Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/560 E. 2022/422 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/560
KARAR NO: 2022/422
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili—- tescillenerek kurulan davalı—– üyesi olduğunu —– yapılan —–alınan karar ile —— karar verildiğini, mezkur kooperatif ana sözleşmesinde yer alan işlerin tamamlandığını ve kat mülkiyetine geçilmek suretiyle ferdileşme sağlandığından—– amacının gerçekleşmiş ve kooperatifin tasfiye aşamasına sokulduğunu, ——- tasfiye aşamasına sokan yönetimin görevinden ayrıldıktan sonra yönetime gelen ve halihazırda da o tarihten itibaren kooperatif yönetiminde bulunan kişiler tarafından,—– aşamasından yasal mevzuata aykırı şekilde kötüniyetli olarak çıkarıldığını ve neredeyse —- hiçbir gayesi kalmamasına rağmen elde edilen gelirler sebebiyle kooperatifin usulsüz olarak devam ettirildiğini, tasfiyeden usulsüz olarak çıkarıldığını, ayrıntısı verilen —– denetim raporu ile tespit edilen ve işbu rapor doğrultusunda tasfiye aşamasında olması gereken kooperatifin, yetkisiz ve yok hükmünde olan yönetim kurulunun çağrısı ile yapılan genel kurul ve kararlarının iptalinin gerektiğini, işbu usulsüzlüğün, —– düzenlenen ve ——tasfiyeden kanuna aykırı olarak çıkarıldığına ilişkin —— raporunda açıkça tespit edildiğini, —- müfettişlerince tanzim edilen raporda değinildiği üzere—– olmayan hususlarda —— maddesinin “Şirket sürenin dolmasıyla veya genel kurul kararıyla sona ermiş ise, pay sahipleri arasında şirket malvarlığının dağıtımına başlanılmış olmadıkça, genel kurul şirketin devam etmesini kararlaştırabilir. Devam kararının sermayenin en az yüzde altmışının oyu ile alınması gerekir. Esas sözleşme ile bu nisap ağırlaştırılabilir ve başkaca önlemler öngörülebilir. Tasfiyeden dönülmesine ilişkin genel kurul kararını tasfiye memuru tescil ve ilan ettirir.” hükmünün —— tasfiyeden dönmeye ilişkin alacağı genel kurul kararlarında uygulama alanı bulacağının aşikar olduğunu, ancak kooperatifçe tasfiyeden dönmeye ilişkin kararın alındığı—– yapıldığı tarihlerde, —- yeter sayısı sağlanmaksızın tasfiyeden dönmeye ilişkin karar alındığını, mezkur kararın —— maddesine aykırılık teşkil ettiğini, kararın hükümsüz ve mutlak butlan ile batıl olduğunun açıkça orta olduğunu, bir genel kurul kararının yokluğunun ——-, başlangıçtan itibaren bir genel kurul kararının mevcut olmadığını ifade edeceğini, bir işlemin ve bu arada ——- veya mutlak butlan ile malûl olduğundan bahsedilmekte olduğunu, ayrıca, —– yayınlanmamış bir kararında, “ana sözleşmedeki yeter sayılar oluşmadan toplanan bir genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunun kabulü gerektiğine ve bunun —- olduğuna karar vermiş olduğunu ———- açıklandığı üzere ——- genel kurulunca alınan kanuna aykırı tasfiyeden dönme kararın mutlak butlan ile batıl ve hükümsüz olduğu açıkça ortada olduğundan mevcut kooperatif yönetiminin aldığı kararlarda mutlak butlan ile malul ve hükümsüz olduğunu, tasfiye aşamasından usulsüz olarak çıkarılan, yetkisiz ve yok hükmünde olan yönetim kurulunun çağrısı ile yapılan, ——— sayılı dosyasından açmış oldukları dava sebebiyle ve bu güne kadar hiçbir şekilde ilk toplantıda yeterli çoğunluk sağlanamazken her nasılsa nisap sağlanmış gibi toplantı yapıldığını, bu sebeple toplantıya katılıma ilişkin vekaleten ve asaleten atılan imzaların ve yeter sayının sağlanıp sağlanmadığının da tespitinin gerektiğini, denetim raporunda da tespit edildiği üzere tasfiye kararından çıkış için yapılan genel kurulda yeterli çoğunluk olmamasına rağmen yeterli çoğunluk varmış gibi genel kurul yapılmış ve her nasılsa denetim makamının da gözünden kaçarak tasfiyeden çıkış işleminin gerçekleştiğini, bu sebeple bu konununda incelenmesini ve yeterli çoğunluk sağlanamamış olması halinde genel kurulun ve kararlarının da iptaline karar verilmesinin gerektiğini—— birliklerin kuruluş, —— görevleri arasında sayıldığını, kanuni düzenlemenin yanında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun——-görev