlaşmalı kaza tutanağı düzenlendiğini bu nedenle bu tutanağın geçerli olmadığını belirttiğini, oysaki müvekkiline ait aracın trafik sigortası olduğundan ve kazaya karışan araç sürücüleri arasında tutulan tutanakta da anlaşmazlık bulunmadığından itiraz hakem heyetince yapılan tespit hatalı olup haksız olarak başvurumuz reddedildiğini beyan ile, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak müvekkiline ait araçta meydana gelen,500,00TL hasar bedeli, 323,91TL ekspertiz ücreti olmak üzere şimdilik 823,91TL’nin davalı sigorta kooperatifinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesine konu aracın müvekkili şirket nezdinde ——— no’lu KASKO Sigorta Poliçesiyle 19.10.2020-19.10.2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalandığını, Sigortalının müvekkili şirketten poliçe kapsamında herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacının tüm iddialarını kabul etmemekle beraber, dain-i müıtehin değişikliği zeyilnamesi kapsamında müvekkili şirketin işbu poliçe kapsamında davacıya ödeme yapmakla mükellef olmadığını, davanın reddini talep ettiklerini, davacı dilekçesinde aracın 11.12.2020 tarihinde karıştığı kazada oluşan hasar bedelini talep ettiğini belirttiğini, ———- plakalı aracın 11.12.2020 tarihinden yaklaşık 1 ay sonra, ancak müvekkili şirkete başvuru tarihinden önce, 07.01.2021 tarihinde, araç dava dışı ———- isimli kişinin idaresinde iken ———– plakalı araca arkadan çarptığı anlaşıldığını, davacı 11.12.2020 tarihinde olduğunu iddia ettiği trafik kazası bakımından da müvekkili şirkete kanuni süresinden sonra başvuruda bulunduğunu, zararı ispat yükü davacıda olmakla beraber, geç bildirim sonucunda davacının iddia ettiği zarar miktarının arttığını, aracın, dava konusu kaza tarihinden sonra da trafik kazasına karıştığını, müvekkili şirketin sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya sadece hasar tarihindeki gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, davacının geçerli bir alacağı varsa, gerçek zararını ispatla mükellef olduğunu, buna ek olarak poliçeye konu aracın, kaza tarihinde davacı tarafından bir üçünü kişiye kiralandığının anlaşıldığını, Poliçe kapsamında aracın kiralama halinde kullanılması halinde oluşacak zararlardan müvekkili şirketin %80 oranında tenzili muafiyet hakkı bulunduğunu, davacıya ait aracın sürücüsü, 11.12.2020 saat 21.00 de meydana geldiği iddia edilen hasarlı trafik kazası için geçerli bir trafik sigorta poliçesi olmayan, ———- plakalı aracın sürücüsü ile anlaşmalı maddi hasarlı kaza tespit tutanağı düzenlediğini, tutanaklarda isimleri yazılı sürücüler tutanakta yazılı olay yerini bilmediklerini söylediklerini, sözde trafik kazasına ilişkin görgü tanığı veya kamera kaydı olmadığını, müvekkili şirketin davacıya poliçe kapsamında borcu olmadığını, temerrüde düşmediğini, davacının talep ettiği faizin hukuka aykırı olduğunu, davacının talep ettiği faiz miktarına, faiz başlangıç tarihine ve türüne itiraz ettiklerini beyan ile, müvekkilinin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın, dava konusu hakkında kesin hüküm bulunması, dava belirsiz alacak davası şekilde açılamayacağından ve husumet itirazımız sebebiyle usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise uyuşmazlık konusu hakkında arabulucuya başvurulmadan işbu dava ileri sürüldüğünden davanın usulden reddini, her halde hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddini, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir

RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “KUSUR YÖNÜNDEN: Dava konusu araç sürücüsü ———- %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Davalı sürücü ——— kusursuz olduğu, HASAR YÖNÜNDEN: 11/12/2020 tarihinde meydana gelen kaza sonucu oluşan hasara ilişkin 13/01/2021 tarihli KASKO Kesin Ekspertiz Raporu kapsamındaki parça-malzeme ve işçilik kalemleri ile ilgili tespitlerin, ——— plakalı araçta meydana gelen maddi hasar ile uyumlu olduğu, Hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, Dava konusu ———- plaka sayılı ———– marka/tip, ——— model araçta meydana gelen toplam hasar tutarının KDV dahil 52.477,96 TL olabileceği, hesaplanan tutarın serbest piyasa koşullarında günün rayicine ve dosya kapsamına uygun olduğu, – Dosya kapsamında hasar-onarım fotoğrafları ve onarım faturası bulunmadığı, SİGORTA SORUMLULUĞU YÖNÜNDEN: ———- Şti. adına kayıtlı ve ———- sevk ve idaresindeki ———— plakalı aracın 11.12.2020 tarihinde karıştığı trafik kazası sonu oluştuğu bildirilen hasardan davalı ———- şirketinin ———- numaralı Genişletilmiş Artı Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında sorumlu olduğunun ve davaya konu olayda araç kiralama olmadığının veya araç sürücüsü ———- olay tarihinde davacı———–Şti. ünvanlı şirketin bordrolu