Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/547 E. 2022/751 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/547 Esas
KARAR NO : 2022/751

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.
DAVA: Davacı vekili —— harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı taraf arasında cari hesap alacağının davalı şirket tarafından ödenmediği için———takip başlatıldığını, davalı tarafından itiraz edildiğini; Borç miktarının faturaya da yansıyan miktar————- olduğunu, ödenmesini talep ettiklerini, davalı ————-Toplantısına da katılmadığını, davalının itirazlarının iptali ile icra takibin devamına karar verilmesine, borçlunun kötü niyetinin sabit olduğundan davalı borçlunun alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet/icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalının icra dosyasında borca yaptığı itiraz dışında esas dosyaya sunduğu cevabi bir dilekçesi görülmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı ———ilamsız takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Her ne kadar takip cari hesap—— altında başlatılsa da taraflar arasındaki ilişki açık hesap ilişkisidir
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını —-ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları —- alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaba değil açık hesap ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmış ve mahkememizce bu yönde yargılama sevk ve idare edilmiştir.
——- Esas sayılı dosyasının—– üzerinden celp edildiği görüldü.
11/11/2021 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş—– tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“1.Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari (açık hesap) bir ilişkinin olduğu;
2.Davalı———–Sayın Mahkemenizde yapılan incelemede hazır bulunmamış ve Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği,————- ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı görülmüştür. Ticari defterlerini sunmayan davalının karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin —————ait olduğu;
3.Davacı —— ——-defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle TTK. md. 85 ve HMK 222. madde gereğince sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğu;
4.Davacı—— incelenen kayıtlarına göre; Taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu, davacı —— davalı —— takip tarihi ve —– dava tarihi itibari ile 18.883,67 TL alacaklı bulunduğu;
—- davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde, davacı tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan ——– itibaren %16,75 oranında avans faizi talep edebileceği;” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizin ———–Mahkemesine talimat yazılarak davalının ——— günümüze ticari defterleri incelenerek kök raporda yer alan davacı kayıtları ile karşılaştırılmak suretiyle taraflar arasında açık hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise alacak borç ilişkisi hususunda bir— rapor alınmasına,” şeklinde ara karar kurulmuş olup talimat yolu ile bilirkişi raporu aldırıldırılmıştır.
Talimat Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda özetle;
“1)Davacının, davalı aleyhine —– sayılı dosyasıyla 1—- asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, takipte işlemiş faiz talebinin yer almadığı,
2)Davacının, dosyaya sunulmuş bilirkişi raporundan görüldüğü üzere, defterlerinin incelendiği ve yasal defterlerine göre icra ve dava tarihi itibarı ile davalıdan 18.883,46 TL.- alacaklı olduğunun tespit edildiği,
3)Davalı yasal defterlerini tarafıma ibraz etmediği, ibrazdan kaçındığı, davalının defterlerinin incelemesi amacıyla davalıya ait———- üzerinden yapılan araştırmada, davalının —– edildiği ancak telefonlarının çalışmadığından, ulaşılamadığı bu nedenle—— —– ibrazının talep edildiği, buna dair —— rapor ekinde yer aldığı, davalının —- çalışanı —– görüşmemizde defterleri ibraz etmeyeceklerini, karşı tarafın defterlerindeki borç/alacağa itibar edeceklerini belirtmesi üzerine, bu beyanı gösteren dilekçenin davalıdan talep edildiği ancak beyan yazısının ——sunmayacaklarını ifade ettikleri,
4)Davacının incelenen yasal defterlerine göre davacının icra ve dava tarihi itibarı ile ——- alacağı, davalının da muhasebecinin yetkililerle görüşmesini tarafıma aktardığı ve sözlü ikrarı ile davacıya ——–borcu olduğunun tespit edildiği,
5)Davalıya dosya içinde rapor sunan —— ———- defterlerini sunmadığı, tarafıma da defterleri sunmaktan kaçındığı, dolayısı ile davalının delil olarak yasal defterine dayanmaktan vazgeçtiği sonucuna ulaşıldığına dair, kanaat ve sonucuna ilişkin raporumu —— üzerinden, diğer evrakları dava dosyası içinde Sayın Mahkemenizin görüş ve takdirlerine saygıyla arz ederim” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak—– Medeni Kanunu’ndaki———çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler, içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Eldeki dosya incelendiğinde, mahkememizin —- celsesinde taraf ticari defterlerinin incelenmesi için ara karar kurulduğu, ara kararda 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinin ihtar edildiği ancak davalı tarafın inceleme günü ticari defterlerini sunmadığı görülmekle davacı tarafın ticari defterlerinin usulune uygun olduğu ve bu yönüyle davacı lehine delil teşkil edeceği, davalı tarafın ticari defterlerini sunmaması nedeniyle ticari defterlerini sunan davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği görülmekle asıl alacak miktarı olan 18.883,46 TL miktarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.
Asıl alacak faturalara bağlı olduğundan belirlenebilir ve likit olmakla kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda beliritlen gerekçeler ışığında davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile;———– sayılı dosyasına yapılan itirazın ——-asıl alacak üzerinden iptaline, takibin kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilerek devamına,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan —— üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken —- harçtan, peşin yatırılan——- harcın düşümü ile geri kalan——- harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 228,07 TL Peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı,——— gideri olmak üzere toplam —- yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7- —- ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.