yetkileri başlıklı” 86’ıncı maddesinin 3’üncü fıkrasında kooperatiflerin dağılmasını gerektiren sebepleri mahkemeye bildirmenin —- görevleri arasında sayıldığını, açıklanılan nedenler ve kanuni düzenlemeler gereği, yapı kooperatiflerinin denetlenmesi ile tasfiyesindeki görev ve yetkileri sebebiyle——-davanın ihbar edilmesi gerektiğini, davanın —- ihbar edilmesini, tasfiye aşamasından usulsüz olarak çıkarılması sebebiyle, yetkisiz ve yok hükmünde olan yönetim kurulunun çağrısı ile yapılan, diğer iptal sebeplerinin incelenerek, —— iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde iddia edilenin aksine müvekkili kooperatifin,——amacını gerçekleştirdiği için tasfiyeye girmediğini, —– kurulu başkanı olan davacı ——– işlemlerini zamanında yerine getirmediği için kooperatifin münfesih duruma düştüğünü , üstelik davacının ———- tasfiye —– olarak ısrarla hiçbir faaliyette bulunmamaya devam ettiğini, —– ki tasfiye kararından altı yıl sonrası kooperatif arsa tapusu alındıktan sonra —– tarihinde yapılan ———- yönetiminin değiştiğini, davacının yönetimden ayrıldığını, —— yılında arsa tapusunun alınması ve mevcut tasfiye-yönetim kurulunun değişmesinden sonra, yeni yönetim kurulunun hummalı bir çalışmaya başladığını, kooperatif arsasının ifraz ve parselasyon işleri, proje tasdik ve ruhsat işlemleri tamamlanarak ancak —— yılından itibaren ortaklara şahsi tapuları verilmeye başlandığını, müvekkili kooperatif —— çıktığını, faal olduğunu,——- tespit edildiğini, ——- olarak tadil edildiğini, müvekkili kooperatifin ——- aralarında davacının da bulunduğu üç ortak —iptali talepli dava açmış olduklarını, davanın —— reddedilmiş, karar temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleş olduğunu, müvekkili kooperatife ait bazı taşınmazların, —— karara göre düzenlenen —— Sayılı kararı ile kurulan dava dışı ——– özgülendiğini, davacı ——- yılından itibaren hem müvekkili —– tasfiye kurulu başkanlığını hem de kurulan —– yürütmeye başladığını, bir —– ait bazı taşınmazların özgülenmesine dair ——– gerekçe gösterilerek iptal edildiğini, iptal kararından sonra bazı ortakların vakfın iptali ve vakfa özgülenen malların iadesi için tescil kararı —— başvurduğunu, müvekkili —- aynı şekilde —açtığı davada, “öncelikle tescil kararının iptali bu mümkün olmaz ise terditli olarak —- düzeltilerek müvekkil kooperatife ait bağımsız bölümlerin ——- çıkarılmasını” talep etmiş olduğunu, ——görülen dava, daha sonra —— Sayı ile görülmeye devam ettiğini, davanın reddedildiğini, —— sayılı dosyasında birleşen davalarda davacı——– maddesinin mutlak butlanla malul olduğunun tespitine ilişkin kesinleşen kararın, ilgili davada taraf olmayan asıl ve birleşen davada davalı vakfa karşı ileri sürülemeyeceği ve hakkında kesin hüküm oluşturmayacağı, gerekçesiyle kararın onandığını, daha önce —— dava konusu taşınmazlar üzerine konulan tedbirin —- ile kaldırıldığını, tedbirin kaldırılması üzerine ——özgülenen bazı taşınmazların mülkiyetinin —- adına tescil edildiğini, davacının başkanı olduğu dava dışı —– müvekkil kooperatifte vakıf aleyhine —— önlenmesi ve ecrimisil davası açmış olduğunu, davaların derdest olduğunu, ayrıca müvekkili kooperatifin vakfa özgülenen malların usulsüz tescil edildiği gerekçesi ile —- Sayılı dava açmış olup davanın derdest olduğunu, müvekkili kooperatifin maliki bile olmadığı taşınmazların bir oldu bitti ile —- özgüleme kararı aldığından, beş kooperatif ortağına dükkanları teslim edilememekte olduğunu, bu nedenle beş ortağın müvekkili— aleyhine, —-davaları açmış olduklarını ve davaların derdest olduğunu, —— adlı ortağın müvekkili —- talebinin ise arabuluculuk sürecinde olduğunu, bütün davaların tarafı olan dava dışı —– olan davacı—- nun huzurda ki davayı açmaktaki asıl amacının; dava dışı—– tasfiye kurulu olarak kurmuş olduğunu, ancak —– eksik olarak düzenlendiğini,——- yılından bu yana yapılan bütün denetimlerde tespit edilmesine rağmen —- olan davacı tarafından, davaların bahane