işçisi olduğunun kabulü halinde bu taktirde: Davacı ———— Şti.’nin davalı ———– şirketinden talep edebileceği alaeak miktarı 52.477,96 TL. Olduğu, Davaya konu olayda, davalı sigorta kuruşunun beyan ettiği, trafik kazası tarihi itibariyle davaya konu ———— plakalı aracın kiralık araç olduğunun kabulü durumuna göre ve olay tarihinde sürücüsü ———– ———– Şti. unvanlı şirketin bordrolu işçisi olmadığına göre; davacı adına kayıtlı araçta oluşan hasar bedelinden % 80 oranında tenzili muafiyet uygulanması gerektiğinin Sayın Mahkemece kabulü halinde ise bu taktirde: Davacı ———— Şti.’nin davalı ———- şirketinden talep edebileceği alacak miktarı 10.495,59 TL. Olduğu, 354,00 TL. Tutarındaki eksper ücretinin yargılama gideri olarak nazara alınması gerektiği, Davaya konu olayın davalı ———- şirketi 14.01.2021 tarihinde ihbar edildiğinin kabulü halinde bu taktirde davalı ———– şirketi bakımından temerrüt tarihinin 01.03.2021 tarihi olduğu.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.ISLAH: Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi raporuna göre, talep sonuçlarını HMK madde 107 gereği 323,91TL eksper ücreti taleplerini yinelemekle, 500TL olan hasar bedeli taleplerini de 52.477,96TL’ye ıslah etmekle neticeten taleplerinin toplamda 52.801,87 TL’ye ıslah etmekle davamızın işbu bedel üzerinden kabulüne, işbu bedelin sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.Tüm dosya kapsamından; Davacı vekilinin, davaya konu trafik kazası nedeniyle, ———— 05/06/2021 tarih———– E. ———- sayılı başvuru ile hasar tazminatı talebinde bulunduğu, ———— sayılı karar ile de başvurucunun kazanın oluşumu ile ilgili doğru ihbar yükümlülüğüne aymadığından bahisle başvurunun reddine karar verildiği, işbu karara yönelik itirazın da ————- sayılı kararı ile temyiz yolu açık olmaz üzere reddine karar verildiği görülmüştür.Davalı vekili cevap dilekçesinde tahkim davacı sonucu verilen karara karşı davacı yanın temyiz başvurusu yapmayarak kararın kesinleştiğini ileri sürerek davanın usulden reddini savunmuştur.Safahatta deliller toplanmış, tanık olarak ———- ile ——— dinlenmiş bilirkişi raporu aldırılmış, davacı vekili tarafından bilirkişi raporundaki alternatifli hesaplamalardan lehine olan dikkate alınarak tamamlama harcı yatırarak alacağını belirli hale getirmiştir.Davalı yanın ileri sürdüğü derdestlik ve kesin hüküm hallerinin olup olmadığı hususunun irdelenmesi gerekmiştir.Benzer konuya ilişkin ———– sayılı ilamında; ” Somut olayda, davacıların, davaya konu trafik kazası nedeniyle, ———- sayılı başvuru ile destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduğu, ———- sayılı karar ile de sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından bahisle başvurunun reddine karar verildiği, işbu karara yönelik itirazın da ———-sayılı kararı ile kesin olarak reddine karar verildiği görülmektedir. Hakem Heyetinin esasa girerek vermiş olduğu ilgili kararı, tarafları, konusu ve sebepleri aynı olduğundan işbu dosyada davacı ile davalı sigorta şirketi arasında kesin hüküm teşkil ettiğinden ötürü yazılı şekilde karar verilmiş olmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. Bir an için belirsiz alacak olarak yapılan ———- başvurusunun kesin olarak verilmesinin usule aykırı, giderek Sigortacılık Yasasının 30/12. maddesi uyarınca kararın temyize tabi olduğu ve bu nedenle kesinleşmediği hususunun ileri sürülebileceği düşünülebilirse de; bu durumda da usul hükümlerine göre dava şartı teşkil eden derdestlik yönünden dahi davanın dinlenebilir olmadığı görülmektedir.” şeklindeki açıklamalarının ışığı altında somut olayda ————- sayılı başvurusu incelenen dosya kapsamında Hakem Heyetinin esasa girerek vermiş olduğu ilgili kararı, tarafları, hasar tazminatı konusu ve sebepleri aynı olduğu, talebin reddedildiği, verilen kararın ———–Karar sayılı kararı dosyasında incelenerek temyiz yolu açık olmak üzere reddedildiği, davacı başvurucunun temyize başvurmadığı anlaşılmakla———–sayılı ilamı nazara alınarak usul hükümlerine göre dava şartı teşkil eden derdestlik yönünden davanın dinlenebilir olmadığı vicdani kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı kanunun 114/1-i,115/2 madde ve fıkraları uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 59,30 TL ve 887,65 TL ıslah harcından mahsubu ile fazla alınan 677,1‬0 TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 250,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
8-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki(2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. Maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. Maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK ‘nın 344.maddesi) suretiyle, ———— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı .28/09/2023