Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/573 E. 2021/883 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/573
KARAR NO: 2021/883
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 15/04/2021
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının—- de aralarında bulunduğu davalılara karşı — başvurduğunu, söz konusu yargılamada—davacıya borçlu olduğunun karara bağlandığını, hakem kararının tenfizi için —–dosyasıyla tenfiz davası açıldığını, yargılama sırasında anılan şirketin ticaret sicilden terkin edilmek suretiyle tüzel kişiliğinin sona erdiğinin tespit edildiğini, davada mecburi dava arkadaşlığı olması nedeniyle —- anılan şirketin ihyası için dava açmak üzere taraflarına — aylık süre verildiğini, söz konusu şirketin — tarihinde resen sicilden silinmiş olup, şirketin tasfiyesinin tamamlanmadığını, bu nedenle—-yeniden ihya edilmesine, —- işlemlerini sonuçlandırıncaya kadar şirketin yeniden tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, davaya cevap sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. maddesi gereğince—– gayri faal olması sebebiyle re’sen terkin edilen şirketin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir.
—günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin son tescilini—– tarihinde resen terkin edildiği bildirilmiştir.
—– tarihli duruşmasında, davacı tarafa şirketin ihyası davası açmak üzere yetki ve süre verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Davacının iş bu davada davacı olduğu, bir kısım davalılara karşı yabancı hakem kararının tenfizine dair dava açıldığı mahkemenin aynı tarihli celsede alınan — nolu ara karar ile ihyası istenen şirketin diğer davalılarla zorunlu dava arkadaşı konumunda olduğu gerekçesi ile bu şirketi davaya dahil etmesi ve bu şirketin ihyasına dair dava açması için davacı yana yetki ve süre verildiği anlaşılmıştır. İlgili dosya —- sisteminden celp edilerek incelenmiştir.
—- maddesinde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren— yıl içinde kanunda yazılı halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile —- tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiş bulunmaktadır.Aynı maddenin —- Fıkrasında ” Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve—–borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu —– hükümleri uygulanır. —– kaydı silinen —- alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesi getirilmiş, —- Fıkrasında Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.Yapılan incelemede ihyası istenen şirketin —— terkin edildiği anlaşılmıştır. İhyası istenen şirket hakkında derdest dava bulunmakta olup —- kayıtlıdır.
Yapılan yargılamaya göre, —– re’sen terkin edilen şirket hakkında ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu derdest dava bulunduğu, dolayısıyla faal olduğu, ancak bildirimle yapılan ilana rağmen ——– başvurusu bulunmadığından tebligat ve ilan prosedüründen sonra tasfiye edilmeksizin resen terkin edildiği anlaşılmıştır. Derdest olan davanın sonucuna göre şirketin borcu ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı, ticaret sicilinden terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
—- Maddesine göre resen —– silindiğinden ve tasfiye olmadığından, —- Madde ile terkin edilen şirketin ihya edilmesi durumunda şirkete tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.” belirtmiştir.
—– maddesi uyarınca terkin tasfiyesiz edilmiş olmakla; buna rağmen ilk derece mahkemesince tasfiye memuru atanması hukuka aykırı olduğundan kararın buna ilişkin kısmının da—– uyarınca resen düzeltilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, karradaki tasfiye memuru atanmasına dair kısım çıkarılmıştır.” belirtmiştir. İhyası istenen şirket —-uyarınca sicilden tasfiye edilmeksizin terkin edildiğinden şirkete tasfiye memuru atanmasına da gerek bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, davanın kabulüne, davalı —–yasal hasım olması sebebiyle davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KABULÜNE, —- tarihinde—- maddesi gereğince—–sayılı dava dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında yürütülen davanın sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, —- yeniden TESCİLİNE,
2-Kararın———ilan edilmesine,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı yasal hasım olduğundan davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yasal hasım olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2021