edilerek ötelendiğini, söz konusu rapordaki tembihatların aksine davacının kural ve yasa tanımazlığına devam ettiğini, —– sürdürdüğü işgaline devam etmek amacıyla kendi seçtiği —–gerçekleştirdiğini ve —— ettirmiş olduğunu, bu kararın kaldırılması talepli olarak hem müvekkili —– tarafından – hukuki yararı olan taraf- hem de —– kaldırılması talebi ile —başvurulduğunu, davacının bu yasa tanımaz tutum ve davranışları üzerine —— geçici olarak uzaklaştırılmasının istenildiğini, müvekkili ———dava dışı—– kayyım tayin edilmesi için —– dava açmış olduğunu, davacı ——- sayılı Kararı ile görevi kötüye kullanmak suçundan—- mahrumiyeti cezası almışdığını ve cezanın infaz aşamasında olduğunu, davacının huzurdaki dava ile niyetinin müvekkili ——— tasfiye ettirip, —- oluşturduğu taşınmazları bir oldu bitti ile kurdurduğu ve—- altında olan vakıfı istediği gibi yönetebilmek olduğunu, davacının davasına dayanak olarak sunduğu —– inceleme raporunun müvekkili kooperatife tebliğ edilmediğini, bu nedenle adı geçen inceleme raporu ile ilgili müvekkili kooperatifin yasal bir girişimi olmadığını, davacının———– tasfiyesini talep ettiğini, bu davada —– tarihli bilirkişi raporunda da kooperatifin amacını gerçekleştirmemiş olması ve derdest davalar nedeni ile tasfiyesinin gelinen aşamada mümkün olmadığının belirtildiğini, müvekkili kooperatifin henüz faal olduğundan ve şu aşamada tasfiyesinin gerçekleştirmesinin mümkün olmadığından usulüne uygun olarak her yıl yapılan genel kurullar ile faaliyetini sürdürmekte olduğunu, tasfiye halinde olan —–toplantılarında, toplantı nisabı aranmayacağı kooperatif için hayati önem arzeden işlerin kooperatif ortaklarının çoğunluğu olmadan ve nisap aranmaksızın yapılacak genel kurullarda değerlendirilmesinin davacının iddialarının aksine hem kooperatifin aleyhine hem de hayatın olağan akışına ters ve iyi niyet kurullarına aykırı olduğunu, davacının, müvekkili kooperatifin —- maddelerinin tamamının -bu arada tasfiye kararı da vardır- iptali için ——– davayı açmış olduğunu ve davanın reddedildiğini, tasfiye halindeki kooperatiflerde yönetim kurulunun yerini tasfiye kurulunun almayacağını, tasfiye halinde dahi yönetim kurulu ve denetim kurulunun asli organ olarak var olduğunu, ancak tasfiye ile ilgili işlemleri yürütmek üzere tasfiye kurulu seçileceğini, tasfiye ile ilgili iş ve işlemlerin bu kurul tarafından yapılacağını, tasfiye kurullarının genel kurulu toplantıya çağırmak gibi münhasır bir yetkisinden söz edilemeyeceğini, ancak ——— çağırmaya yetkili olanlar arasında yönetim kurulu ve diğer organlarla birlikte tasfiye memurlarına da bir yetki verilmiş olduğunu, bu arada bu yetkinin diğer organların ve yetkili kılınan kişilerin toplantı yapma yetkilerini ellerinden alacak bir düzenleme olmadığının da açık olduğunu, davacının, müvekkile kooperatifin genel kurul çağrısı yapma yetkisi yoktur şeklindeki iddiasının yasal dayanağı bulunmadığını, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine müvekkili kooperatifin bugüne kadar – tasfiyede olduğu dönemlerde dahil- her yıl genel kurullarını bakanlık temsilcilerinin gözetim ve denetimi altında yasalara uygun olarak gerçekleştirdiğini, yeterli çoğunluk sağlanmaksızın genel kurulların yapıldığı iddiasının kooperatif yönetiminden çok bakanlık temsilcilerini zan altında bırakmakta olduğunu, davacının ortada mutlak mutlan nedeni ile iptal edilmiş bir —yokken, yetkisiz kişilerce çağrı yapıldığı iddiasında bulunmak olduğunu, koperatifin —– tarihli ——uygun olarak bakanlık temsilcilerinin gözetim ve denetimi altında gerçekleştirildiğini, yasal dayanağı ve koşulları oluşmayan davanın reddini talep ettiklerini, gerçekleri yansıtmayan ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Davacı —- tarihli—– kararının yani tasfiyeden dönme kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile——— tarihinde icra edilen genel kurul kararının da bu nedenle usul ya yasaya aykırı olduğu ve bu nedenle iptal edilmesi gerektiği istemine ilişkindir.
