Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/572 E. 2022/160 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/572 Esas
KARAR NO : 2022/160

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı/borçlu şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkili şirket kayıt ve defterlerindeki davalı/borçlu şirketin 33.830,31 Euro borcunu tüm taleplere rağmen ödemediğini, davalı aleyhine 09.07.2020 tarihinde başatılan takibe itiraz ettiğinin öğrenildiğini, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafa tebliğ edilen faturalara yasal süresinde itraz edilmediğini belirterek davalı borçlunun —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı/borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğu, davalı — Mahkemenizde yapılan incelemede hazır bulunmamış ve Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı görülmüştür, ticari defterlerini sunmayan davalının karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Davacı —Mahkemenizde yapılan incelemede hazır bulunmuş, dava dosyasında da mevcut olan cari muavin ve faturaları sunmuştur. Davacı vekili tarafından, davacının—- olduğu –herhangi bir ticari defter tutulmadığını bu nedenle herhangi bir defter ibraz edemedikleri beyan edildiğinden sunulan belgeler ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu, davacı —sunulan ve dosyada bulunan davalı —cari hesap dökümüne göre; Davacı— davalı — alacaklı olduğu, davacı—– sunulan ve dosyada bulunan davalı —ilişkin cari hesap dökümüne göre; Takip ve dava konusu tutara dayanak toplamı 33.80,31 Euro olan iki faturanın ödenmediği, söz konusu iki fatura haricinde kalan faturaların davalı tarafından ödendiği, takip ve dava konusu tutara dayanak toplamı 33.80,31 Euro olan iki faturaya, davalı tarafın 8 gün içinde itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı, davalı –defterleri ve kayıtları incelenemediğinden tarafların defter kayıtları arasında farklılık bulunup bulunmadığı konusunda bir görüş bildirilmemiştir, Sayın Mahkemenizin davacı yan lehine hüküm vemesi halinde, kamu bankalarında— uygulanan azami faiz oranları tablosundaki faiz oranları alınarak takip tarihinden ödeme tarihine kadar olan süre için davacı şirket tarafından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre hesaplanacak faizi talep edebileceği” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel —- alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle — sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre —- faturadan kaynaklı — tarihi itibariyle davalının—– borçlu olduğu, mahkememizce 05/01/2022 günü yapılması istenilen defter incelemesine — verildiği, davalı vekiline inceleme gün ve saati tebligat marifetiyle ihtar edildiği, davalı şirketin ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, 6100 sayılı Hmk’nın 222/3. maddesinde, — resmi gazetede yayımlanan 7251 sayılı kanunla ticari defterlerin sunulmamasına ilişkin 23.madde ile değişiklik yapılmış ve ticari defterlerin davalı tarafından sunulmaması halinde davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil olacağı belirtildiği, davacı şirket tarafından sunulan ve dosyada bulunan davalı şirketin ——-ilişkin cari hesap dökümüne göre takip ve dava konusu tutara dayanak toplam — olan iki faturanın ödenmediği, davalı tarafın düzenlenen faturaya 8 gün içinde itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge bulunmadığı, böylece takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 33.830,31 euro alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Alacağın likit olması konusunu ——— kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. —- — Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Sonuç olarak, hükme esas alınabilecek yeterli teknik nitelikte bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davalı adına — yıllarında düzenlenen 2 adet karşılığı faturaların davacı nezdinde cari hesapta kayıtlı bulunduğu hususunun tespit edildiği, taraflar arasındaki takibe konu miktar olan ücretin davacı tarafça ispatlandığı anlaşılmış alacağın faturaya bağlı olması nedeniyle belirli likid olduğu kanaatine varılmış kabul edilen asıl alacak miktarı olan — üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (52.738,07 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmiştir — Tarihli kararı). Tarafların tacir olduğu ve alacağın yabancı para alacağı olduğu görülmekle — –üzerinden iptali ile kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin devamına karar verilmiştir. Vekalet ücreti ile harç hesaplaması –. Sayılı kararı doğrultusunda dava tarihindeki (—) —– alınarak yapılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1—– sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile —- alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin DEVAMINA,
2—- tarihindeki —satış oranı olan 7.7945 TL ile çarpılması sonucu oluşan — üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (52.738,07 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 17.840,52 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 3.148,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14.692,37 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —göre hesaplanan — vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 341,55 TL peşin harç toplamı —-(Bilirkişi Ücreti, Kep Reddiyatı, Tebligat Gideri, E-Tebligat Gideri, Posta Masrafı ve Dosyadaki Diğer Masraflar) olmak üzere toplam 4.486,95‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7—- davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.