Taraf iddia ve savunmaları yukarıda özetlenmiştir.
Genel kurul kararının iptali davasını 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca ancak kooperatifin ortağı açabilir. Dava koşulu olan üyelik sıfatının kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir.
1163 sayılı kooperatifler kanunun 53. Maddesi ” Aşağıda yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde, ——– bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler.
1. Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri;
2. Yönetim Kurulu;
3. Kararların yerine getirilmesi Yönetim Kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarını mucip olduğu takdirde bunların her biri;
Bozma davasının açıldığı ve duruşmanın yapılacağı gün, Yönetim Kurulu tarafından usulen ilan olunur.
Birinci fıkrada yazılı bir aylık hak düşüren sürenin sona ermesinden önce duruşmaya başlanılamaz. Birden fazla bozma davası açıldığı takdirde, davalar birleştirilerek görülür.
Mahkeme, kooperatifin isteği üzerine muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesine karar verebilir. Teminatın mahiyet ve miktarını belirtmek mahkemeye aittir.
Bir kararın bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder.” hükmüne haizdir.
Bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere davacı yana usul ve yasaya uygun olarak gündemi de içeren taahhütlü mektupla davet edildiği halde davacının —– tarihli —- katılmadığı görülmüştür. Davacının genel kurul toplantısına katılmadığı gibi alınan kararlara muhalefet şerhi vermesi de söz konusu olmamıştır. Öte yandan davacı tarafından genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin toplantıya katılmış olduklarını iddia eden bir pay sahibi de olmadığı bu nedenle davacının genel kurul toplantısının iptalini talep etme ön şartlarına haiz olmadığı görülmüştür. Davacı yanca genel kurulda alınan kararların mutlak butlan ile batıl olduğu da ileri sürüldüğünden ——- Maddesinde yazılı —– süre içinde dava açılmadığı görülmesine rağmen esasa girilmiştir.
——- tarihli genel kurul toplantısının kanunen yetkili yönetim kurulunca yapılmış olduğu görülmüştür. Esas yönünden incelemeye geçilmiş davacının esas yönünden davalı kooperatifin tasfiyeden dönme kararının usul ve yasaya aykırı olması ve mutlak butlan ile batıl olması nedeni ile söz konusu genel kurulda alınan kararının iptali talep ettiği görülmüştür.
Yapılan incelemede davacının usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ettiği tasfiyeden dönme kararının alındığı —- tarihli genel kurul kararının iptali istemi ile —- Esas sayılı dosyasında dava açtığı, mahkemenin ——– tasfiyenin kaldırılması kararı alındığı,
Tasfiye memurlarının yarım kalan işler ve tasfiye gayesi dışındaki işleri yapma yetkisi olmayacağı, tasfiye memurlarının resen kooperatifin sicil kaydının kapatılması kararı alma yetkilerinin olmadığı,
Somut olayda, yönetim kurulu faaliyet raporunun 4’ncü sahifesinde tapularını almayan ortaklarla ilgili çalışmaların devam ettiği, kooperatif aleyhine açılmış bulunan ihraç kararının iptali davalarının olduğu ve devam ettiği, kooperatifin ortak malları ile ilgili açılmış dava olduğu ve ——–davanın devam ettiği, ayrıca alacak davaları olup, bu davaların devam ettiği hususları yazılı bulunmaktadır. Bu halde esasen tasfiyenin sonuçlandırılmasının mümkün bulunmadığı,
1163 sayılı K.K.ve anasözleşme hükümleri gereğince tasfiye halinde kooperatif genel kurulu toplantılarında toplantı nisabı aranmayacağı, kooperatif için bu derece hayati ve önem arzeden işlerin kooperatif ortaklarının çoğunluğu olmadan ve nisap aranmaksızın yapılacak genel kurullarda değerlendirilmesi hem kooperatifin aleyhine olacağı hem de hayatın olağan akışına ters ve iyiniyet kurullarına aykırı olacağı, bu sebeple genel kurulun 8 no.lu gündem maddesi ile alınan kararın iptali konusundaki talepler haklı bulunmayacağı..” gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine—–Sayılı ilamı ile onandığı, tashihi karar yoluna müracaat edildiği, aynı dairenin ———-Sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin red edildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Davalı kooperatifin tasfiye halinde bir kooperatif olduğu,1163 sayılı K.K nun 81. Madde hükmüne ve anasözleşmenin 87. Maddesi hükmüne göre genel kurul toplantılarında toplantı nisabı aranmayacağı ancak karar nisabının oy çokluğu (yarıdan fazla ) aranacağı,dava konusu toplantının 94 ortağın asil ve vekil olarak hazır bulunması ile yapıldığı,karar nisabının 48 olduğu,Tasfiye halindeki kooperatiflerde yönetim kurulunun yerini tasfiye kurulunun alamıyacağı, tasfiye halinde dahi yönetim kurulu ve denetim kurulunun asli organ olarak var olduğu,ancak tasfiye ile işlemleri yürütmek üzere tasfiye kurulu seçileceği,tasfiye ile ilgili iş ve işlemlerin bu kurul tarafından yapılacağı,
-Tasfiye kurullarına genel kurulu toplantıya çağırmak gibi münhasır bir yetki söz konusu olmayacağı,
-Genel kurula sunulan faaliyet raporunda anlaşıldığı üzere, kooperatifin yapması gereken işlerin henüz tamamlanmladığı ve birçok dava ile muhatap durumda olduğu, esasen bu sebeple gündenlin 8. Maddesi ile tasfiyeden çıkma kararı alındığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan, Kooperatirler Kanununun 51. ve 52.maddelerinde ve Ana sözleşmede genel kurulun toplantı ve karar nisaplarının düzenlendiği dosyada mevcut ana sözleşmede de bu konuda ağırlaştırılmış bir nisap bulunmadığı, bu nedenle de Kooperatifler Kanununun 98. Maddesinde yer alan Kanun ve Anasözleşmede hüküm bulunmayan hallerde T.Ticeret Kanununun Anonim Şirketlere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı Hükmünün burada uygulanamayacağı, böylece de Türk Ticaret Kanununun 548. Maddesindeki ağırlaştırılmış yüzde 60 nisabılnın kooperatifin tasfiyeden dönmesinde uygulanamayacağı ve genel kurula katılan 94 ortaktan 91 inin oyu alınan tasfiyeden dönme kararının Kanuna uygun olduğu nitekim bu hususta yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş bir mahkeme kararının da mevcut olduğu görülmüştür. Dosya uzman bilirkişi heyetine tevdii edilmiş bilirkişi heyeti raporunda”——— tarihli genel kurulunda alınan karaların kanuna ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı, buna bağlı olarak alınan kararların iptalinin gerekip gerekmediği, alınan kararlarda yokluk ve butlan hallerinin mevcut olup olmadığı hususlarının incelenmesi sonucunda aşağıdaki sonuçlara varılmıştır.
1-Dava bir aylık hak düşürücü sürede açılmıştır
2-Davacı genel kurula katılmadığı gibi alınan kararlara muhalefet şerhi de koymamıştır. Bu nedenlerle davacı ——–hakkında dava açmanın ön şartlarını taşımadığından dava açma hakkının bulunmadığı kanısına varılmıştır.
3—– tarihli genel kurul toplantısına çağrının —–yetkili organ olan yönetim kurulu tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. Toplantıya—— tutanağı imzalamıştır.
4-Dava konusu —- alınan kararların Kanun’a, Ana Sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı, dava konusu—- tarihli genel kurulun iptalinin gerekmediği, alınan karalarda butlan ve yokluk halinin de mevcut olmadığı….” belirtmiştir. Tüm dosya kapsamı, denetime uygun bulunan bilirkişi raporu birlikte değerlendirilmiş davacının ——- tarihli genel kurul toplantısına katılmadığı, Davacının genel kurul toplantısına katılmadığı gibi alınan kararlara muhalefet şerhi de vermediği, öte yandan davacı tarafından genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin toplantıya katılmış olduklarını iddia eden bir pay sahibi de olmadığı bu nedenle davacının genel kurul toplantısının iptalini talep etme ön şartlarına haiz olmadığı, esas yönünden de davacı yanca her ne kadar davalı ——– tarihli genel kurul toplantısında alınan tasfiyeden dönme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, mutlak butlan ile batıl olduğu iddia edilmiş ise de yukarıdaki gerekçeler ile davacının bu iddiasında haksız olduğu, keza bu hususta kesinleşmiş bir mahkeme kararı da bulunduğu anlaşılmış davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu harcın peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
5-Davalı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6- Davalı yanca yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ———- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/06/2022